Siz: Ben çok sıkılıyorum!

Yabancı: Ne yapmak istersin?

Siz: Nasıl tanıştığımızı söyleyebilirsin mesela.

Yabancı: Kendin hatırlamanı tercih ederim.

Siz: Durup dururken bir anda mı hatırlayacağım ben?

Siz: 15 yıl önceki bir olayı nasıl hatırlayayım?

Yabancı: Arada ipuçları veririm.

Siz: Direk söylesen olmaz mı?

Yabancı: Olmaz.

Yabancı. Hiç benlik değil.

Siz: O zaman ilk ipucunu söyle.

Yabancı: Pembe oyuncak araba.

Siz: Pembe oyuncak araba?

Yabancı: Evet.

Siz: Aklıma hiçbir şey gelmiyor.

Siz: Başka ipucu yok mu?

Yabancı: Bir sonraki ipucu haftaya.

Yabancı: Bununla idare et.

Siz: Küçükken çok sevdiğim pembe bir oyuncak arabam vardı.

Siz: Hala duruyor galiba.

Siz: Annem küçükken onu çok sevdiğimi söylemişti.

Siz: Ama aklıma başka bir şey gelmiyor.

Yabancı: Hala durmasına sevindim.

Yabancı: Zamanla hatırlarsın.

Siz: Zamanla hatırlamak değil şimdi hatırlamak istiyorum.

Yabancı: Bazen isteklerimizin gerçekleşmesi için çabalamak gerekir.

Yabancı: Elbet hatırlarsın.

Siz: 30 yaşına gelince hatırlamak istemiyorum.

Yabancı: İstersen 40 yaşına gelince hatırla ama ben anlatmayacağım.

Siz: Neden ama?

Yabancı: Kendin hatırlayınca daha güzel olur.

Siz: Güzel olmasın o zaman.

Siz: Hatırlayayım yeter.

Yabancı: Zorlama.

Yabancı: Kararım değişmeyecek.

Yabancı: Ben aynı kelimeleri tekrar etmekten bıktım, sen ısrar etmekten bıkmadın.

Siz: Sonunda istediğim bir şeye ulaşacaksam bıkmam.

Yabancı: Bunun sonunda istediğin bir şey yok ki.

Yabancı: Israr etsen de etmesen de sen hatırlayacaksın.

Siz: Peki, ben hatırlayacağım.

Siz: Ama ipuçlarımı her hafta aynı gün söyleyeceksin.

Yabancı: Tamam.

Yabancı: Benim için sorun yok.

Siz: Bir zahmet olmasın zaten.

Siz: Ben çok sıkılıyorum!

Siz: Yapacak hiçbir şey yok.

Siz: Hayat çok sıkıcı.

Yabancı: Okula git, cafeye git, yemek yap, evi temizle falan derken gün bitmiyor mu zaten?

Siz: Yemek yaparken kolay tarifler kullanıyorum.

Siz: Ve temizlik yapmıyorum ki.

Siz: Her yer toz.

Siz: Alerjik bir insan olmadığım için çok mutluyum.

Yabancı: Evi temizlesene o zaman.

Yabancı: Canın sıkılmaz.

Yabancı: Çok eğlenceli bir iştir.

Siz: Kaç kere temizlik yaptın?

Siz: Temizlik profesörü gibi konuşuyorsun da.

Yabancı: Hiç yapmadım.

Yabancı: Kafamdan uyduruyorum.

Yabancı: Hiç denemedim ve ölmeden önce yapılacaklar listeme girmiyor.

Siz: Denemeni çok isterim.

Siz: Aynen yazdığın gibi.

Siz: Çok eğlenceli.

Siz: Dünyadaki en eğlenceli iş temizliktir.

Yabancı: Bu tavsiyeni düşünmeyeceğim.

Yabancı: Bu eğlenceden mahrum kalmak çok işime gelir.

Siz: Biz temizlik konusuna nereden geldik ya?

Yabancı: Senin temizlik yapmamandan geldik.

Siz: Ciddi bir soru değildi.

Yabancı. Biliyorum.

Yabancı: Yine de cevaplayayım dedim.

Siz: Keşke başka sorularımı da böyle cevaplasan.

Yabancı: İlgimi çekmedi.

Siz: İlgini ne çekiyor ki?

Yabancı: Sen.

Nasıl olmuşş???

Sonraki bölümü Yabancı'nın ağzından okumaya ne dersiniz? Böylece Güney'i ve hayatını daha iyi tanımış olursunuz. Zaten şimdilik Gece'nin hayatı normal ilerliyor. Daha sonra neler olur bilmiyorum. (Spoiler olarak düşünmeyin, gerçekten neler olur bilmiyorum.)

​​Ayrıca Güney'in kardeşini de biraz tanıyacağız. Onun da hikayede önemli bir yeri vardı. Şimdiyi bilemem ama -dikkat spoiler okumak istemeyen sonraki bölüme geçebilir veya kitabı kapatabilir-eskiden çok önemli bir rolü vardı denebilir.