@ankaralijasmin
|
BERATIN GÜNCESİNDEN; Elay ilacın etkisi yüzünden uyuyordu ve uykusu çok derindi ki bu benim işime gelmişti. bu süre zarfında onu tanıma ve keşfetme fırsatım olmuştu tenini, yakından bakınca uzun olduğu belli olan kirpikleri, kısa küt saçları ama en önemlisi ve beni benden alan kokusu kokusu bir insanın aldığı oksijenle eş değer bir hava veriyor, bazen hatta herzaman düşünüyorum o iğrenç onur bozuntusu böyle bir cennet parçasını nasıl yaralamıştıki? ben bu saçma düşüncelerimle boğuşurken elayın "BABA!, BABA! " Ve sonrada "BABA LÜTFEN DUR! " dediğini işittim, aklım durmuştu elay şuan kabus görüyordu fakat benim ne yapabilirim nasıl onu kabustan çıkarabilirim diye bildiğim hiçbirşeyim yoktu, bildiğim tek şey onun için çok korktuğumdu. İnlemelerin arasına birde vücud titremesi girmişti ve şuan kriz geçiriyor gibiydi, aklım çalışmaya başladığında elayın çenesinden tutup elmacık kemiklerine birkaçkez vurdum fakat fayda etmedi, ve şuan aklımdan geçen tek bir cümle bunu yapmam için beni ittiriyordu BİR ÖPÜCÜK BİN HASTALIĞA ŞİFADIR Benim öpücüğümde onun titremesine şifa olabilirmiydi? bunu denemeden öğrenemezdim, anlık hızla aldığım nefesi tutup dudaklarımı onun pamuk gibi yumuşak olan dudaklarına değdirdim. Öpmüyordum ama öpüyordumda o dudağını hissettiğim anda aklım durmuş vücudum uyuşmuştu, elayın titremeleri geçmişti iniltilerinide ben kapatıyordum dudaklarımla, zaman geçtikce sakinleşiyordu fakat benim artık dudaklarımı çekme zamanın gelmişti, dudaklarımı çektiğim anda gözlerinden yaşlar akmaya başladı ve gözlerini yavaş yavaş açmaya başlamıştı. Sessizce dudaklarından şu sesi duydum " Bana sarılır mısın? " Duyduğum şey şaşırmama neden olsada ellerimi beline sardım ve mutlu bir çiftin akşam birbirlerine sarılarak yatması gibiydi Tam o sırada Elay'ın telefonundan bildirim sesi geldi. Geri çekildi ve telefonuna doğru uzandı. Sırtını yatağın başlığına yaslayıp ekrandaki bildirime baktı. Kaşlarını çatarak yüzünü buruşturdu. ELAYIN GÜNCESİNDEN; Gelen mesaj Onur'dandı. Onur: Müsaitsen konuşabilir miyiz? Elay: yazma bana. Tam telefonu kapatacağım sırada Berat yanıma gelip ekrana doğru eğildi. "Kimden mesaj geldi? " "Seni ilgilendirir mi?" Yataktan kalkıp üstümü düzelttim. "Elay!" diye seslendi arkamdan. Vücudumun, yarısıyla arkamı dönüp ters bir bakış attım. "Efendim?" "Nereye gidiyorsun?" diye sorduğunda o da yataktan kalkmış, yanıma doğru geliyordu. Derin bir nefes vererek kendimi yatağa bıraktım. Ellerimle yüzümü kapatıp geriye doğru yattım. Panikle yanıma oturdu. "İyi misin?" Bir süre cevap vermeden öylece parmaklarım arasından tavanı izledim. Kendimi yatağa bırakmamla birlikte parmaklarımdan kayan telefonumdan bir kez daha bildirim geldiğinde ekran aydınlandı. Elim anında telefonuma doğru uzansa da benden önce davranan el, amacıma ulaşmamı engelledi. BERAT'IN GÜNCESİNDEN; Ekranda yazan isim Onur'du. Bakışlarım Elay'ı bulurken net bir sesle şifresini istedim. "Şifren ne?" Başta itiraz etse de sonunda pes edip telefonunu istedi. Bıkkın bir yüz ifadesiyle şifreyi açtı ve bana doğru uzattı. Mesaja tıklayıp ne yazdığına baktım. Onur: Elay konuşmamız gereken önemli bir konu var. Herşeyi, çok yanlış anladın. Ne olursun açıklamama izin ver. "Bu şerefsiz hala sana yazıyor mu?" diye sordum son derece ciddiyetle. Mahcup bir şekilde başını salladı. Parmaklarımın uçlarıyla şakaklarımı ovalamaya başladım. "Şimdi şöyle yapıyoruz," derken destek olmak amaçlı ellerinden tuttum. "Ben bu herifi engelliyorum ve yeniden tertemiz ve sorunsuz bir sayfa açıyoruz, olur mu?" Onaylayarak başını salladı. "Olur.Yeni bir sayfa açalım"dedi tekrar ederek " Yeni bir sayfa açalım güzelim" Dedim ona sarılarak. ELAYIN GÜNCESİNDEN; Güzel bir uykunun ardından güne gözlerimi açmıştım. Daha dün bir ilişkiden çıkmıştım ve yeni biriyle tanışmıştım bu ne kadar doğruydu bilmiyorum ama dün gece olan sevgisi onurla olan ilişkimizdeki sevginin 2 katı daha sevgi vermişti bir günde. Uyandığımda sağ tarafımda yatan dev gibi beratın yüzüyle karşılaşmıştım açık renk saçları, up uzun kirpikleri ve dudakları, dudakları çok hoştu evet garip bir iltifat ama küçük burnunun altında duran dolgun dudakları yüzünü çok sempatik gösteriyordu. Ben onu incelerken odada bir ses kulaklarımı doldurdu "daha bakıcakmısın, yoksa biraz daha uyumalımıyım" Berat onu izlediğimi biliyordu. Ama fark etmemiştim. Anında bakışlarımı kaçırdım. "Bakmıyordum ki." Gülerek tek elini kaldırıp saçlarımı karıştırdı. Baş parmağı ve işaret parmağıyla çenemden tutup yüzlerimizi karşı karşıya getirdi. "Şimdi?" diye sordu bakışlarını gözlerime kenetleyerek. Yurkunamadım. Öylece ifadesiz bakışlarla gözlerine bakmayı sürdürdüm. Yüzlerimiz arasındaki mesafeyi zaman geçtikçe kapatıyordu. Bir karıştan az mesafe kaldığında ferah nefesi yüzüme çarptı. Başını hafifçe yana doğru eğdi. Bakışları dudaklarımdaydı ve oldukça sabırsız görünüyordu. Yumuşak dudakları, benim kurumuş ve çatlak dudaklarıma temas etti. Kalbim küt küt atmaya başlarken başımı hafifçe geriye çektim ama nafileydi. Daha da yaklaşarak bir kez daha dudaklarımızı buluşturdu ve uzunca bir öpücük bıraktı. "İşte şimdi günüm doğdu... "
~ Arkadaşlar kısa sürede gelicekti fakat hayat işte o yüzden yapamadım biraz kısa oldu fakat diğer bölüm için çok iyi olaylar ayarladık arkadaşımla Bizler şuan sizin yorumlarınızı okuyup çok mutlu oluyoruz sizlerlede bununla ilgili olan hevesimi anlatmak istiyorum Ben arkadaşımla beraber kitapadi yüklediğimde garip bir mafya kitabı okudum, biz bunu gülerek okuduk ve bir klişe yazsak nasıl olurdu filan dedik ve en iyi klişe kitabını yapmaya çalıştık ve biz bunlarla ilgili yaklaşık 3,4 gündür uğraşıyoruz. 2. Bölümü arkadaşımla biraz yazdık ve sonra benim bikaç gün ondan uzaklaşmam gerekti tekrar birleştiğimizde yaklaşık 2000 kelimelik bir bölüm sizleri bekliyecek tekrar oylarınız ve yüzde tebessüm ettiren yorumlarınız için teşekkür ediyorum |
0% |