@ari_miyiz777
|
İyi okumalar... 🐝✨🌸
Davien'in anı ruh değişimine alışmak cidden çok zordu, ama onun bu davranışı çok garip şekilde dikkat çekici ve hoştu. Bu adamda her ne varsa ağlamamı her seferinde durduruyordu. George aklıma geliyordu ama farklı ruh değişimlerinden dolayı dikkatim tamamen Davien'de oluyordu. Nasıl beceriyor bilmiyorum ama bu çok hoşuma gidiyor du, onu derinden merak etmemi sağlıyordu.
Üzerime doğru eğildiğinde anlı ve anlım nerdeyse değicekti, bana yaklaşması kızarmama sebep oluyordu, fakat deymedi ama baya ateşli olduğu belliydi. Yatıp dinlenmesi ve burdan hemen çekip gitmesi gerekiyordu."Evet şartımda şu- " Omuzlarından tutup kendimden onu uzaklaştırdım. "Çok hastasın banada bulaştırıcaksın , artık yat biraz dınlen iyileşince şartın hakkında konuşuruz. " Aşırı hızlı konuşarak onu yatağıma yatırdım. "Ama hayır söylesem belki kabul etmiceksin, Lidya şartım- " Yemek tepsisinini yatağın üstünden alarırken tekrar sözünü kesmiştim. "Ben sana ilaç getiricem." Kafasına kadar örttüğüm battaniyenin altından sadece kafasını çıkararak. "Beni başından atıyorsun." Evet çünkü şartı hakkında konuşmak istemiyorum şuan, ama merak ediyorum. Fakat ben onun yanında farklı hissediyorum, bu his hoşuma gitmiyor."Evimden de atıcam. İyi dinlenmeler. " Davien bana arkasını döndü. "Sağol."
YN: Al trip yedin Lidya 😒
Davien'in sesi üzgün ve umursamazca gelmişti, kötü bir şey mi demiştim. Elimdeki tepsi ile dışarı çıkmıştım, yemeklere baktığımda Davien fazla bir şey yememişti, iyi olacakmıydı? "Her neyse haplar nerdeydi. " Yavaşça merdivenleri inerken George merdivenlerden çıkıyordu, beni fark etti. "Yardım edeyim! " Elimdeki tepkileri almaya çalıştı. "Gerek yok! " Tepsiyi almasına izin vermedim. George'u umursamadan merdivenlerden inerken peşimden geldi. "Lidya hadi ama yapma bunu. " Onu görmemezlikten geldim, önümü kesti. Tepsiyi tuttu. "George bırak" Diyerek yüzüne baktığımda hüzünlü ifadesi kalbimi buruşturdu. "Özür dilerim. " Elimdeki tepsiyi yavaşça almaya çalıştı, almasına izin veremezdim, şuanlık tek dayanağım ve aramızda ona sarılmama engel olan oydu. Tepsiyi sıkıca kavradım. "Sence bir özürle seni affedecek değilim. " Yaptıkları bir özürle kapanabilseydi keşke ama öyle şeyler sadece masallarda olurdu. Mutfağa doğru girdim, belki orda birisi vardır ve George bana yanaşıp geri ona bağlanmamı önler. Fakat garipti ki genelde mutfakta en az bir kişi olurdu ama şimdi kimse yoktu. George ile ordada yanlız kalmıştık, ondan korkuyordum.
Elimdeki tepsiyi yavaşça mutfak tezgahına bıraktım. Arkamdan George gelerek belimden sarıldı, başını omzuma koyarak. "Bir daha seni üzmicem. " Gerçekten harika bir yalancıydı ki . O ses tonu hatalıyım ve düzelticem diyordu. Ama asla düzeltmeyeceğini adım gibi biliyordum. Ben George'un neyine aşık olmuştum anlamıyorum. "Değişiceksin yani. " Onu affettim sanan George omuzuma yasladığı kafasını kaldırdı. "Evet tabikide. " Ona inanmıyorum ya o kadınlarla yaptıkların onları nasıl affetmem gerekiyor? Seni hayattımdan çıkarıcam ki o kadınlarla mutlu ol.
Madem seni hayattımdan çıkarıcam son kez sevsem sorun olmaz değil mi? Yavaşça George'a doğru döndüm, son kez George'un gözlerinin içine baktım. (Seni seviyorum) diyemedim. (Sana güveniyorum) diyemedim.
"Bir daha olmasın. " Onu affetmişim gibi ima yaptığım için elleri gevşediği için ellerinden kurtuldum. George mutlu mutlu "Kimin nişanlısı ya " Diyerek belimden geri tutarak kendine çekti ve dudağıma küçük bir öpücük kondurdu.
YN: NE AZGINSIN GEORGE (bu şerefsizi öldürsemmi)🤔
"Görüşüz." Beni öpüp gitmesi bir oldu, beni öpmesinden nefret ediyorum artık. Arkasından giderken kapıyıda iyiki kapatıp gitmişti, çünkü ellerimin ayaklarımın bağı çözülmüştü. Bu yüzden yere çökmüştüm. Beni her öptüğünde o kadınla yaptığı sevişmeler geliyordu, bu vidyoları aklımdan nasıl silicem bilmiyorum. Ayağı kalkıp ağızımı deli gibi suyla çalkaladım, lavabonun başında tekrar ağlamaya başladım. Ağlamamı gene dururamıyordum, sakinleşmek için derin derin nefesler alıp verdim.
Bu sakinleşmeme yardım etti. Haplar dolapta olması gerekiyordu, bir kaç hap alıp geri odama çıktım. Odaya girmem ile Davien'in kokusu ile burnumun direği sızladı. Eğer bu koku geçmezse George'la o zaman asıl uğraşmam gerekecekti. Çamları açmak için elimdeki hapları komidinin üstününe bıraktım. Çamları açtığımda rüzgar vücudumun derinliklerine kadar işleyerek odamı havalandırdı. O güzel esen rüzgara karşı gözlerimi kapatarak derin bir nefes aldım, bütün dertlerim bir anda kaybolmuş gibiydi. "Keşke bu kadar dertlerim ve acılarımdan kurtulabilsem." Dışarıdaki yeşil çimlerimiz her zaman ki gibi güneşin sayesinde parlıyordu. "Kurtulabilirsin." Bu kadar derin düşüncülere dalmamam gerekiyordu çünkü Davien ve başkaları tarafından sürekli irkiliyorum.
Davien'e doğru dönerken. "Uyanıkmıydın? Korktum. " Davien sadece kafasını onaylar şekilde sallayıp gülümsedi. "Çok tatlı korkuyorsun..." Davien yatakta iken tavana doğru sırt üstü döndü. "George gerçekten çok şanslıydı. " Davien'nin yanına yatağa doğru yürüdüm. "Ne konuda şanslıydı? " Davien tavana bakarak konuşmaya devam etti. "Senin gibi biriyle nişanlı olduğu için..." Davin'nin bu sözü üstüne içimde kelebeklenme olmuştu, otomatik olarak gülümsemiştim, çünkü o kadar sakin bir ses tonuyla söylemişti ki kötü bir anlam aramak güçtü. "Ama bunun farkında bile değil. " Yatağın köşesine dayanarak oturmuştum, gülümseyerek."Biliyor musun... " Davien tavana bakan gözlerini bana çevirmişti. "Sorun değil, ben farkındayım ya o yeter bana. " Dedim ama içim kan ağlamaya başlamıştı. Kalbim sıkışıyordu, kafamı pencere tarafına doğru çevirip derin bir nefes alıp vermiştim. "Hayır yetmemeli. " Dedi Davien yattığı yataktan kalkarken. "Neden ki. " Diye sorma ihtiyacı duymuştum. Çünkü bu sefer tahmin edemiyordum. "Çünkü o senin gibi birini haketmiyor. " Davien'e dönüp onunla göz göze gelmiştim,bir süre sadece birbirimize baktık sonra dikkatim bana doğru uzattığı eliyle dağıldı. Ellini yatağın üstünde olan elimin üstüne koydu. "İzin ver bana." Ellerimize bakan gözlerim ona dönmüştü. Endişeli yüz ifadesiyle benden izin istiyordu. Ne için izin istiyordu? Onun gibi biri benim gibi birinden neden izin istiyordu? "Ne için izin istiyorsun? "
Davien biraz sersemlemiş şekilde elini yavaşça geri çekti. "Yardım etmeme izin vermeni istiyorum." Bana yardımmı? Beni neden bu kadar önemsiyordu anlamıyorum. Kaşlarımı çatarak ona bakarak fısıldar şekilde. "Ne-Neden bana yardım etmek istiyorsun. " O kadar acıcanak ve durumuma üzülücek miş gibi mi duruyordum. "Beni tanımıyorsun ama yinede benim için çabalar gösteriyorsun, neden bunu yapıyorsun Davien. " Gözlerim gözleri arasında gidip geliyordu. Davien gözlerimden gözlerini ayırmıyordu, sadece sakince gözlerime bakmaya devam ediyordu. "Daha öncede söyledim haketmiyorsun. " Son kelimesini O kadar bastırarak söylemiş tiki kalbim tekrar burkuldu. "Bundan sanane... " Biraz sert çıkışmış olmalıyım ki Davien gözleri anlık şaşkınlıkla açıldı. Oturduğum yataktan kalkıp. "Sen yapman gerekeni yaptın bana videoları izletip onun ne kadar kötü biri olduğunu gösterdin bırak da diğer kararlara ben veriyim, sana ihtiyacım yok Davien. " Ama ihtiyacım vardı, George hakkında birçok şeyi biliyor olmalıydı, ben neden bu kadar sert çıkıştım bilmiyorum fakat sürekli derin yaralarımı deşmesinden hoşlanmıyordum. Nefeslerim düzensizleşmeye başlamıştı ve gözlerimde dolmaya fakat Davien'nin şaşkınlıkla bakan gözleri yumuşaklaşmaya başladı. "Yanılıyorsun." Dedi, aklımı her seferinde nasıl okuyordu, ona birşey anlatmadan anlıyordu bu durumda iyice sinirlerim bozuldu. Ağlamak şuan en son istediğim şeydi, kendimi ne kadar sıksam da gözlerimden yaş her gözüm dolduğunda istemsizce yanağımdan süzülüp aşağı iniyordu.
Davien yataktan yavaş yavaş indi, kaşıma dikildi, boyu o kadar uzundu ki omuzlarına denk geliyordum. İki koluyla birlikte beni kollarının arasına aldı bir eli ile başımı göğüsüne yasladı ve başımı okşamaya başladı, diğer eliyle bir omuzundan diğer omuzuma kadar uzanıp sıkıca kendine doğru bastırmıştı. "Napıy-"
"Şşşt... " Davien'nin vücudu çok sıcaktı, daha iyileşmemişti çünkü. Beni sıkıca kolların arasına almasına rağmen o kadar narince tutuyordu ki rahatlamamak elde değildi. "Sana demiştim ki bir daha göz yaşını silmicem, o yüzden lütfen son kez sakinleşene kadar burda kal. " Ben onun bu ses yönündeki incelik ile daha fazla kendimi tutamadım ve hıçkırarak ağlamaya başladım. "B-ben onu çok seviyorum neden bana böyle ya- yapıyor " Davien'nin tutuşu daha da sıkılaştı. "Bilmiyorum Lidya bilmiyorum. " Davien'nin göğsüne kafamı iyice gömerek sarıldım, ağlamamı durduramıyordum. Benim acımı anlayan anlatabildiğim tek kişiydi. O burdan yanımda gittiğinde ben George ile nasıl başa çıkıcaktım. Davien'e doğru başımı kaldırdım. "Davien bana yardım et." Davien başımı okşayan eliyle yüzüme yapışan saçımı çekti, gülümseyerek. "İzin veriyosun yani? " Kafamı onaylar şekilde hızlıca salladım. "O zaman bir şartım var. " Gözlerim arasında sakince giden gözleri dahada rahatlamama neden oldu. "Ne olursa kabulümdür yeterki artık üzülmeyim. "
İsteğim bu kadar ama Davien'nin şartı ne olabilirdi? Davien'nin gözleri hüzünlü bir şekil aldı. "Yardımlarımdan sonra benden korkmanı istemiyorum. " Ondan korkmak mı? Bana yardım edicek neden ondan korkmak gereksin ki? "Neden senden korkucakmışımki? " Davien'nin hüzünlü oluşu kısa sürmüştü çünkü gülerek. "Soru yok! Kabul ediyormusun yoksa etmiyormusun? " Kaşlarını kaldırıp bana bakışı gülmeme sebep olmuştu. "Tamam kabul ediyorum." Davien bana sarılan kollarını gevşetim beni bıraktı aynı şekilde bende yapmıştım.
"Öhö öhm." Davien öksürürek yatağa oturdu. "Afedersin." Dedi. Ellimi anlına koydum felaket ateşi vardı. "Özür dilerim benim hatam... " Yatağa yatırdım. "Yat sen ben ilaçlarını getiricem." Telaşla komidinin üstünden ilaçları alıp Davien'e yardım ederek ilaçları içirmeye çalıştım. "Bunlar ne? " Elimi ittirdi, ilaçları sorguladı. "Ağrı kesici ve ateş düşürücü. " Davien'nin bir anda nefesi dengesizleşti. "Onları içemem!" Elimde ilaçlarla ne yapıcağımı şaşırıp kalmıştım. "Ne yapmam lazım peki? " Çeketini gösterdi. "T-tamam anladım. " Çeketini karıştırmaya başladım. İç cebinden bir tane iğne çıktı, bu iğne şeker hastaları için kullanılıyordu.
"Senin şekerini vardı? " Davien gözlerini kapatıp başını salladı. "Davien bunu bana daha önce söylemiydin. " İğneyi alıp Davien'nin yanına geri döndüm. Elimden hızlıca iğneyi alıp karnını açtı ve iğneyi kendini sıkarak vurdu, acı eşiği düşük olmalıydı ki kendini fazla sıkmıştı. İğneyi yaptıktan bir kaç saniye sonra Davien'nin nefesi yavaş yavaş düzene binmeye başladı. Gözleriyle bana döndü. "Yiyecek bir şeyler varmı? " Kafamı hızlıca salladım. "Evet evet hemen getiriyorum. " Odamdan hızlıca çıkarak merdivenlerden aşşağı mutfağa doğru koştum. Mutfağın iki büyük kapısını ittirerek açtım, nefes nefese mutfaktakileriyle göz göze geldim. "Aa şey ben açıktımda-" Milly'de mutfaktaydı, elindeki kirli bulaşıklarla ilgilenmeyi bırakıp sözümü kesti. "Hazır hanımım. " Tezgahın diğer tarafındaki yemek dolu tepsiye yöneldi, ondan daha hızlı davranarak tepsiyi alfım. Milly'e göz göze geldiğimde gülümseyerek kafamı "teşekür ederim,ben odamdayım. " derken onaylar şekilde salladım.
Mutfağın kapılarını sakince arkamdan kapattılar, elindeki tepsiyi devirmemek için ağır ağır merdivenlerimden yukarı çıktım. Odamın önüne vardığımda içeriden Davien'nin sesi duyuluyordu, içimi bir korku kaplamıştı ben yokken George odayamı girmişti? Davien kiminle konuşuyordu? Yoksa delirmişmiydi? Merakıma yenik düşerek kapıya elimdeki tepsi ile kulağımı dayayıp dinlemeye başladım. Çok sakın bir tonda konuşuyordu ama daha ciddi ve umursamazdı. "Evet anladım kapat artık. " Düşündüğüm şey olmamıştı, Davien George ile değil telefonda konuşuyordu. "Yakın zamanda dönücem demedim mi ben sana. " Telefondaki kişi sanırım onun dönmesini çok istiyordu ki tekrar tekrar sormuştu. Onu çok merak ettiğine göre ona yakın biri olmalıydı, annesi babası yada sevgilisi olabilirmiydi? *anne* düşüncesi benim için sadece acıdan ibaretti. Beni zamanında bırakmasaydı, belkide herşey daha farklı olabilirdi, ben farklı olabilirdim.
Davien'nin onu seven bir ailesi vardı, onu merak eden ama madem onu o kadar çok sevdiler neden çocukluğunu düzgün yaşamadı. Kafamı kapıdan uzaklaştırıp iki yana salladım, beynim yanmıştı. Davien'nin nasıl bir geçmişi vardı? Geçmişi hakkında ona sorsam cevap verirmiydi?
Çok önemsiz bir konuşmaydı fikrimce bu yüzden odama girdim. "Bu yüzden burdayım ya..." Odaya girdim fakat duymamam gereken bir şey varmışcasına şaşkın bir ifadeyle Davien bana baktı. "Neyse kapatıyorum. " Sanırım tam'da önemli konuşması sırasında odaya dalmıştım. "Afedersin önemlimiydi?" Davien telefonu kapatıp baş ucuna koydu. "Hayır değildi. " Elindeki tepsiyle Davien'nin yanı başına gittim bu sefer tepsiyi komidinin üstüne koydum. "Bir çok çeşit şey getirdim ne istersin yada ne iyi gelir bilmediğimden?" Yattığı yerden Davien sadece gülümseyerek. "Teşekkür ederim. " Dedi. Yattığı yerden kalkarak oturur pozisyon'a geçti.
Bende tepsiden ilk önce karnıbahar yemeğini önüme alıp yedirmek için Davien'e doğru yeltendim. "Ben hallederim. " Diyerek elindeki çatalı alarak yavaş yavaş kendi yemeğe çalıştı fakat ellerinin titremesi durmuyordu. "Bırak ben yardım edeceğim, hâlâ titriyorsun." Elindeki çatalı başta vermek vermemek arasında direndi. "Onu ben alıyım." Yavaşça o titreyen parmaklarının arasından çatalı çekerek aldım. Karşımda küçük bir köpek yavrusu var gibiydi, her yemekten verişimde ağızını öyle tatlı açıyorduki gülmemek için kendimi zor tutuyordum.
Karnıbahar yemeğini bitirmişti, bende çorbayı önüme aldım. "Sıra bunda, ne diyorduk. " Gözlerimi kocaman açarak gülümsedim. Davien biraz çekingen bir şekilde ağızını açtı. "Aaa diyorduk. " Daha fazla dayanamayıp ilk kaşığı ona yedirdikten sonra kendimi dururamadım ve kahkahalara boğuldum. Davien'nin o minnoş bakışları biranda sırıtmasıyla yer değiştirdi. "Devam et devam et sen gül böyle. " Gülmem sakinleşince gözümdeki yaşı sildim. "Ama çok tatlıydın. " Diyerek tekrar kıkırdadım. Davien biranda sessizleşerek gözlerime daldığı için rahatsız olduğunu düşündüm. "Ah şey üzgünüm. " Dedim. Fakat gözlerine bakamıyordum, oda benim aksime asla gözlerini ayırmıyordu. "Neden." Alım ayağım bir birine dolaştı kızmıştı sanırım ona bu denli güldüğüm için rahatsız olmuş olmalıydı. "Çünkü hastasın ama bu sanki ben şey rahatsız ettim... afedersin bir daha olmaz. " Neden içimi bir hüzün kapladı ki ben kötü niyetli bir şekilde ona gülmemiştim ki.
Gözlerim ara ara ona bakıyor daha sonrasında hemen kaçınıyordu, bende önümdeki çorbaya odaklanmaya karar verdim fakat Davien bunu engelledi. Bir eliyle çenemden tuttup yukarı doğru kaldırarak gözlerimin içine baktı. Bu sefer gözlerimi ondan çekemedim. Kalbimin atışları neden bu kadar hızlandı farkında değildim, iki gözü beni o kadar derinden inceliyordu ki kızarmama engel olamadım.
Nasıldı nasıldı? Umarım sevmişsinizdir 🐝😘 Sözümü tuttum ve size iki bölüm art arda ve uzun olacak şekilde yazdım Ehehehehe gururlandım len Aferem bana ehehehe Sizde bana bol bol destek ve yorum yapın beeğğğğ 🥲
|
0% |