
Herkes her zaman her şeyi yapamaz. Bütün yükleri taşıyamaz. Her işte başarılı olamaz. Yorulur, bazen çok yorulur. Çabalar, bazen çok çabalar. Ama olmaz işte, her şeyi başaramaz insan. Fakat bütün olanlara karşın hayat akmaya devam eder. Günler, aylar, yıllar geçer toparlanırsın bir şekilde ve devam edersin. Ben bunu çok erken yaşta öğrenmiştim.
Babamı küçük yaşta kaybetmiştim. Sonra ise her şey tepetaklak olmuştu.
O günü çok iyi hatırlıyordum. Ama sonrası yoktu hafızamda. Babamın öldüğü günden sonraki birkaç yılı ve önceki yılları asla hatırlayamıyordum. Elimde sadece bazı fotoğraflar vardı küçüklüğüme dair. Başka çocuklar vardı yanımda ama zihnimi yokladığımda yoktular. Hatırlamak istediğim bütün anlar beni terk etmişti.
Emin olduğum tek şey babam öldükten sonra annemin eskisi gibi olmadığıydı. Gülmezdi artık. Çok çalışırdı, kendini işe vermişti başka düşündüğü bir şey yoktu. Ne ben ne de başka bir şey.
Şimdi ise üniversite öğrencisiydim. Okul çıkışları aylık harçlığım için yarım gün bir kafede çalışıyordum.
Bugün de sıradan bir gündü. Ama yorulmadım diyemezdim. Tempoya alışmış olsada yoruluyordu insan.
Eve girdiğim gibi kendimi yatağa bıraktım. Uzun süredir bakmadığım telefonumu aldığımda bilinmeyen numaradan mesaj vardı. Mesaj 10 dakika önce gelmişti.
0530*******: Eve geldin mi?
Bir süre mesajla bakıştık. Bütün günümü düşündüm. Numaramı verdiğim kimse yoktu.
Siz: Kimsin sen?
0530*******: Merak ettim seni.
0530*******: İyi misin? Kafeden döndün mü?
Siz: Tanışıyor muyuz?
0530*******: Tanışıyoruz fakat hatırlar mısın bilmem.
0530*******: Ayrıca soruma cevap verir misin? Döndün mü? İyi misin?
Siz: Pardon?
Siz: Sen kim oluyorsun acaba?
Siz: Beni mi takip ediyorsun?
0530*******: Seni takip etseydim sormazdım zaten.
Siz: Benim nerede olduğum, iyi veya kötü olduğum seni ilgilendirmez.
Siz: Seni tanımıyorum neden cevap vereyim?
0530*******: Belli bir süre beni tanımaman daha iyi.
0530*******: Sen şimdi dinlen, yorulmuş olmalısın.
Siz: Ne yapacağımı sana mı soracağım ben?
Dış kapıdan anahtar sesi gelince annemin döndüğünü anladım. Montunu çıkarıp astığını düşündüğüm birkaç dakikanın ardından odamın kapısını araladı. Kısa bir süre göz gezdirdikten sonra kapıyı kapatmadan geri gitti.
Kapımın aralık kalmasından nefret ederdim ve annem bunu yapmaya bayılırdı.
Belli bir süre sonra mutfağa girip kendime ve anneme yemek koydum. Kendi tabağımı masaya bırakıp annemin tabağını onun odasına götürdüm. Yavaşça kapıyı çalıp açtım.
“Yemek getirdim.”
Aramızdaki rahatsız edici mesafeyi korudu. “Şuraya bırakabilirsin.”
Aynı soğuklukla yanıtladım karşımdaki benimkilerle aynı tonda olan mavi gözleri. “Peki.”
Yemeğim bitince odama geçip bilgisayarımdan film açtım.
Filmin ortalarında göz kapaklarıma karşı koymaya çalışırken telefonum titreyince uykulu bakışlarım ona döndü.
0530*******: İyi geceler Su Perisi.
Su Perisi yazmasıyla yüzümde bir tebessüm oluştu.
Siz: İyi geceler Yabancı.
Birkaç dakika sonra gözlerim yavaşça kapandı ve kendimi uykunun derin kollarına teslim ettim.
Sabah
Uyandığımda geç uyandığımı gördüm. Hızla hazırlanıp kahvaltı etmeden evden çıktım. Okula doğru yürürken telefonuma gelen mesajla telefonumu cebimden çıkardım.
0530*******: Günaydın Su Perisi. İyi dinlendin mi?
Siz: Günaydın.
Siz: Kime göre iyi? Bana göre iyi ama başkalarına göre bilemem.
0530*******: Başkaları beni ilgilendirmez Su Perisi.
Elimdeki telefona bakarken yolun ortasında kalakaldım. Kesinlikle beklemiyordum.
Siz: Aynı şekilde benim nasıl olduğum da seni ilgilendirmez.
Siz: Kim olduğunu bilmiyorum, seni engellemediğim için sevinmelisin.
0530*******: Bunun için yeterince sevindiğime emin olabilirsin.
Umursamadan mesaj uygulamasından çıkarak yoluma devam ettim.
Ortalama on dakikalık bir yürüyüşün ardından varmıştım. Sınıfa geçip oturduğumda başımı kollarımın üstüne koyarak gözlerimi kapattığımda ince bir ses duydum. Karşımda sarı saçlı, yeşil gözlü bir kız vardı. Fazlasıyla güzeldi. Boyu benden biraz daha uzundu ve oldukça zayıftı.
"Koridorda biri bunu sana vermemi istedi. Yakışıklı çocukmuş, sevgilin falan mı?"
Poşeti bırakıp kendisi de oturdu. Poşetin içinde simit ve bir not vardı.
“Sevgilim yok.” derken notu çıkartıp okudum.
Bir daha kahvaltı yapmadan evden çıkma. Simit bitecek aç kalma, bugün senin için yorucu geçecek.
~Yabancı
Evet, bugün yorucu geçecekti. Fazla dersim vardı ve kafede doğum günü partisi yapılacaktı.
“Peki,” dedi harfleri uzatarak. “Flört müsünüz?”
“Hayır, tanımıyorum onu.”
“O zaman yiyecek misin bunu?” diye sorarken simidi gösterdi. Kesinlikle çok meraklıydı.
“Asla. İçine bir şey koymuş olabilir.”
“Haklısın. Sera bu arada ben.”
“Gece,” dedim. “Memnun oldum.”
“Bende.” Birkaç saniyenin ardından yine konuştu. “Sonra görüşürüz o zaman.”
“Görüşürüz.”
Kız gittikten sonra telefonumu çıkardım.
Siz: Kimsin sen Yabancı?
0530*******: Yazdığın gibi bir yabancıyım.
Siz: Kahvaltı yapmadığımı ve bugünün yorucu geçeceğini nereden biliyorsun?
0530*******: Meslek sırrı.
Gördüğüm mesaja göz devirdikten sonra telefonumu kapattım. Etrafa bakarken gözüm simide değince ise onu kuşlar için camın önüne koymayı tercih ettim.
Bu kitap sadece canım sıkıldığı için öylesine yazmaya başladım. Bölümler kısa olacak ve ne sıklıkla yeni bölüm gelir hiçbir fikrim yok. Lütfen okuyup geçmeyin oy verin.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |