Yeni Üyelik
15.
Bölüm

Yıldırım'da Silah Sesleri

@alpellal

Aras'ın anlatımından...

Hava geçen günlere daha iyiydi. Güneş kampüsün her tarafını esir almıştı. Bazı öğrenciler bunu fırsat bilip dışarıda takılmayı tercih etmişti. Dalya ve İldeniz de aynı şeyi yapmıştı. Kütüphanedeki dört kişilik masada ben, Levent, Ahuşen ve Güllaç oturuyorduk. Ders çalışmak için gelmiştik ama kendimizi fısıldayarak sohbet ederken bulmuştuk. Aslında olduğumuz binada iki kütüphane vardı, biri kantindeydi. Biz 3.kattaki kütüphanedeydik. Karşımızdaki masada Hesna ve Aybars ödev yapıyordu. Ahuşen kıvırcık saçlarını düzeltip telefonuna baktı. Ben de WhatsApp grubuna baktım. Dalya mesaj atmıştı:

 

"Demin Yıldırım logosunun önünde bir adam beni durdu. Asalbike'nin fotoğrafını gösterip okuduğu binanın yerini sordu. Söyledim ama adamı gözüm hiç tutmadı."

 

Ahuşen kısa bir süre bekleyip karşılık verdi:

 

"Korkma. Asalbike'ye kolay kolay kimse zarar vermez."

 

Baybars:Zarar verecek olsa bile okulda vermez.

 

Dalya:Asalbike'ye bugün bir zarar gelirse aynı şeyi yazacak mısınız acaba?

 

Güllaç sırıtarak"İnsan Asalbike'ye zarar vermeye üşenir."dedi. Levent düşünceli bir şekilde etrafına baktı. Asalbike'nin kütüphanede olup olmadığına bakıyordu. Ben de aynısını yaptım, yoktu. Elimdeki kalemle oynarken"Belki adam iyi biridir. Levent, sen de bir şey deseydin keşke."dedim. Levent bugün fazla konuşmuyordu. Sebebini bilmiyordum ama deli gibi merak ediyordum. Ahuşen'in de dikkatini çekmişti:

 

"Aras haklı. Levent dilini mi yuttun?"

 

"Sürekli konuşacağım diye bir şey yok. Bir gün öleceğim ve sesimi hiç duyamayacaksınız."

 

Levent'in bu sözleri karşısında söyleyecek söz bulamadım. Ahuşen sorduğu soruya aldığı cevap karşısında şok olmuştu. Güllaç öfkeli bir sesle"Yine mi ölüm?Neden en olmadık sohbetlerde hep aynı şeyi yapıyorsun?Aynı şeyi iki hafta önce de yaptın."dedi. Güllaç'ın tepkisi Levent' i gülümsetti. Bu gülüş sahteydi. Bir dostu olarak Levent'in bugün kendini kötü hissettiğini düşündüm. Bana dönüp uzun uzun baktı. Bu sefer gülümsemesi yüzündeydi.

 

"Ölüm dedim ama bir şeyi eklemeyi unuttum!Ölmeden önce bazı şeyleri itiraf etmek gerekiyor, değil mi Aras?"

 

Yutkundum. Bana"Ölmeden önce Güllaç'a aşkımı itiraf edeceğim."demek istemişti. Ahuşen ve Güllaç ikimize sorgulayan gözlerle bakıyordu. Kaşlarımı çatıp"Bu tür şeylerde acele edilmesi gerekiyor."dedim. Güllaç"Aras sen neye kızdın?"diye sordu. Sırıtarak"Bir şeye kızmadım. Sana öyle gelmiştir."dedim. Ahuşen bana inanmamıştı ama Levent'e fazla kızmadığımı anlamıştı. Levent sakin bir ses tonuyla"İtiraf demişken Güllaç, ben sana bir şey itiraf edeceğim."dedi. İçimden"Yapma!Burada olmaz."dedim. Levent heyecandan titriyordu, Ahuşen ise gülümsüyordu. Güllaç tek kaşını kaldırarak"Ne itirafı?"diye sordu. Levent onun ela gözlerinin içine bakıp"Eğer bu itiraf dostluğumuza zarar verirse ben bu okulda gözüne gözükmemeye çalışırım."dedi. Güllaç sandalyesinin kenarlarını sımsıkı tutuyordu.

 

"Ben neden sana darılayım?Anlat şunu!"

 

"Ben sana..."

 

Cümlesini bitiremeden bir ses hepimizi yerinden sıçrattı. Bu bir silah sesiydi!Ardından bir kızın acı çığlığı duyuldu. Kütüphanedeki herkes yere oturmuştu, çığlık atanlar da vardı. Silah sesi alt kattan gelmişti. Ahuşen yanımdaydı, yere oturmuştu ve titriyordu. Güllaç korku dolu gözlerle kapıya bakıyordu, Levent'e sarılmıştı. Aybars ve Hesna ortadan kaybolmuştu, kütüphane görevlisi silah sesinden önce çıkmıştı. Kütüphaneden çıkmamız çok tehlikeliydi. Çıkarsam vurulabilirdim ve daha önce hiç tehlikeye bu kadar yakın olmamıştım. Levent kekeleyerek"Sa...Sakın kimse buradan çıkmasın!"dedi. Sırtımı arkamdaki perdeye dayadım.

 

"Aras, ben çok korkuyorum!"

 

Ahuşen'i ilk defa böyle görüyordum. Gözlerinin etrafı akan yaşlardan ötürü ıslanmıştı. Makyajı akmıştı. Kollarımı açarak"Gel sarıl bana. Ben seni korurum."dedim.

 

"Ya o kişi bana da ateş ederse?"

 

"Ben varken sana bir şey yapamaz."

 

Bana sımsıkı sarıldı. O ağladığında benim de gözüm yaşarmıştı. Güllaç titreyerek"Levent!Ben silah sesinden çok korkarım!"dedi. Levent yüzüne zorla bir gülümseme yerleştirdi.

 

"Buradan kimse zarar görmeden çıkacağız."

 

O sırada iki kızın çığlığı duyuldu. Çığlıklardan birini daha önce de duyduğumu fark ettim. Kime ait olduğunu hatırlayamıyordum ama yakın zamanda duymuştum. Ahuşen bağırarak"Bu Asalbike'nin sesi!"dedi. Ses yavaş yavaş daha fazla netleşiyordu. Açık kapının kenarından sarı saçları gözüktü.

 

"Bırak beni!Kolum acıyor. Hastaneye gitmem lazım!"

 

Ardından bir el hızla onu içeri attı. Kolundan vurulmuştu!Yüzünü bir masanın kenarına çarptı. Döndüğünde dudağının kanadığını gördüm. Kulağındaki halka küpelerinden biri eksikti, ayağında ayakkabı yoktu. Hırkası sırtından aşağı inmişti. Pembe elbisesinin kol kısmı kan olmuştu. Ağlamaktan makyajı akmıştı. Aynı el kankası Ayşen'i de içeri attı, onda bir zarar yoktu. Sadece korkmuştu. Adam içeri girince yüzünü gördüm. Siyah kıvırcık saçları vardı, gözleri kahverengiydi. Kaşları gürdü, yaşı 24-25 civarıydı. Bu tipte birini elinde silahla görmek şaşırtıcıydı. Güllaç'ın kendi kendine"Dalya haklıymış."dediğini duydum. Adam bize kötü kötü bakıp Floresan lambalardan birine ateş etti. Patlayan lambadan ötürü ışık yanıp sönmeye başladı. Herkes çığlık attı. Ahuşen başını göğsüme koydu. Asalbike o an bana döndü, hüzünlü gözleriyle ikimize baktı. Sanki"Beni de keşke böyle korusaydın!"der gibiydi. Adam görevli masasından anahtarı alıp kapıyı kilitledi. Asalbike'ye bakıp"Seni öldürmeden kapıyı açmamalılar."dedi. Sırayla üç masayı kapının önüne üst üste koydu. Güllaç"Biz Asalbike yüzünden mi rehine alındık?"dedi. Adam kahkaha attı:

 

"Hahaha!Doğru, asıl hedefim Asalbike Giray'dı."

 

Asalbike acıyla yüzünü buruşturarak"Benim suçum ne?!Masum masum okuluma geldim."dedi. Adam Asalbike'nin arkasındaki kitaplığa ateş etti. Çığlıklar bir daha duyuldu. Asalbike yan tarafa sıçradı.

 

"Senin en sevdiğim kişinin ölümünde payın var!"

 

Yutkundum. Ahuşen şaşkınlıktan ağzını kapattı. Levent kaşlarını çattı, Güllaç"Yok artık!"dedi. Asalbike'nin bahsedilen olaydan haberi yok gibiydi. Kısa bir süre düşündü. Bir yandan yarasına çantasından çıkardığı fularla müdahale etmeye çalışıyordu bir yandan da korkuyla adamın elindeki silaha bakıyordu. Adam Asalbike'yi öldürmeye kararlıydı. Asalbike gözlerini yere çevirdi:

 

"Ben kimsenin ölümüne sebep olmadım!Adını bile bilmiyorum!"

 

"Oktay!"

 

Silahlı saldırganın adını böylece öğrenmiş olduk. Güllaç tiksinerek"Oktay isimlileri bundan sonra sevmeyeceğim!"dedi. Levent büyümüş gözlerle"Oktay isimlileri seviyor muydun?"diye sordu. Güllaç bu soruya şaşırmıştı.

 

"Hayır!"

 

Oktay aniden Güllaç'a silahı doğrulttu. Güllaç çığlık attı. Ahuşen titreyen sesiyle"Lüt... Lütfen onu vurma!"diye bağırdı. Oktay sırıtarak"Çok konuşmaya devam edersen seni vururum."dedi. Levent o an korku dolu gözlerle Güllaç' a baktı. Oktay tekrar Asalbike'ye döndü:

 

"Adımı öğrendin. Şimdi hatırladın mı?"

 

"Hayır."

 

Oktay koşarak Asalbike'nin yanına gitti. Asalbike yüzünü bana çevirdi. Oktay onu saçlarından tutarak kütüphanenin üst katına çıkan merdivenlere doğru fırlattı. Asalbike kolunu tutarak"Ah!"dedi. Korkudan titreyen sesimle"Kızın tıbbi yardıma ihtiyacı var. Bırak bizi gidelim."dedim. Oktay buna da kahkaha attı.

 

"Olmaz!Asalbike'yi acı çektire çektire öldüreceğim. Siz de onun rezilliğini öğreneceksiniz!"

 

Ayşen bir kitaplığın altında şoka girmiş bir şekilde Oktay ve Asalbike'yi izliyordu. Asalbike sol kolunun verdiği acıyla"Ar... Aras ben bir şey yapmadım!"dedi. Ahuşen kaşlarını çatıp"Millet can derdinde bu Yılanbike halen ne diyor!"dedi. Oktay, Asalbike'nin saçını çekti.

 

"Yılanbike ha?Yılanbike... Bak Asalbike, tıpkı benim gibi herkes senin yılan olduğunu düşünüyor."

 

Asalbike bağırarak"Ben bir şey yapmadım!"dedi. Gözyaşları mavi gözlerinin parlamasına sebep olmuştu. Oktay bir Floresan lambaya daha ateş etti. Asalbike arkasındaki merdiven basamağına kafasını gömüp hıçkırmaya başladı.

 

"Ecrin Uncu. Senin yüzünden ölen nişanlımın adı!"

 

Oktay'ın son cümlesini duyduğumda gözlerimi kocaman açtım. Asalbike de benimle aynı tepkiyi vermişti. Rehinelerin hepsi kendi aralarında konuşmaya başlamıştı. Levent sarıldığı Güllaç'ı başından öptü. Bu sanırım" Sana zarar veremez!"demekti. Ahuşen öfkeli sesiyle"Asalbike, sen ne yaptın?"diye sordu. Asalbike ona bir şey söylemeden baktı. Oktay ortama hakim olmanın verdiği havayla"ASALBİKE ile MÜZİK KARNAVALI!"diye bağırdı. Bu Asalbike'nin sunduğu programın adıydı. Oktay bir sandalye çekip Asalbike'nin karşısına oturdu.

 

"Eylül'e gidelim şimdi!Ecrin ile ben yeni nişanlanmıştık. Ecrin bir üniversitenin İletişim Bölümü'nden mezundu. Çalıştığı kanal iflas etmişti. Bir gün Gira TV' den ona müzik programı sunması için teklif gelmişti."

 

Gira TV'yi duyunca Asalbike'nin yüzü kızardı. Oktay eliyle onu çenesinden tuttu. Asalbike'nin içinde olduğu durumu büyük bir şaşkınlıkla izliyordum.

 

"O kızın adı Ecrin miymiş?"

 

Asalbike yalvaran gözlerle Oktay'a bakıyordu. Ayşen olayın başından beri ilk defa konuşuyordu:

 

"Asalbike o kıza ulaşmaya çalışmıştı. Bir gün sonra gerçekleri öğrendiği için bence suçu yok."

 

Oktay alaycı bir gülümsemeyle"Asalbike'nin mi suçu yok?Daha anlatacaklarım bitmedi."dedi. Asalbike"Ben öyle olmasını istememiştim!"diye bağırdı.

 

"Biz devam edelim!Ecrin teklifi kabul etmişti. Programın adı"ECRİN ile MÜZİK KARNAVALI" olacaktı. Tanıtım çekimleri için kanala gittiğinde şok olmuştu. Onun programının tanıtım çekimi Asalbike Giray'la yapılıyordu."

 

Ahuşen her duyduğu şeye daha çok şaşırmıştı. Benim de ondan bir farkım yoktu. Asalbike'ye içten içe kızıyordum, diğer rehineler de Asalbike'ye kınayan gözlerle bakıyordu. Asalbike merdiven korkuluğuna sağ eliyle tutunarak ayağa kalktı. Bize yardım isteyen gözlerle uzun süre baktı. Herkese rezil olduğunu fark etmişti.

 

"Ecrin'in o program için geldiğini bir gün sonra öğrendim!"

 

Oktay"Dur!Daha bitmedi. Ecrin bunu görünce doğal olarak tepki göstermişti. Herkes kanal sahibinin öyle istediğini söylemişti. Asalbike'nin yanına gittiğinde de bir sürü laf yemişti."dediği an Asalbike titreye titreye bağırdı:

 

"Bana çok kötü laflar söylemişti. Ben de orada olma sebebini bilmediğim için onu terslemiştim. Programın aslında ona verileceğini bir gün sonra öğrenmiştim!"

 

Oktay titreyen sesiyle"Ecrin sana kızıp o gün arabasını hızlı sürdü. Çok kötü bir kaza geçirdi. Bana son sözü"Asalbike Giray ve ailesinden intikamımı al!"oldu."dedi. Kütüphane Oktay'ın hüznüne ortak olur gibi sessizliğe büründü. Asalbike ağzını açamadı, bugün onun için çok kötü bir gün olmalıydı. Ahuşen'in kulağına"Sen haklıymışsın Ahuşen. Asalbike iyi biri değilmiş."dedim. Ahuşen normalde buna sevinirdi ama ağzından bir kelime bile çıkmadı. O esnada polisin anonsu duyuldu:

 

"O kütüphaneden çıkamazsın. Binanın her tarafında ekiplerimiz var!"

 

Oktay gülerek"Çıkacağımı kim söylemiş?"dedi.

Dalya'nın anlatımından...

Çimenlere oturmuştum. Polis binaya yaklaşılmasına izin vermiyordu. Güvenlik kamerası görüntülerinden Asalbike'nin kolundan yaralandığı tespit edilmişti. Kendimi başta suçlu hissetmiştim ama nereden bilebilirdim bana Asalbike'nin yerini soran adamın onu vurmak için sorduğunu?Derin bir nefes aldım. Kendimi toparlamak zorundaydım çünkü arkadaşlarım rehine alınmıştı. Peçeteyle gözümden akan yaşları sildim. Her silah sesi duyduğumda ağlamam iyice hararetleniyordu. Bana sarılan kolları hissedince sağıma döndüm.

 

"Sakin olmalısın."

 

İldeniz elindeki şu şişesini bana uzattı. Bir dikişte şişeyi yarıldım. Ardından İldeniz'e"Nasıl sakin olayım?Güllaç ve Ahuşen o pisliğin yanında!"dedim. İldeniz kaşlarını çatıp"Aras ve Levent de orada!Ben üzülmüyor muyum sence Dalya?"dedi. Ellerini tuttum:

 

"Üzülmediğini iddia etmedim zaten. Sen de korkuyorsun biliyorum."

 

O an mavi gözlerinin etrafını yaş kapladığını fark ettim. Elimle onun gözyaşlarını sildim. Ne yalan söyleyeyim onun ağlamayacağını düşünüyordum.

 

"Ben o eve tek dönmek istemiyorum Dalya!"

 

"Her silah sesi duyduğumda aklıma Aras ve Levent geliyor!"

 

Saçlarını okşayarak"Keşke o adama Asalbike'nin yerini söylemeseydim. Kendimi bunun için suçlu hissediyorum."dedim. Bunu duyunca beni iyice kendine çekip"Bu senin suçun değil. Adamı tanımıyordun."dedi.

"Yani kendime kızmayayım mı?"

 

"Kızma!"

 

Baybars ve Doğay bize doğru geliyordu. Aybars ve Hesna da içeride olduğu için ikisinin de endişeli olduğu her hallerinden belliydi. Baybars'ın gözünden bir damla yaş süzülüyordu. Doğay onun koluna girmişti. Baybars'ı daha önce hiç böyle görmemiştim. Karşımıza oturdular. Doğay dudaklarını büzerek"Baybars çok kötü oldu. Aybars'ın korktuğunu hissediyor."dedi. İldeniz acıyarak Baybars'a baktı:

 

"Silah sesleri geliyor ama havaya ateş açıyor olabilir."

 

Doğay bana bakıp"Asalbike'yi neden vurmak istemiş?"dedi.

 

"Bilmiyorum. Ben kötü niyetle aradığını bilmiyordum."

 

"Kızların anneleri aradı mı?"

 

"Ahuşen'in annesi Güllaç'ın annesine oturmaya gitmiş. Orada haberlerde birden bizim okulu görünce şaşırmışlar. Durumu anlattığımda Güllaç'ın annesi bayıldı."

 

İldeniz elini omzuma koyarak"Aras'ın ailesi çok korkuyor. Levent'in ailesi de korkuyor ama geçen hafta İspanya'ya gitmişler."dedi. Gözüm kütüphanenin kapalı camlarına takıldı. Perdeleri kapalıydı ve camlarda kimse yoktu. Eğer havayı bahane edip dışarı çıkmasaydım ben de orada rehine olarak kalacaktım. Keşke onlara mesajı daha erken atsaydım. Polisler bir masaya binanın içinin haritasını boylu boyunca sermişti. Ambulanslar da olay yerine yakın bir mesafede park edilmişti. Baybars'ın"Bok herif!İkizime ve Hesna'ya bir zarar verirse ona hayatı dar ederim."demesiyle dikkatım dağıldı.

 

"Tamam Baybars. Haklısın ama sakin olman gerekiyor. O da senin duygularını hissediyordur."

 

"Sakin olamam Dalya!Evdekileri zor durdurdum, az daha buraya geleceklerdi."

 

"O adamı senin eline verseler durdurmam hatta ben de döverim. Şuan bunu düşünmemeliyiz ve pozitif olmalıyız."

 

Doğay ona sarıldı. Baybars'ın hıçkırıklarını duyunca içim daha kötü oldu. Baybars'ın aynısının içeride rehine olması bana çok garip geliyordu. Doğay"Olay anında 1.kattaydım. Silah sesini duyduktan sonra kendimi bahçede buldum. Verilmiş sadakam varmış."dedi. Ona cevap vereceğim sırada telefonum çaldı. Annem arıyordu.

 

"Anne..."

 

"Kızım!Ahuşen'in annesinden duydum. Söylemediğin için kızmıyorum çünkü seni anlayabiliyorum."

 

"Az daha ben de rehine alınacaktım. Hava güzel diye dışarı çıkmıştım."

 

"Oh iyi!Yaralı filan var mı?"

 

"Bildiğim kadarıyla bir kız sol kolundan vurulmuş. Elimize başka bir bilgi ulaşmadı."

 

"Canım kızım!Hep iyi şeyler düşün, tamam mı?Sesin çok kötü geliyor!"

 

"Tamam anne zaten öyle yapmaya çalışıyorum. Arkadaşlarımı teselli ediyorum şuan!"

 

"O zaman bir gelişme olunca bana haber ver. Görüşürüz kızım!"

 

"Görüşürüz anne!"

 

Telefonu kapatınca İldeniz'in beni izlediğini gördüm. Bir süre bir şey söylemedi ama sonra"İyi şeyler düşündüğünden iyinin haberi var mı?"diye sordu. Cevap olarak koluna bir yumruk attım. Doğay mutsuz bir yüzle"En azından iyi düşünmeye çalışıyor."dedi. İldeniz yüzüne alaycı bir gülümseme yerleştirerek"Asalbike'nin asıl çilesi kurtulunca başlayacak."dedi. Baybars'ın kendi kendine"Yılanbike!Ahuşen boşuna ona böyle demiyordu."dediğini duydum. Doğay"Onun vurulduğunu duymayı beklemiyordum. Bir insan neden Asalbike'yi vurur?" diye sordu. Cevabı ben verdim:

 

"Hoşlanmadığı bir şey yapmıştır!"

 

"Ama neyden hoşlanmadı?"

 

"Bilmem!"

 

O sırada bir mesaj sesi geldi. Baybars hemen telefonunu cebinden çıkardı. Ekranı açınca şaşkınlık ifadesi oluştu. Doğay onun o haline şaşırdı.

 

"Baybars ne oldu?"

 

"..."

 

Baybars cevap vermeyince yanına gittim. Ekrana baktığımda ben de çok şaşırdım. Aybars mesaj atmıştı:

 

"İkiz, ben güvendeyim. Hesna'yla beraber kütüphanenin üst katındaki tuvaletlerden birine saklandık. Diğerleri alt katta ve şimdilik sadece Asalbike yaralı. Telefonu bir polise verir misin?"

Aras'ın anlatımından...

Asalbike'nin çığlıkları her tarafımızı sarmıştı. Mavi gözleri çok yorgun gözüküyordu. Oktay ise Asalbike her çığlık attığında kahkaha atıyordu. Ayşen korku dolu gözlerle Oktay ve Asalbike'ye bakıyordu. Ahuşen bana döndü:

 

"Aras, bu adam deli!"

 

"Sevdiği ölmüş. Normal değil mi sence?"

 

"Sen sevdiğini kaybetsen delirir miydin?"

 

Bu soruya bir süre cevap veremedim. Gözlerimi ondan kaçırdım. Ahuşen'i ölürken hayal etmek çok kötüydü. Halim Ahuşen'i de çok şaşırmıştı. Kahverengi gözlerinin içine bakarak"Evet. Onu korumaya çalışıp koruyamazsam delirirdim."dedim. Güllaç çaktırmadan Levent'e baktı, Levent bana bakıyordu. Ahuşen bana hayranlıkla baktı ama onu korumaktan bahsettiğimi anlamamıştı. Asalbike titreyen sesiyle"Bazı insanlar uzaktan korur."dedi. Derin bir nefes aldım, her lafa atlıyordu!Oktay cebinden çıkardığı katlanmış kağıtları bize gösterdi.

 

"Bu kağıtlarda Ecrin'in ölümünden düne kadar Asalbike'nin programının reytingleri yazıyor."

 

Ardından kağıtları tek tek Asalbike'nin önüne attı. Asalbike kağıtlara göz ucuyla baktı. Utanmıştı.

 

"Bak Asalbike!Programının reytingleri hiç ilk 10'a girmemiş!"

 

Asalbike kolunu tutarak"Diziler olduğu için olabilir mi?"dedi. Kanı yerdeki kağıtlara damlıyordu. Gözleri kapanmak üzereydi. Oktay onun etrafında gezerken"En az reyting alan programlardan biri senin programın."dedi. Kütüphanede şaşkınlık sesleri uçuşmaya başladı. Asalbike öfkelenmişti:

 

"Ecrin'in istediği olmuş işte!Beni serbest bırak."

 

"Şimdi seni serbest bırakmam ama öldürmemi istemiyorsan bir şey yapmalısın."

 

"Ne yapmalıyım?"

 

Korkuyu damarlarımda hissettim. Diğer öğrencilerinde yüzünde korkuyu görebiliyordum. Ahuşen'in"Eyvah!"dediğini duydum. Oktay, Ahuşen'e gülüp Asalbike'ye"Bir arkadaşını öldüreceğim ve o arkadaşını sen seçeceksin. Sana en büyük ceza vicdan azabı!"dedi. Kütüphanede bir hareketlenme başladı. Dudaklarımı ısırdım. Ahuşen'in benim vücudumu saran kolları sımsıkıydı. Levent hüzünlü gözlerle Güllaç'a baktı. Asalbike inanmayan gözlerle"Olmaz!Ben bunu yapamam."dedi. Oktay bir Floresan lambaya daha ateş etti. Asalbike korkudan kendi yere attı.

 

"Seni öldüreyim o zaman!"

 

"Tamam!İstediğini yapacağım."

 

Asalbike son bir dirençle herkesin yüzüne baktı. Sıra bana ve Ahuşen'e gelince"Olmaz!Aras olmaz!"diye bağırdı. Kaşlarımı çatarak ona baktım. Bu kız ne yapıyordu?Ardından Güllaç'a baktı:

 

"Bu kızı vurabilirsin!Onun seveni yok."

 

Güllaç bir çığlık attı. Ela gözleri yaşla dolup taşımıştı, gözlerini elleriyle kapattı. O an Levent'in de ağladığını gördüm. Ahuşen'i zor tutuyordum:

 

"Aras bırak beni!Ben bu kızı öldürürüm!"

 

Oktay yavaş adımlarla Güllaç'a yaklaşırken"Ben bu kızı öldüreyim. Yalnızca bir ceset çıksın buradan!"dedi. Asalbike kendi yaptığı şeye inanamıyor gibiydi. Levent titreyen sesiyle"Yapma!Yalvarırım yapma!O masum!"dedi. Oktay sırıtarak"Ecrin de masumdu. Ona da Asalbike acımadı."dedi. Oktay silahı Güllaç'a doğrulturken gözlerimi kapattım. Benim de gözlerim yaşarmıştı. Fısıldarcasına"Hayır!"diye mırıldanıyordum. Sesimi silah sesi kesti. Yavaş yavaş gözlerimi açtım, Güllaç da gözlerini açtı. Kıyafetinde kan yoktu!O an hepimiz Levent'e döndük. Yaşlı gözlerle mavi sweatshirtine baktı, kan olmuştu!Levent, Güllaç'ın önüne atlamıştı. Kafası Güllaç'ın dizine düştü. Güllaç büyümüş gözlerle"Levent!Şakanın sırası değil!."dedi. Oktay şaşkın şaşkın Güllaç'tan uzaklaşıyordu. Birden durdu, havadaki yangın tüpünü o an gördüm. Oktay yana doğru yığıldı. Hesna elinde yangın tüpüyle şoka girmiş bir halde Levent'e bakıyordu. Aybars'ın gözlerindeki yaşları gördüm. Ağzımı açamıyorum. Emekleyerek Levent'in yanına gittim. Güllaç"Neden yaptın?Beni asıl şimdi sen üzdün!Gözlerini kapatma!"diye bağırıyordu. Eli ayağına dolaşmıştı. Gözümden akan yaşlar Levent'in kanına karıştı:

 

"Levent!Sakın ama sakın benden ayrılma. Çıkıyoruz buradan!"

 

Hesna yangın tüpüyle Oktay'a vurmaya devam ediyordu. Aybars"Hesna!Bırak şunu!"diye bağırdı.

 

"O Levent'i vurdu!Öldüreceğim onu!"

 

Aybars zorla yangın tüpünü onun elinden alıp yanıma geldi. Levent gülümseyerek"Güllaç, bak!Sana yaşadığım süre boyunca güleceğimi söylemiştim!"dedi. Güllaç hıçkırarak"Ölmeyeceksin!Beni bırakamazsın."dedi. Levent'in gülümsemesi iyice yüzüne yayıldı. Güllaç onun en çok gülümsemesini seviyordu çünkü gülümseyince gözleri kayboluyordu.

(Güllaç'ın sevdiği gülüş. Ama siz hayal ettiğiniz Levent'te bu gülüşü düşünün😉)

Aybars arkamdaki masadan yapışkanlı kağıt ve tükenmez kalem aldı. Yangın tüpünün üstüne kağıdı yapıştırıp bir şeyler yazdı. Yan gözle baktım:

 

"Levent Alıngan ve Asalbike Giray yaralı. Saldırganı bayılttık."

 

Ardından yangın tüpünü cama doğru fırlattı. Cam tuzla buz olurken tüp aşağıya düştü. Levent'in saçını okşayarak"Aybars yardım istedi. Gelirler şimdi!"dedim. Levent"Gül...Güllaç'ı koru olur mu?"dedi. Güllaç bağırdı:

 

"Levent, beni sen koruyacaksın!"

 

Levent onun yanağına zar zor bir öpücük kondurdu. Ardından gözleri kapandı. Onu sarsarak"Levent!"diye bağırdım. Güllaç eline Levent'in kanını sürdü. Levent'i yavaş yavaş üstünden itti. Herkes ona odaklandı. Sakin bir şekilde şoka girmiş olan Asalbike'ye doğru yürüyordu.

 

"Güllaç...Yapma!"

 

Beni eliyle susturdu. Ayşen ise Asalbike'yi Güllaç'tan kaçırmaya çalıştı. Güllaç"Asalbike!"diye bağırıp Ayşen'i itti. Asalbike geri geri yürüyordu.

 

"Bak Asalbike!Bu Levent'in kanı!"

 

Asalbike'nin sarı saçlarına elindeki kanı sürdü. Asalbike"Yapma!"dedi. Kaçamıyordu çünkü Güllaç onu bir kitaplığa yaslamıştı. Güllaç elindeki kanı yüzüne de sürdükten sonra Asalbike bir şey söyleyemeden onu itti. Asalbike bir çığlık atarak kitaplıkla beraber arkaya düştü. Gözleri o an pes etti. Güllaç kahkaha attı:

 

"Levent, bak ne yaptım?Asalbike'nin yüzünde ve saçında senin kanın var. Uyansana artık!"

Selam😉Peçeteleriniz ne durumda?En çok kime kızdınız?En çok nerede ağladınız?Geçen aniden Oktay ve Ecrin'e bir kitap yazasım geldi ama sanırım yapamam😂Neyse Asalbike bu sefer tek başına bizimkileri sinir etmedi. Gif koymayı öğrendim ama shop yapamıyorum. Bu bölüm Gizemli Kişi yoktu çünkü bu bölüm önemli bence. Ayrıca olayı Aras ve Dalya iki cepheli olarak anlattı. Bölüm için bu şarkının Güllev'i anlattığını düşünüyorum. Yorumlarınızı bekliyorumm🙏

Loading...
0%