Yeni Üyelik
8.
Bölüm
@apricitass1

Sabahın erken saatlerinde Alp'in annesi, odalarının kapılarına hafifçe vurarak seslendi. Dün geldiklerinde yorgunluktan hiçbir şey demeden direk uyumuşlar yemek bile yiyememişlerdi. Sabahta namaza zor kalkmışlardı “Haydi çocuklar, kalkın! Kahvaltı hazır.” Deniz, uykulu bir şekilde gözlerini ovuşturup doğruldu, Alp ise biraz daha uyuma isteğiyle başını yastığa gömdü. “Alp kalksana oğlum ne poponu dönüyon” dedi Sevda hanım o sırada ayağından terliği çıkarıyordu. Deniz gülümseyerek Alp’e döndü. “Hala ben kaldırırım sen geç yorulma" diyerek yer yatağından kalkıp toplamaya başladı Sevda hanım ise Zeynep’i uyandırmaya gitmişti Deniz yatağını toplayıp köşeye koyarak Alp'in yanına gitti Alp hala uyuyordu. " Lan kalk hadi spora gideceğiz daha kaslarını düşün az" Alp başını sallayarak " hiçbir güç beni yataktan kaldıramaz" diyip daha da sarıldı yastığına Deniz ise aklına gelen fikirle telefonunu alıp Alp'i aradı telefon çalınca Alp bir an kalkacak olsa da kalkmayıp yatmaya devam etti Deniz açıp " Efnan'a mı bir şey olmuş" diyince Alp hemen doğrulup yataktan kalkarak telefonu eline aldı " noldu Efnan'a bir sorun mu var noldu?" Deniz, Alp’in panikle doğrulup telefonu eline almasına kahkahalarla gülerken, “Eğer kalkmanı bekleseydim, akşama kadar yatakta kalırdın. Spora geç kalıyoruz dostum,” dedi. Alp ise derin bir nefes alarak telefonu kapatıp sinirle bakarak, "Yemin ederim, kalp krizi geçireceğim senin yüzünden," dedi. Ama gülümsemesi hemen yüzüne yayıldı. Deniz alaylı bir sesle "Yarın gidince bir Efnan'a teşekkür edeyim" dedi.

Alp ise bu lafa karşılık sadece omuz silkti ve yataktan toplayarak spor kıyafetlerini giymeye başladı.

Bu sırada Zeynep, uykulu bir halde odasından çıkmış, saçlarını toplayarak merdivenlerden aşağı iniyordu. Sevda Hanım, mutfaktan ona seslendi, “Zeynep kızım, gel hadi" Deniz ve Alp kahvaltı masasına otururken, Zeynep, ağır adımlarla kahvaltı masasına yaklaştı ve gözleri dalgın bir şekilde boş sandalyeye oturdu. Alp, Zeynep’i fark edip ona baktı. “İyi misin Zeynep? Sabah sabah bu kadar sessiz olman normal değil.”

Zeynep başını hafifçe sallayarak, "Biraz yorgunum, sadece," dedi. Alp, onun bu tavrından bir şeylerin yolunda olmadığını anlamıştı ama üstüne gitmemeye karar verdi.

"Ben biraz odama gideyim, toparlanmam lazım.” diyip kalkan Zeynep ile Deniz ona bakakalmıştı " hala ben telefonumu unutmuşum alayım geleyim sonra Alp çıkalım olur mu" dedi ve o da Zeynep'in ardından kalkarak merdivenleri çıktı.

Zeynep, banyodan çıktıktan sonra dalgın bir şekilde koridorda yürürken aniden Deniz'e çarptı. Çarpmanın etkisiyle elindeki fotoğraf yere düştü. Zeynep bir an duraksadı, gözleri yaşlarla dolmaya başladı. Deniz, ona şaşkınlıkla bakarak, "Zeynep, iyi misin?" diye sordu.

Zeynep, çarpmayla birlikte sarsılmış ve zaten kötü bir rüyanın etkisindeydi. Gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı. "Özür dilerim," diyebildi sadece, sesi titrek çıkıyordu.

Deniz, hemen eğilip yere düşen fotoğrafı aldı. Fotoğrafa bakarken bir şey demeden Zeynep’e uzattı. "Bir şey mi oldu?" diye sordu nazik bir ses tonuyla.

Zeynep, fotoğrafı hızla alıp gözlerini sildikten sonra aniden Deniz'in kolunu tutarak, “Gel, konuşmamız lazım,” dedi. Deniz şaşkın bir şekilde ona baktı ama itiraz etmeden Zeynep’i takip etti. Beraber Zeynep’in odasına girdiler. Zeynep kapıyı hafifçe kapatıp derin bir nefes aldı.

Deniz, Zeynep’in bu kadar gergin olmasından endişelenmişti. “Zeynep, ne oldu? Neden bu kadar kötü hissediyorsun?” diye sordu, sesi yumuşaktı.

Deniz onu beklerken Zeynep ise çekmecesini karıştırıp fotoğrafları çıkardı ve Deniz’in yanına gitti " burda dördüncü kişi var" diyip burnunu çekti " bak burda da sen ve o dördüncü kişi var aynı kişi" diğer fotografı göstererek " burada da ben ve o var ilginç olan şu ki Efnan'a çok benziyor baksana" diyip fotoğrafları uzattı

Deniz, Zeynep'in uzattığı fotoğraflara dikkatle baktı. Fotoğraflarda gerçekten de Efnan'a çok benzeyen bir kız vardı. Deniz, şaşkınlıkla kaşlarını çattı. " abinin çeçen kızı dediği kız" Zeynep başını sallayarak " Emin değilim, bu kız ailesi yüzünden gitmişti o gün kızın kolundaki yaraları görmüştüm aynısı Efnan’da da var"

Zeynep, gözlerini Deniz'in gözlerine dikerek, "Dün gece küçüklüğümü gördüm. Efnan vardı, yemin ederim, onun küçük haliydi. 'Yardım et bana' diyordu," dedi. Sesindeki heyecan ve korku, Deniz’in yüreğine bir korku saldı.

Zeynep’in düşünceleriyle dolu olduğu bir anda, Alp kapının arkasından seslendi. “Deniz, kuyuya mı düştün?”

Deniz, hemen Zeynep’in yanına döndü. “Bunu sonra konuşuruz, ağlama,” dedi, gözlerindeki yaşları silerek. Zeynep’in endişesi, Deniz’in bu samimi sözleriyle biraz olsun azalmıştı. " Ben gidiyorum şimdi abine bir şey söyleme tamam mı eğer o değilse onu o psikolojiden zor kurtarırız anlaştık mı" Zeynep başını sallarken Deniz ise hemen lavaboya gidip kapıyı kapattı sonra ise sesli bir şekilde kapatıp " Geliyorum ağlama" diyip cebinde olan telefonu eline alarak aşağıya indi. Daha sonrasında Alp ile birlikte düşüncelerle spor salonuna gittiler.

Akşamüstü ikiside işlerini bitirip, namazlarını camide eda etmişler sonrasında oradan da eve gelmişlerdi Sevda Sultan yemek hazırlıyor, Efe bey ise telefon konuşması yapıyordu.

Deniz her ne kadar kendi evine gitmek istesede Sevda hanım buna izin vermemişti. Deniz’de halasının lafının üstüne laf söylemeden kalmıştı burada. Zeynep sabaha nazaran daha iyiydi Efnan’ı aramış onunla konuşmuştu. Kabullendiği tek şey vardı ki Efnan Zeynep'e iyi geliyordu. Yemeklerini yemek için masaya oturduklarında Alp durgun bir şekilde yemeğe bakıyordu acaba o yemiş midir yemeğini?

Yemeğe başlanmış herkes haberleri izlerken Alp ise yemeğini yerken bunu düşünüp duruyordu. hastane yemekleri tatsız tuzsuz git ona yemek götar görmüş olursun hem dedi içindeki ses

" Hala ellerine sağlık bir tabak daha alabilir miyim" diye soran Deniz ile tabağını indirip eline vurdu " al benimkini ye anne senin cam saklama kapların nerede" Sevda hanım Alp’in sorusuna şaşırsa da " yukarı 2. dolapta oğlum" dedi. Zeynep ile Deniz birbirlerine bakıp gülmeye başladılar anlamışlardı Alp’in ne yapacağını biliyorlardı. Alp elinde iki saklama kabıyla gelip yemeklerden doldurdu sonrasında bulduğu poşete koyup kapıdaki vestiyere bıraktı. Sevda hanım ise mutfaga gidip yaptığı tatlıdan koyarak poşetin içine koydu o sırada içeride Efe Bey ise "Deniz oğlum bizim oğlan Mecnun olmuş ya" dedi gülerek Deniz ile Zeynep'te artık kendilerini tutmaktan kırmızı olmuş yüzleriyle nefes verip sesli gülmeye başladılar " oldu vallahi Efe amca baya kötü oldu hem de" dediler. Alp üstünü giyerek " Hadi Allah'a emanet olun" diyerek arabanın anahtarını da alarak evden çıktı.

 

" Of Arda ne anlatacaksan anlat vallahi daraldım" diyerek yanındaki yastığı Arda'ya doğru vurdu. "ya abla elin ağır dur şu serumunu takayım anlatacam" "iki dakikan var Arda sadece iki dakika" Arda başını sallayarak serumu takmaya devam etti taktıktan sonra açık kapıdan gördüğü hemşireye pansuman malzemelerini vererek geri koltuğa oturdu ve konuşmaya başladı. " Abla ben sanırım birinden hoşlanmaya başladım ve o hoşlandığım kişi de Zeynep" Efnan'ın içtiği su boğazında kalmış ve hafif öksürmeye başlamıştı. " Ne dedin sen ne dedin ablam" dedi teyit etmek istercesine " Zeynep’den hoşlanıyorum dedim abla" Efnan ise elini alnına carparak Arda’ya döndü ve koltuğun kenarına bakarak konuşmaya başladı.

" Yani bi sen eksiktin ablam o da tam oldu sen bana demedin mi ben başka birini seviyorum niye onu sevmeye devam etmiyorsun ha" Arda omuz silkerek " of abla o beni hiç dinlemiyor ki anca kavga ediyoruz" Efnan elindeki yastığı alarak " bak cocugum dinle beni Zeynep'ten olmaz tamam mı git börtü böceği sev ama Zeynep’i sevme tamam mı ayrıca ne biliyorsun Hesna'dan olmayacağını belki onun da sana gönlü var ne biliyorsun git onunla konuş beni dellendirme defol" diyerek elindeki yastığı Arda'ya fırlattı.

Arda ise " ya abla vurma tamam gidiyorum ben Hesna ile konuşacağım şaka yapmıştım zaten" diyerek odadan çıkacakken Efnan "Arda yastığı at" dedi Arda geri yastığı Efnan'a fırlatıp odadan çıktı.

Aslında Arda iyi bir insandı ama arada böyle ani çıkışları oluyordu ve Hesna'yı ne kadar sevdiğini sabahtandır görmüştü kızın ağzına düşecekti neredeyse Hesna ise sadece işini düzgün yapmasını söylemiş onu terslemişti sonrasında Hesna Efnan'a gelerek abla vallahi özel dönemindeyim yoksa ben sevgi pıtırcığıma öyle bir şey yapar mıyım diyip gitmişti.

"Allah'ım sen bana sabır Arda ile Hesna'ya akıl ver yarabbim" diyerek yatakta kitabını okumaya devam etti. Sabah kahvaltısında midesi bulandığı icin akşam yemeği yemeyecekti zaten birazdan uyurdu. Kitabına dalmışken gelen kapı tıklatma sesiyle elini başına götürerek yazmasını düzeltti sonra ise gel komutunu verdi gelen Alp ile şaşırmıştı ne işi vardı bunun burada izinli değil miydi kız bu?

" Selamünaleyküm" dedi Alp ve kapıyı aralık bırakarak iceri girdi. " Aleykümselam" dedi Efnan'da sadece Alp'in hareketlerini izliyordu. Alp yemek icin küçük masayı Efnan'ın önüne koymuş kaptaki yemekleri çıkarmıştı sonrasında ise yanındaki boşluğa mesafe koyarak oturmuştu. " dosya almak için gelmem gerekti sana da bakarım diye geldim buradaki yemekler biraz kötüdür annem yaptı bunları" diyip kaşığı Efnan'ın önüne koydu. Efnan ise ne diyeceğini bilemeyerek sadece yemeğe baktı o hiç anne yemeği yememişti ki gözleri dolmuştu ama buna rağmen kaşığı tutarak " b-ben teşekkür ederim annene de sana da çok teşekkür ederim" dedi Alp ise Efnan'ın dosyasını kenardan alarak koltuğa oturdu ve Efnan’a baktı " ye hadi daha çok soğumasın annem tatlı da koymuş" Efnan başını sallayarak gözünden düşen bir iki yaşı elinin tersiyle silerek yavaş yavaş yemeği yemeğe başlamıştı Alp ise Efnan'ın dosyasına bakıyordu" Efnan biraz sonra yemeğini bitirmiş ve Alp’i de çağırarak konulan tatlıyı yemişlerdi uzun zaman sonra ilk defa bu kadar mutlu olduğunu hissediyordu kendisini onu da bitirdiklerinde sekerek ellerini yıkamaya gitmişti öncesinde Alp serumu cıkarmıştı zaten o ellerini yıkarken Alp'de kapları toplamış poşetin içine koymuştu " çok teşekkür ederim annenin ellerine sağlık cok selam söyle" Alp ise başını sallayarak "rica ederim ben gideyim artık Allah rahatlık versin bir şey olursa numaramı bıraktım oraya ararsın" Efnan başını sallamış ve geri yatağa oturmuştu. Alp hiç gitmek istemese de Efnan’ın rahatsız olacağını bildiği için gidecekti en azından yarım saatte olsa görmüştü. Efnan kapıyı kapatacak olan Alp'e " Allah’a emanet ol doktorum" diyerek el salladı gözü ise kapının kolundaydı, Alp ise Efnan'ın bu durumuna gülerek " Allah’a emanet ol hastam" diyerek elini salladı ve kapıyı kapattı. Efnan ise tebessüm ederek ilk olarak Alp'in numarasını kaydetti ardından ise kitabını yanındaki masaya koyarak gözlerini kapattı.

Loading...
0%