Yeni Üyelik
3.
Bölüm

3.Bölüm Yarın Büyük Gün

@araftaacangunes

Bölüm Şarkısı: Hatırla Sevgili - Rüzgar ve Gece

 

***

 

Haziran, 2017 - ŞANLIURFA

 

Kozcu konağının terasındaki kahvaltı masasında, sanki elle tutulacakmış kadar katı bir sessizlik vardı. Herkes Nazlı'ya bakıyordu. Arayan kimdi ki böyle panik ve korku vardı yüzünde.

 

"Bunca zaman sonra arıyor olamaz."dedi hala telefon ekranına bakarken. Telefon susunca kapandığını düşündü.

 

Sare hanım kızının elinden telefonu alıp arayana baktı.

 

"Bu saatte aramazdı. Bir şey mi oldu acaba?" dedi sıkılarak.

 

Telefon tekrar çalmaya başladı. Israrla arıyorsa kesin bir şey var demekti.

 

"Alo. İyi misin? Ne oldu? Doğruyu söyle bana." diye sıraladı aklındakileri meraklanmış bir annenin telaşıyla Sare hanım.

 

"Halacım, sakin ol. Ben iyiyim. Yeni bir iş aldık demiştim ya sana hani?" dedi Senem halasını bir an önce sakinleştirmek için peş peşe.

 

"Evet kızım. Sorun mu çıktı?" dedi halası. Hâlâ ayakta dikiliyordu farkında olmadan ayaklanmıştı telefon çalınca.

 

"Halam, otel orada yapılacak. Urfa'da." diyebildi Senem sonunda.

 

Sare hanım, duyduklarıyla boşta olan sol eliyle yemek masasına tutundu. Gözlerinden yaşlar akmaya başladı. Yine tutamamıştı incilerini. Kahvaltı sofrasında olduğunu, herkesin kulağının, gözünün kendi üzerinde olduğunu unutuvermişti. Tek düşündüğü yıllardır göremediği, kokusunu içine çekemediği kızıydı o an. Hasretlik bitiyor muydu? Kızı yine dizinin dibine gelecek miydi?

 

"Senem. Geleceksin değil mi? Bitti mi kuzum." dedi gözyaşları arasında. Yerinde toparlanıp vücudunu dikleştirdi, yanaklarındaki ıslaklığı sildi.

 

 

Sare hanımın Senem demesiyle Siyabend'in içtiği çay boğazına kaçtı, doğru duyup duymadığını anlamak istercesine annesine baktı çatık kaşlarının arasından. Nazlı hâlâ sinirden titriyordu. Rıdvan tepkisiz kalırken, Meran iki yıllık evliliğinde ilk defa duyduğu bu isimle şaşırmış Sare hanımı ağlatan, masadaki herkesi büyük bir sessizliğe iten bu ismin kime ait olduğunu merak ediyordu.

 

"Hala, haberin olsun diye aradım. Bana kalsa gelmezdim. Yanlış anlama ama... Orası... Orada olanlar..." derken lafı yarım kaldı. Kapısı çalınıyordu.

 

"Kızım herşey olacağına varır. Eğer yolun tekrar buraya düşüyorsa vardır bir hikmeti." dedi Sare hanım.

 

Kızının tedirginliğini, aklından geçenleri, o söylemese de biliyordu. Ana yüreğiydi bu, hissediyordu. İllaki kendi rahminde hayat bulması gerekmiyordu bir yavruya ana olmak için. Adı gibi biliyordu inatçı kızını. Zorunda olmasa gelmezdi. Biliyordu ki inatçı olduğu kadar çalışkandı da. İş için olmasa gelmeyeceğini biliyordu.

 

Kısa bir sessizliğin ardından "Belki de haklısındır." dedi Senem. "Bilmiyorum halam, hiçbir şey bilmiyorum. Kapatmam lazım. Sonra konuşuruz." dedi ve "Halam, seni seviyorum." diye ekledi fısıltıyla. Ne kadar da özlemişti halasını. Sesini duymayalı ne kadar zaman olmuştu hatırlamıyordu. Uzun zamandır aramamıştı halasını. İşlerine sarılarak olanlardan kaçtığı gibi, kaçmaması gerekenlerle de bağını koparmıştı bir bir. Ona sıcak bir aile olan insanlarla... Düşüncelerinden sıyrılıp tıklanan kapıyı hatırladı ve Esila'ya içeri girmesi için seslendi.

 

Sare hanım kalktığı sandalyeye tekrar bıraktı kendini telefonun kapanmasıyla.

 

"Ne oldu Sare? Arayan Senem miydi?" dedi Feyruz Ana. Merakla Sare hanımın gözlerinin içine bakıyordu. Bu kadar dağılmasından, sarsılmasından kim olduğunu anlamamak imkansızdı. Yine de beş yıl uzun zamandı. Onaylatmak istemişti Senem'in aradığını.

 

"Evet Feyruz Ana. Kızım gelecek. Tekrar bana, bize gelecek." dedi Sare hanım. Gözleri yine dolmuştu. Ama mutluluk yaşlarıydı bunlar.

 

Siyabend hala tepkisiz, karşıya bakıyordu. Birden yerinden kalktı. Sandalyesi yere düşerken "Ben... Ben çıksam iyi olur. Geç kaldım. Size afiyet olsun." dedi ve hızlıca terastan aşağı inen merdivenlere yöneldi.

 

"Anne. Ne demek dönecek? Ne yüzle gelecekmiş? Giderken söylemedi, şimdi haber mi veriyor?" dedi Nazlı Sare hanıma hışımla.

 

Ne zaman Senem'den konu açılsa Nazlı böyle celallenirdi. Bu duruma alışmıştı Sare hanım.

 

"Nazlı, kızım. O nasıl laf... Ablan o senin. Tabiki gelecek. Burası onun da evi." Sakince konuştu kızına Sare hanım.

 

"Öyle mi? Demek onun da evi." dedi ve alaycı bir kahkaha attı Nazlı. "Evi ha! Madem eviydi, madem ablamdı, sizin de kızınızdı, 5 yıldır neredeydi. Sen hastayken neredeydi nene. Benim Cihan'ın doğum günlerinde, Rıdvan abimin düğününde, Siyabend abimin mezuniyetinde askere gittiğinde neredeydi!" diye bağırdı.

 

"Yeter! Yeter Nazlı. Sus artık." dedi Rıdvan. Kaşları çatılmıştı yine. Nazlı'nın bu çıkışlarını yaşına veriyordu ama bu kez annesine sesini yükselterek çizgiyi aşmıştı.

 

"Ama abi, ben..." Nazlı'nın sözü Rıdvan'ın sesiyle kesildi.

 

"Kes artık! Bu konu burda kapandı." diye bağırdı Rıdvan.

 

×××

 

Siyabend geldiği şantiyede dalgın dalgın karşısındaki ustayı dinliyordu. Bedenen burda olsa da, aklı hala sabah bıraktığı masadaydı. Gerçekten gelecek miydi? Bunca yıldan sonra gelse bile, nasıl davranacaklardı birbirlerine? Gittiği gün, o hatayı yaptığı gün, eve gelip de annesinden duyduklarıyla deliye dönmüştü. Günlerce her yerde onu aramıştı. Gitmedik yer, sormadık insan bırakmamıştı. Hatta dayısının Adana'daki evine dahi gitmiş, belki bir umut oradadır diye son çare oraya bile bakmıştı ama yoktu. Hiçbir yerde yoktu. Kızgındı ona. Bırakıp gitmesine, hemen vazgeçmesine, pes edişine... Aslında kendine kızgındı. O kırmamış mıydı kanatlarını, kanatmamış mıydı yetim yüreğini? Şimdi dönüyor oluşu iyi miydi, kötü müydü bilmiyordu.

 

Ustanın, "Ağam onaylıyorsan başlayalım bugün sıvalara. Gecikmesin." demesiyle düşüncelerinden sıyrıldı.

 

×××

 

O gün boyunca Senem, uzun sürecek olan otel inşaatı için bir yandan proje toplantılarına katılırken, bir yandan da Urfa'ya gitmek için hazırlıklarını yapıyordu.

 

Halasıyla gün içinde iki kez daha telefon görüşmesi yapmış, en geç iki güne Urfa'ya geleceğini söylemişti.

Halası konaktakilerin tepkilerinden bahsedince Senem hiç şaşırmadığını fark etti. Bekliyordu bu tepkileri ancak Rıdvan abisinin sessiz kalması korkmasına sebep oluyordu.

 

2 gün sonra...

 

Hazırlıklar tamamlanmış, hatta Urfa'daki inşaat arazisinin son kontrolleri için bir ekip çoktan Urfa'ya ulaşmıştı.

 

Senem odasında, yarınki yolculuk için son kontrolleri yapan asistanı Esila'yla konuşurken içeri Çağrı girdi.

 

"Nasıl gidiyor Senem? Heyecan var mı?" diyerek gülümsedi.

 

Senem öyle bir bakış attı ki, Çağrı bir adım gerilemek zorunda kaldı.

 

"Esila, sen az önce söylediğim dosyaları ve taslakları bana mail at. Çıkabilirsin." dedi asistanına dönerek.

 

Asistanın "Peki efendim." diyerek odadan ayrılmasıyla Çağrı da Senem'in sinirinden payını almamak için atıldı.

 

"Ben de çıkayım o zaman. Senin işin vardır." diyerek kapıya doğru bir adım atmıştı ki Senem konuşarak onu durdurdu.

 

"Yooo... Son günüm ya hani, işim yok. Otur şuraya şimdi." dedi ortağına hiç de profesyonel olmayan bir tavırla. Ondan gizli iş çevirdiklerinden hak ediyorlardı bunu. En çok da Çağrı Derman hak ediyordu. İhaleden o sorumluydu ne de olsa.

 

"Hâlâ kızgın mısın bize?" dedi Çağrı Senem'in masasının önündeki koltuklardan birine yerleşirken. "Bak Senem, artık kaçamazsın. Git ve yüzleş. Onlar yabancı değil. Ailen. Birinin hatasının bedelini tüm ailene ödetmemelisin." dedi abi sıcaklığıyla.

 

Çağrı'nın söylediklerini düşündü Senem. Belki de haklıydı Çağrı. Yeterince kaçmamış mıydı? Hepsini çok özlemişti. İkizleri, babaanneyi, Rıdvan abisini, halasına sarılmayı... Peki ya "onu".

 

 

 

"Kendime uzağım. Herkes kadar kendime de... Bu öfkenin sebebi ne? Engellenmiş hissediyorum ancak, bu benim bahanem mi? Başkalarının beni engellediğini düşünüp sorumluluktan mı kaçıyorum? Ah bir anlayabilsem." diye geçirdi içinden. Sahi ona engel olan neydi? Kaçmasına neden olan... Artık kaçmayacaktı. Yüzleşecekti. Yüzleşmeliydi. Kaçmak şimdiye kadar hiçbir şeyi çözememişti. Bu iş de bunun bir göstergesiydi.

 

Senem'in düşünceleri Çağrı'nın sesiyle bölündü.

 

"Heyy! Orda mısın Senem? Çocuk gibi küsecek misin? Tamam, gizledik ama kabul etmeyecektin." dedi sitemle.

 

"Seni affetmemi istiyor musun gerçekten?" diye sordu Senem.

 

"Tabi ki istiyorum. Ne istersen yapmaya hazırım." diyerek gülümsedi.

 

Senem aklına gelen fikirle sesli bir şekilde güldü ve "Emin misin?" diye sordu tekrar karşısındaki adama.

 

Çağrı tereddütle kafasını salladı. Bu gülüş hiç hayra alamet değildi.

 

"Peki o zaman. Bir süreliğine Haydut'a bakmayı kabul edersen eğer düşünebilirim." dedi.

 

Çağrı hemen yerinden fırladı.

 

"Hayır, hayır, hayır. Başka bir şey iste. Senin o canavarın en son imzalı Beşiktaş formamı parçalamıştı. Hayatta olmaz." dedi ciddiyetle. İş gezisi için Paris'e gittiğinde Haydut bir ay kadar Çağrı ile kalmış ve adamı bezdirmişti.

 

Senem tek kaşını kaldırıp baktı Çağrı'ya.

 

"Peki. Sen bilirsin." dedi en az Çağrı kadar ciddi bir şekilde.

 

"Neden ben ya?" dedi Çağrı dudak bükerek. Az önce Senem'e çocuk gibi küsme diyen koca adam neredeyse ağlayacaktı.

 

"Sensin çünkü Deniz'in köpek tüyüne alerjisi var. Başka da kimseye emanet edemem oğlumu. Hem seni seviyor da." dedi Senem gülerek.

 

"Beni değil formalarımı seviyor." Çağrı kabullenmişti. Başka çaresi yoktu. O canavara bir süreliğine bakacaktı.

 

"Tamam. Anlaştık o zaman." dedi Senem neşeyle. Hem Çağrı'dan intikamını almış hem de Haydut'a kendi buralarda yokken bakabilecek birini bulmuştu. Koltuğundan kalktı ve "Hadi gitmeden bir yemek ısmarla ortak!" dedi Çağrı'ya Senem. Biraz da olsa neşesi yerine gelmişti.

 

"Yarın büyük gün." dedi içinden. Yolun başı da sonu da aynı yere çıkıyordu...

 

***

 

Merhaba arkadaşlar,

 

Kısa bir sürenin ardından yine buradayım.

 

Senem'in ismi bile konakta büyük olay oldu, Urfa'ya gittiğinde neler olacak düşünemiyorum.

 

Senem'in Çağrı'dan intikam almasını bekliyorduk ama bu biraz ağır oldu. Haydut iyi ki Çağrı'yı seviyor. Sevmese Beşiktaş formasını değil de neyi parçalardı düşünemiyorum. 😂😂

 

Bölümde Senem ikizleri özlediğini düşünüyordu ya. Siz bilmiyorsunuz henüz ama söyleyelim, Cihan ve Nazlı çift yumurta ikizleri. Bundan daha bahsetmedim ve kafanız karışmasın diye ekleyeyim dedim. Ayrıca ikizler şuan 18 yaşlarına girecekler.

 

Umarim bölümü beğenmişsinizdir.

 

Sevgiyle kalın,

 

S & S

 

❤️

 

***

 

Loading...
0%