Yeni Üyelik
3.
Bölüm

İyi hissettirmiştin

@ari_miyiz777

İyi okumalar..

🌸🐝✨

 

 

Gözlerimi açtığımda tavanımdaki melek desenleriyle göz göze geldim. "Günaydınlar güzel melekler" Hayatımda hiç bu kadar mutlu uyandığımı hatırlamıyordum. Yorganımı üstümden yavaşça kaldırdım. Duş almak İçin banyoya girdim fakat yıkanmak istemiyorumdum sanki yıkanırsam George'un dudaklarının izi kaybolcak gibi geliyordu. Bu düşüncelerle elimi dudağıma götürdüm. Sersem gibi gülümsememe engel olamadım.

 

"Hanımım uyandınız mı?"Milly bu sırıtışımı bozdu ve kızarmama neden oldu. " ah şey evet Milly." Milly kızardığımı görür görmez elindeki kirli kıyafetlerimi almak İçin getirdiği sepeti kapının yanındaki çekmecenin üstüne bırakıp yanıma koştu. " Hanımım iyimisiniz , hastamısınız. Kıpkırmızı olmuşsunuz." Milly'i kendimden uzaklaştırıp. " Harikayım, sanırım fazla uyudum ondan kızardım .

 

Yıkanınca kendime gelirim. Merak etme Milly" Banyoma doğru giderken Milly'e " kirli kıyafetlerim pencerenin ordaki büyük aynamın yanında ordan alabilirsin onları." Banyoyum kapasını kapatıp kitledim.Üstümdeki mavi tül geceliğimi çıkarmadan küveti ılık suyla doldurdum. Suyum dolunca geceliğimi çıkardım. Suyu her başımdan aşağı dökerken aklımda full George vardı. Belime nasıl dokunduğu nasıl sıkıca sarıldığı ve en yüz kızartanı da öptüğü anı asla kafamdan çıkaramayışımdı.

 

Üstümde bornozumla odama geri döndüm. Milly yatağımın üstüne elbise bırakıp gitmişti. Elbise uzundu,toz pembeydi, kolları uzun tülden di ve kare yakaydı. Üstündeki minik minik daha kapalı renkte çiçekler vardı. Aşırı hoş idi.

 

Babamın yanına indim. Bu sabah kahvaltıyı beraber yapıcaktık bu yüzden acale edip babamın yanına indim. " Tahmin ettiğim gibi sofra kurulmadan burdasın" Babam güldü. Elindeki telefonu yanına koydu.

 

Benim telefon yasağım vardı babam kimseyle konuşmamı istemezdi. Okula bile gidemedim tabi annemden sonra lise hayatım olmamıştı. Annemi hem özlüyordum hemde sinirliydim. Annem evden ayrıldıktan sonra babam evimize çok ağır kurallar koymuştu. Asla ev dışına çıkmak yok , asla kimseyle samimiyet kurma, asla kimseye güvenme babana bile , asla aşka inanma, asla asla asla diye gidiyordu. Bu kurallar farkındayım asla katlanılıcak gibi kurallar değil. Evdeki diğerlerinin telefonları Milly boş zamanlarında bakmama izin verirdi. Yani dışarıdaki hayattan haberim vardı. Ama kimin umrunda George olmasaydı ben bu kurallara dayanamazdım sanırım. Babam beni kendisi gibi üzülmeyim diye korkumaya çalışıyor bu yüzden annem gittiğinden beri beni 5 yıldır aralıksız dövüş üzerine eğittiriyor. Aşk o kadarda kötü değil. Üzülmeyeceğim biliyorum George beni üzmeyecek biliyorum.

 

Bu katı kurallar ben 18 yaşına bastığımda kalkıcakmış babam bunun üstüne söz verdi. Ona inanmaktan başka çarem yok. Bu yıl doğum günüm yani bu yıl bütün kurallarım kalkıcak tek birisi hariç /kimseyle samimi olma/ özür dilerim babacım ama kızın seni dinlemedi.

 

"Günaydın benim güzeller güzelli Lidyam" hemen yanındaki yere oturdum. Yemeğimizi yerken aklıma o iyi giyimli adam geldi. Babama sorsam bana kim olduğunu söylerdi. " Baba dün birisi vardı , akşam kutlama yemeğinde o da vardı fakat ben onu tanıyamadım." Babam suyundan yudum aldı. "Kimden bahsetiyorsun bebeğim" Çatalımı bırakıp. "Çok iyi bi takım elbise giyiyordu. Sanırım seninle aynı yaşlarda fakat olmayabilirde" Elimi çeneme götürdüm. Nası anlatsam babam anlardı acaba "anladım canım anladım." Babam meraklı gözlerle dikildim. "Şeyden bahsetiyorsun galiba Boris'den oda aynı benim yaşlarımda saçları ve şakaları beyazlaşmış hafif değil mi ? Yanlış mıyım.?" Babam her zaman anlatmak istediklerimi anında anlardı bu yüzden hiç şaşırmadım. "Evet evet o adamdan bahsetiyorum. Kim o baba ?? Arkadaşlarından herkesi tanıyorum fakat onu tanımıyorum." Babam ağızına bi tane siyah zeytin aldı. Eliyle bir dakika anlatıcağım şeklinde beni durdurdu. Zeytinin çekirdeğini tükürdükten sonra "Oda benim çocukluk arkadaşım birtanem. Dönüş yolumuzda rast geldik arabaları arıza yapmış yardım ettik bizde sonra sohbet sohbeti açtı. Küçükken çok anımız oldu onunla iyi adamdır."

 

Babam arkadaşını bulması harika bir şeydi. "Bu harika baba eski arkadaşlarınla karşılaşmak umarım oda seninle tekrar karşılaştığına mutlu olmuştur." Dedim babam ağızına ekmek atarken bir anda aklına gelmiş olmalı ki " Biliyor musun oğlu varmış aynı babası gibi çok yakışıklı olmuş." Oğluna kadar tanıma fırsatı olmuş. Karısıda vardır eminim bunu düşününce yüzüm asıldı. " Gerçekten mi ne güzel evlenmiş oda umarım karısı çok güzel bir bayandır." Dalgınlığıma gelip bu kadar saçma bi şey demiştim. Babam şaşkınlıkla bana baktı .Anında farkına vardım. " Ahh!! Baba özür dilerim." Elimdeki çatalı o kadar sıkı sıkmıştımki babam beni sakinleştirmek için elini elimin üstüne koydu. " Sorun değil ." Babama baktım gözlerim doldu. Ağızım büzüldü. Babam ağlıyacağımı anlayıp sandalyesinden kalktı ve bana sarıldı. Kendimi tutamadan göz yaşlarına boğuldum.

 

***

 

Penceremden bahçeyle ilgilenen George'un dayısı ve George'u izliyordum. Öğlen sıcağında bu kadar yoğun niye çalışıyorlardı ki .? George o adamla ne konuşmuştu merak ediyordum.George'u ne bahaneyle yanıma çağırsam sorun olmazdı.Ben yanına gitseydim, evet ben gitmeye karar verdim. Üstümü değiştirmek için kıyafet dolabıma yöneldim. Üstüme ne giysem George severdi. Kıyafet dolabımda o kadar vakit geçirmişimki. Üstümü değiştirip çıktığımda güneş batmaya yakın duruyordu. Şaşkınlıktan ağızım açılmış ve üzülmüştüm. " pff Lidya" pof lıyarak kıyafet dolabımı tekmeledim. " Lidya napıyorsun"

 

İsmimi duyar duymaz arkamı döndüm. Gülümsememi durduramadım, bana bunu soran George'du. Hızlı admınlarla George'un yanına ilerledim. George şaşırmış şekilde etrafa bakıyordu. Etrafta bir sürü kıyafet vardı çünkü , sorunu tekrarladı. " Lidya noldu burda" dedi "Boşver onu , sen neden burdasın." Umutlu gözlerle onun ( özledim ) demesini bekledim. "Akşam yemeğinin hazır olduğunu söylemeye gelmiştim." Şaşırmıştım ve kızmıştım.ellerimle kirli gömleğinin yakalarını kavradım. Hızlı gülümseyen yüzüme çektim. "Aşağı inmek istemiyorum." George sendelendi. Elleriyle ellerimi yakasından çekti. "Saçmalama Lidya." Benden tiksinir gibi benden uzaklaştı. Ben geri ona doğru atım attım. " Lidya geç kalma sonra baban bize kızıyor." Dedi arkasına döneceklermiş kolundan yakaladım. "Aklıma takılan bir şey var onu sorup öyle aşağı inicem"George bana döndü. " Evet istediğini sorabilirsin her zaman cevaplarım beni dinlediğin sürece Lidya." Yüzümdeki saçlarımı yüzümden çekerken bunları söylemek aşırı farklı hissettirdi. "Dün gece takım elbiseli bir adamla konuştuğunu duydum. O adamla tam olarak ne konuştun? Bunu bana söylersin dimi .?" Kaşlarını çattı ardından gevşetti. "Pek bir şey konuşmadık sadece iş teklif etti." Dedi. " ne işi teklif e..." dememi yarıda kesti. Burnuma baş parmağıyla hafifçe vurdu. "Bunu merak etmene gerek yok küçük çamurum." Gülümsedi ve kolunu tutan elimi kolundan çekti ardından arkasına döndü ve ardından sertçe kapı örtüldü.

 

 

Canlarım beğendiyseniz yorum attın

 

✨🤧

Loading...
0%