@ari_miyiz777
|
İyi okumalar... 🌸🐝✨
Aramızdaki mesafeyi kısaltmak İçin iki adım merdiven çıktı. Meraklı gözlerle onun ayaklarına bakarak yanıma gelişini izledim. Gözlerinin içine tekrar hızlıca baktım. Yemyeşil gözleri karanlıkta ateş böceğini andırıyordu, hiç konuşmadan saatlerce izleyebilirdim o gözleri acaba oda benim gözlerim için aynısını düşünüyormuydu. "Hayır ben tabikide umursuyorum." Aramızda bir merdiven vardı. Ona tepeden bakıyormuşum gibiydi. "Madem umursuyorsun neden dün yanıma bir daha hiç uğramadın?" Sert çıkışmıştım. " Seni tekrar kızdırmak istemediğim için yanına uğramamıştım." Beni ne kadar kızdırsada barışmak İçin hep geri gelirdi.
Çocukluğumuzda tartıştığımızda yada bir şeyi paylaşamadığımızda bile bi kaç saat sonra elinde kurabiyelerle gelirdi. Ben asla onu kırdığımda öyle davranamazdım çünkü o bahçemizle uğraşan adamın yiğeniydi. George annesini ve babasını trafik kazasında kaybetmişti bu yüzden dayısıyla kalıyordu. İlk tanıştığımızda gözlerinin altı mosmordu belliki asla geceleri uyuyamıyordu. Ona iyi gelebilceğimi düşündüm ve herzaman bir bahane bulup odama çağırırdım. Odamdan çıkmam yasak değildi ancak hizmetçilerle fazla samimi olmam yasaktı. Babam herzaman "Lidya insanlar gelip geçicidir.Onlara fazla bağlanmak sana zarar verir." Beni korumaya çalışıyordu çünkü annem babamı bırakıp gitmişti hemde beni umursamadan, yanlış hatırlamıyorsam 12 yaşındaydım. Her gece "Anne" diye kafamı duvarlara vurarak ağlarmışım.George ile geç tanışmış olmama rağmen hayatımı hep süsledi. Acılarımı asla sorgulamadan kucakladı. Onu seviyorum ömrüm onunla mutlu geçiceğinden eminim.
George belki bu sefer yanıma gelmemiş olabilir,o zaman onun yanına ben gideceğim. Kafamı iki yana hafifçe salladım."Sorun değil George" Aramızdaki son merdiveni indim. George'a yaklaştım ,ellerimi George'un göğüsüne koydum. Asla gözlerimi gözlerinden ayırmadım. George ne yaptığımı anlamadı sadece gözlerime bakıyordu. Sanki ruhumu izliyordu o kadar derinlere inmiştiki zaten bütün derin anılarımı biliyordu daha neyi bilmek istiyorduki. " Lidya neden böyle davranıyorsun?" Onu sevdiğimi söylesem kızmazdı değil mi? " Bu sefer ben sana geldim George" George'un gözleri kocaman oldu. Bir elini omzuma koydu . Diğer elindeki mendili yere attı ve elini yanağıma götürdü. " Lidya kıpkırmızısın!" Dedi bunu beklemiyordum ama farkındaydım. Elimi yanağımdaki eline götürdüm. Elini elimle başımın arasına aldım.
" Biliyorum George ve sadece senin yanında böyleyim biliyor musun?" George omzumdaki elini yavaşça belime doğru indirdi. İsteyerek yaptığı bişey değildi farkındaydım. Daha fazla dayanamazdım. " George beni ne derece seviyorsun?" George sorumu anlamadı tekrarladım." George beni seviyor musun?" George bu açık sorumun üstüne kızardı. Belimdeki elini ağızına götürüp kafasını ve gözlerini sola doğru hızlıca çevirdi. İlk defa George'u bu kadar utanmış gördüm. Onunla uğraşmak istedim. Bu halini görmek ona olan aşkımı kuvvetlendirdi. " George sende şimdi kıpkırmızı oldun ." Hafifçe gülümseyerek. "Senin suçun Lidya"
Elimde olan elinide çekti ve kendi beline koydu. Aşırı derecede kızarmıştı. Ağızını kapattığı elini tuttum. Anında geri gözlerime döndü. İki elimi yanaklarına koydum. "Beni seviyorsun değil mi ?" George sessizliğini korudu. "George!!" Diye tekrarladım kuvvetlice söylemiş olmalıyımki irkildi. " Iıı ah evet evet Lidya evet" oda hızlı hızlı tekrarlayarak konuştu. Aşırı tatlıydı kendimi daha fazla tutamadım.
Yavaş olmakla uğraşmadım daha fazla kendimi tutamazdım çünkü onu sevdiğime kızmamıştı tam tersine oda beni seviyordu. " Bende seni George." Dudaklarına yaklaştım gözlerimi kapattım ve geceyi dudaklarımızın ortasına aldım. Gece hiç bu kadar rahatlatıcı ve sıcak hissettirmemişti. Ellerini belime doladı sanki ondan kaçıcakmışım gibi sıkıca sarıldı.Öpüşmemiz kısa sürsede ve derin olmasa bile bütün dertlerimi unutturuyordu. Dudaklarındaki sigaranın acı tadı ağızıma dağılmasına rağmen bunu sevmiştim çünkü bu George'un dudaklarıydı. Zehir bile olsa onu tatmak isterdim.
Yavaşça dudaklarından ayırdım kendimi oda beni sarmasını gevşetiyordu. Gözlerimi açtım nefesim kesiliyordu nefesimi dengelemeye çalıştım. Gözlerim açılmakta zorlanıyordu. "İyimisin?" Demesiyle kendime geldim. Ellerim yavaşça George'un yanaklarından aşağı doğru kaydı. Kafamı kaldırdım çok mutluydum ona doğru gülümseyerek baktım. "Senin yanında hiç olmadığım kadar iyiyim." Bu kelimeleri söylemek için ne kadar bekledim kimse bilemez. "Benim hakkımda ciddi olduğunu bilmiyordum Lidya"
Birde bana sor nası ciddiyim anlatamazdım . "Ben senin hakkında her bir şeyde ciddi olmak istiyorum. Bu çok bencilce gelebilir ama seninde benimle aynı fikirde olmanı istiyorum." Kafasını yana hafifçe eğdi. Eliyle saçımı kulağımın arkasına götürdü. Yüzüme tebessüm ile gülümsedi. " Benim fikrim zaten bu" Benimle aynı fikre sahip olması benim sebepsiz yere gülmeme neden oldu.
Halen George'un kollarındaydım, ondan ayrılmak istemiyorumdum fakat anında bu güzel zamanımızı bozan Milly ile birlikte George'u kendimden ittirdim. Milly bizi görmemişti. Çünkü arkası dönük bir şekilde kapıyı açmıştı. Bizi gördüğünde şüphelendi. "George'unuzu bulmuşsun hanımım." dedi. Kıkırdayıp "Hanımım babanız yemek için sizi çağırıyor."George'a bakıp geri tekrar döndüm. "Ah tabi tabi geliyorum." Sonra kapıya doğru yöneldim.
Babamın askerden bir kaç arkadaşı ile beraber beni eğiten eski asker olan Thomas ve babam yemek masasında beni bekliyorlardı. Yemek masasına yerleşirken,gözüme siyah takım elbiseli bir adam çarptı. Yaşı babamınkine yakın olmalıydı saçında ve sakalında beyazlar oldukça yoğundu. Öyle iyi bi takım giyiyordu ki zengin olduğu 40 km öteden belli olurdu. Ben babamın bir çok arkadaşını tanırdım fakat bu iyi giyimli adamı ilk defa görüyordum.
Yemek yedikten sonra babam ve arkadaşları içmeye başladılar banada ısmarladılar fakat ben kabul etmedim . Bugün yeterince sarhoş olmuştum. Masadan kalkmak için babamdan izin aldım,babam kafasıyla onaylayıp eliyle gidebilirsin şeklinde işaret etti. Hemen uyumak istiyordum. Uzun koridorumuz siyah kırmızı kareli halıyla süslü ve tavan çok yüksekti.
Üst katta çıkmak için merdivenlere adım attım fakat George'un sesini duydum. Derinden geliyordu birisiyle dışarıda konuştuğu belliydi. Sesin geldiği yere doğru yöneldim. Kapı açıktı bende aralıktan baktım. " Kendinize dikkat edin efendim." George mutlu görünüyordu. " Sende evlat." Dedi iyi giyimli adam , George bu adamla niye görüşmüştü ve niye bu kadar mutluydu. George adam gidene kadar arkasından izledi. George'a bir şey sormak istedim fakat aşırı yorgundum. Bu yüzden dikizlemeyi bıraktım ve odama çıktım. |
0% |