Yeni Üyelik
6.
Bölüm

_5.BÖLÜM_

@anonim00__

Elime aldığım havluyla saçlarımı kurularkam çalan telefona baktım, Aydın arıyordu "Efendim, hayırdır yarış falan mı var?" Aydın yarışlarla görevli olan jokerdi katılacak olanlar belirlenir Aydın ise onlara ulaşırdı, Gölge hariç. Kimse onun yarışları nereden duyduğunu bilmiyordu ve bu beni çıldırtıyor. "Yarış falan yok şuanlık, cocuklar gazlayacağını söylüyor haber vereyim dedim polislere kafa tutacaklarmış, istersen Deniz'i de al gel."

 

"Tamam sen bana buluşma yerini at, geliriz."

 

"Tamam atıyorum." Telefonu tam kapatacaktı ki, "Aydın."

 

"Efendim?"

 

"Gölge'ye kimin haber verdiği bulundu mu?"

 

"Hayır, durum hâlâ aynı."

 

"Tamam kardeşim, sağol." Aydın'ı kapattıktan sonra hızla Deniz'i aradım diğer yandan da saçlarımı kurutmaya devam ettim, "Efendim?"

 

"Uyuduğunu söyleme bana."

 

"Tamam söylemem." Saat 15:00 olmasına rağmen bu hâlâ yatıyordu. Anca yatsın zaten onun başında Yeşil bir Şeytan yok, nasılsa boş kalfa "Kalk Deniz, kalk. Aydın aradı, bizim çocuklar polislere kafa tutacakmış."

 

"Hangi çocuklar? Irzıma mı geçtin Yankı!"

 

"Deniz kafan mı güzel? Saçmalama kalk artık. Aydın konum atınca sizin oraya gelirim gideriz beraber." Cevap vermesini beklemeden hızla telefonu kapattım. Elimdeki havluyu da geri banyoya bırakırken saçlarımı gelişi güzel karıştırarak salona doğru ilerledim, yine mi? Biz en iyisi bu kızı evlatlık alalım daha rahat eder. "Abi senle birsey konuşacağız." Bıkkınlıkla nefes alırken Efsun'un yanına ilerleyip oturdum ardından, "Konuşacağız derken?" Diye söylendim. Hayır bu Yeşil kızın benle konuşacak neyi olabilir? "Aslında benim fikrim ama Pera'nın da gelmesini istiyorum, hem eminim sende izin verirsin dimi?"

 

"Neye izin vereceğimi söylersen?"

 

"Az önce Aydın abi ile konuştuğunu duydum da, diyecektim ki.." Kaşlarımı çatıp başımı iki yana doğru salladım. "Hayır Efsun götürmeyeceğim."

 

"Sözümü bitirseydim abi."

 

"Gerek yok anladım ben seni ama hayır."

 

"Ya zaten normalde de götürmüyorsun, gelelim işte."

 

"Ha birde beraber mi geleceksiniz? Katiyen olmaz." Oturduğum yerden kalkarken hâlâ gelemeyeceğine dair kelimeler sarf ediyordum ama Yeşil Şeytan konuşunca ona doğru döndüm. "Motor kullanmasını biliyorum bana ayarlayabilirsen o benimle gelir. Anlayacağın, anlamadığımı düşündüğün şeyler hakkında fazla bilgim var. İstersen sanada ders verebilirim ve emin ol bunu seve seve yaparım.. " Derken yüzündeki gülüş büyümüş benim ise sinirlerim baş göstermişti "Sen kesecek misin artık sesini Yeşil Şeytan."

 

"Abi." Efsun'un ikazıyla beraber tekrar ona döndüm, o ise gülümsemesini hiç bozmamıştı, kız sinirimden keyif alıyordu resmen. "Ne abisi Efsun, deli etme beni. Tanımadığım birine asla güvenmem. Hepsini geçtim bu kızın nasıl motor kullandığını bile bilmiyorum, polislerden nasıl kaçacaksınız?"

 

"Ya izin verir bizi götürürsün, yada anneme yediğin her haltı anlatırım."

 

"Bana bak cüce, beni tehdit etmeyi kes. Polislerden kaçacağız diyorum Efsun, o günkü gibi olmaz, hele seni bu sefer kurtacak bir Gölge de olmaz." Yeşil Şeytan tekrardan söze girip, "Kurtaracak bir Gölge'ye ihtiyaç da yok ama senin varsa bilemem, yinede yakalanmayacağımızın garantisini verebilirim."

 

"Ne saçmalıyorsun ayrıca nasıl vereceksin?"

 

"Babam motor ustasıdır yani ölmeden önce öyleydi. Küçüklüğümden beri bana herseyi öğretti, emin ol yakalanmayacağız."

 

"Hadi abi lütfen." Efsun'un bana yalvaran bakışlarına baktım, eninde sonunda evet demek zorundaydım, çünkü bu şımarık kızın anneme hiç birsey anlatmaması gerekiyordu. "Motor bulabilir miyim bir bakayım. Yinede bu kıza hâlâ güvenmiyorum." Diyerek Yeşil Şeytan'ı işaret ettim. "Öyle olsun Acar, güvenmeni sağlayalım bakalım. " Dediğine aldırmayarak tekrardan odama dönüp Aydın'ı geri aradım "Bana bir motor ayarlayabilir misin?"

 

"Motora birsey mi oldu, hayırdır?"

 

"Bir tanıdık da katılacak, onun için."

 

"Tamam sen oldu bil, konumu gönderdim bu arada, gelin orada veririm. "

 

"Tamamdır kardeşim, sağol." Hızla telefonu kapatıp Deniz'i aradım, umarım uyanmışsındır yoksa tüm sinirimi senden çıkaracağım "Deniz, ayıldın mı?"

 

"Ayıldım ayıldım, geliyor musun?"

 

"Senin gelmem gerekiyor, yedek kaskını da getir. İki misafirimiz var."

 

"Misafir mi?"

 

"Gelince anlatırım, hızlı ol." Deniz'den onay alır almaz telefonu kapatıp kızların yanına gittim. "Hersey tamam, Deniz birazdan gelir. Git üzerini değiştir Efsun."

 

"Teşekkür ederim, canım abim." Diyerek yanağımı öptü ardından hızla odasına doğru ilerledi. Efsun gidince Yeşil Şeytan'a dönüp parmağımı tehditkârca sallamaya başladım. "Bana bak Yeşil Şeytan eğer yakalanırsanız seni bitiririm."

 

"Yakalanmazsak?" Diyerek iyice arkasına yaslandı. "Ne?" Anlamaz gözlerle yüzüne bakmaya başladım. "Yakalanmazsak ne yapmayı planlıyorsun Yankı Acar? Yakalanmazsak nasıl bitirmeyi düşünüyorsun? "

 

"Her halükarda elimde kalacağın için hiç birşey."

 

"Eli sonra düşünürüz, gerimde kalma yeter." Diyerek göz kırptı ardından gülümsemeye başladı. Bu kız kendini ne sanıyordu da özgüveni tavanlar da geziyor? Efsun'un odadan çıkmasıyla ondan uzaklaşıp koltuğa oturdum ardından 2 dakika içinde Deniz'in de gelmesiyle dışarıya çıktık.

 

Efsun benim arkama, Pera ise Deniz'in arkasına binmişti. Pera yine depodan tutununca Deniz dönüp bana bakmaya başladı, başımı iki yana sallayarak Aydın'ın attığı konuma doğru ilerlemeye onlarda peşimden gelmeye başladı..

 

... 

 

Bizler birine koşulsuzca güvenliğimizi o kişiye 'güven' kelimesini kurmadan belli ederdik. Bir kavga, motor değiştirme, trafikte koruma yahutta tanımadığımız birini savunma.. Motorcu olmak bunu gerektirirdi çünkü bi'motorcunun dostu motorcu YDÜ..

 

Konuma gelmemiz trafikle beraber 40-45 dakikayı bulmuştu. İlk önce Efsun'un inmesini bekleyip bende indim. Geldiğimiz yer işlek bir cadde idi, pek tekin bir yer olmadığı için burada genelde polisler cok devriye gezerdi. Kaskı kafamdan çıkartırken gördüğüm Aydın'la beraber ona ilerledim, "Aydın."

 

"Hoşgeldin Yankı."

 

"Hoşbulduk kardeşim." Daha sonra tokalaşıp sarıldık. "Nasılsın."

 

"İyim sağol. Senin motoru hallettim, gel." Önden ilerlemesiyle peşine takıldım. İleride bulunan kawasaki ninja zx-10r model motora doğru ilerleyip, "Bu sizin, motorun başına birsey gelirse bozuşuruz."

 

"Merak etme kardeşim, sağol."

 

"Siz hazırlanın, ne zaman isterseniz o zaman başlarsınız, lider sensin sonuçta." Diyerek omzuma vurdu ardından yanımdan ayrıldı. Onun gitmesiyle beraber Yeşil Şeytan ve Efsun yanıma geldi. "Bu mu bizim?" Yeşil Şeytan'ın sorusuyla beraber sadece evet anlamında başımı salladım, "başına bir iş gelirse.."

 

"Gelmeyecek merak etme, sen sadece arkada kalmamaya bak."

 

"Ya sabır, ya sabır.. Hazırlanın lideriniz benim, birazdan başlatacağım. Plakayı çıkarmayı unutmayın ve sakın yakalanmayın. Polisleri atlatıp direkt evin oraya gideceksiniz." Hızla yanlarından ayrılıp motorumun yanına ilerledim ilk önce plakayı çıkardım ardından binip kaskımı taktım, motorumu çalıştırmamla beraber herkes aynı anda çalıştırdı. Plakalarımızı Aydın topluyordu, bu konuda herhangi bir sorunumuz yoktu iş bitiminde ise evlere postalıyordu. Aydın her zaman bizimle olmazdı yarışa toplamakla sorumlu olduğu için genelde dışarıda kalmayı seçerdi. Biraz ilerleyip öne geçtim, yavaş bir şekilde sürmeye başlayıp peşime takılmalarını bekledim. Aynadan Yeşil ve Efsun'u kontrol ederken arkadan geldiklerine kanaat getirip hızımı kontrollü bir şekilde atrttırdım..

 

Bu yolu seçen bizlerdik ve bu yol bizim ya sonumuz olacaktı yada sonsuzluğumuz. Kimisi için ev bir insandı bizler içinse motor. Bana kalırsa kimse kimsenin evi değil sonuçta herkesin birbirine ihanet ettiği bi' hayat yaşıyorduk ve ben birinin benim evim olacağını düşünemiyorum..

 

5-10 dakika boyunca yavaş bir şekilde ilerledik, bir polis arabasına denk gelmemiz gerekiyordu. Kimse beni geçmiyor bir teker arkamda duruyorları. Bizde kural buydu; kimse lideri geçmez işaret vermeden bir harekette bulunmaz.

 

Çok değil biraz daha ilerledikten sonra ışıklardan dönen iki polis arabasına denk geldik, onlar önümüzde biz arkada ilerlemeye devam ettik. Elimi yavaş bir şekilde havaya kaldırdım, herkes liderin işaret vermesini bekliyordu. Elim havada sürmeye devam ettim, arkamdakilerin sabırsızlandıklarına emindim, ben daha elimi indirmeden büyük bir ara gaz sesiyle hızla içimizden çıkan motor polisleri solladı. Yine aynı motor, Gölge..

 

Hızla elimi indirdim ardından arkamdakilerin hepsi hızlanmaya başladı. Açılan sirenlerle beraber iyice hızlanmaya başladım. Birimizi bile yakalama gibi bir şansları yoktu ve bu şansı kimse onlara sunmaz..

 

Hızımı arttırarak önümde bulunan motorcuları sollayıp ilk sıraya geçtim. Hızlı bir şekilde ilerlerken yanıma başka bir motor yaklaştı, bu seferki Pera'ydı. Efsun onun sıkıca beline sarılmış bir şekilde tutunuyordu. Onlara baktığımı hissetmiş gibi başı bana döndü ardından başıyla selam verip hızla önüme geçti. Beni geçmene izin vermem Yeşil Şeytan.

 

Hızımı yükseltmeye devam ederek onu yakalamaya çalıştım. Şuan birinci sırada Gölge, ikide Pera ve üçte ben vardım. İlk önce Yeşil Şeytan'ı geçip Gölge'ye yetişmem gerekiyordu. Şu Yeşil Şeytan'ı bir geçsem. Bu kızın diline maskara olmak istemiyordum.

 

İleride bulunan yeşil ışığın kırmızıya dönmesiyle Pera iyice hızını arttırdı, durması gerekiyordu yoksa geçen arabalara çarpacaktı ama durmadı daha da hızlandı. Napıyor bu kız ölmek mi istiyor? Ölmesi benim için sorun değil arkasında kardeşim vardı. Kahretsin, o kıza motoru hiç vermemeliydim.

 

Önünü kapatan arabaları öyle bir solladı ki eminim Gölge bile bunu yapamazdı. Hızımı arttırarak onun yaptığını taklit ettim ve ne kadar başaramasamda ona yetiştim. Bu sefer onun yanına gelen bendim aynı hızdaydık ve birbirimizi geçemiyorduk, benden önde olmasındansa berabere kalmayı yeğlerdim..

 

Ara da bir dönüp ona bakmama rağmen sadece yola bakıyordu, Gölge'yi gözden kaybetmişken tekrardan Pera'ya döndüm. Motoru gerçekten güzel kullanıyordu ama yinede bunu bilmesine gerek yoktu. Gölge'nin motorunun aynısı ve istese beni geçer, üzerinde duruş şekli bana onu anımsatıyor.. Daha fazla bakmayarak başımı önüme doğru çevirdim, bu konu artık canımı sıkmaya başladı..

 

1-2 saat kovalamacanın ardından eve gelmiştik, sabah Aydın gelip hem plakaları verecek hemde motoru alacaktı, bir süre bizde kalması sorun değildi. Saat şuan tam tamına 20:00'du ve bu kız hâlâ evimizdeydi.

 

Eve girer girmez annemi telaşlı bir şekilde salonda bulduk. Hızla yanına gidip ona seslendim, "Anne birsey mi oldu?"

 

"Yok yok olmadı birşey."

 

"Ne bu halin kadın söylesene."

 

"Köyden Halime varya.."

 

"Senin şu ahiretliğim dediğin mi?"

 

"Evet o, vefat etmiş. Yarın ikindiye cenazesini kaldıracaklarmış." Annem ve Halime teyze kardeş gibiydiler. Annemiz gibiydi bizimde, elinde büyümüştük. "Başınız sağolsun efendim." Yeşil Şeytan'ın konuşmasıyla annem ona döndü, "Sağol kızım." Diyerek hüzünle bakmaya başladı, Pera ise anneme gelip sarıldı.

 

Annem bu anı bekliyormuş gibi birden ağlamaya başladı, o ağlayınca Efsun'da dayanamayarak ağladı ve gidip onlara sarıldı. Ben mi? Sadece izlemekle yetiniyorum şuan ki sarılmaya gerek yok.

 

"Sıkma canını annem, sen git bavulunu hazırla ben sana bilet bakarım."

 

"Tamam oğlum." Ardından Pera'ya dönüp. "Benim yokluğumda burada kalır mısın kızım? Hem sürekli öyle gidip gelmezsin, hemde Efsun'un yanında kalırsın." Oha anne, oha. Nüfusuna al derken şaka yapıyordum. Sen en iyisi beni evlatlıktan reddedip bu kızı al tam olsun. "Bilemedim ama.." sözünü kesen ise Efsun'un sesi oldu, "Olur olur, lütfen kal Pera." Bu kesinlikle benim kardeşim olamaz.

 

Pera sırayla herkesin yüzüne baktı ardından yeşil gözleri bende durdu. Kaşlarımı havaya kaldırarak onaylamadım, o ise sırıtmaya başladı. Kabul ederse bu kızı boğarım. Bu sefer başımı iki yana sallamaya başladım o ise iyice sırıtmaya başladı. Daha sonra annem gile dönüp, "Tabi efendim neden olmasın." Neden olsun? Kızım senin bizim evde ne işin var. Ben gideyim sen gel daha iyi. Bu ne lan.

 

Annem tekrardan Yeşil Şeytan'a sarılıp bavulunu hazırlamaya gitti. "Ya Pera, teşekkür ederim." Efsun kıza sırnaşmaya başladıysa, sıçtık demektir. Pera sadece gülümsemekle yetinip tekrar bana döndü, "Yankı Acar, berabere kaldık. Hatırlıyor musun bana 'anlamadığın şeyler hakkında konuşma,' demiştin."

 

"Kes sesini Yeşil Şeytan."

 

"Ne kadar ayıp, neticede burada kalacağım. Kardeşinle ilgilenmediğim zamanlarda seninle ilgilenebilirim."

 

"İlgine ihtiyacım yok."

 

"Olursa?"

 

"Olmaz!" Ardından Efsun'a dönüp, "Çok geç olmadan yat." Yanlarından ayrılıp odama geçtim, daha sonra annem için bilet bakmaya başladım..

 

... 

 

Sabah saat 07:00 da herkes ayaktaydı, annemi yolçuluyorduk ve havaalanına onunla gitmemizi istememişti. Herkesi sırayla öpüp Pera'da durdu, ona ayriyeten teşekkür edip sıkı sıkı sarıldı daha sonra taksiye binip gitmişti.

 

Saat 10:00 gibi Aydın gelecekti, plakayı vermek ve motoru almak için o zamana kadar evde durmam gerekiyordu ama canım fazla sıkılmıştı. Kızlar salonda oturmuş film izliyordu, kesin romantik komedi falan izliyorlardır.

 

Salona gidip Efsun'un yanına oturdum, "Ne izliyorsunuz?"

 

"Fall.." Efsun'un cevabıyla şaşırmıştım. Fall bir gerilim filmiydi. Film iki yakın arkadaşın birinin kocasının ölmesiyle başlıyordu. Kadın kocasının küllerini dağıtmak için 2000 fit yükseklikteki terk edilmiş bir kulenin tepesine tırmanmalarıyla devam ediyordu. Güzel bir filmdi, daha önce görmüştüm lakin hiç izleme şansım olmamıştı.

 

Efsun'un yanına biraz daha kurulup elindeki mısırdan yemeye bir yandan da filmi izlemeye devam ettim.. Kulenin tepesinde mahsur kalmıştılar ve akbabalar tepelerinde uçuşuyordu. Bizim kızlarda sanırım sorun var, kanlı vahşetli şeyler izliyorlar, benim bildiğim romantik komedi izlemez miydi lan bunlar?

 

Filmin sonlarına doğru kız hayatta kalmak için akbabayı yiyordu. Ve bunu net bir şekilde gösteriyorlardı. Bu kısımda Efsun midesinin bulandığını söyleyip izlememiş, Pera ise gözünü ekrandan hiç ayırmadan izliyordu. İnsanın bir midesi bulanır. Yok oğlum bunlar kesin bozuk.

 

Kapının çalmasıyla yanlarından ayrılıp açtım. Gelen Aydın'dı. "Hoşgeldin kardeşim, içeriye gelsene."

 

"Hiç gelmeyeyim Yankı, plakayı getirdim ve anahtar."

 

"Bekle bir dakika anahtarı getireyim." Hızlı bir şekilde odama gidip anahtarı aldım daha sonra tekrardan hızlı bir şekilde geri dönüp Aydın'a anahtarı verdim. Plakayı bana uzatarak, "Sağol." Diye söylendi. "Asıl ben teşekkür ederim, motor için."

 

"Ne demek, hadi görüşürüz."

 

"Görüşürüz kardeşim." Aydın'ı yolculayıp, kızların yanına döndüm. Kız artık arkadaşının cesedini kuleden aşağıya atarken kanlı beden gözler önüne seriliyordu. Efsun geriye kalan sahnelerde kolumun altına kadar girip izlemeyi bitirirken Pera'nın uyuyakaldığını gördüm. Koluma yapışan kardeşimi dürtüp uyuyan Yeşil'i gösterdim. Efsun anında ayağa kalkarak Pera'nın yanına gitti ardından bana dönüp, "Abi uyandırmasak mı? Sen odasına mı koysan acaba?"

 

"Saçmalama Efsun."

 

"Hadi ama abi, gece uyumadı zaten."

 

"Nereden biliyorsun uyumadığını." Sonuçta aynı oda da bile kalmıyorlar "Sürekli odadan girip çıkma sesini duydum çünkü. Sormak istiyorum ama soramıyorum."

 

"Sorma, anlatamayacağı birsey vardır belki."

 

"Olabilir. Hadi taşı yerine."

 

"Hayır, bu yinede o kızı taşıyacağım anlamına gelmiyor." Diyerek tekrardan koltuğa oturdum. "Abi, anneme her şeyi anlatırım."

 

"Efsun, kaşınıyor musun abim sen?"

 

"Ya abi alt tarafı taşıyacaksın hadi. Bak gerçekten derim anneme."

 

"Tamam Efsun, tamam. Sus yeterki."

 

"Ben yatağını açayım." Hızla yanımdan uzaklaşıp misafir odasına girdi. Pera'ya doğru dönüp bir iki adımda yanına vardım. Şimdi ben bu kızı gerçekten yerine taşıyacaktım.

 

Derin bir nefes alarak üzerine doğru eğildim. Sol elimi sırtından geçirip, sağ elimi bacaklarının altından geçirdim daha sonra yukarıya doğru kaldırıp kucağıma aldım. Başı boyun girintime düşünce bir an kala kaldım. Tamam alt tarafı yerine taşıyacağım. Oğlum bu kız niye kuş kadar hafif daha fazla ayakta kalmayarak odaya doğru ilerledim yavaş bir şekilde yatağa yatırıp üzerinden doğruldum ardından direkt odadan çıktım.

 

Bu kız bugünkü yarışta benimle eşit oldu, bunu da bilerek yaptı belki bu bir yarış değildi ama aramızda olan buydu. Ve Gölge, yine ve yine ona yetişememiştim. Her gazlamaya çıktığımız da biri bu kıza haber uçuruyordu, Pera onu tanıyor olmasın? Sanmıyorum. Yinede Yeşil Şeytan yüzünden Gölge'yi yakalayamamıştım, o belki olmasaydı yakalardım, dikkatimi dağıtmıştı. Bu kızdan hiç hoşlanmıyorum, her dakika evimizde olmaktan vazgeçmeliydi. Resmen annem ve kız kardeşimi ayarttı. Hepsini geçtim hâlâ tam olarak tanımıyordum ama tanıdık birseyler vardı. Bir o kadar yabancı ve bir o kadar tanıdıktı.

 

Hem yabancı hemde tanıdık olan Yeşil Şeytan, seni çözeceğime emin olabilirsin. Bulacağım, senin kim olduğunu bulacağım ve neden bana böyle hissettirdiğini..

 

Loading...
0%