@aristokrat
|
O gün gece saat 2 gibi Ayaz bir mesaj aldı. Mesaj Takamura Yamamoto'dandı. (Ayaz)-Çevirmen? Mesajda eğer müsaitse bir görüntülü görüşme gerçekleştirip gerçekleştiremeyecekleri yazıyordu. Bunu isteyen kişi Asashi olmalıydı. (Ayaz)-İyi de bu saatte neden? Saat farkından olmalı. Japonya'da saat sabah 8 olmalı. Ayaz mesaja cevap vermeden önce gidip yüzünü yıkadı ve kendine gelmeye çalıştı. İyiydi ama biraz daha iyi olabilirdi. Yüzünü yıkadıktan sonra telefonunu alıp mesajı yanıtladı ve odasının ışığını açarak bilgisayar başına geçti. Çok geçmeden beklediği arama gerçekleşti ve Asahi ile Takamura karşısında duruyorlardı. (Asahi)-Selamlaşma kısmını direkt atlıyorum. Böyle şeylere ihtiyacın yok nasıl olsa. (Ayaz)-En iyisi olur. Doğruca sadede gelsen yeter. (Asahi)-Şöyle ki... yaptığım küçük bir oynama sonrası diğer ülkelere sattığımız manga ve novellerin arasında öne çıkmanı sağlamış olabilirim. Ayaz tek kaşını kaldırdı ve Asahi'nin ne yaptığını anladığını gösteren bir gülümsemeyle ona baktı. (Ayaz)-Küçük bir oynama yapmadın değil mi? Bilinçli olarak öne çıkmamı sağladın. (Asahi)-O gün bana yaptığın konuşma yüzünden birkaç şey düşündüm tabii. Senin gibi hırslı bir pisliğin bütün dünyanın tarafından bilinmesi gerektiğini düşünüyorum. Şimdi, işin güzel tarafı şu, an itibariyle Amerika ve İtalya piyasasına giriş yapmana ramak kaldı. İşin daha güzel tarafı da Japonya genelinde yaklaşık 650 bin satış sayısına ulaşmak üzeresin. (Ayaz)-650 bin ha? Beklediğimden hızlı gidiyor aslında. Japonların o seriye inanılmaz ilgi göstermesini beklemiyordum. (Asahi)-Reklam projelerini kim yaptı zannediyorsun? İnsanlar seni benim projem zannediyorlar. Reklamlar işi kesinlikle hızlandırdı bunu kabul edelim. Ama senden nefret eden bir kesimde var. Çok takılmana gerek yok. Her zamanki her şeye karşıt olan boş tipler işte. Aralarından birkaçı ırkçılık yüzünden yakalandı hatta. (Ayaz)-Alçaktaki insanlar her zaman üsttekileri düşürmek isterler bunda sorun yok. Benden nefret edenler varsa doğru yoldayım demektir. Kötü yorumlar Ayaz'ın hiç umurunda değildi. Kendini seven insanlar dışındakileri hiç takmıyordu. Sevilmemeye alışık olduğu için birkaç insanın yaptığı kötü yorumlar, daha doğrusu kötü yorum çabaları onu güldürmekten öteye gidemezdi. (Ayaz)-Ayrıca yapabilecekleri tek şey arkamdan konuşmakken neden onları önemseyeyim ki. Karşıma gelecek kadar iyilerse onları dinleme büyüklüğünü gösterebilirim. Tabii keyfim isterse. (Asahi)-Gerçekten mütevazilikten yoksunsun değil mi? Senin gibi bir yazarı daha önce hiç görmedim. Herkese iyi görünüp içten içe kibir ve egoyla dolu olan birisisin. Böyle davranmak seni yormuyor mu? (Ayaz)-Yormak mı? Hahahahaha! Koca bir ülkenin romanlara bakış açısını değiştirdim ben. Türkiye'yi aşk saçmalarından kurtarıp başkalarının önünü bile açtım. Benden başka kimin kibirlenme hakkı var sanıyorsun. Bu dünyada kaç kişi koca bir ülkenin roman akışını değiştirebilir? (Asahi)-Sanırım bu sorunun cevabı olarak kendinden başka örnek gösterilmesini istemiyorsun. (Ayaz)-Elbette. Ben en iyiyim. Ayaz ağzına bir kalem koydu ve arkasını ısırmaya başladı. (Ayaz)-Siktir. (Asahi)-Ne oldu? (Ayaz)-Sana diğer romanımı da göndermem lazım ama onu yayınlayabilir misiniz emin değilim. (Asahi)-Her şeye uyacak bir yapımımız var. (Ayaz)-+21 başlığı koyabileceğiniz bir şeyleriniz vardır umarım. İkinci romanım sadece 7 cilt. Aşırı uzun değil o yüzden Türkiye'de de aylık yayınlanıyor. Ama dediğim gibi +21 etiketiyle. Bazı sahneler aşırı derecede vahşet içeriyor. (Asahi)-Japonya'da nelerin yayınlandığını biliyorsun değil mi? (Ayaz)-Evet. Ama daha önce okuduğum roman ve mangaların hiçbirinde sanırım Re: Zero hariç, inanılmaz detaylı ölüm sahneleri görmedim. Ben ise bunu bazı sahnelerde abartmış olabilirim. Detaylı bir erime sahnesi, kopan ve sağa sola saplanan uzuvlar vücuttan dışarı akan tonla şey... Daha çok şey sayabilirim. (Asahi)-İçindeki bütün karanlığı döktün kısaca. Önemli değil. Her şey için yerimiz var. Paylaşamayacağımız bir sahne olursa orayı biraz değiştirip öyle yayınlarız. Hiç yapmadığımız şey değil ne de olsa. Dünya seviyesindeki yazarların nelerini değiştirmedik ki. Ayaz kesinlikle bir sürü vahşi sahne yazmıştı ve o sahnelerin hepsini yayınlayabileceklerinden emin değildi. Türkiye'de bile o sahnelerin olduğu ciltlerde bir sürü uyarı bulunuyordu. O uyarılar olmazsa kesinlikle o ciltleri yayınlayamazdı. Ama bu durum Asahi'nin çokta umurunda değilmiş gibi görünüyordu. (Asahi)-İnan bana Ayaz yazdığın şeyler çok basit şeylerdir. Seinen başlığı altında olmasına rağmen yayınlayamadığımız o kadar çok şey var ki aklın hayalin şaşar. Buraya gelen yazarlardan bir tanesini psikoloğa bile göndermek zorunda kaldık. Çizdiği şeyleri görmeliydin. (Ayaz)-Benden daha manyakları da var diyorsun ha? (Asahi)-Diyorum ki sen bazılarının yanında yeni doğmuş çocuk gibisin. Elimize geçen her seriyi yayınladığımızı düşünmüyorsundur umarım. Günlük 50 seri geliyorsa 45'ini reddediyoruz. Hem potansiyeli olmayan seriler oluyor hem de arada birkaç tanesi yayınlanamayacak kadar absürt oluyor. Kabul görecek seviyedekileri ise seinen başlığı altında topluyoruz. Seni de seinene atar rahat rahat yayınlarız kafanı yorma. Ama 7 cilt gerçekten biraz az değil mi? Senin gibi kafası çalışan birisi için en azından. (Ayaz)-Kurgusal tarihin en güçlü karakterini yazmaya çalıştığım için yazacak fazla bir şeyim yoktu. Yazmam gereken her şeyi yazdım. (Asahi)-En güçlü kurgusal karakter mi? Pekâlâ. Bu işleri biraz değiştirir. Konuşmamız bittiğinde bana karakterin yapabildiği şeylerin bir listesini gönder. (Ayaz)-Her şey. (Asahi)-Anlamadım. (Ayaz)-Her şey. Ejder Soykıran karakterinin yapamadığı tek bir şey bile yok. Çizgi roman, manga, ve novel evrenlerinde olan bütün yetenekler ve daha fazlası. Ejder her şeyi yapabilir. Ölümsüz, akıl sağlığı yerinde değil, dövüşmekten başka bir şey düşünmeyen canavarı teki. Ejder için bir sloganım bile var. "Ne kadar güçlü olursan ol Ejder daima senden daha önde olacaktır." (Asahi)-Peki. Bununla ilgili sağlam bir reklam çalışması hazırlayabilirim. Goku, Anti-Spiral, Hajun ya da aklınıza gelebilecek herhangi güçlü bir varlık, Ejder hepsinden daha üstün olmaya geliyor. Gibi. (Ayaz)-Oy Asahi. Neden benimle bu kadar çok ilgileniyorsun? (Asahi)-Merak etme öleceğin için değil. Şaşırmışa benzemiyorsun. (Ayaz)-Beni araştırdığınızı zaten biliyorum. Bunu biliyor olman şaşırtıcı değil. Sadece bana acımadığından emin olmak istiyorum. Yoksa yollarımızı ayırmak zorunda kalırız. (Asahi)-Acımak mı? Hahaha. Komik olma lütfen. Ben insanlara acımam. İnsanlar bana yalvarır ve ben reddederim. Ama gel gör ki senin gibi altın yumurtlayan bir tavuk bulmuşken etinden ve altın yumurtalarından faydalanmamam imkânsız. Sen benim değerli tavuğumsun. Seni sonuna kadar sömüreceğim. Asahi'nin gözleri açılmış ve heyecan dolu gözlerle altın yumurtlayan tavuğuna bakıyordu. (Ayaz)-Hahahahahahahaha!!! Gerçekten deli piçin tekisin Asahi. Pekâlâ. Altın yumurtlayan tavuğun olmayı kabul ediyorum. Ama lanet olası evindeki her şeyden daha üstte olacağım anladın mı beni!? Yapman gereken tek şey beni dünyaya duyurmak. Bende seni ve şirketini yumurtalarımla kutsayacağım! Amerika ve İtalya mı? Hepsini siktir et! Hemen şimdi beni bütün dünya piyasalarına sokuyorsun! Sikip atmam gereken lanet olası rekorlar var! Hangisinin daha paranoyak olduğu konusuna gelirsek kesinlikle Ayaz üstün gelirdi çünkü kendine olan güveni her şeyden daha fazlaydı. Asahi'nin deliliği Ayaz'ı korkutamazdı. Hatta onu daha da beslerdi ve onun deliliğini artırırdı bile. (Asahi)-Sana hastayım biliyor musun? Daha önce senin kadar para meraklısı ve kudurmuş bir yazar görmedim. (Ayaz)-Bana boş yere mi "Deli Yazar" dediklerini zannediyorsun. Mızmız ama Deli. Yazmak benim için dünyanın en kolay işi. Kendimi olabilecek en üst seviyeye kadar geliştirdim. Bunların hepsi boş yere mi oldu sanıyorsun? Madem öleceğim o zaman bu dünyaya herkesinkinden daha büyük bir çivi çakacağım ve unutulmayacağım. Bütün dünya beni tanımak zorunda kalacak. Bir yazar olarak tarihe geçeceğim! (Asahi)-Hahahahaha! Sen gerçekten iyi değilsin. Bana sadece 1 ay ver. Ve seni ürün sattığımız bütün ülkelerin piyasasına sokayım. (Ayaz)-1 ay benim için çok uzun bir zaman dilimi ama pekâlâ, al 1 ayın senin olsun. Yapman gereken tek şey beni bütün dünyaya duyurmak Asahi. Sana güveniyorum. Ayaz başka tek kelime bile etmeden görüşmeyi sonlandırdı. (Asahi)-Deli Yazar ha? Öyle olsun bakalım. Takamura. Ürün sattığımız bütün ülkelerle iletişime geç ve elimizde güzel bir roman olduğunu söyle. Altın yumurtlayan tavuğumuzu dünyaya tanıtma vakti geldi.
|
0% |