@ari_miyiz777
|
İyi okumalar... ✨🌸🐝
"Nasıl bunu açıklayamazsın?." Dedim" Lidya beni afedebilir misin?"soruma soruyla karşılık veriyordu. "Tabikide sen benim için önemlisin niye affetmeyecekmişim?" George telefonu yatağa bıraktı. Ellerimi tuttu. "Ben bizim için çok kötü bir yola girdim. Bu duyduklarından sonra beni affetmezsen anlarım ama hepsi bizim içindi çabam senden saklamam." Ne anlatıyor bu böyle be ? "George konuya girecek misin?" Ağızdaki uzatmaya çalışırken onun sözünü kestim. "Ben para kazanmak İçin kumara başladım." Yüzümdeki ifadeyi anlatamam hem korkmuş hem şaşırmış hemde kızgındım. Aniden ellerimi ellerinden çekip " Buna ne gerek vardı George." Sesim kontrolüm dışı yükselmişti. "Biliyorum özür dilerim ama ben düşündümki ikimiz evlenince ev alabilirim." Yaptığı hatanın farkındaydı.
"Bizim için bir şeyler yapmak İçin kumar gibi saçma yollara niye uyuyorsun ki." Dedim. "Biliyorum fakat benimle oynadılar kazandığım paraları şuan borç olarak geçirmişler." Yalvarıyor gibi gözlerime baktı. Anlamsız olarak ona baktım. "Gerçekten kaybetmediğini eminmisin?" Dedim. "Evet eminim hepsi onların yüzünden şimdi öyle bir şey yapmamış olsalardı sana düğün hediyesi olarak ev alıcaktım." Cidden böyle bir şey yapmış olabilirmiylerdi yani kumar kötüdür her türlü şey beklenir ve George bana hiç yalan söylemedi söylemeyecektir.
George'un elini tutup ayağa kalmasını sağladım. "Bu işin içinden beraber başa çıkıcaz ne kadar borçlusun şuan onlara?" George kısık bir sesle. "40 bin dolar civarında." Gözlerim kocaman olmuştu babam bu parayı oldukça zor kazanmasına rağmen George'un bu tip büyük bir parayı kaybetmesi çok kötüydü. Babama söyleyemezdim onun ödemesini isteyebilirdim fakat babam kumar lafını duyduğu anda George ile nişanızımı bozar ve George'u kovardı. Bu işi nasıl çözeceğimi bilmiyordum. Bu yüzden düşünmek için George'u kapıya kadar eşlik ettim ve . "Bu konuyu çözücez fakat şu an biraz yorgunum iyi geceler George." George'un üstünden kapıyı kapattım.Ve aklımı kurcalayan bu sorularla uyumaya çalıştım.
Sabah olmuştu ve gözüme bir damla uyku girmemişti bende uyandığım saatten daha erken bi saate uyanmıştım. Daha fazla yatakta debelenmek yerine kalkıp duş almıştım. Üstüme uzun bir etek giymiştim üstüne ise gömlek gitmiştim eteğimin rengi kahverengi gömleğim ise beyazdı. Kapımı açtığımda karşımda George'u görmüştüm. "Günaydın" kolumu tuttu. "Hemen gelmelisin!" Şaşırdım. "Sanada günaydın nereye gidiyoruz?" Hızlıca merdivenlerden aşağı indik ve ana salona ilerledikçe içeriden birilerin sesini duyuyordum. "George noluyor kim var o odada?"
Kapıya yakınlaştı kapı aralıklı kalmıştı aralıktan George ile baktık fısıldayarak. "Bu babanla konuşan elemen bana borçu üstüme yıkan kişi." Şaşkın bir ifadeyle hem George'a hem odadaki kişiye bakıyordum. Babamla gülüşüyorlardı. Babam onun bir kumarhane işlettiğini büyük ihtimalle bilmiyor olmalıydı çünkü bilse onunla konuşmak evinim etrafından geçirmezdi. George'a döndüm. "Bir planım var ben gidip onlarla konuşurken sen bütün hizmetlileri mutfağa götür ve ben senin yanına gelene kadar kimseyide oradan çıkarma anladınmı?" Dedim planım oradaki oğlana yakınlaşıp ağızından bir şey alıp George'a geri parasını ödemesini istemekdi ama bunu yaparken başka bir hizmetli bunu görseydi saçma düşüncelere kapılabilirdi.
George dediğimi onayladı ve ben babamla sohbet eden kişinin yanına doğru ilerledim gülüşerek sohbet ediyorlardı. Oğlan çok şık bir takım elbise giyiyordu. Tıpkı babamın askerden döndüğünde verdiği partideki adam gibiydi. Onun oğlumuydu hayır imkansız babamın çocukluk arkadaşı bir kumarhane işletmeye kalkışmamıştı değildi. "Erken uyanmışsın canım." Babam bana döndü. "Misafirimiz olacağını haber vermemiştin." Oğlana doğru yandan bir bakış attım ama benden baya uzundu. Ona bakmak İçin kafamı kaldırmam gerekiyordu. Ona görede ben kısacık kalmış olmalıydım. George'dan bile uzundu tahminimce. "Ah afedersiniz kendimi tanıtmama izin verin."
Bana döndü ve babam tanıtmasına izin vermeden araya girdi. "Kızım sana anlatmıştım ya yolda dönerken arabalarına yardım ettiğim çocukluk arkadaşım oğlu Davien." Babama baktım ve tekrar ardından Davien'e baktım. " Memnun oldum bende Lidya." Ona tekrar bakarak. "Bende memnun oldum Lidya." George harici ilk defa bir erkeksen ismimi duymuştum. Bu bana baya şaşırtıcı gelmişti. "Neden burdasınız Davien bey?" Davien babamın kolundaki yeşil çekmeyi gösterip. "Babanız arabamızda ceketini unutmuş bende getirmek istedim rahatsızlık verdiysem özür dilerim Lidya hanım." O çok kibardı ses tonuyla ismimi söylemesi çok hoş bir hava katmıştı. "Hayır tabikide sadece çok sık sizin gibi gençler burada olmaz da o yüzden merak ettim."
Babam ikimizinde omzuna elini koyduğunda ikimizde babama baktık. "Benim yukarıda işlerim var siz isterseniz sohbetinize devam edin gençler ." Diyerek gülümsedi. "Bende şimdi çıkacaktım zaten beni bu şekilde güzel ağırladığınız İçin minnettarım." Babama karşı hafifçe eğildi. Bu fırsatı kaçıramazdım ondan George'un borçlarını kapatması İçin konuşmam lazımdı. "İzin verin sizi ben kapıya kadar eşlik edeyim." Ellerimi öne doğru uzatıp kapıyı gösterdim. "Tabikide." Kapıya doğru ilerledik. Kapıya tam elimi atacakken o eliyle uzandı ve kapıyı açtı. "Ben açardı—" gözleriyle yukarıdan bakarak konuştuğumu umursamaz bir ifadeyle ilerledi. Adımları hızlıydı boyu uzun olmasından kaynaklıydı. "Gerçekten çok uzunsunuz.!"
Arkada kalan beni fark etmesi için düşüncesizce konuştum. Bu yaptığım işe yaramış olmalı ki duraksayıp hafifce vücudunu bana dönderdi. O uzaktaki gözleri bana yukardan da baksa çok sakin ama bir yandanda fırtınalar kopuyormuş gibiydi. Hafifçe gülümseyerek "Evet haklısınız Lidya hanım baya uzunum." Bana ismimle her seslenişi beni garip hissettiriyordu. "Keşke daha fazla sohbet edebilseydik! Değil mi?" Yanına yavaş adımlarla yaklaştım. "Keşke Lidya hanım. Ama..." Bana doğru yavaşça eğildi. "Ama nişanlınız varken başka bi adama bu kadar ilgi duymamalısınız." Bianlık sinirli bir tavırla. "Size ilgi duyduğum falan yok Davien bey."
Tek kaşını kaldırarak. "O zaman bu sohbet istediği ne içindi.?" Kaşlarımı çattım. "Sadece babama yakın olduğunuz İçin ayrıca babamla o kadar uzun sohbet etmiş olmalısınki nişanlıma kadar herseyi konuşmuşsunuz." Şaşkınlıkla geriye doğru düzeldi. Gözleri bi o tarafa bir bu tarafa bakıyordu. "Ah şey evet babanız nişanlınız ve sizin hakkınızda çok şey anlattı." Afallayan Davien tekrar arkasını döndü çünkü bir şey saklamaya çalışıyordu tam ilerleyecek ken seslendim. "Size babam birşey anlatmadı değilmi?" Davien arkasını dönmedi ama duraksadı. "Bana cevap verin Davien bey!!" Davien kısa bir nefes verdi ve bana geri döndü. "Çok dikkatlisiniz babanız bana sizin hakkınızda hiçbirşey anlatmadı." Bir adım daha ona doğru ilerledim. "O zaman nişanlım olduğunu nasıl tahmin ettiniz. Yada zaten biliyordunuz."
Hafifçe sırıttı. "Nişanlıma bişey borçlusunuz .!" Dedim Yüzündeki o hafif gülümsemede yok oldu benim sözümün üstüne hatta tek kaşını kaldırıp. "Cidden mi? Bunu nerden çıkardınız?" Bu sözüne ne diyebilirim ki pat diye ona sen kocama borç taktın mı diyecektim yada kumar hane işlettiğini biliyorum hayır tabikide saçmalama Lidya. "Çünkü biliyorum sizin kim olduğunuzu, neden burada olduğunuzu hepsini biliyorum ve farkındayım." Üzerime doğru tekrardan eğildi çünkü üstünlük kurmaya çalışıyordu. "Madem biliyorsunuz o zaman işime karışanın sonucunda ne olur biliyorsunuzdur .?"
O haklıydı ama nişanlıma zarar gelsin istemiyorum. Nefret ve üzündü ile dolan aklım la beraber İki adım ile ona hızlı bir şekilde yaklaştım ve hazır bana doğru eğilmişken ani bir zıplamayla yanlışlıkla ona kafa atmıştım. "Ne olursa olsun o parayı sizden geri alıcam."Bu haraketin üstüne eliyle kafasını tuttu. Arkaya doğru sendeledi. Arkasına doğru sendelerken su fıskiye sine takıldı ve kafasını taş yolumuzdaki taşlara vurdu.
Nasıldı arılarım.. |
0% |