Yeni Üyelik
5.
Bölüm

Devam etmemeli

@ari_miyiz777

İyi okumalar..

🌸🐝✨

 

Bir hafta sonra Lidya'nın 18 inci doğum günü.

 

O gün sonunda gelip çatmıştı. Bir haftadır tahmin ettiğim gibi yoğun bir şekilde bu güne hazırlık yapıyordu. George'da aynı şekilde çok yoğun çalıyordu. Diğer çalışanlardan daha fazla özenle hazırlamaya çalışıyordu. Bu akşam bana ne hediye verecekti. Bütün hafta boyunca aklıma dönen bu soruydu. " Hanımım size elbiselerinizi getirdim. Akşam olmak üzere hemen birini şeçin ve aşağı inin herkes sizi bekliyor." Elbiselerin her biri diğerinden de güzeldi. Fakat gözüme biri takıldı rengi kar beyazı gibi parlamaktaydı. " Bunu istiyorum"Elbiseyi üstüme tutup Milly'e gösterdim. " Giymenize yardım edeyim hanımım" gülümseyerek başını eydi. Üstüme giydiğimde Kolları uzun omuzlarıma düşecek şekildeydi. Gelinliği andırıyordu fakat günlük de tercih edilebilirdi. Eteği tül şeklinde dizimin hemen altına geliyordu. Ayakkabılarımıda beyaz babet şeklinde seçmiştim.

 

Yüzümde büyük bir gülümsemeyle aşağı indiğim an büyük bir konfeti patlatmasıyla irkildim. Elimi göğüsümün ortasına götürdüm. Kahkahalara boğuldum. Herkes etrafımdaydı bana bakarak gülümsüyorlardı. Babam , babamın bir kaç arkadaşı ,aşçılarımız, temizlikle görevlileri hizmetçilerimiz, bahçeyle ilgilenen kişiler ve en önemlisi George ordaydı ve hepsi bir ağızdan. " DOĞUM GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUNNNN." Hepsi aynı anda söylediği için bağırmışlar gibi duruyordu.Gözlerim kocaman açılmıştı. Beni önemseyen etrafımda bir çok insan vardı.

 

Herkesle beraber pastanın yanına ilerledim. Tam üfleyecekken "Dilek dilemeyecek misin?." Diyerek babam omzuma elimi koydu. " Ah tabikide dileyeceğim." Elimi omzumdaki elinin üstüne koydum. Geri pastaya döndüm ellerimi pastanın önünde birbirlerine kilitleyerek George'a baktım. Başını aşağı yukarı salladı. Yap hadi der gibiydi. Ben ona gülümseyerek gözlerimi kapadım. İçimden " Umarım gerçek aşkım beni hiç bırakmaz ve üzmez ." Deyip gözlerimi açtım ve pastadaki mumları üfledim. "Tekrardan doğum günün kutlu olsun kızım" diyerek elime küçük bir hediye paketi verdi. Babama meraklı gözlerle baktım çünkü babam asla küçük hediye vermezdi . Meraklandırdım İçin hemen acale bir şekilde paketi açtim. İçinden babamla anneme ait yüzükleri çıkmıştı. Anlamadığım İçin babama geri kaşlarımı çatarak döndüm. " Babacım bu ne ?"Babam iki eliyle yüzümü avcına alırken gülümsedi.

 

" Benim işime artık yaramayacak bebeğim ileride seni önemseyen biri çıkarsa ilk onu teste solucan eğer geçerse" derken ikimizde kahkaha attık. "Geçiceğinden pek emin değilim ama Eğerti geçip onayımı alırsa bu yüzükleri sonsuza kadar taşıyıp babanın yolundan gitmeni istemiyorum bebeğim" Babamın bu lafları üzerine göz yaşlarına tutulmuştum. Babamda benim ağladığımı görünce hafif bir şekilde gözleri dolmuştu. "Ama kimseyle samimi olmamı istemediğini düşünmüştüm." Gözlerindeki yaşları sildi. "Evet öyle düşünüyordum fakat kendi hayatımda olumsuzluklar yaşandı diye seninde hayatını kısıtlayamam." Kafasını önüne eydi . Ağladığını saklamaya çalışıyordu. " Ö- özür dilerim tatlım." Babama hızlıca sarıldım. Sonunda bütün o aptal kuralları kaldırmıştı. Neden yaptığını anlamamış olsamda onu bu kadar üzgün görmek benide üzmüştü. Babamla sarılırken ikimizde bir müddet ağlayıp sakinleşmiştik.

 

Pastalar dağıtılırken bir yandanda herkes hediyesini getiriyordu. Açıyordum ve teşekkür ederek onlara ilk defa sarılıyordum. En son hediyesini George getirmişti. Orta büyüklükte bir kutudaydı. Paketin sarılı olduğu kutunun üstünde bir yazı yazıyordu. (Odana gidince açmanı öneririm) diye minik sarı bir nottu bu George ayakta meraklı gözlerle bana bakıyordu. Ben oturuyordum ve ayağa kalkıp ona sarıldım. " Hediyen için şimdiden çok teşekkür ederim ama şimdi açamayacağım birazdan açarım." Dedim hafif bir gülümseme ile bana göz kırptı ve başını eyip gitti.

 

Partim sonunda bitmişti hediyelerimle odama çıktım. Milly odama kadar hediyeleri taşımama yardım etmişti. Milly odadan çıkar çıkmaz. George'un verdiği hediyeyi açtım. Açtığımda şaşkınlıkla ağızım açılmıştı. İki elimle kutudan hediyesini çıkardım. Kapalı renkte bir gecelik takımı almıştı bana . Yüzüm kıpkırmızı olmuştu. George'un bu düşüncesi ileriye yönelik olmalıydı. Çok tatlı bir jest gibi gelmişti evlendiğimizde yapacaklarımızı düşündüm . Elimden geceliği bırakıp iki elimide yanaklarıma götürdüm. Acayip yanıyordum kafamı iki yana salladım ve kendime gelmem için yanaklarıma vurdum.

 

Kapımın açılmasıyla irkildim. "Milly dışarı çıkarmısın uyumaya hazırlanıyorum" dedim ama içeri girmişti. " Milly'imi bekliyordun" Arkamı döndüğümde George'u beklemiyordum. George lambayı söndürmüştü bunu neden yaptığını anlamadan.Yanıma yürümeye devam etti arkamda olan geceliği saklamaya çalışıyordum. " Seni bu kadar kızartan şey ne" sanki bilmiyormuş gibi davrandı . " Yok bir şey canım" dibime kadar geldiğinde geri kızardım gözlerimle gözlerine bakamıyordum. Beni belimden doğru kendine çekti. "Asıl hediyem bu değil Lidya" dudaklarıma yaklaştı. Umarım bu sefer çekilmezdi.

 

İlk adımı ondan bekleyemeden düşündümki bu seferde kaçar kaçırmaydı. Dudaklarına yapıştım ellerimi bu seferde boynuna doladım. Ama daha sıkı sarmalamıştım onu kaçmasını bu sefer istemiyorumdum. Beni öperken üstüme ilerlemeye devam ediyordu. Arkamdaki yatağıma dayanmıştım. Kutuyu belime doladığı eliyle yataktan aşağı ittirdi. Yatağa oturmuştum ardından öpüşmeye devam ediyorduk nefeslerimiz bir olmuştu. Bir elini bacağımdan yukarı doğru çıkartıyordu. Tüylerim diken diken olmuştu fakat çok iyi hissetmiyordu. Dudaklarımızı asla ayırmadan onu kendime doğru çektim. Yatak ile onun arasında kalmıştım. Yavaşça dudaklarımdan ayrıldı. Nefes nefeseydik ama yorulmamıştım. Eteğim azıcık daha açılsa kilodum görünecekti.

 

George bunu umursamadan benden uzaklaştı ve dikildi elleriyle pantolonun kemerini açıyordu. Ne yaptığını ve yapmaya çalışacağınıda biliyordum. Ateşli bir şekilde öpmüş olabilirdik fakat ileri gidemezdim. " George napıyorsun?" George kemerinde olan gözlerini bana çevirdi. Çok heyecanlı şekilde. "Sana hem ödülünü hemde hediyeni vereceğim Lidya." Bacaklarımın arasındaydı. "Ben bunu yapmak istemiyorum George" deyip George'u ittirdim. George yarı kemeri açık bir şekilde yataktan indi.

 

O bunu beklemiyordu yapıcağımızı bekliyordu. "Ben sandımki sende istiyorsun." Kaşlarımı çattım. "Evlenmeden asla böyle bir şey yapamaya kalkışamam bu sen olsan dahi George." George üzgün gözlerle bana baktı. Yatakta ben otururken oda dizlerinin üstüne çöktü. "Özür dilerim." Ellerimi tuttu gözlerini asla kaçırmıyordu. "O zaman evlenelim Lidya." Gözlerim kocaman olmuştu. "Ne !" Şaşkınlıktan tepki veremiyordum bile bana evlenme teklifi etmişti. "Hayır olmaz biranda babama bunu nasıl söylerim."

 

" Beni o zaman sen sevmiyorsunki babanı bahane ediyorsun." Ellerini gevşetiyorduki geri tuttum. " Hayır etmiyorum ,seni seviyorum , tamam Evlenelim" ben böyle söyleyince yüzüme tekrar gülümsedi. Ayağa kalktı ve yanağımdan öptü. "Babana ne zaman söylersin? Senin seçimin ama. Kısa zamanda seninle evlenmek istiyorum bir aile kurmak istiyorum." kemerini düzeltirken bunları söylemişti. "Tabikide evet en kısa sürede söyleyeceğim yeterki beni bırakma" ayağa kalkıp dudağına küçük bir öpücük kondurdum. "Tamam Lidya sana güveniyorum iyi geceler küçük çamurum" dedi ve odamdan dışarı çıktı.

 

Loading...
0%