@anonim.yazar
|
Neredeyse bir haftadır lamia ile birlikte bana ait bir villada kafa dinliyordum. Abim eminimki defalarca beni aramıştı fakat benim telefonum kapalı olduğu için ne cevap vermiştim nede o benim yerimi tespit edebilmişti buraya geldiğimde hep ikinci kimsenin bilmediği telefonumukullanırdım zaten lamiayla ilgilenmekten telefona bile ihtiyaç duymazdım ve ayrıyetten dışarda bir ordu koruma vardı. "Al bakalım prenses." Diyerek puding kabının dibini sıyırması için ona verdim ben bunları hiç yaşayamamıştım ama bildiğim kadarıyla çocuklar böyle şeyleri çok severdi. Bana kocaman bir gülümseme bahşederek koca kaseyi elimden kaptı ve oturduğu tezgahın üzerine bırakarak parmağını pudinge daldırarak büyük bir iştahla yemeye başladı. Yemesine devam ederken bana döndü ve konuşmaya başladı " gizem sen üzgün müsün?" Dediğinde bir anlık afalladım. "Hayır tabiki prensesim senin yanında iken üzgün olmak mümkünmü?" Gülerek sorduğum soruyla oda gülümsemişti hemen ona doğru atlayıp onu gıdıklamaya başladım o da gülerek geniş tezgahın üzerine yayıldı o kahkahalara boğulmuşken ben bahçenin oraya açılan büyük camların arkasındaki kişiyi görmemle yüzümdeki gülümseme dondu. Lamiada baktığım tarafa fönünce karanla göz göze geldi onun burada ne işi vardı? "Hadi prenses sen odana çık bende misafirimizi ağırlayım hemen geliyorum odadaki masanın üstünde en sevdiğin karamelli çikolatandan var" diyerek lamiaya göz kırptım ve onu kucağıma alarak tezgahtan indirdim. Dediğimi tekrarlatmadan hemen merdivenlerden çıkıp odaya koştu. Bende bahçeye açılan camlardan çıkıp karanın yanına gittim bana anlam veremediğim bir ifade ile bana bakıyordu. "Bişeymi oldu karan." Diye sordum endişe ile çünkü gözleri kızarmıştı ağlamışmıydı o? Karan ne zaman sıkışsa bana gelirdi ama bunun içinde kıyametlerin kopması gerekiyordu. "Karan iyi misin?" Fiyerek tekrar sordum ama o cevap vermeden gelip kollarını belime doladı başını ise boynuma gömdü ce anında hıçkırıklara gömüldü. Bende kollarımı boynuna doladım. "Karan" dedim biraz daha sakinleşince boynumu koklayarak kafasını kaldırdı. Boynumdan bir nefes çekmesi ile kalbim çarptı ve nefes alışlarım hızlanmaya başladı. "Yine gördüm o anları gizem yine rüyalarıma girdi." Dedi bu dediğiyle afalladım ama onu tekrar kendime çekip sarıldım. Evet annesi gözünün önünde babası tarafından vahşice katledilmişti bundan bahsediyordu. 🗝 Biraz daha bahçede durduktan sonra içeri girmiştik. Lamianın odasına çıktığımda onu yatakta uyuya kalmış bir biçimde buldum. Üzerini örttüm ve alnına bir buse kondurarak odadan çıkacaktımki kapının ağzında bize bakan karanı görmemle afalladım yanından geçip merdivenlerden inerken peşimden geliyordu. Beraber salona geçip oturduk. "Bişey içermisin?" Diye sordum "kahve olabilir" diye cevaplayınca salondaki açık mutfağa doğru ilerledim kahveyi yaparken " o kim?" Diye sordu lamiadan bahsederek. Aklıma lamia gelince istemsizce sırıttım ama hemen kendimi toparlayarak ona cevap verdim " lamia 6 yaşında onu bir baskın sırasında buldum dilendirilen çocukların arasındaydı oradaki çocukların arasındaki en küçükleri ve en yıpranmış halde olanıydı diğer çocuklar az da olsa aile sıcaklığını yaşamış çocuklardı fakat o kendi adını bile bilmiyordu. Onu yanıma alarak büyüttüm elimden geldiğince anne ve baba yokluğunu hissettirmemeye çalıştım ne kadar yapabildim bilmiyorum ama en azından şuan mutlu diğer çocuklara ise özel bir malikhane satın aldım hepsi orada ayrı ayrı eğitimler alıyor ve özel ilgi görüyor lütfen bunlardan abimde dahil kimseye bahsetme sen ve hakan dışında kimse bilmiyor ve böyleside daha iyi onları güvence altına alabilmek için." Diye herşeyi açıklığa kavuşturduğumda bana kafasını sallamakla yetindi. Kahveyi hazırlamam bitince iki kupayıda alarak birini ona uzattım. Kupayı elimden alarak boş duvara bakmaya başladı. "Karan iyi olduğuna emin misin." Diye tekrar sorunca hemen toparlayıp bana doğru döndü " sanarım iyiyim" diye yanıtladı emin olmayarak. "Bu gece burada kal istersen" diye bir teklif sundum çünkü biliyordum eğer evde tek kalırsa yine bir kabus görüp kriz geçirecekti en azından tek başına olmasın diye düşündüm bunu söylediğim anda gözleri parladı ama mahçupca bakışlar atarak "çok teşekkür ederim gizem kimse yapmazdı bunu benim için" dedi dolu gözlerle "teşekkür etme karan biz birbirimizin zor zamanında yanında olmak için varız lafı bile olmaz" Zaman akıp geçmişti karan koltukta uyuya kalmıştı büyük ihtimalle günlerdir bu kabuslardan uyuyamıyordu. Ben hala karanın karşısındaki koltukta oturup onu seyrediyordum karan 1.90 boylarında iri yapılı keskin yüz hatlarına sahip hafif kemerli burunlu ve okyanus mavisi gözlerine sahip bir adamdı tamam itiraf ediyorum çok çekici biriydi aynı zamanda yakışıklıydıda. Ben bu düşüncelere dalmışken onun kaşları çatıldı ve bişeyler mırıldanmaya başladı evet şimdi başlıyoruz hızlıca yanına gittim karan daha öncede böyle şeyler yaşadığı için alışkındım fakat çok uzun zamandır olmuyordu yada benim haberim yoktu fakat benim gördüklerimde hiç bu kadar şiddetli olmamıştı. Baş ucuna diz çöktüm ve iki kaşının tam ortasına işaret parmağımı bastırdım bu bizim dilimizde ben buradayım demekti. Kaşları bir süre düzeldi ama sonra yeniden çatıldı ve dahabyüksek sesle mırıldanmaya başladı elimi saçlarında geçdirmeme rağmen durmadı çok büyük bir krizin başlangıcında gibi görünüyordu Karan K. Yine o adam ve annem vardı annem ben varım diye çığlık bile atamazken benim ellerim kollarım bağlıydı zaten 8 yaşındaydım ne yapabilirdimki. Nefes nefese uyandığımda başımda gizem bana endişeli gözlerle bakıyordu ben ise bir şeyler sayıklıyordum o beni durdurmaya çalışsada bir yandan kafama vuruyor ve söylenmeyi kesmiyordum kafamı tutup göğsüne yasladı ve saçlarımla oynamaya başlamıştı yavaş yavaş aklımın yerine geldiğini hissederken kendimi daha fazla tutmayıp sessizce göz yaşlarımı akıtmaya devam ettim. Ben sakinleşince benden ayrıldı ama sanki kendimde gibi hissetmiyordum ruhum bedenimi terk etmiş gibiydi hareket bile edemiyordum gizemde bunu fark etmiş olacakki başımın arkasından ve sırtımdan destekleyerek beni koltuğa yatırdı ben gözlerimi kapatmak üzereyken gidiyordu ama onu kolundan tuttum ve tek bir cümle çıktı dudaklarımdan "kokuyorum gitme" iclal gizem "Kokuyorum gitme" demişti gözleri kapanmadan söylediği sonbşey bu olmuştu. Bir çocuk gibi benden bir şey istemişti. Yanındaki küçük boşluğa kıvrılarak yattım bende ama karanlık beni içine çekmeye çalışıyordu direnmeye çalıştım ama olmayınca kendiminona teslim ettim son hatırladığım şey ise belime sarılan kollar ve ağır bir karanfil kokusuydu onun kokusu karanın kokusu...
bölüm nasıldı? Nasıl sahneler istersiniz? kendimi hangi yönlerde geliştirmeliyim? |
0% |