Yeni Üyelik
17.
Bölüm

14. Bölüm

@angel_okur

Birinin yumruk atmasıyla adam kolumu bırakıp benden uzaklaştı. “Senin ona dokunan parmaklarını tek tek kırarım!” Yabancı’ydı, o gelmişti. Güney, yumrukları sonucu yere düşen adamı yakasından tutup kaldırdı. Adamın yüzü burnundan akan kanlarla kırmızıya boyanmıştı.

Nefes alamadığımı hissettim o an. Bana hatırlattığı görüntüler sanki tekrar yaşıyormuşum gibiydi. Bir karşımdaki adamı görüyordum bir yerde yatan annemi görüyordum.

Sanki nefes almama yardımcı olacakmış gibi ellerimle boğazımı sıkıp tırnaklarımla bastırıyordum. Güney’in adamı bırakıp yanıma geldiğini ellerim değen ellerini hissedince anladım. Ellerimi tutarak boğazımdan uzaklaştırdı. “Nefesini tutma. Sakince nefes al ve ver.” O söyleyene kadar nefesimi tuttuğumun farkında değildim. Sesi beni sakinleştirmeye çalıştığı için çok daha yumuşak çıkmıştı.

Siyah saçlarından bazı tutamlar alnına düşmüştü. Gözlerinin kahverengisi neredeyse siyah kadar koyuydu. Şüphesiz çoğu kızın hayalindeki erkekler gibiydi. Gözlerine baktıkça içimi huzur kaplıyordu. Yakışıklıydı, kesinlikle çok yakışıklıydı.

Bir anda ona sarılmayı bende beklemiyordum. Sarılınca buna gerçekten ihtiyacım olduğunu bende anladım. Başta tereddüt etsede o da kollarını bana sardı. Yorgunluğum geçmişti sanki. Dertlerim dermen bulmuş gibi yok olmuştu.

Tarif edemeyeceğim kokusu çok güzeldi. Tanıdık ama bir o kadar da yabancıydı kokusu. Uykumu getiriyordu.

🪷

Yabancı sessizce evime kadar eşlik edip gitmişti.

Siz: Yüzünü daha başka bir zaman görmeyi tercih ederdim.

Yabancı: Bende.

Yabancı: Ama gördün artık.

Siz: Yalan söylemeyeceğim, yakışıklısın.

Yabancı: Teşekkür ederim Su Perisi.

Yabancı: Onur duydum.

Yabancı: Ama artık uyu.

Yabancı: Saat geç oldu.

Siz: Peki.

Siz: İyi geceler Yabancı.

Yabancı: İyi geceler Su Perisi.

 

Bu yazdığım en kısa bölümdü. Birkaç gündür fazla yoğunum beni affedin. Ayrıca aklıma yazacak bir şey gelmiyor. Ne yazabileceğime dair fikirlerinizi ve bu bölüm hakkındaki düşüncelerinizi yorumlara bekliyorum.

Loading...
0%