@ardenim1232
|
Yorum ve yıldız atmayı unutmayın lütfen. Güzel okumalar.
✨✨✨✨ Önümdeki duvarı artık ezberlediğimden artık garip gelmiyordu. Renkli çizimler, yer yer dökülen boyalar. Tamamen beni anlatıyordu aslında. "Çok düşünme, zaten delisin iyice yeme kafayı" Kapıdan içeri giren kişiye ruhsuz bakışlarımı diktim. Son günlerde hiç bir şey hissedemiyordum ki. "Bakma beni öldürecek gibi, anladık manyaksın" Kendi kendine söylenerek gidip sedyenin yanındaki dönen sandalyesine oturdu. Masasındaki malzemeleri temizlemeye başladı. "Hala şaşkınım biliyor musun? Resmen annenle o kadın evdeyken evi yaktın. Ya ben geç gelseydim, diri diri yanacaklardı. Çıkarmazdın sen, anlamadığım şey neden yaptığın. Annen senin için çok önemli Andreas" Ayağa kalkıp yavaşça sedyeye ilerleyerek oturdum, arkama yaslanarak kolumu uzattım ona. Ardından telefonumu çıkarıp bulduğum ses kaydını başlattım. "Nesrin anne emin misin, bu yapacağımız şey çok tehlikeli. Andreas öğrenirse senin bile gözünün yaşına bakmaz" Bir kulağı telefondayken kolumun iç kısmını jiletle iyice temizleyerek dezenfekte etti. Biraz üstünde yer alan dövmede gözlerimi gezdirdim. Minik oğlumun ayak iziydi, bende kaldığı bir zaman yapmıştık. Bende anlamı büyük olan dövmelerimden bir tanesiydi. "Eminim, o kızı ailemde istemiyorum. Nikola olmasaydı gelin diye almazdım bile. Şimdi ondan kurtulma vakti Andreas ona bağlanmadan" Tom gözlerini aralayarak bana baktı. Ama ben önümü seyrediyordum. Nasıl böyle bir aptallık yaptığımı düşünüyordum. Ama annemin hesaba katmadığı bir şey vardı. Ben ne olursa olsun Adel'den kopamazdım. Bizi birbirimize bağlayan o kördüğüm bizim ortak yolumuzdu. "Sen ne diyorsan o ama Andreas herşeyi öğrenirse herşeyi itiraf ederim haberin olsun" "Merak etme ruhu bile duymayacak, ne dersem inanıyor zaten salak. Gaye'nin hastanede bir arkadaşı varmış onunla yakın olduğu fotoğrafları çektirdim" Diğer elim yumruk olduğunda kendimi sakinleştirmeye çalıştım. "Ne! Gaye aldatıyor mu Andreas'ı" O zamanlar sorgulamak yerine yanına gitmediğim için pişmanım, hemde it gibi pişmanım. "Hayır, o kız sevgili oğluma son derece sadık. Ama hamile olduğu için bir kere fenalaştığında o çocuk yardım etmiş bizimkiler de durumdan faydalanıp fotoğraflarını çekmiş hemen. Eee oğluma karın seni aldatıyor çocuk da başkasından dersem ne yapar" Allah benim belamı versin. O zamanlar benden boşanmak istemesini o adama gitmek istediği için sandığım için lanet olsun bana. Herşeyi, herkesi yakıp yıkarken benimle mutlu olmadığını yüzüme vuran annem yüzünden mutlu olsun istediğim için aptalım. Benden uzakta olsun ama mutlu olsun istediğim için hata yapmıştım. Ben bencil bir adamken sevdiğim kadına bencil olamadığım için pişmanım. "Çok güzel plan peki ben ne yapacağım" "O iş bende, birazdan buraya gelecek Andreas. Yemeğine ilaç atacağım, uyuya kaldığında odaya çıkarıp çok güzel fotoğraflar çekeceğiz" Bu kadar mı kör etmişti annem beni. Tamam tam manasıyla hiç bir zaman anne-oğul olmamıştık ama neden bana bunu yapmıştı. Benim ne kadar üzüleceğimi göze almadı mı? "Ya inanmazsa Gaye" "İnanacak, zaten hamile haliyle sağlıklı düşünemiyor. Olaya duygusal bakacak ve evi terk edecek. Gururuna yediremediği için de boşanma davası açacak" Benim karım hamileydi anne, biraz bile mi o karnındaki bebeğe üzülmedin. Ses kaydı bittiğinde Tom'un ağzı açık kalmıştı. "Oha, bu kadar da olamaz. Lan anlamalıydık siz boşandıktan üç ay sonra o kadını getirip evlen diye sana baskı yaptığında. Demek herşey yalandı" Evet bir diğer hatamı Adel'in yanında Max'ı gördüğümde yapmıştım. Adel'e olan sinirim yüzünden kabul etmiştim evliliği ama asla evli değildim o kadınla. Çoğu zaman eve uğramazdım şirkette sabahlardım. Bana yaranmaya çalışması mide bulandırıcı geliyordu, evde kaldığım zamanlar ise başka odada kalarak kendimi odaya kitliyordum. Odanın duvarlarını ise biz süslüyorduk. Düğünümüzde çekilen güzel fotoğraflarımız vardı hala. Ama evi yakarken onlar da yanmıştı kendim gibi. "Adel'in haberi var mı bu olanlardan" Başımı iki yana salladığımda bana uzattığı defterden dövmelere bakmaya başladım. "Yok, meğersem o da benim onu aldattığımı sanıyormuş bu üç yıl boyunca. Hep öfkesini anlamsız buluyordum ve anlamıyordum ama artık anladım ve sonuna kadar haklı. Beni bugüne kadar vurmadığına şaşırıyorum" Deli bir karım vardı, belki o unuttu ama biz hala evliydik. Allah katında evliydik ve aslında ikimiz de evli olduğumuzu unutmuştuk. Birbirimize duyduğumuz öfke yüzünden gözümüz kör olmuştu. Aklımıza bile gelmemiş uzun zaman da yüz yüze gelememiştik. Ben bunu hatırladığımda ona söylemek için aramıştım ki milyon tane hakaret ve küfür yiyerek yüzüme telefon kapanmıştı. Çok güzel küfür ederdi bu arada söylemeden geçemeyeceğim. "Duyarsa gerçekleri seni değil ama annenle o kadını vurabilir haberin olsun" Omuz silkerek çevirdiğim sayfada gözlerimi gezdirdim. "Vursun, arka bahçeye iki çukur kazarız olur biter" Gayet normal sesimle gülerek ayağa kalktı. "İkiniz de ayrı manyaksınız gerçekten" Tekerlekli masayı ulaşabileceği kadar yakınına çekti. Gözüme kestirdiğim yılan dövmesini Tom'a çevirdim. "Bunu yap" Bir süre resme bakarak gülümseyip bana döndü. Yüzünde manidar bir sırıtma yer etmişti. "Adel geçen sene aynısını yaptırdı" Duyduğum şeyle şaşkınca baka kaldım. Bundan benim neden daha önce haberim olmamıştı. "Hiç bakma öyle, Adel benim de arkadaşım her yaptığını sana ispiyonlayamam" Haklıydı ama ne bileyim ya. Her attığı adımda haberim olsun istiyordum istemsizce. "Yapayım mı bunu sana" "Yap" Başını sallayarak ilk önce resmi çıkararak koluma yapıştırdı. Dövmeyi yapmaya başladığında acı hissetmiyordum zaten çok da yakmiyordu. Başımı sağ tarafa çevirerek diğer elime baktığımda bileğimde hala duran evlilik tarihimiz yüreğimi sızlattı. Beraber yaptırmıştık ama o sildirmişti. Ben ise kıyamamıştım. Göğsümün üstünde kazılı olan ismine bile dokunmamış aksine yanına oğlumuzun da ismini yazdırmıştım. Ben çok sevmiştim Adel'i, kendi canımdan vazgeçecek kadar çok sevmiştim ama bizi ayıran hayat yüzünden üç yıl ayrı kalmıştım göz göre göre. Birbirimize söylemediğimiz gerçekler yüzünden, belki de birbirimizin mutlu olmasını istediğimiz için kendi mutluluğumuzu göz ardı etmiştik. Şimdi ise onu kazanmak için elimden geleni yapacaktım. Üç yıl önce dağılan ailemizi tekrardan bir araya getirecektim. Bazı kırgınlıklar vardı, belki baya sürünecektim ama ben ona üç yıl önce razı gelmiştim zaten. Dövme sonunda bittiğinde incelemeye başladım. Yılan dövmesiydi, Adel severdi garip bir şekilde yılanları. Vücudunda bir kaç yerde de minimal yılan dövmeleri vardı. En belirgini üst baldırındaydı. Bacağını çevreliyordu yılan, güzeldi. Yani tenine yakışmıştı hepsinden önce. Telefonum çaldığında elime alıp baktım. Arayan Batu'ydu, zaten Adel'le ilgili şeyleri ondan öğreniyordum. "Efendim?" "Andreas şimdi sana bir şey dicim ama sakin olman lazım" Kaşlarım çatıldığında Tom da bana merakla baktı. "Neden, neden sakin olmam gerekiyor. Adel'e mi bir şey oldu, Lui iyi mi?" Uzandığım sedyeden hızla doğrularak kelimeleri sıraladım. "İkisi de iyi merak etme, sadece şey dün şey oldu " Kesin bir şey olmuştu, sedyeden kalkarak Tom'un elindeki dövmenin üstüne yapıştırmak için hazırladığı jelatini hızla yapıştırdım. "Ağzında geveleme söyle ne olduğunu" "Tamam be bağırma hemen, zaten sinirliyim sana hala cık cık cık" Allah'ım sen beni neyle sınıyorsun, kafayı yiyeceğim. Zaten Batu beni gördüğü yerde hakaret etmek dışında konuşmazdı. Gerçekleri öğrendiğinden beri böyleydi. "Batu gelirsem sikerim seni söyle!" Dişlerimi sıka sıka konuştuğumda Batu'yu yeterince korkuttuğuma emindim. "Off tamam ya, dün Adel hastaneye gitti. Hani gerçek aile şeysi vardı ya. Sonuçlar açıklanacaktı işte o yüzden hastanedeydi ama bir aile olay çıkarmış silah felan çekmişler hatta Adel'e de silah çekmişler tehdit et-" "Ne yapmışlar!" Bağırmamla Tom yerinden sıçradı. Benim karıma hangi hatsiz silah çeker lan. Mermi manyağı yaparım adamı. "Allah canını almasın o nasıl bağırmaydı ödüm düştü. Merak etme ben hemen gittim polise haber vererek." Damarlarımda gezen sinirle hala önünde durduğum sedyeye ayağımla vurdum. "Bul bana o adamları Batu, Türkiye'ye geliyorum!"
Bölüm hakkında düşüncelerinizi alayım gençler.
|
0% |