@arimezi_01
|
Kadir:Telefon numaram
Efsun hemen Kadir'i telefonuna kaydetti
Efsun: Tekrardan teşekkür ederim
Kadir:Önemli değil ben birşey yapmadım zaten
Efsun: Ne gibi hediyelerden hoşlanırsınız
Kadir: Hediyeye gerek yok bugün benimle yemeğe gelin yeter
Efsun: İsterim ama bugün işim var gelemem
Kadir: Peki akşam gelseniz yarın sabah Mardin'e geri dönücez
Efsun: Tamam gelirim siz konumu atarsınız
Kadir: Yok ben seni alırım
Efsun: Olmaz siz bana konumu atın ben gelirim
Kadir: Peki öyle olsun
Efsun telefonunu yatağında bırakarak hazırlanmaya başladı. Vera ile buluştuştan sonra hemen Kadir'le yemeğe gidecekti.
Üzerime beyaz bir elbise giyindikten sonra kimseye görünmeden evden çıktım. Şükrü abi beni Vera ile buluşacağımız yere getirdi, Vera benden önce gelmiş kafede beni bekliyordu. Teyzemler farklı bir şehirde yaşadığı için onlarla çok görüşemiyorduk sadece arada sırada tatil zamanları geliyorlardı. Vera benim en yakın kuzenimdi her ne kadar öz olmasada çok yakındık.
Hemen yanına koştum beni görünce oda ayağa kalktı ve yanına gidince bana sıkıca sarıldı "Aşkımm çok özledim seni" geri çekilip yanaklarımdan öptükten sonra beni baştan aşağı süzdü "Neden bu kadar süslendin alt tarafı bir kahve içicez" sandalyeye oturup çantamı yana bıraktım "Senden sonra başka biriyle daha buluşacağım yemek yicez" bir anda Vera'nın gözleri açıldı ve hızlıca konuştu "Kim eniştemlemi yoksa ben neden şimdi öğreniyorum" gözlerimi devirdim "Enişten falan değil hani dün telefonda söylediğim adam varya o işte dün için teşekkür edicem" Vera kafasını salladı "Dün ne oldu ki" Vera'ya yaklaştım "Ben sana anlatmadım dimi" dün olanları anlattım Vera biraz Mehmet'e sövdü "Ben biliyodum ama o piçte bişey olduğunu ya babanın yanında nasıl yanaşıyo yaa orada olacaktım var Kadir denen adama hiç gerek olmayacaktı ben Mehmet'in ağzını burnunu kırardım" gülümseyip yanağına bir öpücük bıraktım.
Vera'nın yüzündeki gülümseme hemen büyüdü öptüğüm için olduğunu sandım ama başka bir şeymiş "Kesin aşık, bu akşam sana bişey teklif ederse falan hiç nazlanmıyorsun tamam mı hemen kabul et adamı" tekrar omuz silktim "Neyi kabul edicem yaa sana göre iyi davranan herkes aşık oluyor hem ya tek gecelik teklif ederse napıcam" "Eniştem yapmaz öyle şey hem güzel kızsın tabii aşık olacaklar" Vera her ne kadar konuşmayı devam ettirmek istese bile bunu engelledim ve normal bir şekilde kahvelerimizi içip sohbet ettik arada lafı Kadir'e getirdi ama kısa cümlelerdi.
Vera'nın yanından ayrılıp Şükrü abiye konumu gösterdim ve beni restorana götürdü.
Kadir'in attığı konuma geldim lüks bir restoranttı içeri girdiğimde rezervasyonlardan sorumlu kişiden masayı öğrenip masaya ilerledim.
Kadir çoktan gelmiş telefonuyla ilgileniyordu masada ise bir lale buketi vardı. Kadir beni görünce hemen telefonu kapatıp ayağa kalktı ben masaya yaklaşırken oda beni baştan aşağı süzdü ve hemen sonrasında yüzünde bir tebessüm pehdahlandı. Hemen sandalyemi çekti ve oturmamı bekledi. Ben oturduktan sonra ise hemen kendi sandalyesini oturdu ve garsonu çağırıp menüyü istedi. Garsonun menüyü getirmesini beklerken etrafı inceliyordum ama çapraz masamızda bana ters bakan bir kızla göz göze gelince hemen Kadir'e döndüm, Kadir ise bana bakıyordu ben ona dönünce hemen gözlerini kaçırdı ve çiçeği bana uzattı "Sana aldım" yanaklarım kızarırken tebessüm edip çiçeği elinden aldım . Garson menüyü getirdikten sonra incelemeye başladım ama ne yiyeceğim konusunda en ufak bir fikrim bile yoktu. Normalde böyle yerlere hep babamlarla gelirdim oda iş görüşmeleri için, ne yiyeceğimede hep babam karar verirdi.
Aslında bu aralar pekte özgür olmadığımı tekrar fark etmeye başlamıştım mesleğimi ve çalışacağım yeri babam seçmişti, okuyacağım okulları hep annem seçer bana pek seçim hakkı bırakmazdı, zaten benden küçük olmasına rağmen Tahir'de arkadaşlarımı seçiyordu. Bu rahatsızlığımı onlara anlattığımda hep sen nasıl istersen öyle yapacağız hep seni dinleyeceğiz diyerek beni geçiştirirlerdi en sonunda ise sözlerinden çıkmaz oldum ama keşke en başında itiraz etseydim.
Düşüncelere dakmışken Kadir'in sesi ile düşüncelerden sıyrıldım "Ne yiyeceğini seçtin mi?" Kafamı 'hayır' anlamında salladım "Ben pek yemek seçmemde siz ne yiyecekseniz bende ondan alayım" Kadir ağır ağır kafasını salladıktan sonra garsonu çağırıp sipariş verdi.
Siparişleri beklerken yine etrafı inceledim ve az önceki kızın yine bana baktığını gördüm. Kadir'den izin isteyip lavaboya gittim ve kabinlerden birine girdim ve o sırada birisinin kapıyı çarparak içeri girdiğini duyunca çıkmak için acele ettim ama o konuşmaya başlayınca kulak misafiri oldum sesi çok sinirli geliyordu "O kızın saçlarını yolucam sen kimsinde benim sevgilimle flörtleşiyorsun" başka bir ses daha duyunca yanlız olmadığını anladım "Nihal sakin ol hem siz ayrılmamışmıydınız nefret etmiyomuydun ondan noldu bi anda"
"Anlamıyorsun kızım çok şey oldu bir anda bayağı zenginleştiler dün kiminle sözleşme imzaladıklarını bilmiyormuş gibi davranma" konuşan kız mermer lavaboya vurdu "Kıza nasıl baktığını görmedin mi eğer onu seviyorsa o kadar malkmülkün üzeri çökecek o kaşar, kesin babasının serveti yetmemiş şimdide zengin koca arıyor"
Bahsettikleri kız hakkında düşündüm anlattıklarından aklıma hep sinsi insan tipleri geliyordu ama bizim buralarda öyle birisi olması biraz imkansız gibiydi Trabzondaki insanlar ters insanlar olsa bile iki yüzlü değillerdi. Yanındaki kız derince iç çekti "Nihal sencede biraz abartmıyor musun Efsun'u tanıdığım kadarıyla o kadar kötü bir kız değil hem senin için rahat olsun Hikmet Bey Efsun'un Kadir'le evlenmesine izin vermez"
Adımı duyunca bir anda donup kaldım ben miydim o para avcısı o kız az önce benim namusumamı dil uzatmıştı. Hemen kabinden çıktım ve kızın saçına yapıştım "Sen önce bir kendine bak asıl namussuz olan sensin gelmiş burada liseli ergenler gibi benim arkamdan konuşuyorsun" iki kızda bağırmaya başladı yanındaki kız saçını elimden kurtarmaya çalıştı ama onuda bir köşeye ittim "Sen hiç kendi karakterine baktınmıda benimkine laf ediyorsun, buralardan değilsiniz sanırım yoksa adımı anamazdınız" kız ellerini etrafa savurarak saçlarımı yakalamaya çalıştı fakat boy farkından yapamadı kız çığlık atmaya devam ederken kafasını mermere vurdum. Kız o anki acıyla daha fazla bağırmaya ve çırpınmaya başladı ben kızın kafasını vurmaya devam ederken çalışanlar içeri girerek bizi ayırdı.
Kız için ambulans çağırdılar ve beni ise şube müdürünün yanına gönderdiler. Bana çocukken yaramazlık yapınca annemin bana baktığını gibi hayal kırıklığı ve sinirle bakıyordu, babamın anlaşma imzaladığı şirketlerden biride bu restoranttı çalışanlar için yemekleri çoğunlukla bu restorantın şubelerinden temin ediyorlardı. Sanırım polisi aramamışlardı zaten arasalar bile bana pek birşey olmayacağı kesindi, babamı arayarak durumu anlattılar. Ben girdikten 5 dakika sonra içeri Kadir girdi müdürle konuştuktan sonra beni dışarı çıkardı.
Çıkarken bana ceketini verdi ve valenin arabayı getirmesini bekledik, bakışlarında eziliyordum biriyle kavga ettikten ya da sorun çıkardıktan sonra hiç utanmazdım ama birine teşekkür etmek için geldiğim bir yemekte olay çıkarmak çok utanç vericiydi.
Elimde çiçeğimle beraber kafamı eğdim araba gelince arabaya bindik ama yine konuşamadım "Şikayetçi olmazsa sorun olmaz merak etme" Kadir yola bakmaya devam ederken çatık kaşlarıyla konuştu şaşkınlıkla ona baktım sonrada kafamı geri eğdim "Ben çok özür dilerim, cidden çok mahcubum başka bir gün ben sizi yemeğe çıkarsam oda özür dilemek için olur" kafamı kaldırmadan lalelerin yapraklarıyla oynamaya devam ederek konuştum. "Gideceğimi telefonda söylemiştim ama eğer yine gelirsem neden olmasın" Kadir bana dönüp gülümsedi.
Yol boyu pek konuşmadım onun yerine camdan yolu izledim. Kadir malikanenin kapısına yanaştı ceketini çıkartarak ona uzattım "Sağolun" gülümsedim, oda bana gülümseyerek ceketini aldı kapıyı açarak arabadan indim ve içeri girdim.
İçeri girdiğimde ilk Tahir'i gördüm eline cips paketi almış onu yiyerek mutfaktan çıkıyordu. Paketi elinden çekerek ben aldım "Sağol ablacım ama zahmet etmeseydin keşke ben kendime alırdım" gülerek merdivenlere ilerledim ve arkamda Tahir'in kızgın sesini duydum "Hem cipsimi geri vermeni hemde o çiçeğin açıklamasını istiyorum Efsun" kaşlarımı kaldırarak Tahir'e döndüm "Artık benim git kendine yenisini al ayrıca hiçbir konu için sana açıklama yapmak zorunda değilim" merdivenleri çıkmaya devam ederken "Ve bana adımla hitap etme" diye bağırdım.
Merdivenin sonuna ulaşıp odama ilerliyecekken babamın sinirli sesini duydum "Efsun hemen gel buraya" babam sinirlendiği zaman bana el kaldırmazdı ama yinede çok korkutucu oluyordu ve sanırım yemeğe gittiğimi öğrenmişti hem ona yalan söylemiş hemde olay çıkarmıştım kız şikayet etmese iyiydi ama babam hallederdi.
Kafamı eğip yavaş adımlarla merdivenden indim Tahir'in bakışları arasında yavaşça salona girdim. Hafifçe kafamı kaldırıp "Baba" dedim naif bir sesle, babam derince bir nefes alıp gözlerini yumdu "Sen kuzeninle olmayacakmıydın?" Kafamı salladım "Evet Vera'yla olucaktım ama Kadir Bey çok ısrar edince bi yemek yiyip gelicektim o kızın bana laf atacağını nereden bilebilirdimki" babama hala kırgındım ama şu an suçlu olan bendim ve babama karşı gelirsem daha kötü olurdu.
"Tamam çık odana bir daha benim haberim olmadan dışarı adım bile atmayacaksın bugün 26 yaşındaki kızım tarafından yeterince rezil edildim" dudağımı ısırarak kafamı daha da eğdim "Özür dileri-" ben lafımı tamamlamadan kaşlarını çatarak bağırdı "Tahir bile yapmıyor ya kaç yaşına gelmişsin biraz davranışlarına sahip çık şimdi çık odana Kadir'den de özür dile onada yeteri kadar rezil oldun zaten" kafamı kaldırmadan konuştum "Ondan zaten özür diledim baba kızın başını yarmam çok umurunda olmadı zaten kızgın değildi" babam nefesini verip kapıyı işaret etti.
Kafamı kaldırmadan salondan çıkıp tekrar merdivenlere ilerledim ve odama çıktım. Odamda bir sürü çiçek vardı 'babamın kızı' olduğum için birçok kişi bana çiçekler gönderiyor ve tanışmak istiyordu ama ben hepsini reddediyordum. Hepsi kendini beğenmiş ama değersiz insanlardı ailelerinin miras bıraktıkları şirketlerini 1 yıl bile olmadan batacağına emindim.
Boş vazo bulamadağım için yerdeki güzel bir vazoyu aldım ve içerisindeki çiçeği çıkartarak çöpe attım, bu çiçeklerin bana pek bir yararı yoktu o yüzden dikkat etmedim. Kendi banyoma giderek vazodaki suyu tazeledim ve laleleri tek tek vazonun içine yerleştirerek buketin üzerindeki ipide vazoya bağlayarak fiyonk yaptım. Vazoyu masama bırakarak dolaptan pijamalarımı alarak giyindim ve vazoyu tekrar alarak yatağımın başına koydum.
Telefonumu açtığımda bir mesaj bildirimi gördüm Vera mesaj atmıştı.
Vera:Yemek nasıldı? Vera:Çok güzel olmuştun kesin çok beğenmiştir
Efsun: Bi kızla kavga ettim babam çok sinirli Telefonumu şarja takmadan önce Kadir'e de bir mesaj attım. 'Tekrardan çok özür dilerim, özür yemeğinde hiçbir olay olmayacağından emin olabilirsiniz' Telefonumu şarja takıp yatağa girdikten sonra kitabımı alarak onu okumaya başladım kitabı okurken uyuya kalmıştım.
Sabah kalktığımda direk telefonumu elime aldım saat 10.40'tı 4 farklı sohbetten mesaj bildirimleri gördüm ama gözlerimi kapatarak tekrar örtüyü üzerime örterek uyudum. Bu sefer sallanarak uyandım annem beni uyanmam için dürtüyordu "Hadi Efsun kalk artık kızım saat kaç oldu" gözlerimi ovuşturarak yatakta doğruldum. Annem uyandığıma ikna olunca "Hızlı ol masada seni bekliyoruz" diyerek odamdan çıktı.
Tekrar telefonumu elime aldım, saat 12.05'ti hızlıca yataktan kalkarak ve dolaptan kıyafetlerimi alarak banyoya girdim. Saçlarımı açık bırakıp aşağı kahvaltıya indim babam çatık kaşlarıyla masanın en başına oturmuş kalvaltısını yapıyordu, dün için bana hala kızgın olduğunu belli ediyordu.
Annemin yanındaki boş sandalyeye oturdum ve bende kahvaltımı ettim. Kahvaltımızı yaptıktan sonra annem arkadaşıyla alışverişe gitti, Tahir'de arkadaşlarıyla dışarı çıktı, bense babamla beraber işe gittim ilk babamla beraber şirkete uğrayacak sonrada Cemal abinin yanına gidecektim kimsenin bana ihtiyacı yokmuş ama ben yinede babamdan ve onun bakışlarından kurtulmak için gitmeyi seçtim.
Araba durunca önce babam sonrada ben arabadan indik. Bizi gören çalışanlar babamı saygıyla karşıladı ve babam en üste çalışma odasına çıktı, ben ise orada çalışan arkadaşlarımın yanına uğrayıp biraz sohbet ettikten sonra Cemal abinin yanına gitmek için tekrar arabaya bindim. Yola daha yeni çıkmışken babam aradı "Efendim baba" diyerek sakin bir ses tonuyla telefonu açtım, babamın sesi bana göre bir tık daha sert çıkıyordu "Git şu kulüplerden birine bak aptal Cemal yenileri hep aynı yere yığmış doğru dürüst işi bildikleri bile yok" onaylayan bir ses çıkartıp telefonu kapattım, şöföre tekrar yolu tarif ettim.
Araba kulübe doğru giderken bende mesaj kutumu kontrol ettim 2 markadan mesaj gelmişti, onları okumadım ve Vera ve Kadir'in mesajlarına baktım ———————————————————
Efsun: Bi kızla kavga ettim babam çok sinirli Vera: Aa niye kavga ettin bişeymi yaptı yoksa Vera:Bana neden haber vermedin bize gelirdin eniştem ne sinirlenmiştir şimdi ———————————————————
Efsun:Tekrardan çok özür dilerim, özür yemeğinde hiçbir olay olmayacağından emin olabilirsiniz
Kadir:Sabırsızlıkla bekliyorum en kısa zamanda Trabzona tekrar geleceğim ya da istersen seni burada da ağırlayabilirim
|
0% |