@araftakikelebek
|
Uraz'ın gözünden; Deniz'e anonimden gelen mesaj sonrası zihnimin içinde adeta şimşekler çakmaya başlamıştı. Dün Eymen geldiğinde yaşananlar aklımda yeniden canlandı. Ne yani, anonim benim kardeşim miydi? Anonim Barış mıydı? Beynimdeki dur durak bilmeyen sorulara bir yenisi daha eklenir eklenmez aceleyle telefonumu çıkarıp SMS'lerimi kontrol ettim. Yoktu işte. Trendeyol'dan gelen SMS yoktu. Barış benim adıma sipariş vermiş, SMS'i gördüğümü bilmeden de imha etmişti. O gün hemşireyi çağırmaya gittiğimde silmişti ve bana yalan söylemişti. "Uraz, iyi misin? Birdenbire betin benzin attı." Deniz'in endişeli ses tonuyla kurduğu cümlenin ardından zihnimle aramda geçen savaşı sonlandırdım. "İyiyim. Hadi gel kamera kayıtlarını inceleyelim." "Ama kahve?" "Boş ver kahveyi." Birlikte salona ilerlerken aynı anda zil sesi de tüm salonda yankılanmıştı. İlay "Asena abladır, ben bakarım." diyerek yerinden kalkıp kapıya koştu. "Görmeyeli ne kadar büyümüşsün kızım, boyun neredeyse boyuma ulaşmış." Asena ve İlay sarmaş dolaş salona ilerlediklerinde, Asena sahte bir kızgınlıkla "İlay mesaj atmasa geldiğinden haberim dahi olmayacak. Ne kadar hayırlı bir arkadaşsın Deniz." dedi. "Geleli üç dört saat oluyor." diye cevapladı Deniz. Beni görünce şaşkınlıkla kaşlarını çattı. Sanırım burada olmamı beklemiyordu. Deniz'e bakarak kaş göz işaretiyle beni gösterdi. "Uraz ile birlikte doğum günü partisinin düzenlendiği mekanın kamera kayıtlarını inceleyeceğiz." dediğinde ben de kaydı başlatmıştım. İkimiz de laptopun başına oturmuştuk. Kaydın ilk on dakikası gayet sakin geçmişti. Deniz henüz mekana giriş yapmamıştı. "Deniz sen partiye saat kaç gibi gelmiştin, hatırlıyor musun?" Bakışlarımı Deniz'e çevirdiğimde o da kaşlarını yukarı kaldırmış bir şekilde düşünüyordu. "Sanırım parti başladıktan kırk, kırk beş dakika sonra gelmiştim." Kaydı yarım saat ileri sardım, Deniz elinde koca bir tepsiyle yemeklerin olduğu masaya doğru usul usul ilerliyordu. Buraya kadar her şey normaldi. Asena da elinde kağıt ve kalemle yanımıza gelip kaydı bizimle izlemeye başladı. Elli beşinci dakikaya geldiğimizde insanlar yavaş yavaş yemek masasına toplanıp tabaklarına atıştırmalıklardan doldurmaya başlamıştı. Asena'nın elindeki kağıt ve kalemi alıp liste oluşturmaya başladım. Islak Kurabiye alan kişiler listesi İrem Yunus Kübra Yavuz Eymen Kartal Hakan Buket Alp Meriç Engin Ve o kişiyi görmemle kaydı duraklattım. Barış da kurabiye alan kişiler arasındaydı. İçimden "Umarım yanılıyorumdur." diye geçirirken bunu Deniz'e söyleyip söylememe konusunda kararsızdım. "Uraz, kaydı neden durdurdun?" Deniz'in merak dolu bakışları üzerimde dolanıyordu. Henüz yeteri kadar kanıt olmasa da bilmeye hakkı vardı. "Aklımda bir şüpheli var." Meraklı bakışlara bir yenisi daha eklenmişti. Asena ve Deniz aynı anda "Kim?" diye sordu. "Deniz sana şu son birkaç gün içinde çikolata dolu bir kutu geldi mi?" Hiçbir şey söylemeden yerinden kalkıp mutfağa gitti ve elinde koca bir kutuyla geri döndü. Kutuyu orta masaya koyarken "Evet, işte burada ama ne alaka?" diye sordu. Sitemkar bir ses tonuyla "Biliyordum ya!" diye bağırdım. Asena bakışlarını Deniz'e dikmişti. Şaşkınca "Benim bu kutudan neden haberim yok Deniz?" dedi. "Sana sonra anlatırım, şu an konumuz bu değil." dedi Deniz ve bakışlarını bana çevirdi. "Evet Uraz, ne alaka?" "Sanırım bu gizemli kişi kardeşim Barış." |
0% |