@amine_queen
|
Bahçede ki askerler eğitim veriyordum, kenara geçip bir dal sigara yaktım ve şınav çeken askerleri izlemeye başladım.
"Kaç olmuştu Muhammet?"
"Sıfır komutanım."
"Say o zaman Muhammet"
"Emredersiniz komutanım, 1..2..3..4......."
Yanımıza doğru koşarak gelen askeri görünce sigaramı söndürüp ayağa kalktım.
"Ne oldu Demir astsubay'ım."
"Komutanın Asım Albay sizi çağırıyor."
"Tamam aslanım sen bunların başında dur."
"Emredersiniz komutanım."
"Komu..tanım."
"Söyle Muhammet üsteğmen."
"Yok yok size söylemeyecek komutanım."
Diğerleri durumu kurtarmak için Muhammeti susturmaya çalışsalar' da o, her zaman ki gibi yine dilini tutamamış tı.
"Şey komutanım..... Şey.."
" Ney lan söylesene."
"Emredersiniz komutanım....şey dicektim biraz dinlensek olur mu? , diye soracaktım komutanım."
"Olur aslanım dinlenin."
Hepsi şaşkın bir o kadar da sevinçli bir şekilde bana bakınca,bende gülümseyip Demir astsubaya döndüm.
"Demir' im sen en güzel şekilde dinlendir bu aslanları."
Yandan bir bakış atıp surat ifadesi bozulan askerleri me son defa gülüp komutanım' ın odasına doğru ilerlemeye başladım.
"Gel Ahlas evladım."
"Beni emretmiş siniz komutanım"
" Geç otur şöyle."
"Emredersiniz komutanım."
"Efnan kızım da şimdi gelir, ama biz seninle yalnız konuşalım biraz."
" Emredin komutanım."
"Ahlas şu komutanını bir kenara bırak şimdi, bilirsin sen benim evladım gibisin hepiniz öyle siniz ama senin yerin farklı bu yüzden sana güvenirim. Efnan kızım inatçı dır bu yüzden başı beladan eksik olmaz sen den tek isteğim bizim burda bir yer ayarlayana dek ona göz kulak olman. Ben çoğunluk la buralar da değilim seni de elimden geldiğince görevlere göndermeye'ceğim, bencillik değil evladım baba yüreği bu, ilerde anlarsın inşallah şimdi sen her ne olursa olsun bizim inatçı ya sakın taviz verme benim kızım değilmiş gibi davran yoksa kızım diye demiyorum biraz fazla akıllı alt eder seni bir şekilde."
"Emredersiniz komutanım."
Komutanım'ın bu konuş masından sonra diyecek söz kalmamıştı. Beni alt etmeye gelince içimden sadece gülüp geçtim, göreve çıkmaya çağım meselesi bayağı bir canımı sıkmıştı.
Koca tabur var ben niye görevlerim den oluyorum ki arkadaş.kendi kendime düşünürken kapı çaldı ve Başımızın belası giriş yaptı.
Efnan 'dan_______ Babam beni çağırdı ğı için odası na gitmiştim, orada beni kurtaran askerin de olduğunu görünce ister istemez rahatsız olmuştum.
Karşısındaki koltuğa oturup babama bakmaya başladım.
"Güzel kızım nasıl oldun?"
"Daha iyiyim baba."
"Şimdi ben Ahlas evladım la da konuştum ben yok iken onun sözünden çıkma olurmu."
Ben küçük çocuk muyum ki beni bu adama emanet ediyorsun baba diyecektim, ama baba mı daha fazla üzmemek için sadece başımı salladım.
"Ben ne zaman görev yerime dönerim baba?."
"Kızım sana askeriyede ki yardım kampında iş ayarlayacağım, o kampa seni bir daha göndermem."
"Ama baba..."
"Olmaz kızım, ben bir daha o hataya düşmem seni eve gönder mediğime şükret."
Orada kalan küçük çocuklar, arkadaşlarım ve istemeden de olsa bağlandığım henüz yeni kurtarılan 5 yaşın daki Miraç aklıma gelince istemeden de olsa gözlerim dolmuştu.
Karşımda oturan asker olmasaydı kendimi bu kadar tutabileceği mi zannetmiyorum.
"Hadi Ahlas sana taburu gezdirsin, hem çalışacağın yere de gidersiniz sonra ."
"Emredersiniz komutanım."
Karşımdaki asker selam verip ayaklanınca bende başımı sallayıp ayağa kalktım.
Yaklaşık on dakika dır adının Ahlas olduğunu öğrendiğim asker önümde yürüyor bana bir yerleri gösterip birşeyler anlatıyordu,ama benim aklım Miraç'ta kaldığı için onu dinlemiyordum.
Yerdeki çakılları izleyerek ilerler iken bir an birşeye çarpınca geriye doğru sendeledim. Kolumdan tutulunca refleks olarak kendimi geri çektim.
"İyi misiniz?"
"İ.. iyiyim."
Çarptığım şey Ahlasın göğsüymüş meğer bende dedim direğe kafa attım galiba. "Çelik yelek ile gezilir mi arkadaş hiç, beynim yerinden oynadı."
Hafif güldüğünü fark edince dönüp ona baktım,birde ne göreyim gamze Allah'ım bende de olsaydı keşke nasıl tatlı duruyor.Tövbe tövbe Efnan ne biçim düşünceler bunlar böyle.
O değilde bu neye güldü ki , hadi ya! ben sesli düşünmüş olamam değilmi. Hayır ya rezil oldum.
"Devam edelim ister misiniz, biraz dalgın duruyorsunuz isterseniz daha sonra da devam edebiliriz."
"Bilmem ki farklı bir yer varmı hiç?"
"Farklı?"
" Yani şey gibi...ımm atış yapan askerleri izleyebilir miyiz mesela?"
"İzleyebilirsiniz tabi buyrun."
Farklı yöne doğru ilerlerken ilerde ki atış yapan askerler ve silah sesleri beni heyecanlandırmıştı.
"Çok fazla yaklaşmayacağız."
"Sadece biraz cık daha lütfen."
Ahlas durunca bende durup askerleri izlemeye başladım ama, arada çok mesafe vardı buda sinirimi bozmuştu.
Ahlasın yanına bir asker gelip kulağına bir şeyler söyleyip gitti.
" Daha sonra devam edelim, ufak bir işim çıktı maalesef."
Fırsat bu fırsat Efnan yoksa bir daha zor görürsün.
"Siz gidin lütfen ben biraz daha buradan izleyip odama giderim."
"Ama...."
"Lütfen, hem koca tabur da ne olacak?"
"Peki."
"Kolay gelsin."
Kararsız bir şekilde uzaklaşıp gidince arkasından baktım, gittiğine emin olunca Hızlı adımlar ile atış yapan askerle yaklaşıp arkalarında dikkat çekmeyecek bir yerde durup onları izlemeye başladım . Bir gün babam dan bana da yaptırmasını istemeliydim, daha önce silah kullansam da böyle bir alanda yapmamıştım.
"Kaç lan? "
"Anlı'nın çatından vurdum kanka."
"Bok Anlı'nın çatı, hiç vuramamışsın lan."
"200 metre bro iyi bak."
Askerler kendi aralarında atışırken gülerek onları izlemeye devam ettim. Yanındaki ne göre daha yapılı olan atışın sahibi asker yandan gülüp arkadaşına baktı.
"A*****duğum lan nasıl becerdin?, helaal."
"Ne sandın lan bro."
Hedefe elindeki dürbünle bakan asker küfür edince niyeyse benim yüzüm kızarmıştı.
Hedefi vuran asker silahı bırakmak için arkasını dönünce beni görmesi de kaçınılmaz olmuştu. Yerinde donup kalmıştı, eliyle arkadaşını dürtmeye başladı.
"Lan dur gözünü s****m, bu ne oğlum helal lan sana kafadan vurmuş p** e bak sen ."
Arkadaşını tekrar dürtünce oda mecburen arkasını dönmüştü.
"Lan ne var ne kolumu oydun la....."
Beni görünce diğeri gibi donan asker öylece baka kaldı. İstemeden gülümseyip ayaklarımı izlemeye devam ettim.
"Lan bro ben melekleri görebliyormuşum lan."
"B..bende görüyor um acaba biz öldük mü, birde ben bir saatir sana sövüyorum inşallah bu melek onları deftere yazmamıştır."
"Hiç kiramen katibe'de benzemiyor ama."
"Sen onları da mı gördün lan daha önce."
"Yok lan bro sadece hayalimde onlar biraz korkutucu ama bu ....lan bu nasıl birşey."
Sohbetlerine gülmemek için kendimi kastığımdan ve utancımdan kızardığıma emindim. Kendimi daha fazla tutamayıp gülmeye başladım ama o gülüş pekte uzun sürmedi, arkamdan kükrer cesine konuşan Ahlas'ın sesi gelince korkarak ona dönmüştüm. Üç adım gerimde duruyor du, bu ne ara gidip gelmişti ya?, hem ben niye tırstım ki bundan.
"Ben sizi diğer tarafa yollama dan kaybolun lannn."
"Eee...emredersiniz komutanım"
Askerler koşar adım uzaklaşıp gidince bende bakışlarımı yerden kaldır madan Ahlas a doğru döndüm.
" Sözde oradan izleyip gidecektiniz değil mi?, ya başınıza bir şey gelseydi. Bu kadar yaklaşmanız ne kadar riskli haberiniz varmı sizin?!."
Bağırarak konuşunca istemeden de olsa irkilmiştim, geriye doğru bir adım gidince oda bana doğru ilerlemeye başladı. Belim bir yere değince istemeden de olsa durmuştum iki adım ilerde durup bana tepeden bakmaya başladı.
"Sadece...izlemek istedim."
"Böyle mi?!."
Fazla yakındı bana ve rahatsız olmaya başlamıştım, terleyen ellerimi elbiseme silip derin nefesler almaya başladım. Ağlamak yok sakin ol sakin .
Oda halimi fark etmiş olacak ki biraz uzaklaşıp başını benimle aynı hizaya getirdi.
"Ben..ben."
Nefesim kesiliyordu sanki konuşmayı bile beceremiyorum.
"Tamam sakin ol, yok bir şey."
Göz yaşlarım benden istemsiz akmaya başlayınca oda endişeyle yerinde kıpırdandı.
" İyi..yim."
Yanından geçip yürümeye başladım yürüdükçe nefesim düzeldi, onun ayak seslerini duyunca arkama bakam istesemde yoluma devam ettim.
Bir kaç adım da yanıma gelip bir adım gerimde yürümeye devam etti.
"Kusura bakma bir an endişelenince sesimi yükseltmiş oldum."
Ben senden bunu acısını çıkartırım Ahlas bey ama şimdi değil sakinleşmem gerek.
"Önemli değil."
" Bir şey sormam gerekiyor."
Başımı ne var anlamında sallayıp yürümeye devam ettim, ben koşar gibi yürü iken o salına salına yürüyordu,koca ayaklı.
" Niye bir an öyle oldunuz?."
" Nasıl?"
" Nefesiniz düzensizliği ellerin titremesi falan işte"
"Ben.. sadece biraz panikledim."
Ona korktuğum da böyle olduğunu söylemeyecektim tabii ki ama bu söylediğime de pek inanmış gibi durmuyordu.
Ben odama yönelince o olduğu yerde durmuştu.Babamın odasını karşısında ki oda da bana ait ti içeri girerken ona kısa bir bakış atıp odama girdim.
Hemen sonra kapı sesi gelince babamın yanına gitmiş olduğunu düşündüm. Manyak herif o nasıl bağırmak tır aklım çıktı yahu burdaki askerler buna nasıl dayanıyordu anlamıyorum.
Ama bende efnan isem bunun hesabını sorardım. Çekeceğin var benden Ahlas efendi.
Lütfen oylarınızı ve yorumlarınızı esirgemeyin Keyifli okumalar dilerim☺️☺️
|
0% |