Yeni Üyelik
4.
Bölüm

İmtihanım'sın Kadın

@amine_queen

Saatlerdir güneşin altında bekliyorduk ikimizde, ne Ahlas ne de ben vazgeçtim inadım dan.

Kaç yıllık askere kafa tutuyordum buda benim deli olduğumun göstergesi idi sanırım.

Alınım dan akan terleri silip göz ucuyla Ahlas a baktığımda onun da bana baktığını fark ettim ama bakışların da alay vardı.

Hiç mi etkilenmiyor du bu sıcaktan, benim dilim damağım kurumuştu birde başıma güneş geçmişti galiba baktığım yerler karıncalanıyordu sanki.

 

"Şimdi hapı yuttuk işte."

 

Ahlas'ın esas duruşa geçmesiyle baktığı yöne baktım ama gördüklerim hiçte iç açıcı değil di.

Babam öfke saçan gözleriyle bir bana bir Ahlas a bakıyor ve sert adımlar ile bize doğru geliyordu.

Hemen kendimi toparlayıp Ahlas'ın yanında durdum.

 

"Bu ne rezillik!?."

 

Babam kükrer gibi bağırınca korkmadım değil hatta bir adım Ahlas a doğru kaymış dahi olabilirdim.

 

"Bab..."

 

"Efnan kes."

 

Babam ilk defa bana bağırınca birde Ahlas ın ve yanındaki iki askerin önünde bunu yapınca üzülerek ve utanarak başımı yere eğdim.

Babam sinirle soluyup bakışlarını tekrar bize çevirdi.

"Hadi benim kızım küçük çocuk gibi inat ediyor ya sen Ahlas Binbaşı?, rezil etmişsin iz kendinizi herkes e.

Bu ne sorumsuzluk ben sana kızımı emanet ettim onun burada işi ne ha Binbaşı?!."

 

Babam Ahlas a benim yüzümden bağırınca kendimi suçlu hissettim ve öyle olduğumun da farkındaydım, babamın Ahlas ı azarlaması beni azarlamasın dan daha kötüydü çünkü onun bir rütbesi bir gururu vardı.

 

Babam tekrar konuşmaya başlamadan hemen lafa atladım,

"Benim suçum Ahlas beni uyardı ama ben inat ettim buraya gelmekte, onun bir suçu yok baba."

 

Dolan gözlerimi görmemeleri için başımı kaldırma dan konuşuyordum, yaptığım açıklama dan sonra babamın biraz sakinleş mesini beklerken o aynı sinirle bana doğru bir adım atınca Ahlas ın bir an kıpırdan dığını hissettim ya da öyle zannetmiştim çünkü başımı kaldırınca Ahlas ın hala durgun bir ifade ile babama baktığını gördüm.

 

"Senden biraz akıllı olmanı istedim kızım, çocuk gibi davranarak beni herkese rezil etmeni değil."

 

Babam o kadar öfkelenmişti ki kullandığı sözlerin ne kadar ağır olduğunun farkında bile değildi. Güneşten dolayı dönen başım ve ağlamamak için kastığım bedenim fazla ağır gelmişti.

Babam başını olumsuz anlamda sallayıp arkasını döndü.

"Gelin benimle."

 

Ahlas ve diğer asker ler babamın peşinden giderken ben adım atacak mecali bulamıyordum dizlerimde.

Göz yaşlarım akmaya başlayınca bulanıklaşan bakışlarım ile onların arkasından baktım,Ahlas benim yokluğumu fark etmiş gibi başını çevirip bana bakınca kaşlarını çatıp durması bir oldu.

Ben daralan nefesimin sebebini anlamaz iken Ahlasın durduğunu gören babam durup önce ona sonra bana baktı.

Yer ayağım ın altından kayıyor gibi hissediyordum ve gözlerim kararıyor du.

Son gördüğüm Ahlasın birden bana doğru koştuğuydu.

....................

 

" Gayet iyi sadece güneşte fazla kaldığı için böyle olmuş, endişelenmeyin lütfen."

 

" Zaten başına ne geliyorsa bu inadından geliyor ya."

 

Babam ve revir de gördüğüm doktorlardan birinin konuşmalarını duyunca gözlerimi zorla da olsa aralaya bilmiştim.

 

"Efnan hanım iyi misiniz?."

 

"Ağrıyan başım hariç,evet."

 

"Ah be kızım senin bu inadın öldürecek beni."

 

"İyiyim, müsade edin biraz dinleneyim."

 

Babam öfke ile söylediklerinin farkına varmış gibiydi mahçup bir şekilde bana bakıp başını salladı ve odadan çıktı.

Doktor da son defa tansiyonumu kontrol edip oda dan çıkınca oturur pozisyona gelip bacaklarımı kendime doğru çektim ve başımı dizime yasladım.

Babamın söyledikleri aklıma gelince tuttuğum göz yaşlarım firar etmişti,

ama haksız da sayılmazdı sürekli inat edip bir şeyleri mahvediyor ya da başına bela oluyordum. Benden sıkılması çok normaldi ona fazlası ile yük olduğumun farkındaydım. Bu yüzden bundan sonra daha sakin ve inat etmemeyi aklıma kazımıştım, bir daha onu rezil etmeyecek tim ve benden utanmasına gerek kalmayacak tı.

 

Oda dan çıktığımda Babam ve Ahlas ın kapıda olduğunu gördüm.

"Kızım ayaklanma saydın hemen."

 

"İyiyim baba kork ma bir yerlere düşüp seni rezil etmem."

 

Söylediğim cümle ile sert bir şekilde yutkunup bana sarıl mak için yaklaşınca geriye doğru bir adım attım .

"Kızım bir anlık öfke ile ne dediğimi bilemedim."

 

"Ben, bana söylediklerini geçtim baba. Bunu gerçekten küçük bir çocuğu azarlar gibi, beni başkalarının önünde azarlamanı hazmedeme dim."

 

"Daha sonra sakin bir kafayla konuşuruz bunları kızım, gel seni odana götüreyim dinlen sen."

 

Kolumu tutmak için tekrar bana yaklaşan babamdan uzaklaşıp Ahlas a doğru adımlayın ca ikiside şaşkın bir şekilde bana baktı.

 

"Beni odama götürür müsün Binbaşı."

 

Babama bakan Ahlas aldığı onay ile kolunu uzatınca ona tutunup yürümeye başladım.

 

Ona karşı mahçup hissediyordum benim yüzümden babam ona askerlerin önünde bağırmış tı, son defa onunla konuşmalı ve bir daha onu da rahat sız etmemeliydim.

 

" Ben...özür dilerim."

 

"Ne için?."

 

İlk defa bana karşı bu kadar yumuşak bir ses tonu kullandığını fark edince istemeden de olsa rahatsız olmuştum, çünkü bana üzüldüğü için böyle davranması can sıkıcı bir durum du.

 

"Benim yüzümden babam diğerlerinin yanında sana bağırdı."

 

"Önemli değil, böyle ufak konulara takılma."

 

"Umarım bana acıdığın için böyle davran mıyorsun dur."

 

"Alakası yok zaten sana acıma mı gerektiren bir durum söz konusu değil."

 

Odamın kapısına gelince kolundan çıktım, o an fark ettim ben ilk defa bu adam a bu kadar yaklaşmıştım rahatsız olmadan.

 

"Teşekkür ederim Binbaşı."

 

Tam içeri girecek iken konuştu.

" Askerim olamaya bu kadar meraklı olduğunu bilmiyordum?."

 

"Nasıl?."

 

"Ayıldıktan sonra bana Binbaşı deyip durdun ona diyorum."

 

"Herkes öyle seslendiği için öyle söyledim."

 

"Önceden de herkes böyle seslenirdi ama sen Ahlas derdin?. "

 

"Ve sen izin verirdin."

 

"Çünkü sen herkes değilsin Efnan."

 

Bir an böyle söyleyince utanmıştım, bakışlarımı kaçırınca hafif gülümsedi.

 

"Ben uzansam iyi olacak tekrar dan teşekkürler."

 

Tam kapıyı kapatacak iken güldü ve gamzesi ni görünce içim erimişti, bende gülümsedim.

 

"İmtihanımsın kadın."

 

Deyip gitmişti, ben ise kapıda donup kalmıştım.

 

................

Aradan geçen günler babama karşı olan kırgınlığımı da alıp gitmişti, ona kıyamıyordum ama eskisi gibi de sürekli gülmüyordum.

 

Son konuşmamız dan sonra Ahlas ı çok nadir görmüştüm, oda bazen yemek haneye gelip askerlere emir verdiğin deydi.

Son zamanlarda yaptığım gibi yine aldığım yemek le sadece oynuyor ve Berra nın heyecan ile Yağız la aralarında ilerleyen güzel ilişkisini dinliyordum

 

Bir anda askerler ayaklanınca gelen kişiye baktım. Oda hissetmiş gibi saniyelik te olsa bana bakıp yemek bölümüne ilerlemişti.

Kendine biraz yemek aldığını görünce şaşırmıştım, normalde kendi odasında yerdi.

 

Başımı tekrar kendi tabağıma eğdim, Ahlas da askerler e bir şeyler sayarak yanıma kadar yaklaşmıştı. Ben aralarda dolandığını zanneder iken bir anda tabağını indirip son sözlerini söyledi ve yanım daki sandalyeyi gösterip oturmak için müsade istedi.

 

Ben şaşkın bir şekilde ona bakar iken Berra gülerek kolumu dürttü,

"Adam ağaç oldu Efnan bir şey desene."

 

"Oturabilirsiniz."

 

"Sağol, bu ara da afiyet olsun."

 

"Size de."

 

Başkalarının yanında ona adı ile hitap etmeyi beceremiyordum.

Üstümdeki şaşkınlığı bir kenara atıp yemeğimle oynamaya devam ederken bir anda önüme konulan et parçası ile başımı kaldırıp indiren kişiye baktım.

 

"Bir şey yememiş sin bari bunu ye."

 

"Şeyy, aç değilim ki ben."

 

"Lütfen biraz ye , bir dahaki bayılışında yanında olamam ona göre."

 

Utanarak et ten bir parça ısırdığım da gülümseyip kendi yemeğine döndü.

 

Başta canım istemediği için almadığım tatlı aklıma gelince Ahlas ın da almamış olduğunu görüp ayaklan dım,

İkimize de birer tatlı alıp masaya döndüğümde benim yerime Didem in oturduğu nu ve Ahlas a gülerek bir şeyler anlattığı nı görünce sinirlenmiştim aynı zaman üzülmüştüm de.

 

Berra ya seslenmek için yanlarına yaklaşınca Didem beni görüp elimdeki tatlı ları bir anda kapmış tı,

"Teşekkürler tatlım çok kibar sın."

 

"Onları kendime ve.....,ne kadar kabasın?."

 

" Yenisini al canım ne olacak?"

 

Sinirlenmemek için derin nefesler alıp Berra ya döndüm.

"Ben dışarda yım sen sonra gelirsin olur mu?"

 

"Sen git kuzum ben zaten Yağız ın yanına gidecektim."

 

"Peki."

 

Dönüp giderken tatlısını yiyen Didem e bir bakış atıp Ahlas a baktım tatlıya dokunmadan başını şişiren kadını geçiştirdiğini fark ettim.

 

" Benim işim var Didem sonra konuşuruz."

 

Benden sonra tabldotu nu bırakan Ahlas bir kaç dakika sonra yemek hane den çıkıp bir kaç adım da yanıma ulaş mıştı,

Elinde iki tatlı kabı tuttuğunu fark edince içim de tuhaf bir sevinç olmuştu.

 

"Beraber yemeye ne dersin?"

 

"Senin işin yok muydu?"

 

"Olsa burada olmazdım."

 

"Ama Dideme öyle söyledin?"

 

Muzip bir şekil de gülünce bir an yanlış anlaması dan utanmıştım.

Gerçi pek de yanlış anlamış olmaz dı ama...

"Sen bizi mi dinliyordun?"

 

Tek kaşını kaldırıp bana bakınca bir an telaşlan mıştım.

"Yok canım ne münasebet sadece duydum."

 

"Canım?"

 

Gülerek bana bakmaya devam edince utanıp bakışlarımı kaçırdım.

"Lafın gelişi dedim."

 

"Pekiii...tatlı yiyor muyuz?"

 

"Olur ."

 

"Şurada oturalım o zaman."

 

Gösterdiği gölgeliğe oturup tatlılarımızı güzel bir sohbet eşliğinde yedik.

Ona her geçen gün daha da alıştığı mı fark etmiştim bu durum biraz canımın sıkılmasına neden olmuştu.

Ona karşı birşeyler hissettiğimin farkındaydım ama ona bağlanmak istemiyordum. Bana karşı iyi davransa da hiç hoşlandığını hissettir memişti belki de sadece arkadaş olmak istiyordur diye düşündüm.

 

İşi çıkınca gitmişti bende kamp taki işlerimi halledip babamın yanına gitmeye karar verdim.

 

Kapıyı tıklatıp içeri girince önündeki dosyalar ile uğraştığını gördüm.

 

"Baba."

 

" Gel güzel gözlüm,gel."

 

"İşin varsa sonra da gelebilir im."

 

"Yok kızım, hem özledim seni gel bir kahve içelim seninle."

 

"Baba kız keyfi diyorsun ha?"

 

Gülümseyip babamın karşısına oturdum oda kahvelerimizi söylemişti.

Koyu bir sohbetin ardından babamdan Miraç ı özlediğimi söyleyip bir günlüğüne Ahlas ile eski görev yerime gitmek için izin almıştım, ondan bir gün önce de şehire gidip orada ki çocuklara oyuncak alacaktım.

 

Babamın işi olduğu için onu yalnız bırakıp odama gidip kendimi uykunun huzurlu kollarına bıraktım.

..............

 

Güzel okurlarım sizlere mükemmel bir bölüm ile geldim bundan sonraki bölümler heyecan verici olacak, hazır olun daha yeni başlıyor uz.☺️😘

Hepinizi seviyorum lütfen beğen meyi unutmayın,

Yorumlarınız benim için çok kıymetli 🥰😘😘

 

 

 

Loading...
0%