Yazdığı cümleler kendimi daha iyi hissetmemi sağlamıştı. Fark etmesemde gittikçe ona bağlanıyordum. Belki bana gösterdiği ilgiden ötürü, belki hiç arkadaşım olmadığından. Benim hakkımda çok şey bilmesi beni biraz korkutuyordu tabii.

Dinlenip hemen iyileşmek için kendimi uykunun kollarına bıraktım.

Yorganımı üstüme örtmeden uyumama rağmen uyandığımda yorganı kulağıma kadar çekmiştim. Ayrıca titriyordum. Başım dönüyordu ve her yerim ağrıyordu. Daha önce bu kadar ağır bir hastalık geçirmemiştim. Kolumu bile kaldıramıyordum. Yorganı zar zor üstümden çekince sanki kar yağarken montsuz ve ince kıyafetlerle dışarı çıkmışım gibi hissettim. Vücudumun sıcaklığının aksine çok fazla titriyordum.

Yabancı’dan yardım istemek için ona mesaj atmayı düşündüm ama masamdaki telefona kesinlikle ulaşamazdım. Dakikalarca yatağımda bekledikten sonra kapımın açıldığını gördüm. Annemin yüzündeki sinir çok net okunuyordu.

“Sınavlarda sana yatağının rahat olup olmadığını mı soracaklar?”

Titremekten kekeleyerek konuşuyordum.

“Ateşim var, üşüyorum.”

Annem alay edercesine burnundan güldü.

“Senin hastalıkların ağar geçmez. Rol yapmayı bırak ve ders çalış.”

Kapıyı kapatıp gitti. Ben ise göz kapaklarıma karşı gelemeyip tekrar uyudum.

Gözlerimi açtığımda üşümem azalmamıştı fakat ağrılarım geçmişti. Gökyüzü siyahın en karanlık tonuna sahipti. Önce ateşimi ölçtüm, 40 dereceydi. Daha sonra telefonuma baktığımda beni bir sürür mesaj karşıladı. Saate baktığımda gün içinde uyuduğum için erken uyandığımı anladım. 03.48. sıra mesajlara gelmişti.

0530*******: Nasılsın?

18.23

0530*******: Su Perisi, iyi misin?

00.34

0530*******: Durumunu haber ver yazmıştım.

0530*******: Mesajlarıma bakacak mısın?

0530*******: Bir şey mi oldu?

0530*******: Kötü müsün?

0530*******: Su Perisi lütfen haber ver.

01.56

0530*******: Senin amacın beni merakta bırakmak mı?

03.15

Siz: Uyuyordum.

Siz: Ateşim yükseldi, biraz üşüyorum.

Anında mesaj geldi.

0530*******: Annene söyledin mi?

Siz: Bana inanmıyor. Hastalıkları ağır geçirmediğimi, rol yaptığımı söylüyor.

0530*******: Uyuma, biraz bekle.

Siz: Neden?

0530*******: Mesajlarına bakamayacağım. Uyumadan bekle. Anlına ıslak bez falan koy.

Küçük bir havlu alıp soğuk suyla ıslattıktan sonra anlıma koyup bekledim. Bir süre sonra telefonuma mesaj geldi.

0530*******: Kapıyı aç, poşettekiler ye.

Odamdan çıkıp kapıyı açtığımda poşeti gördüm. İçinde portakal, mandalina, kivi, çilek ve kesilmiş bir şekilde saklama kabına konulmuş ananas vardı. Meyvelerin oluğu poşet dışında küçük bir tane daha vardı. Onun içinde de ateşimin düşmesini sağlayacak bir ilaç vardı.

Yüzümdeki tebessümle poşetleri alıp içeri girdim. Mutfağa gidip meyveleri yıkadıktan sonra tabağa koydum ve odama gittim.

Siz: Teşekkür ederim.

Siz: fotoğraf

Yazardan not: Gönderdigi böyle bir fotoğraf. Mandalina ve ananas yazan yerde o meyvelerin olduğunu düşünün.

0530*******: Rica ederim.

Meyveleri yiyip ilacı içtim. Uyumak için yatağa yattığımda uyumam çık zor oldu. Uykuya daldığımda gördüğüm rüya çok huzur vericiydi. Alarm çaldığında uyanmam uzun sürmedi. Sanki dün hastalanmamışım gibi enerjik hissediyordum.

0530*******: Bugün nasılsın?

Siz: Çok iyiyim.

0530*******: Sevindim.

0530*******: Okula gidecek misin?

Siz: Evet, birazdan çıkacağım.

0530*******: Bugün de evde kalıp dinlensen daha iyi olmaz mıydı?

Siz: Ben gayet iyiyim. Evde kalmam için bir sebep yok.

0530*******: Peki.

Okul güzel geçmişti, cafe de çok dolu olmadığı için yorucu olmamıştı. Eve mutlu gitmeme rağmen evde gördüklerim neşemi tamamen yok etti.