@amine_queen
|
Ahlas gideli nerede ise bir ay olmuştu, ona olan özlemim gözlerimin dolması için yeterli bir sebepti . Ona sürpriz yapmak için hem onu hem bir kaç gün önce yurt dışından görev den gelen babamı ziyarete gelmiştim, uçaktan indiğimde heyecandan ellerim titriyor du. Acele ile bir taksiye atlayıp askeriye ye geldiğimde girişte gördüğüm kişi ile yüzüm gülmeye başlamıştı. "Yenge?" "Selam, Murathan ." "Kafamı bir yere mi vurdum ben ?" "Yağız nerede?" Yüzüne duygusal bir ifade yerleştirip bana doğru adımlayınca daha çok güldüm. "Yenge diyorum , Yağız nerede diyor, bu bana yapılır mı." Kollarını bana dolayınca bende özlem ile ona sarıldım."Seni, Yağız ve Berra yı da çok özledim Murathan."
"En çok beni ama!" Çocuk gibi söylenmelerine devam ederken elimdeki çantayı alıp sırtına attı ve beni kolunun altına çekip içeri doğru yürümeye başladı. "Hepinizi." "Öyle olsun yenge öyle olsun." "Diğerleri nerede?" Merakla ona bakarken onun yüzünde yaramaz bir sırıtış peydah oldu. "Yağız eğitim yaptırıyor, Berra yenge az önce odasına geçiyor du." "Peki diğerleri?" "Ha komutanım." Ahlas tan bahsedecek diye yüzüm aydınlanmış tı ama Murathan yine yapmıştı yapacağını. "Babanız olan komutanım." Omzuna yumruk atıp suratımı aşınca Murathan ın kahkaha sı yükseldi. "Gıcıklık yapma söyle hadi nerede, çok merak ettim." "İyi tamam , sevenleri kavuşturmak sevap mış. Asım kutanımın yanında önemli bir konu için konuşuyor lar." "Sana zahmet çantamı odama at ." Murathan ın kolunun altından kurtulup koşar adım babamın odasına ilerledim. Kapıyı çaldığımda heyecandan kalbim ağzımda atıyor du resmen, babamın onayı gelince kapıyı aralayıp başımı uzattım. Beni görünce ikisi de şaşırıp daha sonra gülen gözler ile bakmaya başladılar, "Kızım hoş geldin, gel bakayım." Babama doğru adımlayarak kendimi sıcak kollarına bıraktım. "Dedim ki babam beni çok özlemiştir , bir gidip göreyim." "Öylemi güzel gözlü kızım, ne iyi yapmış sın." Babam la hasret giderdikten sonra Ahlas ın karşı sındaki koltuğa yerleştim,onu her ne kadar özlesem de babam dan dolayı yüzüne bile bakmamıştım. Ahlas odadan çıkınca bende Berra yı göreceğim diyerek peşinden çıkmıştım. "Ahlas." Kısık seslede olsa ona seslenince durup bana bakmıştı, özlediği gözlerinden okunuyordu ama tabur un içinde hasret gidermek gibi bir şansı olmadığı için adımlarını kendi odasına çevirdi. "Efendim?" Yürümeye devam ederken onu takip ediyordum. "Ahlas." "Efendim?" Yüzümü asınca anlık bana bakıp daha sonra odasının kapısı nı açtı, beni içeri davet etmesini beklerken kolumdan tutup peşinden içeri çekti. Kapıyı kapattığı gibi kendimi kollarının arasında buluştum, özlediğim kokusunu içime çekerken başımı kaldırıp çenemi göğsüne yasladım. "Ahlas "Efendim güzelim?" Dudaklarım kıvrıldığında Ahlas ın bakışları oraya kaymıştı. "Özledin mi beni?" "Özlemem mi gerek?." Şaşkınlık ile ona bakarken bu sefer gülen taraf oydu. "Özlemedin mi?" "Bilmem şöyle bir bakmam gerek." Yaramaz bir sırıtış ile üzerime doğru eğilince gözlerimi kapattım.Beni öptüğünü hissedince kalbim duracak gibiydi. "Çok......"bir daha öptü "özlemişim.." bir daha öptü "Seni..." bir öpücük daha "güzelim..." Son kez öpüp yüzünü saçlarıma gömdü. ............................. Patronum en yakın arkadaşım olunca izin almak gibi bir derdim olmamıştı bu yüzden burada geçirdiğim bir hafta nın sonuna gelmiştim.Ahlas ve babam başta olmak üzere herkesi çok özlediğimi fark etmiş ve biraz daha kalmaya karar vermiştim. İki gün önce Ahlas ve timi göreve gitmiş ti, beni bıraktığı için her ne kadar üzülse de mesleğine olan aşkı ve göreve çıkma sevdası da gözlerinden okunuyordu. Bir kaç güne döneceğini söylediği için sabırsızlık la onu bekliyordum. .......4 GÜN. SONRA........... Babamın odasından çıktığımda moralim alt üst olmuştu, Ahlas ve timi gelmediği için canım sıkılmıştı. Babam a sorsam da bana bilgi vermemişti kurallar dan dolayı ama bir şeylerin iyi gitmediğini hissediyor dum buna askeriyede ki gizli tutulmaya çalışılan telaş ve babam daki durgunluk ta sebepti aslında. .......8GÜN . SONRA......... Berra nın ısrarına dayanamayıp yemek haneye gitmiş olsam da yine hiç bir şey yemeden eskiden kullandığım odaya tekrar gelip kendimi yatağa bırakmıştım, Babam benimle fazla konuşmuyor du her şeyin farkında olduğumu biliyordu ama görmüyor muş gibi davranıyor du.Ve bir kaç gün sonra babam da göreve dahil olmuştu. ..........15 GÜN. SONRA............. Her geçen gün bana da Berra ya da eziyet gibiydi, sevdiğimiz adamlar ,babam ve Murat han başta olmak üzere timin hepsi için endişe ediyor duk ama ne bir bilgi ne de bir haber alabiliyor duk. Onlara bol bol dua etsem de içimde büyük bir korku vardı. ...............1 AY. SONRA........... Yiyemediğimiz yemekler alamadığımız nefesler dayanılmaz hale gelmişti artık, bugün hava kapalı ve soğuk tü. Üşüyen bedenimin içinde yanan kalbim bana hiç yardımcı olmuyordu, ama bugün üzerimde farklı bir ağırlık , farklı bir hüzün vardı. İçimdeki sıkıntıyı kararan bulutlara yormuş iyi şeyler düşünmeye çalışıyor dum, ama nafileydi. Montumu üzerime alıp yürümek için dışarı çıktığımda Tabur a giren onlarca zırhlı araç ile nefesim kesilmişti. Berra da bir anda yanımda belirince ikimiz de sabırsızlık ile araçların durmasını bekledik. Araçlar durdu ve herkes tek tek inmeye başladı. Bir tuhaflık vardı Ahlas yoktu , babam da yoktu ve herkesin yüzü solgun başı eğik ti. Yağız ı gören Berra koşarak kollarına sığındı , birbirlerine sarılarak hasret giderdikten sonra merakla onları izleyen gözlerime baktılar. "Yağız, Ahlas nerede?" "Ef.." O an içeri giren cenaze aracı ile kanımın donduğunu hissettim. Tüm askerler saygı duruşuna geçince ben donmuş bir halde Albayrak ile sarılı olan tabuta baktım... baktım ama o an görmek istemedim. Korkarak cenaze aracına yaklaştığım anda bir araç daha girdi ve içinden gördüğüm günden beri dik olan başını eğmiş omuzları çökmüş bir adam indi. Attığım adımlar tersine dönmüş gibi geriye doğru gitmeye başlayınca başımı sağa sola salladım. "Hayır..... hayır......olmaz, olamaz böyle bir şey." Gözlerim den akan yaşlar görüşümü bulanıklaştırsa da beni sarmak isteyen adamı hala görüyor dum. Gelmek istiyor du ama gelemiyor du yanıma , adımlarım durunca hıçkırık Lara boğulup beni daha fazla taşıyamayan dizlerimi serbest bıraktım. Yere düştüğüm an hepsi hareketlenmişti ama benim gözüm Albayrak lı tabuttan bir türlü ayrılmıyor du. Sarıldığımı hissettim , biri tarafından sıkıca sarıldığımı ama üşüyen bedenim de ruhum da bunu hissedememişti. "Gitme...ne olur gitme, daha yeni geldin be adam gitmeeeeee." O gün tabur da feryadım duyulmuştu ama o beni duyamamıştı. Kalbim durmuş gibiydi çünkü ben yaşadığımı hissedemiyor dumm, nefes alamıyor dum. Kararan gözlerim kapanmadan son kez baktım ona, o an öldüğümü hissettim.
Alışılmaz böyle şeylere 😥 Tüm şehit lerimize Allah tan rahmet ailelerine sabır diliyorum 🇹🇷🖤 😢😢 Şimdi kitaba tekrar dönelim varmı bir fikir kim şehit oldu sizce? Gerçi her türlü yanacak o yürek ama..... 🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸 Ve canlarım yeni kitabım olan Kör Düğün için desteklerinizi bekliyor olacağım , teşekkür ederim Görüşmek üzere 🙂
|
0% |