Yeni Üyelik
11.
Bölüm

Hastayım

@ari_miyiz777

İyI okumalar...

✨🌸🐝

 

Davien~

 

 

Kendi kendini güçlendirmeye çalıştığım sırada Davien'in telefonu çaldı, telefonun yanına gittiğimde arayan kişi aynı kişiydi, önemli olduğunu düşündüğümden Davien'in yanına gitmeye karar verdim. Davien'in yanına gidene kadar telefon bir kaç defa çaldı, sesini duymasınlar diye sesini kısmıştım, cebimde titreyip duran telefon sonunda çalması durmuştu.

 

Bende sonunda depoya varmıştım, deponun kapaklarını açarken telefon tekrar çalmıştı. Telefona bakarken aşşağı iniyordum,

Davien'e seslendim. "Bu numara seni dünden beri arıyo önemli olabileceğini düşündüm." Kafamı telefondan kaldırdığımda Davien yerde baygın bir şekilde yatıyordu.

 

Telefonu hemen herhangi bir rafa koydum ve Davien'in yanına çöktüm. "Noldu George gene bişeymi yaptı." George bana sinirlenip Davienden çıkarmış olabilir, en azından bu seslenişime tepki vererek Davien bir gözünü açabildi.

 

YN:biran gözümün önüne çok masum bir Davien geldi böyle aşırı tatlı bişey kdnslsmdkdkdldlms

 

Bana tepki vermesi rahatlamama neden oldu. "Şükürler olsun bişeyin yok eğer olsaydı bunuda kaldıramazdım." Fakat mutluluğum kısa sürmüştü çünkü geri gözünü kapatmaştı. "Hayır hayır. " Diyerek yüzünü tuttum yüzü yanıyordu, Davien gibi yapılı bir adam bile bu kadar kolay hasta olabiliyormuydu. Davien'in elindeki ve ayaklarındaki plastik kelepçeleri köşeden bir falçata yardımı ile keserek çıkardım, Davien'in kollarında tutarak sarstım çünkü ona yardım edebilmem için kendine gelmesi lazımdı. Onu sarsmam işe yaradı, birazda olsa gözleri açıldı. "Kalkman lazım tutun bana."

 

Davien açmaya çalıştığı gözleriyle o kadar tatlı duruyodu ki küçük bir çocuktan farksız değildi, onunla uğraşmak isterdim ama şuan olmazdı.

 

Davien dediklerimi anladı ve benden destek alarak yürüdü, onu depodan çıkarmalıydım ama nereye götürmeliydim, tek güvenli yer depo vardı ama onu tekrardan evin içinde olan diğer bir depoya kapatamazdım. Aklıma bir tane daha yer geliyordu nasıl olsa George'da oraya girmeyecekti artık, bu yüzden en mantıklısı onu odama götürmekti. George dışında kimse odama izinsiz giremiyo ama sanırım artık George'uda izinsiz sokmamak gerekiyor.

 

Davien'ine yardım ederek onunla yavaşça yürüyorduk, ama hesaba katmadığım birisi ve birileri vardı. Milly ve diğer çalışanlar bizi Davien ile bu denli dip dibe gördüklerinde ne tepki verirlerdi kim bilir.

 

Neyseki çalışanlar öğle yemeği molasındaydı, bu sayede kimse bizi görmedi ve bizde odama acele etmeden çıkmıştık. Davien'i yatağıma bırakmıştım, çünkü gene baygınlık geçirip üstüme doğru ağırlığını veriyordu. Bende erkenden kurtulmak için onu hemen yatağa atmıştım. Davien baygın değilmiş sadece fazla ateşi olduğundan fenalık geçirmiş olsa gerek hemen yatağıma kuruldu.

 

YN:yatağı atmak Lidya noliyyy😏

 

Davien'i bırakıp yere oturarak nefeslenmeye başladım. Ben kaç defa bu adamı taşıyacaktım? Sanırım bel fıtığı olana kadar dı. Ayağa bir anda kalkıp baygın Davien'e karşı. "Artık hastane masraflarımı ödemek zorundasınız beyfendi." Davien gözleri kapalı bir şekilde derin derin nefesler alıp vererek. "Tabikide hanımefendi. " Diyerek yatakta arkasını döndü, beni duymamasını umut etmemiştim, ama beni anlamadığı halde isteğimi sorgusuz bir şekilde kabul etmişti ya da benimle gene dalga geçiyordu.

 

YN: yok aklından geçenleri okuyo Lidya aaaaaaaa

 

Bu adamda ne vardı bilmiyordum ama her seferinde benim utanmamı sağlıyordu. Sanırım ona sinir olduğum için öyle oluyordu. Tam bu kızarmış halimin üstüne Milly kapıyı çaldı. "Hanımım az önce odanızda olmadığınız için yemeğinizi şimdi getirdim, buraya bırakıyorum." Milly benim için endişe eden tek kişiydi. Bu sefer Milly kapı dan ayrılmasına yakın onu yakalamıştım. "Milly... " Milly merdivenlerden inmeye yakın geri bana döndü. "Efendim hanımım. " Beni herzamankinden farklı olmayacak şekilde tatlı bir gülümsemeyerek seslenmişti. Bu davranışı her zaman çok hoşuma giden bişey olmuştu, fakat bu seferki bana içten yaklaşımı gözlerimin dolmasına sebep olmuştu. Milly'nin bana gülerek bakan gözleri bir anda üzüntüyle doldu. Yanıma ilerledi, omuzlarımdan tuttu. "İyimisiniz? "

 

İyi olmaya çalıştım kendimi ağlamamak için tuttum fakat Milly'nin bana o şekilde yaklaşması bütün göz yaşlarımı döktü. "Milly ben çok üzgünüm." Diyerek Milly'e sıkıca sarıldım. Ona hiç birşeyi anlatamadığım için ondan özür dilemiştim,tabikide Milly anlam veremeşti sadece Milly'de benimle aynı şekilde bana sıkıca sarıldı. Bardaktan boşalırcasına ağlıyordum. Milly neden böyle olduğunu anlamamıştı, fakat nedenini sormamıştı. Sadece sakinleşmem için saçımı okşuyordu. "Niye bu kadar üzüldüğünüzü bilmiyorum, nedeneni de sormayacağım yaranız ne ise onu deşmek ve daha fazla acı çekmenizi istemiyorum bu yüzden siz anlatmak isteyene kadar burada olucam." Bu sözleri iyice ağlamama sebep olmuştu, ona George'un beni aldattığını söyleyemezdim çünkü herşeyi baştan anlatmam gerekecekti. Bu yüzden gene acılarımı içime atarak sadece Milly'nin kollarında ağladım.

 

Sakinleştiğimde yavaşça Milly'nin beni sıkıca sıkan kolları gevşedi ve beni bıraktı. Kıpkırmızı gözlerimle Milly'e baktım. Milly göz yaşlarımı silerken yüzünde hafif bir gülümseme vardı. "Artık sakinsin değilmi? " Burnumu çekerken başımı aşağı yukarı salladım çünki gerçekten iyi gelmişti. Milly yüzümü avucunun içine aldı. Bana içten bir şekilde tekrar gülerek. "Aşağıda işlerim var gene konuşuruz tamam mı? " Başımj gene salladım ve Milly aşağı indi.

 

Milly'nin getirdiği yemeği alarak odama geçtim. Davien yatak sanki kendininmiş gibi battaniye nin altına girmişti,girmesi yetmezmiş gibi birde battaniyeyi kafasına kadar örtmüştü. "Davien ateşlisin bu kadar üstünü örtmemelisin! " Elimdeki yemek tepsi ile konuştum fakat beni dinlemiyordu, bu yüzden elimdeki tepsiyi masaya bıraktım ve Davien'nin üstündeki battaniyeyi çekip aldım. Davien yüzünü ekşitti, üşüdüğü belliydi fakat bu şekilde iyileşemezdi.

 

Elimle ateşini kontrol etmek için elimi anlına koyduğumda elimi tuttu, bana doğru dönerek gözlerini açtı. Beni gördüğünde kaşlarını çattı. "Gözlerin... " O kadar dikkat çekici bir kızarıklığımı vardı gözlerimin ki Davien yattığı yerden doğruldu. "Neden bu kadar kızardılar? " Buna cevap olarak sen haklıydın George yapmış beni aldatmış diyemezdim kendimi onun karşısında küçük düşüremezdim, fark etmemesi için yere bakarak kafamı yana çevirdim. Her zaman ki ben bunuda saklayamadım sanırım. "Öğrendin değil mi? "

 

Bu sorusunun üstüne tekrar aynı anılar canlandı, daha yeni kurtulmuştum oysa onlardan, Davien bakışları sinirli baksa bile ses tonu çok yumuşaktı ya da sanırım hasta olduğundan böyleydi. Ona bakmaya korkuyordum çünkü yeniden ağlardım, bende sadece kafamı onaylar şekilde salladım. Bu konunun üstünde çok durarsa kesin konuşmamın sonu ağlamamam ile bitecekti. Bu yüzden konuyu değiştirmek için. "Davien-" Kafamı kaldırdım ama Davien bu sefer başını eğip tuttuğu elime bakıyordu. "Acıtmış olmalı" Onun o masum davranışları benim içimdeki acımın dinmesine neden oldu. " Evet George'un bunu yapmasını asla beklemiyordum."

 

"Onu sormuyorum.. " Dedi o zaman neyi soruyordu." Bunu soruyorum." Diye elimdeki izi minikcik kalmış bir çizikden bahsediyordu. Bunu sormasını beklemiyordum çünkü o kadar küçüktü ki görünmüyordu bile ama sorusunu cevaplasam ne olurduki. Elimi yavaşça kendime doğru çektim."Küçükken kedi çizmişti, öyle çok önemli bişey değil geçeli çok oldu." Elime bakışı sanki onunda canını acıtmışlar gibiydi, elimi çekerken bile gözleri elimdeydi. "Ama canın acımıştır." O kadar içten söylemişti ki onunda canını yakmışlar gibiydi. O andaki bütün anılarım gözümün önüne gelmişti.

 

Sadece küçük bir kediydi fakat elim kanlar içinde kalmıştı, George elinde getirmişti, benim kedileri çok sevdiğimi biliyordu. O kediyide ben seviyim diye bahçenin dışından zar zor almıştı, çünkü ben dışarı çıkamıyordum.Daha sadece 13 yaşındaydık ama onun o zamanlardaki çabaları benim içindi annemden sonra beni önemseyen başka birisiydi onu o zamanlar sevmeye başlamıştım. Fakat ne olduda benim sevdiğim George'uma bu kadar değişti. Beni kullanır oldu, onu O kadar çok önemsiyordum ki yaptıklarını affetmek istemiyorum ama sonuç herzaman onun yanında bitiyor.

 

Sanırım gene George ile ilgili şeyler düşündüğüm için farkında olmadan ağlamaya başlamıştım. "Affetmek istiyosun. " Davien'in sesi bütün dalgınlığımı yıkmasına sebep oldu, ağladığımı fark edip göz yaşlarımı sildim. Sanki Davien düşüncelerimi okuyordu."Hayır istemiyorum." Konuyu tekrar değiştirmem gerekiyordu. "Sana yemek getirdim yemek ye daha çabuk iyileşip burdan ayrılsın." Yemek tabağına doğru gitmek için Davien'e arkamı döndüm. "Hayır yemek yemek istemiyorum." Yemek tabağını alıp geri ona doğru yürüdüm. "Tabikide yemek zorundasın çünkü seni burda daha fazla tutmak istemiyorum." Benimle inatlaşmaya devam ediyordu. "Hayır yemicem." Tam bir küçük çocuk gibi davranıyordu. Derin bir nefes verirken tabak ile Davien'in yanına oturdum. "Bir an önce iğleşmeyip burdan gitmezsen senin yüzünden kalbim daha fazla kırılıcak... " Sessizce sadece beni dinledi. "Sana yalvarıyorum iğleş ve git burdan. " Dediklerime uyup tabağı önüne doğru çekti. "Tamam." Ona doğru bir tebessüm ile baktım, benimle imatlaşmadan işleri yokuşa sürmeden öylece kabul etmesi çok hoşuma gitmişti.

 

Çorbayı içmeye çalışırken eli titrediği için kaşık çorbanın içine hızlıca düştü. Bu sıçrama yüzünden üstüme birazcık çorba dökülmüştü, Davien'in bu kadar panik olucağını düşünmemiştim. "Ben özür dilerim bilerek olmadı hastayken herzaman böyle oluyorum." Haklıydı hasta hali sağlıklı haline göre daha sakar ve minnoş tu acaba kaç kişi onun bu halini görmüştü. Kendimi tutmak istedim ama onun bu haliyle uğraşmak istedim, yapmayıp kendimi tuttumda fakat gülmemi durduramadım.

 

Kafamı sağa sola salladım. "Sorun değil zaten üstümü değiştirecektim." Kaşığı alıp peçete temizledim. "Yardımcı olmamı istermisin." Bana hâlâ mahçup bakışlar atıyordu, koca adam karşımda tam bi kedi yavrusuna dönüşmüştü. Usulca kafasını sallamıştı,bende ona küçük bir çocuk muamelesi yapmıştım. "O zaman aaa de. " Davien uzattığım kaşıkla içmişti ama öyle deneme sinir olmuştu. "Neden öyle yapıyosun." Nasıl yanı Davien bunu bilmiyormuydu. Davien'in çocukluğunu merak etmemek elde değildi,çünkü bu tarz küçük bir şey yaşamadıysa nasıl bir hayattı olmuştu ki? "Çünkü tıpkı küçük bi çocuk gibisin." Diyerek gülümsedim. "Küçük çocuklara bu tarz mı davranarakmı yemek yediriyorsunuz?" Davien'ine kaşkarımı çatarak anlamsız baktım. Çünkü hayattı hep böyle sert mi geçmişti, küçücük şeyleri bilmiyordu ailesi neden ona bu kadar sert davranmıştı ki? "Özür dilerim hoşuna gider diye düşünmüştüm." Davien'in bakışları yumuşarak kafasını eğdi ilk defa böyle hissiyormuş gibi şaşkınlıkla geri bana baktı. "Hayır hoşuma gitti, Lidya neden böyle oldu."

 

Elindeki kaşık havada kalmıştı ona ne cevap vereceğimi bilmiyordum. " Bilmiyorum öğrenince banada söyle anlaşıldımı.?" Gülümseyerek konuyu değiştirdim çünkü ilerletirsem sanki d

Fazla dramatik bir hâl alıcaktım bu durum ve hasta olan Davien'i iyice yormak istemiyorum. Ama bilmiyorum belkide tam tersine bir şey olmazdı.

 

Bana masum bakışlar atan Davien'nin bakışları alay eder gibi hemde neşeli bir şekil almıştı. "Emredersiniz hanımefendi. " İkimizin arasındaki bu komik ve samimi durumdan hoşlanmıştım. Davien bana çabuk ayak uyduruyordu, onun şimdiki haline baktığımda George ile zaman geçirdiğimde hissettiğim gibi hissettmiyordum.

 

Elimde havada kalan kaşığımı tekrar çorbaya daldırıp bir defa daha Davien'e doğru uzattım. "Tekrardan aaa diyoruz. " Gülümseyerek gözlerine bakıyordum, oda aynı şekilde elimdeki kaşıktan çok gözlerime bakıyordu, ama ilk onunla konuştuğum zamanki sert ve egolu bakışları hariç şimdi daha yumuşak bakıyordu. Onun bu denli değişebileceğini tahmin etmezdim, ben sandım ki her zaman bu kadar sert ve kaba biri ,ama demek ki her insan "mafya" olabilse bile değişebiliyormuş. Sadece iki göz ne çok şey anlatırmış insana ben bunu şuan Davien'e bakarak öğrendim ama asla George'un gözlerini okuyamadım, belkide asla gözlerime bu denli anlatıcı şekilde bakmamıştı. Neden George gözlerime bakmamıştı eskiden baktığı gibi ,beni sevdiğini söylerken bile saçlarıma yada ellerime bakıyordu. O zamanlar anlamalıydım beni sevmediğini, kullandığını ama onu O kadar çok seviyorum ki bunu kabullenmek istemiyorum. Bir tarafım ondan kurtulmak istiyor ama diğer tarafım onunla evlendiğimizde bu tarz kötü yolları bırakıp güzel bir yuva kurucaksınız diyor.

 

"İyimisin? " Davien'in eliyle irkildim. Gözümden akan yaşı silmek için yanağıma dokunmuştu. Bana o kadar yakındı ki gözlerindeki o endişe bana Milly'i hatırlatmıştı. Elimdeki kaşığı çorba tabağına yavaşça bıraktım, ellerimle hızlıca gözümden akan yaşları sildim. "Evet iyiyim iyiyim aklıma her George geldiğinde otomatik olarak ağlamaya başlıyorum. " Ama O endişeli bakışları biran da değişip sinirli bakmaya başlamıştı."İntikam almak istemezmisin? "

 

Davien'e anlamsız bakışlar attım. "Ne... Ben mi? George'dan mı? " Sadece Davien beni kafasıyla onayladı. " Yok canım yapmış bir sülüklük... ben ne yapabilirim ki... Ben O tarz şeyleri bilmiyorum... Yapamam ki. " İntikam ben George'dan nasıl intikam alabilirdim ki ama intikam alırsam onun yaptığını yaparsam ondan farkım kalmazki. "Affediceksin O zaman? " Davien'in kafasında geçen şeyleri merak ediyordum acaba nasıl bir intikam almamı düşünüyordu. "Hayır o sülüğü bir daha affetmem. " Kollarımı küçük bir çocuk gibi önümde bir birine geçirmiştim. "Lidya sen ne istiyorsun?"

 

Ben ne istiyorum? "Ben... Ben George'un düzelmesini istiyorum. " Davien'in bakışları geri yumuşamıştı. "George asla değişmicek... sen bilmessin tabi... Bak O tarz adamlar düzelmiş gibi yapar ama bir kez bağımlı oldu bu yüzden George'un değişmesini bekleme. " Ben sessiz sessiz Davien'i dinliyordum, dediklerinde O kadar haklıydı ki O artık bağımlı birisi oldu. "O zaman isteklerim gerçekleşmicek. " Ve tekrar umutsuzluğa kapıldığım için başımı önüme eydim ve ağlamaya başladım. Davien'in önünde burnumu çeke çeke ağlamaya başlamıştım. Davien aramızdaki yemek tepsisini kenara çekerek yanıma yanaştı, elleriyle başımı iki yandan tutarak yukarı kaldırdı. Kaşları çatık bir şekilde Davien'in gözleri benim 2 gözüm arasında hızlı gidip geliyordu. "Son kez gözlerindeki yaşını silicem." Davien neden bir anda bu kadar ciddi ve benim için endişelenir olmuştu ki? "Ne-"

 

"Bir daha ağlayamacaksın..." Yüzümün 2 yanında olan elleriyle göz yaşlarımı silmişti. "Çünkü seni ağlatanları sileceğim. " Gözlerim anlık onun bu cümlesine karşın kocaman olmuştu. "Nasıl?" Gerçekten beni ağlatan herkesi silebilirmiydi. Belki gerçekten dediği gibi birileri silinseydi daha mutlu olurdum ve ağlamazdım.

 

Davien bu soruma karşılık. "Söylersem benden nefret edersin ama. " Ondan zaten nefret ediyordum. "Senden zaten nefret ediyorum. " Ellerini yavaşça yüzümden çekti. "O zaman nasıl yapıcağımı boşver ... " Davien sırıttı ve üzerime eğilerek cümlesini tamamladı. "Ama bir şartla söylerim. " Davienden gelicek şart ne olabilirdi ki. "Şart mı?"

 

Öhö öhö nasıldı ama pat diye bıraktım. Neyseki sözüm var pfff 2 bölüm birden geldi.

 

Arılarım bol bol karakterler hakkında yorum yaparsanız sevinirim (tek yorum yeni bölüm nerde yada güzel ama kısa olmuş) ağlıcam ama yaaaa 😭

 

 

Loading...
0%