Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2. Bölüm

@anyela_smy

Merhaba canlarım....

Tekrardan hoşgeldiniz.

İzninizle hiç uzatmadan hikayeye geçmek istiyorum.

yukarıda Deniz'in spor salonuna geldiğinde giydiği kıyafet var.

Yorum ve beğenilerinizi bekliyorum.

------------------

Orman yoluna indiğim zaman içime bir titreme girmişti, esiyordu. umursamamaya çalışıp adımlarımı hızlandırıp yoluma devam ettim Emre hızlı gelse iyi olurdu yoksa hasta olacaktım.

yaklaşık 1 saat yürüyüşten sonra karşıdan gelen Emre'nin arabasını görebilmiştim. Hemen ağaçlık alandan çıkıp yola atladım. Benim yola atlamamla onun ani fren yapması bir olmuştu. hemen yolcu koltuğuna oturup iki elimi birbirine sürtüp ısınmaya çalıştım.

-Neden buraya geldin yenge?

-Birincisi buraya neden geldiğimi sorma ikincisi Emre bana bir daha yenge dersen o dilini kökünden sökerim.

-Tamam tamam sinirlenme nereye götüreyim seni.

-Spor salonu.

-Emrin olur hanım efendi.

Ona göz devirip camı yarısına kadar açıp cebimden bir dal sigara çıkarıp yaktım. Bir dalda Emre'ye uzattığımda gözlerini yoldan ayırmadan kafasını hafif çevirerek dudaklarını araladı. Göz devirip temas etmeden sigarayı dudaklarının arasına yerleştirip uçunu alevlendirip koluna hafifçe vurdum kıkırtısını duyunca sigaramı içerek camdan tarafa döndüm, dönmem ile rüzgarın yüzüme vurması bir olmuştu.

Hafif yüzümdeki gülümseme ile gözlerimi yumup sigaramı içmeye devam ettim.sigaram bitince açık camdan atıp camı kapattım, üşümüştüm.

Yolu izlerken babamın sözleri geldi aklıma, neden gitmiştim ki o eve annemi özlemiştim evet. O adam evdeyken gitmemem gerekirdi.

Bundan 7 yıl öncesine kadar gözlerinde sevgi varken şimdi sadece nefret, öfke, hayal kırıklığı vardı. Ne çok özlemiştim gözlerinin içinde ki o sevgiyi, merhameti ama artık her şey için çok geçti. 7 yıl öncesi gözümün önüne gelirken gözlerim dolmuştu bile.

FLASHBACK (5 NİSAN) (10 YAŞ)

Akşam ezanı okunmuştu. Mutluydum bu gün bütün aile evde olacaktı beraber yemek yiyecektik. Parkta hemen bizimkilerin yanına koştum Yağmur'a dönüp

-Hadi ezan okunuyor eve gidiyoruz.

-Deniz biraz daha duralım lütfen oyun çok eğlenceli.

-Olmaz yağmur bak bu gün babam evde, evde babamla oynarız hadi.

Babam taksiciydi ikindi 15.00 gibi işe gider sabah 7-8 gibi eve gelir hemen uyurdu işe gidene kadar. Birbirimizi neredeyse hiç göremez vakit geçiremezdik.

Bu sebepten 1-2 haftada bir gün sabahları çalışır akşam annemle birlikte eve gelir bizimle vakit geçirirdi.

-Off Deniz ya hep böyle yapıyorsun.

Deyip eve doğru yürümeye başladı.Arkasından bakarken büyük çaplı gülümsedim her akşam böyle yapıyordu sanki benim elimde olan bir şeydi. Akşam ezanı okununca eve girmemiz gerekiyordu. 3 senedir hala alışamamış benimle inatlaşıp suçluyordu. Bizimkilerle vedalaşıp Yağmur'un peşinden koştum, yetişip koluna girdim.

-Yapma böyle Yağmur benim elimde olan bir şey değil biliyorsun.

Dediğimde bana sinirli bir bakış atıp önüne döndü.

Apartmana girip asansöre ilerledik şansımıza bu kattaydı. 5. kaat düğmesine beklemeye başladık. Yağmur hala trip atıyordu onu umursamadım alışmıştım artık, neredeyse her gün trip atardı en fazla yarım saate yumuşayacağını biliyordum.

benden daha çok dışarıda oyun oynuyordu. ben okuldan gelince ortalığı toplar tozları alır bazende basit yemeklerden yapardım anneme yardımcı olmak için ama Yağmur hiç bir zaman yardım etmezdi okuldan gelir gelmez bir şeyler atıştırır hemen sitede ki parka iner bizimkilerle oyun oynardı.

Asansör durduğu zaman önden inip cebimde ki anahtar ile kapıyı açtım. Ayakkabılarımı çıkarıp hemen mutfağa yöneldim, yarım saat vardı annemlerin gelmesine. Yemeğin ısınması için ocağa koydum, sofra bezini içeriye serip sofrayı üzerine yerleştirdim. Mutfağa dönüp tepsiye tabak, çatal/kasık ve kola bardaklarınıkoyup sofraya taşıdım.

Yağmur'a baktığımda koltuğa uzanmış bir şekilde çizgi film izliyordu.

-Yağmur bari sofra kurmaya yardım et her şeyi ben yapıyorum ya.

- Tamam be sanki taş taşıyorsun.

Yağmur'a göz devirip mutfağa gittim, daha vakit vardı satala malzemelerini hazırlayabilirdim. Dolaba yönelip salata malzemelerini çıkarıp lavaboya koydum. Salata malzemelerini yıkarken içeriden büyük bir gürültü gelmesinin ardından Yağmur'un sesini işittim.

-sıkıntı yok düzeltiyorum gelmene gerek yok.

Diye bağırması ile kafamı sağa sola sallayıp işime geri döndüm. Malzemeleri yıkamayı bitirdiğimde zil çalmıştı tam vaktinde diye geçirdim içimden. Heyecanla kapıya koşup otomatiğe basıp kapıyı açtım. yüzümde kocaman yülümseme ile ellerimi arkamda birleştirip gözüm asansör kapısında sağa sola sallanmaya başladım.

Asansörün 5. katta durduğunu görünce göz ucuyla salonun kapısına baktım, Yağmur niye gelmiyordu. Asansörün kapısı açılınca ilk annem sonra babam gözüktü asık süratları ileinmişlerdi. Babam biraz sinirli ve yorgun gözüküyordu, annem ise üzgün ve yorgun görünüyordu her zaman ki gibi.

kapıya yaklaştıkları zaman hemen arkamdaki ellerimi çözüp terleyen ellerimi çiçekli pembe elbisemin eteklerine silip babamın boynuna atladım.

-Babişkommm.

-Prensesimm.

Dedik aynı anda babam boynuma öpücük kondururken bende hafif kıkırdamıştım. Babam beni kuçağından indirirken annem söylenmeye başlamıştı.

-Baba kız beni unuttunuz. Baba olunca anneye hiç sayılıp öpmek yok bakıyorum da.

-kıskanma hatun. Hem ikizin nerede Deniz niye karşılamaya gelmedi.

Dedi ayakkabısını çıkarırken.

-Bimiyorum ki baba sofrayı kurdum tabakları götürdüğüm zaman yardım etmesini istedim, mutfaktaydım zil çaldığında. Akşam ezanı okununca eve grimek istemedi yine kızdı sanırım hala tripli o yüzden gelmemiş olabilir.

- Ah Yağmur ah.

Babam ile annem gülerek salona girdiler. Babam ile annemin sesi yükselince içeriye koştum.

-Yağmur!

İçeriye girdiğimde gördüklerimle dona kalmıştım.

-Meleğim babacım dur ağlama ne oldu ne bu halin, noldu burada.

Demişti babam Yağmur sofranın yanında oturmuş ağlıyordu sofra devrilmiş üzerindekiler yere saçılmış hatta 1 yada 2 tane bardak kırılmıştı. Yağmur ile göz göze gelmemiz ile daha çok ağlamaya başladı. Neden ağlıyordu ailem iki bardak kırıldı diye kızmazlardı ki bir yeri kesilse canı yansa ben hisederdim ne olmuştu da ağlıyordu.

Babam Yağmur'u yerden kaldırıp koltuğa oturdu Yağmur'u da bacağının üzerine pturtup bir yeri kanıyor mu diye kontrol etmeye başladı annem ile birlikte.

-ba-baba-babacığım, D-Deniz be-beni d-dövdü, sof-sofraya itti ç-çok ca-can-canım yandı.

Ne ama, ama nasıl olur böyle bir şey olmamıştı ki ben böyle bir şey yapmazdım, kıyamazdım ki. Bu da neydi şimdi niye yalan söylüyordu niye ağlıyordu gercekten canı yansa her türlü hisederdim bunu biliyordu numara yaparken nasıl bu kadar içten hıçkırarak ağlayabiliyordu.

-NE YAPTINDENİZ SEN. BEN SİZE KAVGA ETMEYECEKSİNİZ. BİRBİRİNİZİ KORUYACAKSINIZ, ZARAR VERMEYECEKSİNİZ DEMEDİM Mİ. ÖZELLİKLE SEN BANA KAÇ KERE SÖZ VERMEDİN Mİ! BU ŞEKİLDE Mİ LORUYUP KOLLAYACAKSIN KARDEŞİNİ! BANA YALAN SÖYLEYEREK KARDEŞİNİ DÖVEREK Mİ SÖZÜNÜ TUTACAKSIN!

Dedi, hangi ara ayağa kalktını anlayamadan sol yanağımda keskin bir acı hissetmem ili yere savrulmam bir olmuştu. Yanağımdaki acı ve şokla birlikte ağlamaya başlamıştım.

-Kızıma vurma mustafa yapmış bir hata özür diler yapmaz bir daha değil mi güzel kızım.

Dediğinde anneme bakarak kafamı hayır anlamında iki yana salladım.

-B-ben bir şey yapmadım. Mutfaktaydım ben böyle bir şey asla yapmam Yağmur y-yalan söylüyor.

dediğimde babamla göz göze geldik. Öyle bir hayal kırıklığı ile bakıyordu ki paramparça etti kalbimi. Attığı tokattan daha çok yakmıştı canımı bakışlarıyla. O zaman anladım ki ne kadar kendimi savunsam da Yağmur'a inanmayı tercih edeceklerdi bana hiç bir zaman inanmayacaklardı.

-Git bu evden Deniz.

-Ne baba hayır yapma nereye giderim bu saatte. Beni bırakma ne olur yalvarırım bırakma güven bana ben hiç bir şey yapmadım.

Ağlamam büyürken kafamı iki yana salladım daha fazla konuşamıyordum ağlamaktan. NE diyeceğimi de ne demem gerektiğini de bilmiyordumzaten. Babam kolumdan çekiştirmeye başladı, resmen beni yerde sürüklüyordu.

-Dur Mustafa ne yapıyorsun.Böyle olmaz yapma daha 10 yaşında küçücük çoçuk o.

Annemin konuşması ile babam ona da bağırmaya başladı bense ağzımı açıp tek kelime edemiyordum. Bırak konuşmayı nefes almakta zorlanıyordum sanki birisi buğazımı sıkıyor ve nefes almamı engelliyordu.

-SEN KARİŞMA AKILLANANA KADAR BU EVE ADIM ATMAYACAK!

Kapıyı açıp beni hole savurduğunda gözlerinin içine baktım. Öfke ve hayal kırıklığıyla bakıyordu. Aşkla sevgiyle bakan adam nereye gitmişti, bana sesini bile yükseltmeyen adam neredeydi. Bana doğru işaret parmağını sallayarak

-Aklın başına gelene kadar gelme bu eve.

Deyip kapıyı suratıma kapatmıştı. Ne yapacaktım ben şimdi olduğum yerde duvara kayarak sırtımı yasladım. Ağlamamı durduramıyordum. Ne yapacaktım nereye gidecektim dışarıda kötü insanlardan söz etmişti annem dışarıda kalamazdım. Bir umut hala kapıyı açıp beni içeriye almasını bekliyordum içimdeki ses her şeyin bittiğini söylemesine rağmen hala o kapının açılıp prensesim diyerek sarılmasını bekliyordum. İçeriden hala bağırma sesleri gelirken benim aklımdan geçen sorular daha çok canımı yakıyordu 'babamın gözünde bu kadar değersizmiydim. Hiç mi sevmemişti beni'

FLASHBACK SONN...

Emre'nin dürtmesi ile geçmişimden sıyrılmıştım.

-Deniz , Deniz beni duyuyor musun.

dediğini duymam ile hemen ıslanmış yanaklarımı elimin tersi ile kurulayıp ona döndüm. Gözlerime bakınca ağladığımı anlamıştı ama sormadı, sormazdı üstelemezdi Emre, işte bu yüzden işim düşünce Emre'ye ulaşıyordum.

-Geldik Deniz.

Dışarıya baktığımda spor salonunun önündeydik.

-Teşekkür ederim, görüşürüz.

Deyip indim arabadan, kimseye söyleme dememe gerek yoktu çünkü söylemezdi, söylerse onu bir daha aramayacağımı bilirdi.

yavaş adımlarla apartmana girdim. Asansörü eş geçip merdivenlerden ikinci kata çıktım. Kapıyı cebimden çıkardığım anahtar ile açıp içeriye girdiğimde saat 3.17 di, bu saatte kimse olmazdı Bana ayrılan odaya geçtim, dolaptan askılı tsört ve şort alıp hemen üzerime geçirdim. Ellerime box eldivenini geçirmeden biraz tekme ve yumruk çalıştım.

yorulduğumu hisedince mini buz dolabında bira alıp çalışma masama ilerledim. şişeyi açıp bir kaç yudum içtikten sonra sigara paketinden bir dal alıp uçunu alevlendirdim. Ciğerlerime ulaşan dumanıarkaya yaslanarak havaya üfledim. Dumanın odanın içinde dağılmasını izlerken biradan içmeye devam ettim. Sarhoş olmak bir süreliğine de olsa unutmak beyninin uyuşması ne güzel olurdu ama sarhoş olmayacağımı biliyordum. Alışmıştı bünye alkole, ilk içmem 3 yaşında gercekleşmiş dedem içirmiş bir de çocukken bunu bir marefetmiş gibi anlatırlardı.

Telefonumun çalması ile düşüncelerimden sıyrılmıştım. Ekrana baktığım zaman Yağmur'un aradığını görünce aramayı reddedip telefonu tamamen kapattım, hiç uğraşamazdım. Elimde bitmiş şişeyi masanın altında bulunan çöp kovasına atıp alimde bitmiş sigarayı da küllüğe bastırdım.

Koltuktan kalkıp odanın içindeki kapıya ilerleyip yatak odama girdim, benim evim burasıydı. İlaç dolabına ilerleyip ilaçlarımı su yardımı ile içtim. Yatağıma uzandığımda gözlerim hem yorgunluktan hem de ilaçların etkisi ile uyku için kapanıyordu.

---------------------

BÖLÜM SONU CANLARIMM.

BÖLÜMÜ NASIL BULDUNUZ.

YAĞMUR HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?

PEKİ BABA KARAKTERİMİZ MUSTAFA HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİNİZ?

DENİZ NASIL BİR KARAKTER SİZCE?

EMRE HAKKINDA DÜŞÜNCELERİNİZ?

BÖLÜMÜ BEĞENDİYSENİZ BEĞENİ BUTONUNA BASMAYI UNUTMAYINIZ..

SEVGİLERLE BİR DAHAKİ BÖLÜM GÖRÜŞMEK ÜZEREE CANLARIM SEVİLİYORSUNUZZ....

Loading...
0%