ElAYIN GÜNCESNDEN;

Ani bir öpücükle güne atılmak alışkanlıklarım arasında yoktu, veya bu alışkanlığı kafamı dağıtmak için gittiğim bir barda biriyle aramda bir bağ yaratacak kadar​​​​​​ kendi beynime kazımamıştım ama daha sevgili bile olmadığım bir adam beni öpmüştü ve bu beni mutlu ediyordu

Peki neden?

Ben sevgi görmeyen, sevgiye aç, muhtaç bir kadınmıydım. Onur beni hiçmi öpmemişti bunca zaman?

Ya da soruyu şöyle soralım onur beni ne zaman bu kadar sevgi dolu ve inciltmekten korkar gibi öpmüştü?

Cevap veriyim.

HİÇ BİR ZAMAN

Belkide ben çok kafaya takıyorumdur bu sevgi işini ama bir kulun sevgiden başka en şeffaf neyi vardırki, sevgisiz insan ne kadar şeffaf olabilir.Bu yalan dünyada sevdiğini söylediği kişiye sizce sevgi kavramını bilmeden yansıtabilirmi?

Bence yapamaz, sevginin şeffaf olmasının nedeni bana göre şudur. Bir insan karşısındakine eğer sevgi duyuyor ise ona derki

"Seni seviyorum. Peki gerçekten seni sevdiğimi nerden anlayacaksın"

_ben anlarım seni, ama illaki diyor isen ben bunu kanıtlamak istiyorum. Sana olan aşkım, yere göğe sığmıyor sevgim bu gafil dünya için çok büyüktür dıyosan o zaman öl benim için senin sevgin toprağa gömülsün benim aşkım kalbime"

"ölürsem senin sevgin nereye gömülecek peki? "

-eğer senin sevgin toprağa gömülüyor ise benim sevgimede yetecek bir toprak parçası vardır evel allah, benim sevgim kalbimdeki aşkta hep saklambaç oynıyacaktır. En önemli sevgi parçamı bir toprak parçasıyla senin sevgi lerinin yanına koyduracağım. Böylece senin sevgin de benim sevgimi hala bırakmamış hala benimle yaşıyo olacak.

"Garip? "

-Garip olan neydir bay sevgi pıtırcığı

"benim sevgim ancak ölünce toprağa gömülecek. Peki ya senin sevgin niçin toprak altında ezilmektedir. "

-Hala anlamıyorsun değilmi?

"Hayır anlamıyorum. Niçin senin narin sevgin toprak altında eziliyor, benim sevgim hem sana hem toprağa yeter ama seninki yetmez bana bunun cevabını verirmisin "

-Benim sevgim ancak senden uzakta kalmak zorunda olursam ezilir. Eğer ki sen o toprağın altına gireceksen bu tek mümkün değil

"Ölüm kavramını insana hasret bırakan tek kadınsın be bayan edebiyatçı"

işte asıl sevginin şeffaflığı budur.

-birbirine karşı dürüstsündür.

-feda etmekten değil vazgeçmekten korkarsın

peki beratın bana olan sevgisi nasıldı?

ben bunları düşünürken arkamdan bir sesle dalgınlığımdan sıçrayarak sesin geldiği göne doğru bakışlarımı sürdürdüm, berat "hadi evimize istediklerini alalım " Diyerek yanı başıma kadar gelip yere çömeledi ve benim gibi bağdaş kuramadığı için bacaklarını çime doğru uzattı "evimiz değil, biz daha sevgili değiliz, seni tanımıyorum, yeterince güvenim yok ve sen bilmem kaç yaşındasın hiç sorguladınmı bunu ben 18 bile değilim ya! " Tek severde dediklerim karşısında berat sadece kaşlarını kaldırdı, ve konuşmasını yapmadan önce boğazını temizleyerek dik durdu "beni yeterince tanıyıp, güvenip 18 yaşına gelince benimle evlenicek misin peki? " Bu sorusuna cevabım belliydi "eğer seni tanıdığımda şüphe duyacak veya başka bir sebep bulursam bu olmaz ayrıca daha kendimi kötü hissediyorum ve bir yabancıyla dün öpüştüm. Bu benim için kötü birşey sevgilim değilsin kocam değilsin ama... "

"ama? "

"ama kalbimin ritmini bozuyosun berat "dedim ve dediğime şaşıramadan kendime kıza kıza evin içine girip beratla olan odamıza girip kapıyı kitledim. Akşama kadar çıkmayı düşünmüyordum. Zaten kapı sesindende beratın evden çıktığını anlamıştım. Böyle demem onu kırmış olabilir belki ama tanımadığım biriyle böylesine yakınlık göstermem olacak gibi değildi yani, gerçi onuru ne kadar tanımıştımda yapmışım onu o konu biraz tartışılır. Biraz sadece büyük bir yatağı olan gerisi boş olan odada dinlendikten sonra sabah eski Telefonumun berat tarafından kırıldığını sonrada bir ıphone'nu benim için masaya koyduğunu hatırladım telefonu almak için aşşağa indim ve evde olan 2.eşyamız olan masaya doğru ilerledim. Telefon toz pembe bir 14 proydu ve rengi çok tarlıydı telefonu elime aldığımda ekran açıldı ve kilit ekrandaki fotoğraflar karşı karşıya kaldım. Lisede kütüphaneye gittiğim zamanlarda saatlerce orda kalırdım. Beratta bir gün gittiğim zaman benim önümdeki masalara oturmuş öylece beni izliyordu, hemde gerçekten bana dalmış gibiydi, telefondan gözüm ayrılınca madanın üstünde birde kağıt gördüm. Not şöyleydi

şifre - 11254 iyi kullanmalar . :)

okurken yüzümde ufak bir tebessüm hissettim ve aynı zamanda içimde bir burukluk. Sanki beni benden fazla önemsiyodu, ayrıca ana ekranında buna benzer bir fotoğraf galerilerimdede vardı, hepsine tek tek bakıcaktım ama önce yapılacak bir iş vardı

                            *

BERATIN GÜNCESİNDEN;

Çok fazla üstünemi gidiyodum acaba diye düşüne düşüne şirkete gidiyodumki telefonumdan bildirim Geldi telefonu elime aldığımda aklım gelen mesajdan daha çok kilit ekranımdaydı, o kütüphanede siyah gözlüklerini taşımaktan yorulmuş şekilde kafasına takmış 3 saat uğraştığı soruyu silip yeniden çözmeyi deniyordu onu dinleye dinleye soruyu yapmıştım ve uzaktan onun çözüp çözmediğine bakıyor her sinirlendiğinde sırıtarak yerimde kıpırdaşıyordum. En sonunda çözdüğünde büyük bir zafer kazanmışcasına sevindi ve sessiz sessiz yerinde tepinip durdu o çözemediği zaman diliminde sağ kolum aynı zamanda en yakın dostum alperende bu fotorafı çekmişti hem çok tarlı hemde çok komik görünüyordu, ben bunları düşürken sabah elayın dedikleri geldi aklıma ve bir ampul saçlarımın üstünde patladı! Bulmuştum eğer sevgili değilsek gidip edelim bakalım prensese, hem tanışalım hemde bu uzaklığı kapatalım.

                             *

ELAYIN GÜNCESİNDEN;

Saat bilmem kaça kadar evi düzüyordum bilmiyorum ama beratın korumlarını yaklaşık bir saate kapımda olmalarını emir ettiğim bir planlama hazırladım 4 grup oluşturdum.

1.grup -salon Mutfak yatakodasına gereken bütün beyaz eşyaları alacak

2.grup- bu odalara koyulacak vazo masa örtüsü tabak çanakları alacak

3.grup- kıyafetlerimizi bakım malzemelerimizi bornozlarımızı alacak

4.grup ise beratın akşamki süprizi için olacak şeyleri almaya gittiler.

Aşırı heycanlıydım salon ve mutfak bitmişti yatak odamız çok tatlı sade olmuştu, 3.gruba pijama konusunda komik şeyler almaları için tembihlediğim için çok tatlı pijama takımlarımız olmuştu, bornozlarımızda bir çifti düz beyaz ikinci çifti benim civiciv onunkisi köpek balıklıydı, acaba görünce ne tepki verecekti, tepkisini hayal edince kıkırdamadan edemedim.

Berata süpriz olarak bir odayı kütüphane yaptım. Armut minderler koydum tatlı pamuklu halı serdim ve tatlı bir projeksiyon yaptırdım tavanada gece parlıyan yıldızlar yapıştırınca tam bir romantik atmosfer hazırlamıştım.

                               *

BERATIN GÜNCESİNDEN;

Elimde bir küçük tektaş birde özel bir kolyeyle eve girdim ama bir gariplik vardı bahçede led lambalar kapının orda bir sürü bitki kapı eşiğindede kilimimsi birşey. Çatık kaşlarla kapıyı çaldım ve beklemeye başladım. Aslında heycanlanmamaıştım gelene kadar ama şu iki dakikalık süreçte kalbimin sıkıştığını ve nefes hızımın değiştiğini farkettim. Kapıya gelen geliyorum sesiyle duruşumu dikleştirdim ve boğazımı temizleyerek kendimi silkeledim.

                           *

ELAYIN GÜNCESİNDEN;

Kapı çalınca hemen civcivli pijamalarımla kapıya koştum. Kapıyı açar açmaz iki çift esmer gözle göz göze geldim. Ellerinde bir buket yasemin çiçeği ve iki küçük kutu vardı, ela gözleri vücudumu baştan aşşağa süzdü dudaklarını dileyle ıslartı ve yutkundu sonra içeri bir adım atıp "evi ne ara bu hale getirdin" Dedi memnun bir sesle "süpriz yapmak istedim" Diyip boğazımı temizledim. Ani bir kararla boynuna sarıldım ve "özür dilerim sabah böyle kaba davranmanalıydım. Ama birbirimizi tanımadan bir evliliğe adım atmamalıyız berat lütfen bu konuda birazcık anlayışlı ol" Berat ben susunca kendi savunmasını başlattı, "güzelim ben biraz düşündüm ve dedimki madem seninle tanışmadan evlenemiyorum, bende ilk adımı atayım, bu yüzden bu yüzüğü kabul edermisin balım" Diyip sarıldığım kollarımdan uzaklaşıp diz çöktü ve şü cümleleri kurmaya başladı

"seni tanıyorum elay seni 12 yaşından beri tanıyorum, ve o günden beri unutamadığım tek varlıksın hayatımda senin kadar hiç bir kadına böyle bir his beslememiştim. Sen etrafımda güneş gibi parlıyosun elay"

"insanlar genelde soğuk olduğumu düşünürler sencede güneş gibi bir sıcaklığı sana hissettiriyomuyum berat" Dedim "herkese soğuk bana sıcak hissettiriyorsun elay benim evim benim ilacım sensin ben senin kokunu alamadan uyuyamaz hale geldim kokunu içime çektiğimde oracıkta bayıldım. Kokun benim hayatım oldu, şimdi beni tanımaya bu yola adıma bir adım atarmısın "

dediği cümleleri hayretle dinlerken duygulandım ve içim bir hoş oldu, cevabımı meraklı gözlerle beklerken sonunda konuşmaya çalıştığım ağzım açildi ve şu kelimeler döküldü "evet berat, seninle bu yola varım, seni tanımak istiyorum, beni iyi hissettiren biri oldun bu 2 günde ve gerçekten seni tanıyacağıma pişman kalacağımı düşünmüyorum. " Dedim ve tekrar boynuna atladım. Kelime dolanan eli iyice belimi kavradı ve kokumu içine çekmek içinde kafasını gömdü boynuma ve bir anda şoka gireceğim bir şey oldu tuttu beni havaya kaldırdı ve bunu yaparken bile kafasını boynumdan çekmiyordu, bu hareketi hoşuma gitmedi değil tabi salonumuza girdik ve beyaz pamuklu koltuğumuza uzandık yanındaki battaniyeyi üstümüze örttü ve üstüme yattı inanamıyorum gerçekten kokum olmadan yapamıyordu, saçlarıyla oynıya oynıya uyuya dalmışım

hayatımdaki en iyi uykuyu aldım...