7. Bölüm

7. Bölüm

Aleyna şimay
anyela_smy

Merhaba canlarım, yeni bölümle karşınızdayım.

Nasılsınız? inşallah iyisinizdir.

Bölüme başlamadan size bir haber vermek istiyorum.

Yeni bir kurguya başladım, aslında daha önce başladığım ama kaybettiğim bir kurguydu ve hemen hoşuma gittiği için ve beğenildiği için burada da paylaşmaya karar kıldım, büyün gece ilk bölümü düzeltmeler yaparak yayınladım. Yani sizden ricam KAYLA isimli yeni kurguma da göz atmanız eminim ki beğeneceksiniz ve bundan sonra düzenli bir şekilde bir hafta bu kurguma bir hafta da Kayla isimli kurguma bölüm yayınmaya çalışacağım. Yani birer hafta ara ile bölüm gelecek.

Her neyse hadi bölüme gecelim iyi okumalar dilerim.

----------------------------

Rüya'dan devam

Kaç saat geçtiğini bilmiyordum. En son doktorun çıkıp kalp ameliyatı olacağını söylediğinden beri haber yoktu ve o zamandan beri yerimden hiç kımıldamamıştım. Bu süre içerisinde konuşmalarından öğrendiğim kadarı ile Can ve Ümit denen kişiler de gelmiş Yağmur'da bir odada kötüleştiği için yatışını yapmışlar. Annesi ile babası ise ortalıkta yoktu, Bilal'in doktora söylediği gibi ölmüşlerdi belki de.

Beni rahatsız eden ise Bilal'in sürekli beni izlemesiydi, bazen ise kendimi sorguluyordum ben niye hala buradaydım, Deniz tek değildi ki ama ben gidememiş, içim el vermemişti öylece bekliyordum. En sonunda Hasan doktor çıkması ile herkes ayaklanmıştı, bense oturduğum yerde dikleşip uzaktan dinlemeyi tercih etmiştim.

- Hasan abi güzel haber ile geldin inşallah.

Diye atıldı hemen Bilal, bunu dedikten sonra göz ucu ile bana bakıp geri doktora döndü, doktor yorgun yüz ifadesi ile hafif gülümseyip

-İyi aslanım, iyi geçti ameliyat hiç bir sıkıntı çıkmadı sorunsuz geçti ameliyat, yine de bir kaç gün gözlem altında tutacağız ki bu kişi Deniz olunca zor olacak gibi. Neyse ben bir Yağmur'u da kontrol edeyim kendine geliyor mu bakmak lazım. Deniz'i de normal oda da gözlem altında tutacağız, sabaha kadar ilaçlarla uyutacağız daha sonra ilaçları kesip uyanmasını bekleyeceğiz, gerisini de uyandığında muayeneden sonra konuşuruz.

Deyip Bilal ve Umut'un omuzunu sıkıp bir şey demelerini beklemeden gitti. Ameliyatın iyi geçmesini duymam ile rahatlamıştım sanki omuzlarımdan büyük bir yük kalkmıştı. Deniz'i tanımıyordum ama ilk defa birisi için bu kadar korkup, endişelenmiştim. Kızda şeytan tüyü mü vardı, bağlamıştı hemen kendine beni, hem de hakkında hiç bir şey bilmiyorken. Ben böyle düşüncelere dalmışken önüme gelen sulüetle başımı kaldırdığımda Bilal ile karşı karşıya geldim.

-Hadi kalk seni evine bırakayım.

Dediğinde tam gözlerinin içine baktım, soğuk bakışlarında bir anlam aramaya çalıştım ama bulamamıştım, bu beni nedense sinirlendirse de belli etmemiştim.

-Gerek yok, ben giderim.

-Saat gecenin 3'ü, tek gidemezsin, tek gittiğini Deniz öğrenirse bizi boğar.

Dediğinde bile yüzü gayet ciddi idi, göz devirip ayaklandım, ilk kalktığımda bacaklarım oturmaktan tutulduğunu hissetsem de yürüdükçe açılmıştı. Bilal ile bahçeye çıktığımızda etrafta ki bir çok adam ellerini önünde birleştirip, baş selamı vermişlerdi. Siyah takım elbiseli bir adam koşarak yanımıza gelip araba anahtarını uzatarak,

-Bilal bey araba şurada, peşinizden gelelim mi burada mı kalalım?

-2 kişi gelsin. Emre ve diğerleri burada kalsın.

-Peki efendim.

Bilal adamın gösterdiği arabaya bindi, ben öylece kaşlarımı çatmış ne olduğunu anlamaya çalışırken Bilal'in kornaya basıp, camını açıp seslenmesi ile yanında ki yolcu koltuğuna oturup kapıyı sertçe kapattım. Neye bu kadar sinirlendiğimi bilmiyorum ama kafam çok karışıktı, başım ağrıyori kalbim ağzımda atıyordu. Bir an önce evime gidip uyumak istiyor kafamın karışıklığından kurtulmak istiyordum.

Bilal'in bakışlarını hissediyordum, ben kalp hızımı düşürmeye çalışırken hiç yardımcı olmuyordu.

-Evin nerede?

Dediğinde ilk algılayamasam da sonradan algılayabilmiştim. 'gerizekalı Rüya, ne diye adamın arabasına bindin sonra da adam seni göz hapsine alınca kendi kendine heyheyleniyorsun evini tarif etsene kaldın öyle mal gibi' Kafamı sağa, sola sallayıp kafamdaki düşüncelerden kurtulmaya çalışıp, evin yolunu tarif etmeye başladım. Evin önüne gelip durduğunda kapıyı açarken konuşmaya başladı.

-Deniz'i hastaneye yetiştirdiğin ve kan verdiğin için teşekkür ederim.

Dediğinde açıkçası böyle bir şey beklemiyordum, teşekkür edecek birisine benzemiyordu. Yüzüne baktığımda hala sert, soğuk bakışları vardı. Herkesi korkutabilirdi bu surat ifadesi ile ama ben korkmuyordum. O gözlerin ardında ne vardı, nasıl bir kişiliği vardı bilmiyorum ama korkutmuyordu beni.

-Teşekkür için yapmadım.

Deyip açtığım kapıdan inip bir şey demesini beklemeden evimin kapısına ilerledim, kapıyı açıp içeriye girdiğimde kapıyı kapatırken arabanın camını açıp beni izlediğini görmüştüm. Kapıyı kapatır kapatmaz sırtımı kapıya dayayıp nefesimi düzene sokmaya çalıştım, ne oluyordu bana, kalbim niye bu kadar hızlı atıyordu. Deniz beni çok korkutmuştu, ilk defa yanımda böyle bir olay olmuştu, herhalde bu yüzden bütün dengem bozulmuştu. Elimde ki anahtar ve telefonu masanın üzerine koyup sırtımda duran çantayı gelişi güzel yere attım.

Koltuğa kendimi bıraktığımda gözüme Deniz'in telefonu ve çantası çarptı. Ben bunları burada mı unutmuştum? ' aferin sana kızın bütün eşyaları burada kaldı' iç sesimin yine devreye girmesi ile göz devirmiştim. İnsanın iç sesi niye sahibini sürekli küçük düşürmeye, aşağılamaya çalışırdı ki. Boğazımda ki kuruluk hissi ile kalkıp bir bardak su içip kahve yaptım, kahvem hazır olunca alıp geri yerime geçip oturdum, böyle boş boş durunca düşünmekten beynimin patlayacağını hissettiğim için kafamın dağılması adına televizyondan internet sitesine girip inadına aşk dizisinin kaldığım bölümünü açıp izlemeye başladım.

DENİZ'DEN DEVAM

Başım çatlıyordu sanki, en son ne olmuştu. Gözlerim kapalı en son olanları hatırlamaya çalışırken tanıdık bir ses kulağıma ulaştı.

-Hemşire hanım, bir doz ağrı kesici de ekleyelim serumuna, hastamız birazdan kendine gelir.

Ne hastası? Hastanedemiydim? Hasta dedikleri ben mi oluyordum? Bu sesi tanıyordum ama çıkaramamıştım. Biraz düşününce Hasan amcamın sesi olduğunu algılayabilmiştim. Gözlerimi zorla aralamaya çalışırken hücum eden ışık ile kapatmam uzun sürmemişti. Kolumu hafif hareket ettirmem ile bir sızı hissetmemle ufak bir inilti çıkarmamı engelleyememiştim. Bunu Hasan amcam da duymuş olmalı ki,

-Deniz, aç gözlerini kızım

Beynim duyduklarını faaliyete geçirmek ister gibi, biraz zorla da olsa gözlerimi aralayabilmiştim, bir kaç kere kırpıştırınca gözlerim ışığa alıştı, başımı çevirip Hasan amcam ile göz teması kurdum. Ben yine niye hastanedeydim? Hasan amcamın yanına bakınca minyon tipli, küt saçlı tatlı bir kız vardı, bu hemşire olmalıydı. Kolumda sızı olan yere baktığım zaman serum takılı olduğunu görmüştüm.

-Ne oldu bana, yine niye hastanedeyim.

Dedim, kuruyan boğazım sayesinde sesim kısık ve pürüzlü çıkmıştı. Etrafıma su bulmak umudu ile bakınırken Hasan amcam anlamış olmalı ki, yatağın uçunda ki masanın üzerinde ki sürahiden bardağa su doldurup bana içirmeye kalktı, onu engelleyip sızlayan kemiklerime inat, serum olmayan sağ elim ile bardağı tuttum. Hafif gülümseyerek kafasını iki yana salladı, yüzünde 'ben seninle nasıl uğraşacağım' ifadesi vardı. Su içmek için hafif doğrulmaya kalktığımda göğsümde ki keskin acı sayesinde doğrulamamıştım.

-Yavaş kızım, inat etme de yardımcı olayım dikişlerini patlatacaksın.

Dediğin de ses çıkarmamıştım. Sessizliğimden yüz bulup hafif üzerime eğilerek, Bir elini sırtımdan destek vererek doğrulmama yardımcı oldu. Elimde ki suyun son damlasına kadar içtiğim zaman daha iyi hissediyordum kendimi. Hasan amcam yavaş bir şekilde geri yatağa yatırınca sorumu yeniledim.

- Hasan abi ne oldu bana, ne dikişi bu, vuruldum mu yoksa yine.

Bir şey hatırlamıyordum, tek hatırladığım en son Rüya'nın yanındaydım ve onun ağlamasıydı, sonra ne olmuştu ki.

-Kalp krizi geçirdin kızım. Seni kaç kere uyardım şu ilaçlarını düzgün kullan, sigara içme diye ama sen beni hiç dinlemiyordun ki Deniz.

Dediğinde olanları hatırlamak için biraz daha uğraştım, durup dururken kriz geçirmiş olamazdım değil mi? En son Rüya tacize uğradığını söyleyip ağlamaya başlamıştı sonra, sonra onu biraz sakinleştirmeye çalışıp yatırmıştım, sonrasındaysa tek kalmak istemediğini söylence bende yanında kalmıştım ama sonrasını hatırlamıyordum yoksa ben de mi uyuya kalmıştım. Büyük ihtimalle uyuya kalmıştım sonrasını tahmin etmek de zor değildi, yine kabus görüp panik atak krizi geçirmiştim ve böylelikle kalp hastalığım tetiklenmişti. Hasan amcam zaten kaç kere uyarmıştı zaten bir daha kriz geçirirsem, ameliyattan başka çare olmadığını, kalbimin iyicene güçsüzleştiğini ilaçlarımı muhakkak düzenli bir şekilde kullanmam gerektiğini söylemişti, bu sefer bilerek kullanmamazlık yapmamıştım ama bunu söylemeye gerek yoktu, olan olmuştu zaten. Aklıma dikiş dediği gelince gözlerimle üzerimi taradım, yeşil hastane önlüğü vardı, bir şey görünmüyordu.

-Bakma öyle geldiğinde kalbin durmuş bir vaziyetteymiş zor çalıştırıp ameliyata almışlar ben de haberi alır almaz geldim, ben yaptım ameliyatı.

Dediğinde kaldırdığım başımı geri yastığa bırakırken bir of çıktı ağzımdan, gözlerimi bir süre kapatıp geri açtığım zaman Hasan amcama sert bakışlarımdan yolladım ama bakışlarım bu adamın üzerinde işe yaramıyordu.

-Hiç bakma öyle Deniz hanım, en az bir hafta misafirimizsin, kendini zorlamak veya kaçmaya çalışmak yok.

Dediğinde gözlerini bir süre yanımda ki kalp ritmimi gösteren cihazda tutup benimle göz teması kurdu.

-Beni bu gün taburcu et doktor, ben burada kalamam.

-Kalacaksın Deniz bu defa sözümü dinle.

-Durmam doktor bunu biliyorsun.

Dediğimde sıkıntı ile gözlerime baktı, durmayacağımı biliyordu, inadımı bildiği halde inatlaşıyordu benimle.

-Deniz, kızım bak bu herhangi bir yaraya benzemez büyük bir ameliyat atlattın bıçak veya kurşun yarasına benzemez ameliyat sıkıntısız geçti ama yine de kontrol amaçlı en az 1 hafta burada kalman lazım ve günlük alman gereken serumlar var iyi bir bakıma da ihtiyacın var.

Dedi tek nefeste, hızlı bir şekilde konuşmuştu ama hastanede hiç bir şekilde kalmayacağımı benim kadar kendisi de biliyordu, ya kendisi izin verecekti ya da ben kaçacaktım.

-Hasan amca, buradan öyle yada böyle çıkacağımı biliyorsun ya sen izin verirsin zorlanmadan çıkarım, günlük yanına kontrole de gelirim. Ah bu arada unutmadan zorla beni burada tutmaya çalışırsan kaçtığımda bile ömür boyu sana amca derim, amcacığım.

Dediğimde yüzünde ki ifadeyi tarif edemezdim. Kendisine amca dememi sevmiyordu öz amcam olduğu halde dediğine göre amca kelimesi ona yaşlı hissettiriyormuş. Bir süre sonra elini dalgalı saçının arasında geçirip derin bir nefes alarak ofladı, yanımda ki alete bakarak bir şeyleri kafasında tarttı en sonunda karar vermiş olmalı ki tekrardan gözlerimin içine baktı.

-Tam bir belasın Deniz tam bir bela. Çıkacaksın ama şartlarım var.

Dediğinde hemen kafa salladım yine kendi bildiğimi okuyacaktım nasıl olsa.

-1. King boks dersi vermeyi bırakıyorsun, ağırlık kaldırmak yasak, iyileştikten sonra bile en fazla 10 kilo kaldırabilirsin. 2. her gün muhakkak kontrole gelip alman gereken ilaçları alıyorsun. 3. sağlıklı beslenip sigarayı bırakıyorsun, kendini yormuyorsun, olabildiğince stres ve sıkıntıdan da uzak duruyorsun.

Demesi alayla gülmeme sebep olmuştu. Ders zaten eskisi gibi vermiyordum sadece 7 kız öğrencim vardı. İlk başlarda 2/3 gün kontrole gelebilirdim belki ama her gün gelemezdim sıkılırdım, sigarayı bırakmayı da düşünmüyordum bunca stresin içinde psikolojik olarak sakinleştiriyordu beni, eğer onu içmezsem yine kendime zarar vermeye başlayabilirdim. 3. dediğine kendisi bile inanmıyordu zaten, böyle bir hayatta nasıl stresten uzak durup da kendimi yormayacaktım.

Bunların hiç birini yapmazdım sadece ders vermeyi dikişlerim iyileşene kadar erteleyebilirdim ama bırakmazdım. Yine de beni bırakması için tamam anlamında kafamı salladım, hala yüzünde ki sıkıntılı ifade ile kafasını iki yana salladı 'senden adam olmaz' der gibi bir hali vardı. Gözlerimi ondan çekip tavana doğru baktım. Hemşire önden çıktı, Hasan abi de tam kapıdan çıkacakken aklına bir şey gelmiş gibi durup bana döndü.

-4. ve en önemlisi amcan olabilirim ama bana amca demeyeceksin anlaştık mı?

Demesi ile dudaklarımdan bir kıkırtı çıkmıştı. Hasan abi de odadan çıktığında duvarda ki saate baktım 10:17' i gösteriyordu. Allah bilir ne zamandır uyutuyorlardı beni, kapının açılması ile gözlerimi kapıya çevirdiğimde sırası ile Bilal, Umut, Ümit, Can, Emre ve son olarak da Rüya girmişti. Gözlerim Rüya'nın üzerinde takılı kalırken burada ne işi olduğunu sorguluyordum, yerde olan bakışları bana döndüğünde, gözleri bütün vücudumu taradı en sonunda göğüs kısmımda durup önlüğün içini görebilirmiş gibi dikkatli bir şekilde bakıp kaşlarını çatarak gözlerime tırmandı bakışları.

Gözlerinde ki beyazlık kızarmış, göz altları şişip morarmıştı, uyumadığı belliydi. Kendini fazlasıyla gerdiği belliydi, hafif bir gülümseme gönderdiğimde oda karşılık vermişti, Gülümsemem işe yaramış biraz rahatladığı belliydi, onun yanında kriz geçirince muhtemelen beni hastaneye yetiştirmiş sonrasında da gitmemişti. Bilal'ler ile karşılaşması hoşuma gitmemişti, düşmanları yanlış anlayıp kızın başına bela olabilirdi ama Bilal'in korumaları buraya yığdığını tahmin edebiliyordum o yüzden sıkıntı çıkmazdı herhalde, yine de bir kaç tane koruma ayarlayıp gizlice Rüya'yı takip etmelerini, korumalarını isteyeceğimi aklımda yapılacaklar listesinin en üstüne yerleştirdim. Başıma konan elle hafif yerimden sıçramıştım, dokunan kişiye baktığım da Bilal'den başkası değildi, alnıma ufak bir öpücük kondurup,

-İyi misin abim, ağrın var mı?

Dediğinde, abi dediğim insana başımı çevirip yavaşça gözümü kapayıp, açtım.

-İyim Bilal, ağrım yok zaten Hasan abi de bu gün çıkabileceğimi söyledi.

-Evet küçük hanım kandırmışsın yine adamı.

Dediğinde yüzümde ki gülümsemeye engel olamamış başımı yan çevirerek gizlemeye çalışmıştım. Bir süre konuşmuş serum bitince Umut çıkış işlemlerini halletmek için çıkınca diğerleri de çıkmıştı, Rüya ise bana getirdiği kıyafetleri giyebilmem için yardımcı olmuştu.

-Beni çok korkuttun.

Dediğinde şaşırmadım desem yalan olurdu. Gözlerinin içine baktığımda duvarlarını indirmişti ve üzüntü, korku ayan beyan belli oluyordu. Kapı çalınca girmelerini söyledim Rüya'ya verecek cevap bulamamıştım çok geçmeden de benimkiler odaya dalış yapmışlardı Allah'tan oda büyüktü, bunlar hastanede böyle sürü halinde mi dolaşıyorlardı acaba.

-Hadi Deniz seni şuna oturtalım, fazla ayakta kalma.

Diyerek tekerlekli sandalye ile yaklaştı Bilal. Bilal'in yardımı ile tekerlekli sandalyeye oturunca arkama geçince diğer erkekler sırası ile odadan çıktılar. Bilal sürmeye başlayınca Rüya da yanımda tekerlekli sandalyenin hızına ayak uydurarak yürüyordu, ona baktığımda demin gördüğüm duygular gitmiş yerine duvarlarını örmüştü, bana niye göstermişti duvarlarının ardını.

-Kimde kalmak istersin? Bence bende kal.

Diye sordu Bilal. Evet abim olarak görüyordum ama yine de kalmak istemiyordum, hiçbiri ile.

-İstemiyorum, beni evime götür.

-Olmaz Deniz. En azından toparlanana kadar birisi olmalı yanında.

-Olmaz dedim Bilal, istemiyorum ben kendime bu halde de bakabilirim. Sizinleyken daha çok yoruluyorum ben.

Dediğimde önümüzdeki erkekler de duymuş olmalı ki 5 erkek birbiri ile bakışmaya başladı.

-Benimle kalabilirsin Deniz.

demişti Rüya. Hemen ona dönüp baktığımda güven verircesine gözlerini yavaşça kapayıp açtı.

-Yeterince yorulmuşun benim yüzümden daha fazla yorulmanı istemem ben iyim, Bilal beni spor salonuna evime götürür müsün?

-Olmaz Deniz oraya gidersen durmazsın sen, dikişlerini patlatırsın. Bizde kalmak istemiyorsan arkadaşın da kal, hem hastaneye de yakın bir şey olursa hızlı bir şekilde gelebilirsin.

Dediğinde biraz düşündüm, spor salonuna izin vermeyeceklerdi, onlarda da kalmak istemiyordum rahat bırakmazlardı beni, Rüya da kalırsam daha rahat edebilirdim hem motorum da orada kalmış olmalıydı. Bir sıkıntı çıkarsa oradan evime kendim geçebilirdim.

-Tamam, olur Rüya da kalırım.

Dediğim de arabanın yanına gelmiştik. Arka koltukta midemin bulandığını bildiğinden ön koltuğa oturmama yardımcı oldu, Rüya da arka koltuğa oturunca şoför koltuğuna geçip anahtarı çevirdi, gaza basmadan önce kulağına yaklaşıp konuşmaya başladım.

-Sana anahtarı versem çalışma masamda ki çekmeceden benim silah ile bıçağı getirebilir misin? Önlem olarak yanımda bulunsun.

Dediğim de kafası ile onaylayıp gaza yüklendi.

------------------------------

Bölüm sonuu...

2164 kelime

Bölümü nasıl buldunuz aşklarım <3

Bölüm hakkın da ve sonra ki bölüm hakkında tahminlerinizi bekliyorum canlarım.

yazım yanlışı noktalama işareti yanlışı varsa affola paragraf aralarında bildirirseniz düzeltebilirim.

Bölümü beğendiyseniz yıldınızı renklendirmeyi unutmayın lütfen

Hayalet okuyucu olmayın canım sonuçta saatlerce / günlerce sırtımız ağrıya ağrıya bir emek veriyoruz değil mi?

 

   

Bölüm : 29.01.2025 21:58 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Hikayeyi Paylaş
Loading...