@arimezi_01
|
Efsun sabah kalkıp bakımını yapmış ve üstünü değiştirmişti. Efsun odasından çıkınca kardeşiyle karşılaşmış kardeşi ise hemen onun koluna yapışmıştı "Abla motorunu alabilir miyim nolur" Tahir 17 yaşında uzun boylu yakışıklı bir çocuktu. Daha reşit olmamasına rağmen hep ablasından motorunu ya da babasının arabalarından birini isterdi ama her seferinde bu isteği reddedilirdi, şu an olduğu gibi "Kaç yaşındasın Tahir ehliyetin varmı" Tahir ablasına cevap vermeden memnuniyetsizlikle kolunu bırakıp merdivenlere yöneldi ve Efsun ile beraber aşağı indiler.
Anneleri Nermin Hanım ise oturmuş kahvaltı yapmak için çocukları bekliyordu onlar inince "Günaydın" diyip sofraya oturmuştu. Tahir hemen gidip annesinin yanağından öptü "Günaydın sultanım, babam nerde" Efsun'da hemen gidip annesini öptükten sonra sofraya oturmuştu "Baban erken çıktı oğlum bugün birileriyle görüşecekmiş" sonrasında Efsun'a döndü "Kızım baban 'Efsun'da uyanınca gelsin' dedi ama ben seni göndermek istemiyorum bırak, dinleme babanı doğru düzgün bir hastanede işe başla nolur kendin için değilse benim için git normal insanları tedavi et babanın adamlarını değil" Efsun annesinin elini tutup diğer eliyle de göz yaşlarını sildi "Anne ağlama biliyorum güvenliğimden korkuyorsun ama babama güvenmiyor musun hem ben orada daha rahatım en azından tanıdığım insanlar, hem istediğim zaman mesaimi de bitirebiliyorum".
Sonrasında hepsi susmuş ve kahvaltı etmişti Efsun babasının yanına gideceğini söyleyip masadan kalktığında kardeşi de peşinden geldi 'sen nereye' der gibi kafasını sallayınca Tahir göğsünü kabartıp gururla konuştu "Bende geliyorum abla dün babamdan izin aldım gel sende işleri öğrenirsin dedi engel olma gibi bir lüksün yok yani" Efsun kafasını sallayıp annesini öptükten sonra Tahir ile beraber evden çıktı ve babasının mekanına geldiler.
Efsun'un babası hem bir şirketi hemde bir örgütü yönetiyordu babası bir çok kez kaçakçılık yapmasına rağmen devlet onu yakalayamamış ve böylelikle namı büyümüştü. Hikmet Bey insanlara gösterdiği saygıdan dolayı çok saygı duyulan biriydi ondan yaşça büyük kişiler bile ona saygı gösterir, bir dediğini ikiletmezdi.
Babalarının odasına gittikleri zaman Hikmet Bey hemen kalkıp çocuklarına sarıldı "Hoşgeldiniz canlarım geçin oturun" Efsun ve Tahir oturduktan sonra Hikmet'te sandalyesine oturdu "Bugün misafirlerimiz olucak saygılı davranın" Tahir'e döndü ve parmağını sallayarak konuşmasına devam etti "Özellikle sen aklına gelen her şeyi söyleyemezsin" Tahir gözlerini devirip ablasına döndü "Ben saygılı olucaksam oda olsun sanki hep ben yapıyorum geçenki ortaklarına neler söylediğini hatırlamıyor musun" Efsun söylememesi için gözleriyle adeta Tahir'e yalvardı ama Tahir onu dinlemeyip tekrar babasına döndü. Hikmet Bey 'ne yapmış' der gibi kafasını sallayınca sırıtarak konuşmasına devam etti "Cidden hatırlamıyor musun baba, elli yaşındaki adam sırf kanayan yarasına bakmasını istedi diye adamlara 'neden hastahaneye gitmiyorsunuz paranız mı yok' demişti" Hikmet Bey sinirle kızına döndü "Gerçekten böyle bir şey yaptın mı" Efsun kafasını eğip yavaşça olumlu anlamda salladı.
Hikmet Bey sabır çekip her iki çocuğunada parmağını sallayarak sinirli bir ses tonuyla konuştu "Bugün ikinizde saygılı olucaksınız" Tahir'e döndü "Sana ya da herhangi birine bir şey mi dedi imadamı bulundu tamam de geç cevap verme" sonra ise Efsun'a döndü "Biri bir şey mi istedi 'tamam efendim' de istediğini yap daha fazla rezillik istemiyorum" her ikiside kafaları eğik bir şekilde kafalarını salladı. Ve misafirler gelene kadar ise sohbet edip işler ile ilgili konuştular.
15 dakika sonra ise içeriye Rèzan Kılınç ve oğlu Kadir girdi. Onlar içeriye girince üçüde ayağa kalktı ve sırayla el sıkıştılar sıra Efsun'a gelince Kadir Efsun'un elini bırakamamıştı ama Efsun elini çekip Kadir'den kurtarmıştı.
Hikmet masasına Rezan ve Kadir ise masasının önündeki tekli koltuklara oturmuştu "Ee nasılsınız işler yolunda mı" diye sordu Hikmet Rezan Ağa ise gülerek"İyi iyi bundan sonra daha da iyi olacak inşallah" diyerek onu yanıtlamıştı Hikmet Bey ve Rezan Ağa sohbet ederken Tahir telefonuyla oynuyor Efsun ise onları dinliyormuş gibi yapıyordu.
"Babanın yerine sen mi geçeceksin Kadir" Hikmet Bey Kadire soru sormuştu ama Kadir'in aklı başka yerlerdeydi. En son Efsun'un bakışıda kendisine dönünce bir şey olduğunu anlayıp Hikmet Bey'e döndü "Afedersiniz dalmışım" diyerek gür sesiyle konuşmaya devam etti " Evet işlerin ve aşiretin başına ben geçicem"
Hikmet Bey bunu bildiği için sadece kafasını sallamakla yetişmişti ama Tahir Efsun bunu bilmiyordu Tahir yine pot kırıp "ne" diye bağırmıştı "Aşiret misiniz" Rezan Ağa onun bu haline gülerken Hikmet Bey ise oğluna kaş göz yapmakla meşguldü "Evet aşiretiz Mardin'in en köklü ailelerinden" Tahir şaşkınlığını gizlemeye hiç uğraşmazken Efsun şaşırdığını belli etmemeye çalışarak bir babasına birde Rezan Ağaya baktı. Babası Tahir'e kaş göz yapıyor Rezan Ağa ise şaşkınlığına gülüyordu Kadir'in tepkisini görmek için kafasını çevirdiğinde onun zaten kendisine baktığını fark edip hemen önüne döndü.
Yarım saat sonra tam anlaşma imzalanacakken Cemil Efsun'u çağırmıştı. Cemil Hikmet Bey'in önemli adamlarındandı ve yarası yine açıldığı için her zamanki gibi Efsun'u çağırmıştı. Efsun gittiği zaman ise anlaşma imzalanmış yine farklı bir sohbet açılmıştı Kadir ise Efsun'un gitmesini fırsat bilmiş aklında sorularını hazırlıyordu. Hikmet Bey'in konuşması bitince kimse bir şey söylemeden kendisi hemen lafa atladı "Kızınızı neden çağırdılar önemli bir şey mi var" Kadir'in sorusuyla beraber tüm bu zaman boyunca kafasını telefondan kaldırmayan Tahir hemen telefonunu kapatıp babası yerine cevap verdi "Ablamın neden gittiği sizi ilgilendirmez" Tahir ablasına karşı çok korumacı bir çocuktu kimsenin ablasına laf söylemesine ya da göz dikmesine izin vermezdi ona göre ablası hep onunla kalacak ve o ablasını hep erkeklere karşı koruyacaktı. Tahir'in cevabına karşı Kadir küstahlığından dolayı gülmüş Hikmet Bey ise yeniden kaş göz yapmaya başlamıştı.
Kadir Hikmet'e dönüp cevap beklediğini belli ederek yüzüne baktı "Birinin yarası açılmışta ona bakmaya gitti adamlarım yaralandığında ya da hastalandığında o ilgileniyor" Kadir aklına gelenle gülümseyip konuştu "Kızınız doktormu, benimde yaram var biraz ağrıyo bi bakabilir mi?" Hikmet Bey gülümseyerek kafasını olumlu anlamda salladı ama Tahir sinirli sesiyle yine lafa atladı "Gidin hastanede baktırın yaranıza ablam niye bakıyor" Kadir ve Rezan en başta gülüp geçmelerine rağmen artık Tahir'e sinirlenmeye başlamıştı Hikmet Bey ortaklarının sinirlendiğini anlayınca Tahir'i hemen eve göndermiş ve Efsun'un yerini tarif ederek Kadir'i oraya göndermişti.
Kadir Hikmet Bey'in tarif ettiği yere gitmesine rağmen Efsun'u bulamamış başka bir doktorla karşılaşmıştı "Buyrun bir sorun mu var" Kadir kaşlarını çatmış hala etrafa bakmaya devam ediyordu "Efsun'u arıyorum nerede biliyor musunuz" Ferdi Kadir'e bir oda gösterdi "Cemil Bey'in dikişi patlamış ona bakıyor biraz bekleyin isterseniz" Kadir kafasını sallayıp kenarda gördüğü sandalyeye oturdu ve Efsun'un işinin bitmesini bekledi.
10 dakika sonra Efsun ve Cemil odadan çıktılar "Bundan sonra yarana dikkat et abi bu iki oluyor eğer bir daha açılırsa yengeme söylerim seni" Cemil gülümsedi "Tehdit mi ediyorsun hem ne dicekmişsin yengene" Efsun onaları izleyen Kadir'den bir haber bir şekilde parmak ucuna kalkıp Cemil'in kulağına yaklaştı "Bilmiyorum abi belkide kocan pavyona gidiyo derim yengem cezanı verir" Cemil de Efsun gibi fısıldayarak konuştu "Kanıtın varmı hem ben oralara eğlenmek için değil iş için gidiyorum biliyorsun" "Ben biliyorum abi ama yengem bilmiyor tak alırım girip çıkarkenki kamera görüntülerini atarım yengeme, o yüzden ayağını denk al yarana dikkat et" Cemil kafasını sallayıp gülerek "Tamam dikkat ederim" dedikten sonra gitti.
Efsun ise tam çıkacakken Kadir'in öksürmesi ile ona döndü "Neden buradasınız" Kadir yavaşça ayağa kalktı ve Efsun'un yanına gitti "Babana dedim, yarama bak" Efsun babasının sabahki uyarısından dolayı bu sefer itiraz etmeyip Kadir'e odayı gösterdi.
Kadir içeri girince gömleğini çıkartıp sedyeye yattı oda biraz küçüktü içeride bir sedye ,muayene için gerekli malzemelerin ve ilaçların olduğu bir dolap ve küçük bir lavabo vardı (çoğu kişi tuvalet kelimesi yerine lavabo diyor ama lavabo el yıkanılan çeşmedir, tuvalet ne alaka diyenler için ekliyorum). Efsun eline bir eldiven geçirip sedyenin yanındaki sandalyeye oturdu ve Kadir'in göğsündeki bandajı açmaya başladı.Fakat açtığı zaman yarasında bir kanama ya da ağrıya sebebiyet verebilecek bir aşınma görmediği için Kadir'in yalan söylediğini düşündü.
Kadir yalandan açıyormuş gibi sesler çıkartırken Efsun derin bir nefes verdi "Yaranızda bir kanama veya herhangi bir şey yok sorun olduğuna emin misiniz?" Kadir yalan söylediğini anladığını düşünüp hemen durumu toparlamaya çalışarak telaşla konuştu "Göğsüm demedimki sen hemen atladın karnımdaki yara ağrıyor" Efsun gözlerini Kadir'in suratından çekip karnında gezdirdi bir ağanın bu kadar kası olması Efsun'un garibine gitmişti. Kafasını sağa sola sallayıp kendine geldi ve Kadir'in karnındaki yaralara baktı. Bu hareketi ise Kadir'in hoşuna gitmiş ondan etkilendiğini düşündürtmüştü. Efsun Kadir'in karnındaki yaralara bakmış ama hepsinin eski olduğunu görmüştü. Efsun yaralarından bazılarına eliyle bastırıp Kadir'in tepkisini görmek istemişti.
Kadir yalandan küçük küçük inleme sesleri çıkarsada Efsun yalan söylediğini anlayıp hemen ayağa kalktı. Dolaptan ağrı kesici çıkartırken Kadir'e bakıp konuştu "Çok kötü oyuncusunuz yalan söylediğiniz çok belli hemde hepsi eski yaralar ağrıma ya da kanama ihtimali yok" Kadir yavaşça doğruldu ve oturup kıyafetini giyerken kendini çok mahçup hissetmişti yalan söylediğini anlamasını bekliyordu ama bu kadar çabuk değil, bunu sadece onunla konuşmak için yapmıştı ama şimdi, kendisinin yalancı olduğunu düşünecekti.
Efsun dolaptan çıkardığı ağrı kesici ve şişe suyu Kadir'in yanına, sedyeye bıraktıktan sonra eldivenlerini çıkartıp Kadir'in ilacı içmesini bekledi Kadir gömleğinin düğmelerini iliklerken ilacını da içti ve boş şişeyi kenardaki çöpe attı.
Kapıyı açıp Efsun'un geçmesi için yol verdi. Efsun yanından geçerken "Bari yalanı iyi olsa" diye kendi kendine konuşuyordu Kadir heybetli bedenine rağmen yeni azarlanmış çocuk gibi kafasını eğmiş mahçup bir şekilde Efsun'un peşinden gitmişti.
Efsun ve Kadir babalarının yanlarına gittiler, Efsun Tahir'in nerede olduğunu sorup eve gittiğini öğrenince koltuğa oturmuş konuşmalarının bitmesini beklemişti. En son muhabbetleri bitmiş ve Hikmet Bey Rezan ve eşi Dilan Hanım'ı bugün yemeğe çağırmış Razan Ağa ise kabul etmişti.
Efsun ve Hikmet, Rezan ve Kadir'i uğurladıktan somra kendi arabalarına binmiş ve eve gitmişlerdi.
Eve vardıklarında Nermin Hanım'a haber vermiş o ise çalışanlara hazırlanmalarını söylemişti.
__________________________________________ Araba hareket ettiği zaman Kadir'in aklı Efsun'da kalmıştı babasına söylemek için birkaç kez ağzını açtı ama sonra tekrar kapattı Rezan Ağa oğlunun bir şey diyeceğini ama diyemediğini anlayınca oğlunun yerine o konuştu "Noldu Kadir çıkar ağzındaki baklayı bakalım" Kadir bir süre tekrar sustu ve söylemekten vazgeçti ama susmanın bir faydası olmayacağını anlayınca tekrar konuşmak için ağzını açtı "Baba" Rezan 'hadi der gibi kafasını salladı "Hikmet'in kızı" Rezan Ağa oğlunun sözünü kesti "Sakın ona gönlümü kaptırdım falan deme Hikmet Ekinci'nin kızından bahsediyoruz burada. " Kadir bıkkınlıkla nefes verdi "Baba koskoca Mardin Ağası Hikmet Ekinci'den mi korkuyor" Rezan Kadir'i ilk defa böyle hoyrat görüyordu tamam oğluna karışmazdı ama Karadeniliyle evlendirecek kadar da değildi "Oğlum ben o adamdan korkacak kadar düşmedim korkum yüzünden hayır demiyorum yani. Hem Hikmet'in kızıda onun gibi zordur ben bu anlaşma için kırk takla attım sen evlenmek için ne yapacaksın o adam bize kızını verir mi sence" Rezan Ağa sözlerini bitirdikten sonra arabanın içine sessizlik doldu Kadir sadece kafasını sallamakla yetinmişti ve eve gidene kadarda konuşan olmamıştı.
Rezan Ağa Trabzon'da küçük bir ev satın almıştı görüşmeler için geldikleri zaman burayı kullanacaklardı.
Eve geldiklerinde Hikmet'te Dilan Hanım'a hazırlanması için haber verdi. Kadir hemen odasına çıkıp duş alıp traş oldu. Siyah bir gömlek ve pantolon giyinip en güzel kokan parfümünü sıkarak aşağıda beklemeye başladı.
O sırada Efsun'un İnstagram hesabını bulmuş fotoğraflarına bakmaya başlamıştı, hesabında çoğunlukla kitap karakterleriyle alakalı gönderiler vardı. Kadir ise altlarda bulduğu Efsun'un küçüklük fotoğraflarına hayranlıkla bakıyordu.
Dilan Hanım bir anda salona girince ekranı kapatmak isterken yanlışlıkla eski fotoğraflarından birini beğendi ve hemen beğeniyi geri çekti ama Efsun'a çoktan bildirim gitmişti.
——————————————————————
Umarım ilk bölümü beğenmişsinizdir lütfen oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın.
|
0% |