@alya.baren
|
Sevgilim Mark’a, 21 Eylül 1973 Bu mektubu yazarken, kalbimdeki derin boşluk bir kez daha canlanıyor. Bazen düşünüyorum, eğer hayatımız farklı olsaydı, bu mektup seni bulabilir miydi? Sıcak bir yaz günü, sahilde, kumların üzerinde birlikte oturduğumuz o an aklımda. Seninle paylaştığımız her gülüş, her bakış, bu yalnızlık anlarında içimi ısıtıyor. O gün piknik yapmıştık, senin getirdiğin sandviçler ve benim hazırladığım limonata… Hala o anları hatırladıkça gülümsüyorum. Benim fotoğrafımı çektiğin ve arkasına not yazdığın günü hatırlıyor musun? Hayatımın en güzel anlarından biriydi. Senin gözlerin, güneşin ışığında parlıyor, yüzünde bir gülümseme vardı. O anı, kalbimdeki kutunun içinde saklıyorum; her zaman bana umut vermesi için. O günden sonra, her fotoğrafın ardında bir hikaye bıraktığını biliyorum. Ama şimdi, geçmişin o sıcak anlarından uzak, karanlık bir yolda yürüyorum. Thomas’la olan evliliğim, beni yavaş yavaş boğuyor. Her geçen gün, içimdeki umut biraz daha sönüyor. Başka bir adam ile bırak aynı yatakta uyumayı aynı odada bile uyuma düşüncesine tahammül edemiyorum. Sabahları o işteyken uyuyor ve geceleri o uyurken uyanık kalıyorum. Başlarda buna çok takılıyor beni onunla uyumaya zorluyor onun karısı olduğumu söylüyordu. Ama zamanla sıkıldı ve zorlamayı bıraktı. Bu içsel savaşımda, seninle yaşadığımız o ilk ve son anı, benim için her şeyin özüdür. Seninle paylaştığım o özel an, sadece fiziksel bir bağ değildi; ruhumun derinliklerinde yankılanan bir melodiydi. O günden sonra, bir daha kimsenin bana dokunmasına izin vermedim. Kalbim ve bedenim yalnızca sana ait, Mark. Kimse, seni hissettirdiğin gibi hissettiremedi. Ama şimdi, içimde beliren bir karmaşa var. Geçen günlerde, karın bölgemde hissettiğim garip bir his, beni derin bir düşünceye sürükledi. Her sabah kalktığımda, kalbimdeki hafif bir titreme, bir şeyin değiştiğini hissettiriyor. Mark sevgilim, sanırım hamileyim. Bir bebeğimiz olacak sevgilim. Eğer doğruysa, bu yeni bir hayatın doğuşu demek ama aynı zamanda bana tarif edilemez bir korku da getiriyor. Geçmişte yaşadığımız her şey, bu bebeğin varlığıyla yeniden şekilleniyor. İkimizin arasında bir bağ, bir umut olarak beliriyor ama onu nasıl büyüteceğim? Thomas’ın yanında, seninle yaşadığım o anların gölgesinde, nasıl bir geleceği düşleyebilirim? Kalbimde bir kıpırtı, belki de en derin korkularımla yüzleşmemi gerektiriyor. İçimde büyüyen bu hayalin, aynı zamanda ağır bir sorumluluk getireceğini biliyorum. Benimle birlikte olsaydın da bu yeni hayatı seninle paylaşabilseydim... Ama şimdi yalnızım ve içimde büyüyen bu sır, kalbimde hem sevgi hem de derin bir yalnızlık yaratıyor. Aklımda sürekli sen varsın, Mark. Geçmişin hayalleriyle doluyum ama geleceğin belirsizliği içimi kemiriyor. Her ne olursa olsun, seni seviyorum. Her gün, bu boşluğun içinde kaybolurken, seninle olan o anıları yaşatmaya devam edeceğim. Seni özlüyorum, Mark. Her geçen gün bu boşluk daha da derinleşiyor, her anı seninle paylaşma arzusuyla yanıyorum. Kalbimde her daim senin izlerin var ama bu yeni his, içimdeki boşluğu daha da büyütüyor. Sonsuza dek seninim, Emily. |
0% |