Yeni Üyelik
5.
Bölüm

Zorluk

@amine_queen

Gözlerimi rafların üzerinde gezdirip elime bir kaç oyuncak daha alıp hızla kasaya yöneldim, kartımı ödeme için uzatacak iken Ahlas benden önce davranıp kendi ödemişti.

 

"Bu yaptığın hiç hoş değil."

 

" Neden?."

 

"Ben almak istedim."

 

"Ve aldın."

 

" Sen ödediğin için sen almış oldun."

 

Öfkeli halime aldırmadan bir yığın paketi eline alıp dışarı çıktı,

bende peşinden gidip arabaya bindim.

Yola çıktığımızda hala sinirliydim ve oda komik miş gibi bana bakarak güldü ve yola döndü.

 

"Bu kadar takılma, ihtiyacın olmadığını biliyorum sadece benimde bir yardımım olsun istedim."

 

"Gidip başka şeyler alsaydın o zaman Ahlas Binbaşı."

 

" Gerçekten imtihanım sın be kadın."

 

Bunu söylediği zaman içim tuhaf bir şekilde bir hoş oluyordu.

Yarın eski i görev yerime ziyarete gideceğim için oradaki çocuklara bir kaç hediye almak istemiştim bu yüzden Ahlas ile beraber alışverişe gelmiştik.

Tabur' a dönmek için yola koyulmuş tuk ve ben sabahtan beri hiçbir şey yemediğim için bayağı acıkmış tım.

 

"Bir pastane ye uğra ya bilir miyiz?"

 

Kısa bir bakış atıp önüne döndü.

"Acıktın mı?"

 

"Biraz."

 

" Yemek yemeye ne dersin?"

 

Teklifi beni şaşırttı ğı için cevap vermemiştim, normalde bu kadar kibar değildi ama alışverişe geldiğimiz den beri çok sevimli biri olmuştu.

 

"Bilmem olurmu ki?"

 

"Sen istersen neden olmasın."

 

"Peki"

 

" Peki."

 

Ahlas yüksek ihtimal ile buralara çok geldiği için on dakikalık yolun ardından bizi görüntüsü mükemmel olan bir restoran ta getirmişti.

İçeri girip cam kenarındaki bir masaya kurulup Ahlas ın garsonu çağrışını izledim,

Menüyü bize uzatan garson haddin den uzun bir süre gözleri üstümde oyalanın ca Ahlas ın ona öfkeli bir bakış attığını fark ettim.

 

" Bu yemeğin yanına ne önerirsiniz?"

 

Garson irkilerek Ahlas a dönünce bende yemeğimi seçmek ile oyalandım.

 

" Efendim alkol ola..."

 

"Alkol tüketmiyorum ,başka birşey sizin zevkinize bırakıyorum."

 

"Tabi efendim."

 

Bende siparişimi verince garson hızla yanımızdan uzaklaştı, hala gergin olan adama bakıp hafif gülümsedim.

 

"Yarın kim gelecek bizimle kampa."

 

" Ben ve bir kaç asker başka kimse gelmeyecek."

 

"Yağız ile Murat han da gelecek mi?"

 

"Gelsinler mi?"

 

Gözlerini kısıp şüphe ile bana baktı.

"Gelmeleri iyi olurdu hem belki Berra da gelirdi bizimle."

 

"Olabilir, hem belki Didem de gelmek ister."

 

" Didem mi?!."

 

"Evet, neden bu kadar büyük bir tepki gösterdin."

 

"Tepki göstermiyor um sadece şaşırdım."

 

" Neye?."

 

"Boşver."

 

İki dakikada canımı sıkmayı başardığı için yemekler gelse dahi canım hiç istememişti, açlığımı giderecek kadar bir şeyler atıştırıp tabağı ittim.

Bu onun gözünden kaçmamış tı ama sesini de çıkarmadı.

Tabur' a vardığımız da hızla araçtan inip paketleri zorda olsa iki koluma doldurdum.

 

"Ver onları bana bir yerini incitecek sin."

 

"Gerek yok."

 

Gözlerini devirip ellerini beline yaslayıp beni izlemeye başladı, zorlansam dahi bunu ona belli etmemek için yürümeye devam ettim.

Hızlı adımlar ile yanıma gelince yüzüne bakmadım, karşıdan Yağız ile Murat han ın geldiğini görünce kocaman sırıttım.

 

Onlar Ahlas a asker selamı verip yanımızda ilerlemeye başladılar , onlar da Ahlas gibi öküzler di insan yardım edeyim der di ya.

Soluk soluğa kalıp yere çökünce Ahlas gülerek tepemden bana bakmaya başladı.

 

"Aşk olsun size Yağız insan bir yardım eder."

 

"Edecektik ama...."

 

Ahlas ona bakınca sözü yarıda kalmıştı.

 

"Ama?"

 

"Sen taşıyorsun diye ellemedik."

 

Ahlas aferin der gibi onlara bakınca anlamıştım neler olduğunu, onlara boş yere öküz demiştim içimden. Adım kadar eminim ki Ahlas bir şekilde onları engellemişti.

 

"İyi tamam, gidin."

 

İkisi dönüp Ahlas a baktı, tam o anda uyuzun tiz sesi kulaklarıma doldu.

 

"Ahlascıım."

 

Hepimiz salına salına gelip Ahlas a yapışan kıza baktık. Didem in arkasından gelen adamı fark edince Ahlas ve Yağız lar esas duruşa geçmişlerdi.

 

"Rahat."

 

Adam onaylamaz gözler ile Didem e bakıp bakışlarını bana çevirdi.

 

"Kızım sen yerde ne yapıyorsun?"

Şaşkın bir şekilde bana bakmaya devam edince hemen kendimi toparladım.

 

"Merhaba efendim."

 

"Merhaba güzel kızım."

 

"Baba ya boşver sen onu , biz ne zaman Ahlas ile merkez e gidicez?."

 

"Kızım bir dur bu ne sabırsızlık."

 

Didem komutan kızıydı birde böyle tatlı bir komutan kızı öylemi, şu anda bayılmak istiyordum.

 

"Ahlas binbaşı."

 

"Emredin komutanım."

 

" Didemin önemli işleri vardı onu yarın merkeze götür diyecektim."

 

Ahlas göz ucu ile bana bakıp tekrar komutanına döndü, bende istemeden yüzümü asıp vereceği cevabı bekledim.

 

"Emredersiniz komutanım."

 

Kabul etmişti beni hiçe sayıp kabul etmişti, gözlerimin dolmaması için derin bir nefes alıp tekrar yerdeki paketleri yüklendim.

 

"Müsaadeniz ile ben biraz yorgunum da."

 

"Müsaade senin güzel kızım."

 

Ahlas tuhaf bir şekilde bana bakınca acaba benimle mi gelmek istiyordu diye düşünmeden edemedim, ama isteseydi komutanına benimle gideceğini söylerdi nasıl olsa benim babam da komutan dı ve oda ona emretti.

 

Onlardan uzaklaşınca tuttuğum göz yaşlarını serbest bırakmıştım.

 

Ahlas a ne kadar sinir olsam da ondan hoşlandığımı inkar etmiyordum, nedense hep beni seçsin istiyordum .

Ama o beni sadece emanet edilen bir komutan kızı olarak gördüğü için Didem den bir farkım yoktu, eğer varsa dahi Didem benden önce geliyordu onun için.

 

Can sıkıntımı geçirmek için kendime bir film seçip izlemeye başladım, çok hüzünlü olan sahnelerden dolayı ağlamaktan gözlerim şişmişti. Kendimi kandırdığımın farkındayım asıl ağladığım şey Can sıkıntımdı ama ben bunu filme yorarak kendimi teselli ediyordum.

 

Bir ara kapının çaldığını duyar gibi olunca kulaklıklar ı çıkarıp kapıyı dinledim ve tekrardan çalınca dağılan saçlarımı düzeltip kapıya koştum.

 

"Selam güzellik."

Berra sırıtarak bana bakınca istemeden gülüp içeri girmesi için ona yer açtım.

Yan tarafta duran Murat han ve Yağız ı sonradan fark etmiştim.

 

"Efnan sen iyi misin?"

 

Yağız şişen gözlerimi görünce doğal olarak tedirgin olmuştu.

 

"İyiyim gelsenize sizinle bir şey konuşmak istiyorum."

 

" Biz hiç rahatsız etmeyelim, dinliyoruz."

 

"Yarın siz gelecek misiniz?, yani sizde Didem ile gitmek isterseniz anlarım nasıl olsa benden daha önce tanıdığınız biri ve önceliğiniz o alınmam yani."

 

Yağız yamuk bir sırıtış ile başını hayır anlamında salladı, bu neye hayır dedi anlamadım ben.

 

Murathan tatlı bir gülümseme ile cevapladı.

"Yok yeng... Şey Efnan biz senin ile geleceğiz Ahlas komutan ım öyle emretti."

 

Berra kıkırdayınca gözlerimi kısarak ona baktım.

 

"Nee?"

 

"Sen git Yağız ile uyu ben yatağımda kimseyi istemem."

 

Berra kızarınca gözlerini kaçırıp odadan alınmış gibi yaparak oda dan çıktı, Yağız onu kolunun altına alınca rengi mora dönen arkadaşıma gülerek ve imrenerek baktım.

 

"Biz gidelim yarın yorucu olacak görüşürüz yeng..aman Efnan."

 

"Sizede iyi geceleeer."

 

Kapımı kapatınca yüzümdeki sahte sırıtışta yok olmuştu kendimi tam yatağa bıraktığım an kapım tekrar çalınca Berra nın onu utandırdığım için başımın etini yemeye geldiğini anladım.

Kapıyı bir hışım ile açtığımda karşımda bir adet Ahlas görmeyi beklemiyordum, hayatta benim odamın önüne gelmezdi birde elinde yemek paketi vardı.

Şaşkın gözler ile bir ona bir elindeki pakete bakınca oda ağlamaktan dağılan yüzüme baktı.

 

"Rahatsız ettim ama öğlen birşey yemedin akşam da yemeğe gelmeyince ben getireyim dedim, yarın yorucu olacak eğer bayılacak olursan baban beni fena haşlar."

 

Babamın ona kızmaya cağını ikimiz de bildiğimiz için başta tuhaf gelsede daha sonra beni düşündüğü için gülümseyip geçmesi için bir kaç adım geri gittim.

 

"Gelsene."

 

"Yok, bunu verip gideceğim."

 

"Lütfen?"

 

"Efnan bu hiç doğru olmaz."

 

"Yani babam seni oğlu gibi sever yanlış birşey yapmayacağını bilir başkalarının düşüncesi benim umurumda değil, eğer senin için sorun olacak ise..."

 

" Ben rahatsızlık vermeyeyim afiyet olsun ,iyi geceler ."

Paketi elime verip gitmişti.

 

...........

 

Kamp yerine vardığımız da çocuklara oyuncaklarını dağıtıp Miraç ile bol bol vakit geçirmiştim, Murat han ve Yağız da diğer askerler gibi çocuklar ile oyun oynayıp onları eğlendirmişti.

Yol haricinde Ahlas aklıma dahi gelmemişti ama dönüşte tekrar Didem ile tek kaldığı aklıma gelince canım sıkılmıştı, ben dalgın bir şekilde yolu izler iken araçlar birden durmuştu.

 

Berra ve ben Yağız ile Murat han ın olduğu araçta olduğumuz için biz beş askeri aracın tam ortasında kalıyorduk.

 

Yağız telsizden öndeki araç ile iletişime geçip bir süre bir şeyler konuştu, birinin onlardan yardım istediğini ve şüpheli bir şekilde ısrarcı olduğunu söyledi.

Murat han ile Yağız araçtan inip bizi beklememiz konusunda tembihlediler ve arka araçtan inen bir kaç asker ile öne doğru ilerlediler.

 

Yarım saat boyunca kimse gelmeyince merak ile araçtan indim, Berra korksa da arkamdan inip peşimden gelmeye başladı.

Yağız ları ilerde bir adam ile tartıştığını görünce onlara yönelmiştim ama bir den biri beni çekip ağzımı kapatınca Berra nın çığlığı kulağımda yankılan mıştı.

 

Yağız a doğru koşmaya başladı ama yavaş yavaş kararan gözlerim ile son gördüğüm Berra nın bacağından vurulup yere düştüğü ve tüm askerlerin bize doğru koşmaya başladıklarıydı.

Biri beni sürükleyip onlardan uzaklaştırırken gözlerim kapanmıştı.

 

Güzel okurlarım,canlarım bu kitabı yazar iken aynı zamanda yaşıyorum tüm heyecanı ,üzüntüyü, sevgiyi. her zerreme kadar hissediyorum.

Sizlerin okuması yorumları ve oyları benim için çok kıymetli,

Kitabıma gösterdiğiniz saygı ve sevgi için çok teşekkür ederim sizleri seviyorum🥰😘

sizlere güveniyorum ☺️☺️

 

 

Loading...
0%