Yeni Üyelik
2.
Bölüm
@ardaberkyayla

Çalar saatin sesi hiç olmadığı kadar kulak tırmalayıcıydı, sanki şu zamana kadar yaşadığım her şey bir rüyamışta birisi beni silkeleyerek uyandırmaya çalışıyormuş gibi bir his vardı içimde. Saati durdurduktan sonra yatağımda gözlerimi birkaç saniyeliğine tavana dikmiştim ki geri kapanmalarıyla kendimi yatakta oturur vaziyete geçirmem bir oldu. Hazırlığım her günün aynısı gibiydi önce klasik takımımı sonrasında uzun kaşemi giydim, hiç öyle sabah kahvaltı yapmak ya da kahve içmek gibi bir alışkanlığım yoktu, hatta yüzümü dahi yıkamaz merdivenlerden inerken gözümdeki çapakları ellerimle temizlerdim. Çok severek ve özenerek aldığım siyah deri el çantamı da aldıktan sonra evden çıktım. Evim biraz eskiydi fakat içinde bulunan bu eski eşyalar duvar kağıtları benim hoşuma gidiyordu hem normal bir evden yarı yarıya ucuzdu üstüne üstlük mutfak harici tam üç odası vardı, oturma odasını hiç kullanmaz, yatak odasına da sadece uyumak için girerdim, çoğu zamanımı çalışma odam dediğim içinde güzel bir maun ağacından yapılma masa ve deri sandalye olan duvarları kütüphane raflarıyla dolu odada geçirirdim. Odanın en sevdiğim yanı ise penceresinin yemyeşil ormana sahip bir dağın eteklerine bakıyor olmasıydı.
Merdivenlerden inerken binada tanıdığım tek kişi olan kapıcımızla göz göze geldim, ellerindeki poşetlere bakılırsa birisi ondan rakı ve beyaz peynir istemiş, sabahın bu saatinde içebilecek kadar mutlu ya da mutsuz olmak isterdim. Kafamla hafif bir selam verdikten sonra onun mesleğime olan saygısıyla başını eğip mahcup bir şekilde selam vermesini hala anlayabilmiş değilim. İnsanlar beni çok zeki, geleceğin mimarı ve devlet adamı olarak görüyor, fakat ben bunların hiçbiri değilim. Bina kapısını açtığımda sokakların ince bir kar tabakasıyla kaplı oluşunu gördüm, yüzüme vuran o soğuk havanın şokuyla bu manzaraya mest olmuştum ki yolun kenarındaki çamurlu kar birikintileri, dolup taşmış çöp kutuları, hemen karşı apartmanın merdiveninin yanında battaniyeye sarılı evsiz adamı görmemle irkildim, şehrin ve hayatın tekrardan gri bir hal almasıyla her gün gittiğim yola koyuldum. Sanki doğduğumdan beri aynı yolu gidiyor aynı şeyleri yapıyordum, hayatın monotonluğundan güven duyuyor ve mutlu olursam da içten içe her günün diğerinden biraz daha farklı olmasını istiyordum.

Loading...
0%