@anim_aysa
|
Şuan Perşembe sabahı abimi zar zor ikna edip okula gidiyordum. Bu gün annem ve babamın şehit olduğu gündü bu yüzden abimin bana önceden babamın askeri ceketine çok benzeyen ceket yaptırmıştı onu giyim gerçekten askeri ceket görmemiş kimse ayırt edemezdi. Şehitliğe gidecektim okul çıkışı abimlerin haberi vardı ve akşama kadar orda dururdum abim gelir alırdı beni zorla ben orda sabahlardım yoksa ama eve gitmem gerekiyor.
Şuanda okula gidiyorduk abim beni bırakıyordu Ahmet abi bu taraflarda olacağını aradığında hemen yanına geleceğini söyledi onayladım ve okula girdim. Kimseye bakmadım şuanda altımda siyah eşofman içinde kısa bir tişört vardı yani Crop vardı üstümde ise kocaman bol bir askeri hırka kimseye bakmıyor yüzümde mimik kırıntısı olmadan yerime geçtim ilk ders sınıf öğretmenimiz ile olduğu için hoca sıraları değiştirecekti hiç hoş değildi. Hoca herkesi ayağa kaldırdı ve sıra ile oturt maya başladı ben eski yerime oturmuştum en arka köşe yanıma kimi koyacaktı hoca bilmiyordum yanıma gelen kişi ile sabır diledim. Ya hoca başka yer mi yok Alp’i yanıma oturtuyorsun Allah’ım sabır birde gülüyordu. Hoca bizi serbest bırakmıştı ben sıramda oturuyordum alp ise yanına dönmüş agah ile konuşuyordu.
Telefonumdan fotoğraflara girdim teker teker bakarken annem ve babamın olduğu fotoğraflara denk gelmiştim çoğunluğunda asker forması vardı kendimi tutamdım sesiz bir şekilde ağlamaya başladım bu yıl 10.yıldı dile kolay 10 yıl bir anda biri bana dokununca irkilerek kendimi geri çektim, göz yaşlarımı elimin tersi ile silmiştim kafamı kaldırdım Alp’e baktım bana bakıyordu telefonumun ekranını hızla kapadım bunu fark etti telefonumu fazla sıkmıştım bir hafta önce bana dediklerini unutmamıştım kendimi zor tutuyordum ‘ne var Alp’ dedim ‘neden ağlıyorsun’ dedi derin nefes aldım ‘bugün önemli bir günde ondan ne olduğunu sorma çünkü söylemem ve benim hakkımda bilgi çıkarmaya çalışma’ ayağa kalkmıştım ‘yol ver de geçeyim dedim beni kolumdan çekti kolumda yara vardı tam üstüne bastırak çekmişti geri yerime otur tu beni öküz ‘ne yapıyorsun amına ya’ dedim kolumu tutarken bana gülerek bakıyordu anlamaz gözlerle baktım ne oldu şimdi sırıtıyor bu, tabi canım acıdı ‘nereye gidiyorsun hemen’ dedi tipini… tam o an da zil çaldı ŞANSLI GÜNÜMDEYİM herkes dışarı çıktı bende hırkamı çıkardım sıla yanımda durdu konuşuyorduk ‘bu gün sende gelecek misin amcanın mezarına’ dedim sesim zor çıkmıştı -Geliyorum gökçe -Sence şuan iğrenç duruyor muyum. dedim sessizce bana baktı hayır anlamında başını salladı yemek haneye inmeliydim kahvaltı etmedim etmem ve ilaç içmem lazımdı sıla ile iniyorduk montumu giyecekken sıla dur dedi giymedim nereye kadar saklanacaktım kantine girdik ben emirlerin yanına giderken sıla tost almaya gitti emirin yanına geldim ve oturdum emir şaşırmamıştı sıla tostlar ile geldi ve yemeye başladık
Yemekleri yemiştik ilaçlarımı almak için sınıfa çıktım sonra geri inecektim o yüzden hırkam yanımda değildi. Çantamı karıştırıyordum ama ilaçlar yoktu kafamı kaldırdım alp başımda durmuş elinde ilaçlarımla bana bakıyordu sonra bedenime baktı gülüşü soldu her yerimde yara ve izler vardı -İlaçlarımı verir misin. -hayır. -Neden -Neden vereyim ki. Sabır -Senin yüzünden olan yaralarımı geçirmek için. Dedim gözlerime baktı -Annen ve babanın şehit olup öldüğünü neden saklıyorsun. -Annem ve babam ölmedi, sana demediler mi şehitler ölmez diye. -dediler ama öldüler sonuçta. -Sana tek bir şey söyleyeceğim. Şehitler ölmez. İlaçlarımı aldım ve baktım psikiyatri hapım vardı dondum ben bu hapı içmiyordum abim neden koymuştu ve Alp bunu görmüştü of. Ona baktım bana bakıyordu gülümsedi has siktirdi ‘Bir şartla kimseye söylemem o hapı’ dedi fırsatçı ‘şartın ne’ dedim ‘istediklerimi yapacaksın yada sana karşı ben yapıcam’ kabul etmek zorundaydım bu ilacı söylerlerse cahil insanlar bana deli dersi ve bunu ben istemiyordum ‘kabul’ İlaçlarımı içmiş sınıfta oturuyordum. Keşke kabul etmeseydim ama iş işten geçmişti of!. Zil çaldı benim karnım çok ağrımaya başlamıştı abimi aramam lazımdı herkes sınıflara girerken ben sınıftan çıktım önüme bir anda alp çıktı ne yapıyor bu salak beyinsiz bana gülümsedi ne oldu abi gene ya ‘ ne oldu gene alp ‘ dedim ‘nereye’ dedi ‘sana ne’ dedim ‘dediğimi yapacaktın senden bunu istiyorum nereye gidiyorsun’ dedi ‘tuvalete özel bir işim var çıkarmışın önümden’ çıktı koşarak uzaklaştım abimi aradım ‘ne oldu gülüm’ dedi ‘abi karnım çok ağrıyor gelip beni alsana’ dedim ‘tamam 5 dakikaya ordayım’ kapadım tuvaletten çıktım sınıfa geçtim ağrıdan ölecektim resmen alp bunu fark etmiş olmalı ki ‘gökçe iyi misin’ kafamı iyi yim manasında salladım ama bana inanmamış olacak ki bana bakmaya devam etti, sonra sordu ‘gökçe iyi değilsin doğruyu söyle’ Alp’e baktım ne ona ne ‘sen reglimi oldun’ diye sordu kafamı evet anlamında salladım normal de bu kadar ağrım olmuyordu o anda kapı çaldı nöbetçi öğrenci geldi ‘hocam dersinizi böldüğüm için özür dilerim gökçe Asena Türkün abisi gelmiş almam lazım’ hızlıca eşyalarımı çantama tıktım ve hızlıca sınıftan ayrıldım abim aşağıda beni bekliyordu gelince sarıldım sonra arabaya geçtik.
Eve gelmiştik odama çıktım yattım, ablam geldi ‘ne oldu güzelim erken geldin’ dedi ona baktım ‘abla bana arı kesici ver lütfen ya karnım çok ağrıyor’ ablam bana baktı ‘aba regli oldum karnım çok ağrıyor lütfen’ dedim ablam başını salladı ‘tamam’ odadan çıktı ben gözlerimi kapadım. Aradan 15-20 dakika geçti odanın kapısı açıldı gözlerimi açtım ablam ve abim gelmişti ablam ilacı verdi bende içtim sonra geri yattım ‘abim bu uyku yapar sana tamam’ kafamı salladım sonra uyudum.
Alp dem (gökçe gittikten sonra) Gökçe gitmişti, neden bu kadar kötü olmuştu tanıdığım kadınlar de böyle olmuyordu ama duyduma göre insandan insana değişiyormuş, kafamı çevirdiğimde gökçenin kuzenleri bana pis pis bakıyorlardı ben bir şey mi yaptım, ne yapmadın desen daha iyi olur, sus lan iç ses zil çaldı adar ve agah yanıma geldi ‘la bu kız neden gitti’ dedi onlara baktım ne kadar gökçeyi sevmeseler de bir şey olmasından korkuyorlardı çünkü bu mallar onu san ki küçük kardeşleri ile uğraşır gibi uğraşmak istiyorlardı.
‘bir şeyi yok ya ben sordum’ bu bilgiyi bu piçlere vermeyecektim bende saklı kalsın ‘iyi kantine gidek’ ‘tamam’ ayağa kalktık gittik.
Okul bitmişti evlere dağılmıştık, ben gene evde tektim desene sanki annen babam var mı. İlk defa doğru koştun iç ses annem ölmüş babam beni terk ettikten 2 hafta sonra eve vefat haberi gelmişti o zamandan beri teyzem ve dayım bakıyor bana. Belirli bir yaştan sonra evde tek yaşamaya başladım. Şu anda yemek yapıyordum çok güzel yemek yapardım.
Kapı açıldı abim gelmişti muhtemelen abim askerdi ve çok görüşmez dik ama direk mutfağa girdi ‘ne yapıyorsun alp’ dedi ona döndüm ‘yemek yapıyorum abim’ dedim geldi ve bana sarıldı bende ona sarıldım ben abim gibi asker olamazdım her ne kadar iyi gözüksem de hastaydım aslında benim astımım vardı boksa çok gitmezdim o yüzden beden dersinde de oyun oynamazdım her neyse sarılmamız bittikten sonra yemeğe döndüm abim yukarıya gitti üstünü değiştirecekti.
Yemek yedikten sonra odama çıktım sınıf grubundan gökçe nin numarasını bulup aradım
Gökçe Asena dan
Uyanmış yemek yemiştim şimdi odamda ödev yapıyordum saat akşam sekize geliyordu. Telefonum çaldı kayıtlı olmayan numaraydı açmadım sonra bir daha çaldı gene açmadım gene çaldım elime aldım ve açtım ‘kimsiniz’ dedim ‘şükür be kızım açtın’ alp mi ‘ sen benim numaramı kimden aldın’ ‘kimseden almadım hanım efendi’ ‘nerden buldun’ dedim ‘sınıf grubundan’ hay Allah’ım ‘ne istiyorsun alp ödevim var hızlı söyle’ ‘bir şey istemiyorum nasıl oldun’ lan bu mağara adamına ne olmuş esteüzübillah ‘iyiyim odun bey şimdi kapamam lazım çünkü ödev yapacağım bay bay’ dedim ve yüzüne kapadım hemen derse döndüm çünkü önemli bir ödevdi telefonuma bildirim düştü alp yazmıştı alp i şerefsiz diye kay ettim
ŞEREFSİZ Hem odun de hem de yüzüme Kapat oldu Bak alp valla hiç zamanım yok senle Uğraşamam
Ama ben yarın senle uğuraşıcam Allahım sabır neyse ben gidiyorum alp Bey Dedim ve telefonumu kapadım sessize aldım, çok ders çalışmıştım yoruldum hem de çok telefonumu aldım ve aşağı indim abimler solonda oturuyordu solona girdim abim bana baktı ‘güzelim ne yapıyordun odanda iki saattir’ ‘ödev’ başını salladı yanına oturdum kafamı da göğüsüne koydum ‘yarın misafirimiz var’ kafamı kaldırdım abime baktım ‘kim’ dedim merak etmiştim ‘tim arkadaşımız kardeşi ile geliyor eren abin’ eren abi mi çok mutlu oldum çünkü eren abi çok kafam uyuyordu eğlenceli biri idi eren abi.
Solonda Ahmet abi ben ve abim kalmıştık ben abimin dizine yatıp çizgi filim izliyordum, evet küçük değilim ama abimler açmıştı bende izliyordum sonra uykuya daldım.
Atadan (Çok kısa) Asena dizimde uyuya kalmıştı saçlarını sevemem her zaman onu sakinleştirirdi. Asena çizgi filim izlerken çocukluğum aklıma geldi küçük Asena da hep böyle yatardı. Her neyse Ahmet abi gökçeyi kucağına aldı ve odaya götürdü. Sonra herkes yattı ama ben yatmadım çünkü uyku tutmuyordu.
İki gün sonra Şırnak yolcusu olacağız burada çok bile kaldık aslında umarım gökçe Asena’ya gene bir şeyler olmaz o çocukları çok sevmedim
Gökçe Asena dan
Sabah uyandığımda yatağımdayım abimler taşımış olmalı saate baktığımda 8.30 olarak gördüm hayır ya 30 dakika sonra ders vardı. Hemen giyindim aşağı indim abim uyanıktı yanına gittim. Yanağından öptüm ‘abi ben şimdi çıkıyorum okula geç kalıcam sonra hadi bay bay’ dedim abim kafasını salladı sonra ise hızlıca ayakkabılarımı giydim ve evden çıktım.
Hızlıca okula girdim. Koşarak merdivenlerden çıktım ve sınıf kapısı açıktı öğrencilerde ayakta olduğuna göre hoca gelmemişti hemen sınıfa girdim ve sırama geçtim alp gene yanımda oturuyordu ben ise sakince oturdum ve kitabımı çıkardım abime okula geldiğimi ve dersin şimdi başladığını söyleyen bir mesaj attım ve telefonumu duvar tarafındaki cebime koydum ders tasarım dersiydi evet bildiğiniz tasarım gruplara ayrılıp maket yapıyorduk ve hoca bunlara puan veriyordu.
Hoca gurup olacağımız kişileri söylüyordu sıra bana gelmişti ‘son olarak gökçe, alp , agah ve adar’ has siktir ama bu ne ya ‘çocuklar cumaya istiyorum bir gününüz var’ çok uzun sürecek bir maket ödev değildi, gruplar toplanmıştı abi bu ne ya 190 üstü insanoğullarının arasında cücük gibi kaldım bana bakıyorlardı ‘ne maketi yapıyoruz’ dedim adar atladı ‘ev yapalım iki katlı’ ‘tamam ben okeyim’ dedim herkes kabul ettiğinde kimde toplanacağımızı geldi kon ‘bence ona yarın sabah karar verelim olur mu’ ona da tamam dediler grup kurmak için telefon numaralarını aldım.
Okulda başka hiçbir şey olmadı, şuan eve gidiyorum ve misafirin gelmesine iki saat var.
Eve geldiğimde ablam yanıma geldi 15 dakikaya misafirlerin geleceğini söyledi odama çıktım altıma pantolon üstüme ise crop giydim hava çok sıcaktı aşağı indim. Aradan 5 dakika geçti kapı çaldı kapıyı açmaya ben gittim. Kapıyı açtım ilk içeri eren abi girdi sarıldım arkasından kardeşi girdi LAN BEN BU ÇOCUKTAN KURTULAMIYORUM içeri alp girdi bir birimize mal gibi bakıyorduk. El sıkıştıktan sonra solona alp ile beraber girdik abimler gerilmedi bile lan bunlar her şeyi biliyordu her neyse eren abi sordu ‘siz sıra arkadaşısınız galiba’ kafamı salladım yemek için mutfağa geçerken alp kulağıma eğilip ‘Asena hanım çok güzel olmuşsunuz ayıp(!)’ dedi güldü dalga geçiyordu mal ‘tabi Alp bey sizde çok yakışıklı olmuşsunuz(!)’ bir birimizle dalga geçtiğimizi bildiğimiz için güldük.
Yemekten sonra ben ve alp bahçeye çıkmıştık ödev hakkında konuşuyorduk. Alp de toplanmaya karar verdim ama bu karardan abimin haberi yoktu ve biz yarın okul çıkışı başlayıp bitirecektik. İçeri solona geçtik, abime bu konuyu burada şuan açmam lazım ‘abi’ dedim bana döndü tek kaşını kaldırdı bu ‘ne oldu’ demekti ‘bizim dönem ödevimiz var bizde maketi Alplerde yapmaya karar verdik yarın onlara gidiyoruz’ dedim ‘bana sormadan neden karar verdun ba sana gidebilirsun dediğumi hatırlamıyorum’ gene şiveli konuşuyor ya ‘ula aga ne olacak da’ dedim -izin vermiyorum -vereceksun -vermecğum -vereceksun -vermeyecğum dedim saa -Yaxşı, bunu mənə vermə, evdən qaçıb belə gedəcəm. -Ne!. Evdən çıxa bilməzsən, insanları dəli etmə. Dedi ve ayağa kalktı -abi abartıyorsun sadece ödev. -kim var grup da -adar, agah, alp ben. -Kesinlikle gitmiyorsun!. O isə elə danışır ki, normaldır, o evə gedə bilməzsən. -abi eren abide evde olacak. Bana baktı sonra eren abiye eren abi kafasını salladı ‘tamam git ama bir şartla’ dedi ALLAHIM SABIR ‘şartın ne’ dedim ‘telefonlarımı açacaksın yoksa okuldan bile kendim alırım seni’ kafamı salladım geri oturdu yerine bende oturdum alp vardı yanımda herkes birbiri ile sohbet ediyordu biz maketi tasarlıyorduk alp in tabletinden iki kişi tasarımı üslenmiş yapıyorduk biraz dip dibeydik çünkü tablet alp in sağ dizinde benim ise dol dizimde. Abim bu yakınlıktan hoşlanmamış olacak ki öksürdü biraz geri çıktık en son işimiz bitti zafer gülüşü ile yaslandım. Alpler gitmişti bizde odalara çıkmıştık, odamın kapısı çaldı içeri Ahmet abi, Alper abi ve Emre abi gidi bunlar ne alaka şimdi gözlerimi kapadım uyuyor numarası yaptım çok güzel numara yapardım. ‘küçük hanım uyuyormuş(!)’ dedi Ahmet abi ‘ama uyumasaydı ona oyuncak ayıcığını verirdik’ oyuncak ayıcımı gözlerimi açtım abimler gülüyordu ayıcık yoktu ‘sizi gibi uşaklar beni kandırdınız he’ küsüp onlara arkamı döndüm arkama biri oturdu ve beni omuzlarımdan tutarak çevirdi kim bu ya bana dokunuyor. Beni döndüren kişi Ahmet abi idi zaten bana dokunmaya –her hangi bir şekilde sarılma el tutma döndürme veya sadece koluna dokunma gibi- öz abilerim ablam ve Ahmet abi cesaret ederdi(!) ‘ne oldu ya ne istiyorsunuz’ dedim ‘yarın saat 5 de evde o yoksa çok kötü olur küçük hanım’ bu nedir ya ve sesi çok sert çıkmıştı ne oluyor her neyse kafamı salladım sonra Alper abi geldi ve bir kutu uzattı bana aldım ‘bu ne abim’ dedim bana cevap verdi ama beklediğim cevap bu değildi ‘aç bak abim’ dedi açtım. Bir kolye çıktı ben kolyeye bakıyordum dondum çünkü bu kolye abimlerde de vardı yani şöyle diyeyim künye değildi bu Asya timinin sembolü gibi düşüne bilirsiniz bir kurt sembolü kolye avcumun içindeyken Alper, Ahmet ve emre abim gelip kendi kolyelerimi avcuma koydular ama benimki dişi kurt haliydi çünkü altında çok küçük Asena yazıyordu onlarda öyle bir şey yazmıyordu gözlerim doldu ama mutluluktan hepsine sarıldım emre abim kolyeyi taktı sonra kolyelerini alıp odamdan çıktı bende uyudum |
0% |