@amineeminetek
|
Babamın asker olduğunu yeni öğrenmiştim. Bana böyle bir şey söylememişti. İçimde karmaşık duygular vardı; hem şaşkınlık hem de belirsiz bir korku. Koridorda sessizce yürüdük, aşağıdaki kafeye inmek için. Belki de babamı yalnız bırakmamız gerekiyordu. "Dinlenmeye ihtiyacı var," diye düşündüm. Günümüz mahvolmuştu ama en azından babam iyiydi. Şükürler olsun ki onu kaybetmemiştim.
Yavaşça kafeteryaya girdiğimizde Yağız bizi fark etti. Elini kaldırarak sessizce yanına çağırdı. Sessizce masaya doğru ilerledik. Nil Erdem'e Mira Yağız'a sarılmıştı. Sarp ve ben sadece masaya bakıyorduk. O uzaklara dalmıştı, gözlerinde karışık düşüncelerle dolu bir bakış vardı.
Ben ise bugün yaşadıklarımın şokundaydım. Sarp'ın babamdan nefret ettiğini biliyordum. Bu, yüzündeki sert ifadeden belliydi. Ancak işin garip yanı, ben ona karşı bir şeyler hissediyordum. "Herhalde," diye düşündüm içimden, "babamdan nefret eden biri benimle konuşmak istemez. Belki de beni görmek bile istemiyordur." Haklıydı aslında. Bu konuda bir şey diyemezdim. Zaten kelimeler boğazımda düğümlenmiş gibiydi.
Bir hafta sonrasına gelindiğinde, babam nihayet hastaneden çıkıyordu. O gün yanımda Nil ya da Mira yoktu. Sadece babam ve ben vardık. Arabaya doğru yavaş adımlarla ilerlerken, babamın yorgun yüzüne baktım.
“Baba, kendini nasıl hissediyorsun?” diye sordum, biraz çekinerek.
Babam hafifçe gülümsedi. “İyiyim kızım. Hastane havası insana iyi gelmiyor. Eve dönmek güzel olacak.”
Babamın bu rahatlatıcı sözleri içimdeki gerilimi biraz olsun hafifletti. Ama hâlâ, Sarp’la babam arasında olanlar aklımdan çıkmıyordu. Babamın o gün söyledikleri, Sarp’ın sert bakışları... Her şey birbirine karışmıştı.
Babam kapıyı açıp arabaya binerken sessizce devam ettim: “Baba, Sarp’la aranızda ne oldu?"
Babam derin bir nefes aldı, bir süre sessiz kaldı. Arabaya oturduktan sonra yanındaki koltuğa yaslanıp gözlerini kapadı. “Sarp zor günler geçirdi,” dedi sonunda. “Babasıyla ilgili... çok şey yaşandı. Ona anlatmam gereken bir şeylerim var ama o bunu duymak istemiyor.”
“Seni suçluyor,” dedim yavaşça, sözlerimi dikkatle seçerek. “Babası öldüğünde seninle ilgili bir şeyler düşündüğünü hissediyorum.”
Babamın yüzünde acı dolu bir ifade belirdi. “Evet, haklısın. Beni suçluyor,” dedi, gözlerini yavaşça bana çevirerek. “Ama gerçekler bazen insanların düşündüğünden çok daha farklıdır. Anlayacak mı bilmiyorum. Zaman gösterecek.”
O an sessizce başımı salladım. Babamın bu konuyla ilgili daha fazla konuşmak istemediğini hissettim. Aramızda bu mesele, ağır bir gölge gibi duruyordu.
Eve vardığımızda babam arabadan indi. Kapıyı açarken, durdu ve bana döndü. “Kızım, sana bazı şeyleri söyleyemedim beni affet."
Babamın bu sözleri beni bir an duraksattı. Ne demek istediğini tam anlayamamıştım ama onu yormamak için pek birşey söylemedim."peki baba"dedim ve eve geçtik
Eve girdikten sonra babam dinlenmek için odasına çekildi. Onu yormak istemediğim için fazla konuşmamıştım, ama kafamın içinde hâlâ dönüp duran sorular vardı. Babamın asker olduğunu yeni öğrenmiştim ve şimdi de Sarp’ın babasıyla olan geçmişi... Tüm bunlar ağır geliyordu.
Odaya geçip yatağıma uzandım. Düşüncelerim sürekli Sarp’a kayıyordu. Onunla ne zaman göz göze gelsem, içimde anlam veremediğim bir karmaşa oluşuyordu. Babama duyduğu öfkeyi anlıyordum.
Çok geç olmuştu ve artık uyumam lazımdı okula gitmeliydim. Telefonumdan gece yatmadan önce çaldığım Spotify listesini açtım. Zamanını ayarlayıp yanıma koydum. Yavaşça gözlerimi kapattım ve uykuya daldım. --------------------------------------------------------------------------------biitttiiiiğ Etkileşimler az olduğu için 10 oy 20 yorumluk bir sınır koyuyorum bence hallederiiiz hem bende o sıra bölüm yazarım Şimdiiik bu bölümü bu kadarla bitirmemin nedeni size sormak istemem Benim aklımda şuanlık yaşanabilecek bir olay yok Hikayenin ilerisi için kızların menzüniyet gününe yada birkaç gün öncesine gitmem lazım zaman atlamalımıyım sizce??? Düşüncelerinizi lütfen yorumlara yazınn |
0% |