Yüzüme vuran güneş ışığı yüzünden uyandım. Saate baktığımda saat 07:00 idi işe gitme vaktim gelmişti. Yatağımdan büyük bir esneme ile banyoya girip günlük rutinlerimi yaptım. Saçımı sıkı bir topuz yaparak evden çıktım. Saat 07:30 olmuştu. Acele etmem gerekiyordu.

Çünkü saat 08:00 de işim başlıyordu. Neyseki tam zamanında yetiştmiştim. Eşyalarımı kendime ait olan dolaba bıraktım ve hemen soyunma odasında üstümü değiştirdim. Odadan çıktığımda yanıma 1.70 boyunda ,yeşil gözlü, siyah saçlı ,dik duruşlu biri geldi anlaşılan oda garsonu. Elime küçük bir not defteri verdi ve yanımdan ayrıldı ck soğukkanlı birine benziyordu. Ne yapacağımı, müşterilere nasıl hitap edeceğimi biliyordum. İlk iş günüm olduğu için çok heyecanlıydım.

Neden bu kadar heyecanlıyım biliyorum ama hemen işe başlamalıyım çünkü karşı masadaki müşteriler gelmeyi düşünmüyormusun der gibi bir bakış atıyordu bana.3 kişilerdi menüleri dağıtıp ve siparişlerinizi alabilirmiyim dedim. 30-40 yaşlarındaki çekik mavi gözlere sahip olan adam beni baştan aşağıya süzdü. Onun bu bakışlarından Rahatsız olduğumu anladı ve bakışlarını masadaki menüye çevirdi. Anlaşılan ailecek gelmişlerdi çünkü birbirlerine çok benziyorlardı. Masadaki en küçük çocuk ben birtane pilav,bir tabak menemen ve sucuklu yumurta istiyorum dedi.

Çocuğun dediklerini not defterime yazdım. Adını bilmediğim çekik gözlü canavara benzeyen adam bana adımı sordu. İçimden sabır çekerek Alya dedim.

Diyerleri'de siparişlerini verdiler ve yemeklerini yedikten sonra hesabı istediler. O adamdan Rahatsız olduğum için Elif'i o masaya bakmasını söyledim. Elif benim 1. Sınıftan sıra arkadaşımdı. Elif kızıl saçlı, kahverengi gözlü, bir kızdı ne yalan söyleyeyim Elif'i küçüklükten beri kıskanırdım. Çünkü benden daha güzeldi neden bilmiyorum ana kıskanıyordum. Sınıftakilerin hepsi onun ile ilgilenirdi. Aklımdaki düşünceleri silip işime koyuldum. Elif hesabı alıp başka bir masanın siparişini almaya gitti. Aradan saatler geçmişti. Saate baktığımda saat 08:00 olmuştu işten çıkma saatim gelmişti. Müşteriler yavaş yavaş dağılmaya başlamıştı.

Bir kaç dakika sonra restorant tamamen boşalmıştı . Soyunma odasında üstümü degistirip restorandan çıkacakken kolumdan 1.70 boyundaki yakışıklı çocuk kolumdan tutup eliyle kendi dolabını gösterdi. Kahretmesin telefonumu unutmuştum. Teşekkür edeek telefonumu aldım ve yanına geldim adın ne dedim. Doğan dedi. Bende Alya tanıştığıma memnun oldum. Ve restoranttan ayrıldım. Hayatım yurtta geçtiği için reşit olunca kedime kiralık bir ev bulabilmiştim. Ve aldığım maaş kirayı ödeyecek kadar yetiyordu. Evim uzak olduğu için baya yol yürümem gerekiyordu. Evim o kadar uzakki saat 09:00 olmuştu neyseki eve varmıştım. Kapınınanahtarını almak için elimi küçük kol çantama uzattım.

Anahtarı bulamayınca ceplerimi kontrol ettim. Anahtar cepimdede yoktu. Anahtar kayıp olmuştu. Anahtarı aramak için Tüm yolları kontrol ettim ama anahtarı bir türlü bulamadım. Çok yorulmuştum hava tamamen kararmıştı. Saat geç olduğu için sokaklar genellikle boştu. Dinlenmek için bir yolun kenarına oturdum. Umudumu kesmiştim. Ben nerede kalacaktım. Yolun tam ortasında siyah kapşonlu 30-40 yaşlarındaki bir adam yürüyordu yol bile tamamen boştu.

Yavaşça yanıma yaklaştı. Korkarak ayağa kalktım hızlı adımlarla oradan uzaklaştım baya bir yol yürüdüm nerede olduğumu bilmiyordum. Adımlarım hızlandırdıkça arkamdaki adamda hızlanıyordu. Dar bir sokağa girdim büyük çöp konteynırının arkasına saklandım. Çünkü çıkmaz sokağa girmiştim. Adam benim olduğum çöp konteynırın yanına geldi ve benden saklanabilirsin ama asla kaçamazsın dedi. Sesi çok tanıdıktı. Kendine güveniyor ama aklımdakileri bilmiyor dedim içimden. Çöp konteynerının önüne geldiğinde büyük bir hamle yaparak Çöp konteynerını adamın üstüne devirdim. Düşündüğüm gibi konteyner adamın üstüne düşmüştü.

Ayağa kalktım ve adamın yüzünü tuttum. Yüzünde maske vardı. Elimdeki çantayı yallah diyerek kaldırdım ve var gücümle adamın yüzüne geçirdim. O kadar set vurmuştum ki adamın sert plastik maskesi 'nin yanak tarafı parçalanmıştı. Ama maske hala yüzündeydi. Yüzü sakallıyı ve vurduğum yerden kan akıyordu. Kimsin lan sen sizin gibi piçlerin yüzünden sokağa çıkamıyoruz lan diyip yüzüne tükürdüm gerçi maske vardı ama olsun.

Tam arkamı dönüp gidecekken anahtar sesi geldi adamın elinde evimin anahtarı vardı. Onu nasıl almıştı. Adamın tüm vücudu konteynerin altında olduğu için anahtarı kolayca elinden aldım. İçimde kalmasın dedim ve konteynerin üstüne çıkıp zıplamaya başladım. Adamda kemik kırılma sesleri gelince ölmesin den korktuğum için indim. Ve polisi aramak için telefonumu aldım polisler kısa zamanda gelmişlerdi. Adam polisler tarafından etkisiz hale getirildi ve arkadan kelepçelendi. Polis: iyi iş çıkarmışsınız hanımefendi yıllardır aradığımız seri katili bulduk sizin sayenizde. "S... seri katilmi? Adeta tüylerim ürpermişti o adam seri katil ve ben ona temas etmiştim".

Polisler bana korkacak birşey olmadığını söylediler. Sizi evinize bırakabilirim dedi. O katil adam ile aynı arabada olmak istemesemde buna mecburdum çünkü yine bir seri katil vakası yaşamak istiyordum. Maskeli adam polis arabasını bagaj kısmındaydı neyseki demir teller vardı bize dokunamazdı bile. Evimin önüne gelmiştik. Polisler bana inmem için kapıyı açtı ve tam arabadan inecekken maskeli adam benden kurtuldun ama adamlarmndan asla dedi. Polis adamın dediğini duydu ve belinden çıkardığı şok tabancası ile adamı vurdu. Adam saniyeler içinde yere serildi. Arabadan hızla çıkıp kapınım önüne geldim polisler gitmişti