@alya.baren
|
Sevgilim Mark’a 19 Ağustos 1973 Bu mektubu yazarken kalbim sanki binlerce parçaya bölünmüş gibi. Ellerim titriyor, gözlerimden yaşlar akıyor ve zihnimdeki düşünceler sürekli senin etrafında dönüyor. Bu satırları başka bir adamın evinde, onun karısı olarak yazıyorum. Şu an o kadar yalnızım ki, yanımda biri olmasına rağmen kendimi daha önce hiç bu kadar eksik hissetmemiştim. Bu ev, bu yatak, bu hayat bana ait değil. Senin olman gereken yerde bir başkası var, ama kalbimde, hep sen varsın. Beni senden kopardıklarından beri, içimdeki hiçbir şey aynı değil. Bizi ayırdıklarında, o an yalnızca seni kaybettiğimi sanmıştım ama aslında kendimi de kaybetmişim. Her sabah uyandığımda, senin sesini duymadığım her an biraz daha eksiliyorum. Şimdi burada, bu yabancı evde, o kadar çaresizim ki. Bu gece, başkalarının kararlarına boyun eğerek evlendirilmiş olmamın ne kadar acı verici olduğunu daha fazla anlıyorum. Kalbim hala senin için atarken, bu adamın karısı olarak anılmak benim için bir cezadan farksız. Her şey öylesine yapmacık, her şey öylesine yabancı ki.. İlk karşılaştığımız anı hatırlıyorum. Gözlerim, senin gözlerine ilk değdiğinde hissettiğim o sıcaklık... O an sanki dünyada başka hiç kimse yoktu, yalnızca biz vardık. Beni hayata bağlayan şey sendin. Seninle birlikte olmak, birlikte bir gelecek kurma hayali… Ama şimdi, tüm o hayaller uçup gitti. Hayatımızın ipleri başkalarının ellerinde, ne hissettiğimizin ya da ne istediğimizin hiçbir önemi yok. Beni bu hayata mahkûm edenler, bana en büyük cezayı verdiler. Artık ne geleceğim var, ne de geçmişim sen olmadan anlam taşıyor. Bu adamla bir gelecek kurmak mı? Asla! Onunla bir yaşamı paylaşmak zorunda kalmak bile boğucu. Kalbimde senden başka kimseye yer olmadığını her geçen dakika daha iyi anlıyorum. Odamın penceresinden dışarıya bakarken seni düşünüyorum, uzaklarda bir yerlerde, belki beni düşünüyor musun diye. Belki bir gün bir mucize olur da tekrar karşılaşırız diye dualar ediyorum. Birlikte kurduğumuz hayaller, her gün biraz daha içimde büyüyor ve senin yanımda olmadığın her an biraz daha çöküyorum. Bugün, bu yeni hayata başlarken, seninle yaşadığım hiçbir anı aklımdan çıkaramıyorum. Ne kadar çabalasam da, hiçbir şey seni unutmama yetmiyor. Gözlerimi kapattığımda hep senin sesin yankılanıyor kulaklarımda. Beni her defasında güldürdüğün o anlar, elimi tuttuğun o sıcaklık… Biliyorum, bu satırları yazmak seni geri getirmeyecek ama başka hiçbir şey içimdeki bu boşluğu dolduramaz. Bu mektubu yazmak, sana bir şekilde ulaşmanın tek yoluymuş gibi hissediyorum. Belki de içimdeki acıyı bir nebze olsun hafifletmenin tek yolu bu. Beni bağışla Mark, seninle olamadığım, sana bir veda bile edemediğim için beni affet. Aklımda hep, "Eğer farklı olsaydı?" sorusu dönüp duruyor. Eğer o gün ayrılmasaydık, eğer bir arada kalmanın bir yolunu bulabilseydik… Ama şimdi bunların hiçbir anlamı yok. Senden uzak olmak, hayal edebileceğinden çok daha zor. Seni seviyorum, Mark. Seni her zaman sevdim ve sevmeye de devam edeceğim. Başka birinin karısı olarak geçirdiğim her gün, içimdeki bu sevgi daha da güçlenecek. Hiçbir şey, bu zorunlu birliktelik bile, sana olan hislerimi değiştiremez. Umarım bir gün, seni tekrar görebileceğim, sana gerçek anlamda veda edebileceğim bir an gelir. Ama o zamana kadar, bil ki, kalbim hep seninle. Seninle geçen anılarım, beni ayakta tutan tek şey. Sevgiyle, |
0% |