@aren_core
|
Babam işe gitmişti. Bende hastane daha açılmadığı için odamda dün aldığım kitabı Lyra ile inceliyordum ''Her Ruh Kahinin kendine özel bir silahı varmış ama neden benim yok!? Bu hiç adil değil!!'' Lyra bunu duyunca bana baktı ''Belki de resmen 2 gündür bu güce sahip olduğun içindir ayrıca orda bu silahlar artık yoktur yazıyor lütfen şunları doğru düzgün oku.'' ''Haklısın- ama yani tanrı tarafından kutsanmış bir silahım olsaydı havalı olurdu.'' 'Çok konuşmada söylesene, Sen şu kızı ne zaman ziyaret ediyorsun? Ayrıca seni cidden öyle içeri alacaklarını falan düşünüyorsan yanılıyorsun'' Benden bu kadar az şey mi bekliyor? Ben plan yapabilen bir insanım bir kere!! ''Hayır tabi ki. Gizlice gireceğim'' ''Yakalanırsan ne diyeceksin onu düşündün mü?'' ''Hayır-'' ''Ben olsam arkadaşım diye yalan atardım eğer yardımına ihtiyacı varsa yalanını destekler.'' Bunu neden düşünmemiştim ki? ''Hah- Sağol Lyra'' ''Her zaman.'' Kitabı okumaya devam ediyordum en sonunda ''bunlar nasıl başladı?'' bir bölüme geldim Lyra bölümün adını görünce ilgisini çekmiş olacak ki kanat çırparak daha da yakınlaştı ''Hadi okusana şunu.'' Sesini ilk defa meraklı bir şekilde duymuştum Derin bir nefes aldım, Sonra da okumaya başladım ''Tanrı dünyayı yarattı yüz yıllar boyunca dünya huzurlu, sakin ve iyi bir yerdi ama bir gün bir insan bu nimetlerin kıymetini bilmedi ve tanrıya karşı gelmeye karar verdi. Bunun sonucunda sadece o değil tüm dünya cezalandırıldı Tanrı bu saygısızlığa sessiz kalmamıştı bu saygısızlığın karşılığında ceza olarak o saygısız insan öldüğünde onun cennete veya ceheneme gitmesine izin vermedi aksine onun yerine dünyada sıkışmasına neden oldu ve bir insan yüzünden ruhlar huzura varmadığı sürece cennete gidemedi." Yani her şey bir insanın tanrıyı kızdırmasından dolayı olmuştu? Ama bu hiç adil değildi!! Bunu Lyraya da söyledim "Ama bu hiç adil değil ki!!" "Adil olmayabilir ama Tanrıya boyun eğmek zorundayız ona karşı gelmemeliyiz." Lyra bunları sanki bir andan bir şey düşünüyormuş gibi söyledi sonrada düşünmeyi bırakmış olcak ki bana baktı "Ee gidiyor muyuz gitmiyor muyuz şu kızın yanına?" Az kalsın unutuyordum! işte bunun için sürekli yanımda ajanda taşıyorum. Hızlıca yataktan kalkıp hazırlanmaya başladım, Hazırlanmayı bitirdiğim zaman çantama gerekli olan araçlarımı koyup hastanenin yoluna koyuldum. Yolda giderken Lyra bana dik dik bakmaya başladı ''Ne?'' ''Söylesene neden Ruh kahini olmak istiyorsun ki? Çünkü illa bir nedenin olmalı Aslında sadece diğerlerinin abim gibi kendilerine zarar verme olasılığını engellemek için istemiyordum bunu. Derin bir nefes aldım sonrada soruyu cevapladım ''Çünkü topluma bir yararım olmasını istiyorum ayrıca kendimi de insanlara kanıtlamak istiyorum'' Yıllar boyunca sözde diğerlerinin gözünde ''garip'' olduğum için hak ettiğim saygıyı göremediğim en azından biraz da olsa şöhretim olsaydı olmaz mıydı yani? ''Hmm.. yani saygı istiyorsun anladım'' Umarım etrafımda ki insanlar beni deli sanmaz çünkü dışardan kendi kendime konuşuyormuş gibi görünüyorum. En sonunda hastaneye vardım. İçeri girdiğim zaman an bir konuşmaya kulak misafiri oldum iki tane hemşire konuşuyordu muhtemelen Kailey hakkındaydı çünkü ruhlardan bahsediliyordu ondan dinlemeye başladım ''Ne yapacağız!? eğer hiç bir ruh kahini bu davayı almak istemezse o ruhtan asla kurtulamayız!!'' Sanırım hemşirelerin zaten Haruto'dan haberi vardı... ''Bilmiyorum.. Sadece yakın zamanda birisinin bu davayı alacaklarını umalım.. Yani sırf Amnezi Hastası diye onu dava olarak almak istemiyorlar biliyorsun.. '' Ben alacağım işte! Of keşke beni ciddiye alma ihtimalleri olsa. Konuşmayı bitirip gitmelerini bekledim geçen sefer Kaileyi nereye götürdüklerini görmüştüm ondan kaileye yakın olduklarını biliyordum gittikleri zaman kimse var mı diye kontrol etmeye başladım. Kimse olmadığını anladığım zaman muhtemelen Kaileyin odası olan yere gittim. Ve Tahminim doğru çıktı karşımda Kailey vardı o da beni fark etti "Ha- Sen burada napıyorsun?" "Seni bu probleminden kurtarmaya geldim." Bunu içimden söylediğim zaman kulağa havalı gelmişti ama öyle olmadı. Neyse ki Haruto ne demek istediğimi anladı "Ne yani cidden bir ruh kahini misin? Ve buraya beni huzur vardırmaya mı geldin" Haruto ses tonunda ki heyecanı saklamaya çalışıyordu ama tabi ki ben anladım Lyra bana baktı sonra da konuştu "Umarım kendini cidden ruh kahini saymıyorsundur gücün var diye ruh kahini olmuyorsun direkt." Ne alaka ya? Ben öyle birisi miyim cidden "Sayılır- ama tam olarak değil neyse Kailey sana kaç soru sorabilir miyim acaba?" Bunları söylerken çantamdan ajandamı ve kalemimi çıkardım "Ha- Tabi ki" Kailey bunu her zaman ki sakin bir ses tonunda söyledi Nefes alıp soruları sormaya hazırlandım. Soruları çoktan hazırlamıştım "Peki birinci soru Haruto seni ne zamandan beri takip ediyor? " Kailey duraksadı ve düşündü Lyra bundan sıkılmış olcak ki yine bir şeyler söyledi "Bu sonsuza kadar sürecek.." Haruto sanırım Lyrayi görebiliyormuş çünkü biraz alındı ve soruyu o cevapladı "2 haftadır." Kailey utançtan yüzünü kapattı sonra da konuştu "özür dilerim.. Ben sadece hatırlayamıyorum" Hemşireler onun Amnezi Hastası olduğundan bu yüzden onu kimse dava olarak istemediğini söylemişti. Ondan onu soruyu cevaplayamadı için ona kızgın değildim "Önemli değil ama yine de illa hatırladığın bir şeyler vardır eminim" "Evet- Neyse başka soru?" "Pekala, İkinci soru neden Haruto'nun seni takip ettiğini biliyor musun?" "Hayır hiç bir fikrim yok ama aslında.." Bana bir şey söylemek istiyordu ama söyleyemiyordu onun yerine Lyra konuştu "Aslında ne?" Kendisinin sesinin duyulmayacağını biliyordu ama yine de sordu bu işten hiç zevk almıyor gibiydi Haruto araya girdi "Senin de arkanda bir ruh var ama bizle ruh kahinciliği mi oynamaya çalışıyorsun?" "Hayır Ben-" Haruto Sözümü kesti "Ne o zaman? Daha ruh kahini bile değilsen beni huzura vardırmayı nasıl planlıyorsun ki?" Bu sözler benim için ağırdı, belki eleşteri kaldıramıyordum ama böyle eleşteri de olmasın! O sırada şaşırtıcı bir şey oldu Lyra beni savundu "Rio olabilince seni merhametli bir yolda bu dünyadan göndermeye çalışıyor. Kim bilir belki cidden bir ruh kahini olsaydı seni dünyadan göndermek için seni daha merhametsiz bir yolla gönderirdi. Düşündüğümde keşke olsaydı senin gibi hiç bir şeyden memmun kalmayan ruhlar bu merhameti hakketmiyor." Doğrusu şaşırdım bana genelde laf atan Lyra şimdi beni koruyordu ve bunun için ona güvenim arttı Haruto sustu sanırım ikimizde böyle sözleri kaldıramıyorduk en azından bir ortak yönümüz vardı Kailey tedirgin bir ses tonuyla konuştu "şey o zaman.. Sorulara devam edelim mi?" Zamanımın daraldığını hissetim ondan son 2 tane soru sorucaktım "Peki.. Bu gerginliği atlatıysak Son bir soru sorucağım.. Harutoyla önceden tanışıyor muydunuz yada arkadaş mıydınız?" "Evet! yani sanırım-- onla ilgili anılarım var" Haruto iç çekti "Evet arkadaşız Kailey." Bir soru daha sormak isterdim ama eğer yakalanırsam başıma kim bilir neler gelirdi "O zaman görüşürüz tekrar geleceğim." Odadan çıktım neyse ki kimseye yakalanmamıştım. Hastaneden çıkacakken Lyra beni durdurdu "Sence de Kailey biraz şüpheli değil mi?" "Nasıl yani-" "Bence amnezisi falan yok bir sebepten dolayı varmış gibi davranıyor" "Hayır eminim böyle bir durum yoktur sadece insanlara güvenmiyorsun." Bunu söyledikten sonra hastaneden çıktım. Ama cidden ya Lyra'nın dediği doğruysa?
|
0% |