@aristokrat
|
(Medusa)-Zih... zihnine mi? (Ejder)-Evet. Zihnime. Her şey çok güzel giderken her şey bir anda mahvoldu. Dengesiz duygu durumumun bir tezahürüydü bu. Medusa'nın şaşkın bakışları birlikteliğinde Ejder sakin bir açıklama yapmıştı. Hemen ardından da kızıl gökyüzünden, ucu belli olmayan karanlık zincirler fırlamış ve büyük bir gürültüyle toprağa saplanmışlardı. Hem de binlercesi. O zincirlerin üzerinde ise farklı yaş aralıklarında Ejderler belirmişti. O Ejderlerin hepsi farklı intihar denemelerini temsil ediyordu. Hatta daha bile fazlası. Ejder'in ölme isteklerinin şekil bulmuş halleri de oradaydı. (Medusa)-Bu-bunlar ne peki? (Ejder)-Ne görüyorsun? Ejder Medusa'nın sorusuna soruyla karşılık verirken olduğu yere çökmüş ve bağdaş kurarak oturmuştu. Yumruğunu da çenesine dayamayı unutmamıştı. Medusa ise cevap vermek istemiyor gibi görünüyordu ve derin nefesler alıyordu. (Ejder)-Zihnini perdelememe rağmen ağır geldi demek. Ejder o anda Medusa'nın zihnini biraz daha perdeledi ve Medusa'nın gördüğü şeyler azalmaya başladı. Kalp atışları yavaşladı ve sakinleşti. (Ejder)-Daha iyi misin? Ejder çok sakindi. Hatta daha önce hiç olmadığı kadar sakin hissettiriyordu. Medusa'da biraz daha sakinleştiği için biraz daha iyi hissetmeye başlamıştı. Ejder'in ölü olduğu onca hali görmek ona eskileri hatırlatmıştı. Ejder'i cennetten izleyip ağlamaktan beter olduğu zamanları. (Medusa)-İyiyim. (Ejder)-Güzel. O zaman soruma bir cevap alabilirim. (Medusa)-Ben... senin ölülerini görüyorum. Medusa kekeleyecek gibi olmuştu fakat derin bir nefes alarak hızlıca cesaretini toplamış ve kekelemesini engellemişti. Sürekli takılırsa Ejder'le anlaşılabilir bir konuşma yapamazdı. O yüzden de konuşmak için cesaretini toplaması gerekiyordu ve başarmıştı. (Ejder)-Başka? Ejder, Medusa'nın görmesi gereken farklı şeyler de varmışçasına üsteledi ve Medusa dikkatlice ölüleri izlemeye başladı. Görmesi gereken şeyin ne olduğunu anlamamıştı. Baktığı zaman orada sadece ölüler vardı ve... Ölüler. Medusa o anda bir şeyi fark etti. Orada ölüler vardı. İyi de Ejder hiçbir zaman ölmemişti ki. Orada Ejder'in ölülerinin olması çok saçmaydı. Ayrıca bütün zincirlerde Ejder'in aurası vardı. Ve o anda Medusa her şeyi anladı. (Ejder)-Sonunda anladın. Evet. Onlar ben değilim. (Medusa)-Hepsi senin farklı zaman dilimi ve boyutlardaki versiyonların. Medusa Ejder'in ardından kısa bir açıklama getirdi ve doğrulamak için Ejder'e baktı. Ejder'in eli hala çenesindeydi ve gülümsüyordu. Hafifçe başını sallayarak Medusa'yı doğruladı. (Ejder)-Aynen öyle. Bütün gerçekliklerde, bütün boyutlarda ve bütün evrenlerde bulunan bütün Ejderleri öldürdüm. Aslında, Gaia ile yaptığım savaş sırasında hepsi zaten ölmüştü ama Ultimaximus bütün varoluşu içindeki her şeyle birlikte geri getirdiği için hepsi de dirilmiş oldu. Ve evet. Bu zaman diliminin Ejderleri de orada. Çocuk olan ben ve gelecekteki ben. Varoluşun içindeki sonsuz sayıda Ejder varyasyonunun tamamı orada. (Ejder)-O zincirlerle de onlara durmadan acı çektiriyorum. Bunun nedenini bilmek merak etmiş olabilirsin ama zaten biliyorsun. Ejder hiçbir şey hak etmeyen birisi. Hangi gerçeklikten olduğu fark etmez. Medusa Ejder'in inatla neden kendisine acı çektirdiğini anlamıyordu. Kendisini sevmesini istiyordu ancak aradan geçen her saniye Ejder'in kendine olan nefretinin katlanarak arttığını hissediyordu. Ejder'e bu konuda ne söylerse söylesin elinden bir şey gelmiyordu. Ejder kendinden nefret etmekten asla ama asla vazgeçmeyecekti. Yaşadığı her şeyi kendi suçu olarak kabul etmekten vazgeçmeyecekti. Ailesinin ve abisinin ölümünün suçlusu teknik olarak kendisiydi ve kendisini affetmeyecekti. Hatta mümkün olsaydı ailesi ve abisinden kendisini öldürmelerini bile isteyecekti. Ama böyle bir şeyi yapmayacakları için dile getirmiyordu. (Medusa)-O zincirlerden gelen aura neden yer altına doğru devam ediyor peki? Aşağıda ne var. (Ejder)-Zihnimin avatarı var. Görmek ister misin? (Medusa)-Elbette. Medusa'nın isteğinden sonra ayakları altındaki toprak bir anda kayboldu ve boşluktan düşmeye başladılar. Ama daha çok süzülüyor gibiydiler. Zaten birkaç saniye sonra olmaları gereken yerde belirdiler. Ama olmaları gereken yerde hiçbir şey yoktu. Sadece sonsuz bir karanlık vardı. Yine de ayakları bir yere basıyordu. Ama Medusa orada gerçekten bir şeyler mi var yoksa Ejder kendisi için özel olarak basabileceği yerler mi ayarlıyor bilmiyordu. Boşluğun ortasında ise Ejder diz çökmüş bir şekilde duruyordu. Az önceki zincirlerden onlarcası onu sarmıştı. Bileklerinden, kollarından, bacaklarından, boynundan. Kısacası vücudunun her yerinden sarılmıştı ve hareketsizce duruyordu. (Ejder)-Akıl sağlığım yerinde olmamasına rağmen zihnimin neden çoğu zaman stabil olduğunu merak ettiğini biliyorum. İşte bu da cevabı. Zihnimi sürekli olarak kontrol altında tutuyorum. Ve bunu yapabilmek için kendi auramdan oluşan bu zincirleri yaptım. Zihnim kontrolden çıkacağı zaman karanlık aurayı emiyor ve yukarıdaki ölü bedenlere iletiyor. Zihnim stabil kalmaya devam ederken ölü benler acı çekiyor. Ejder kısa bir açıklamayla durumu açıklamıştı ama Medusa için işler böyle değildi. Medusa, Ejder'in bu kadar çaresiz olacağını hiç düşünmemişti. Onu bu durumdan nasıl kurtarması gerektiğini bilmiyordu. (Ejder)-Ben çaresiz değilim Medusa. Bu durumdan da kurtulmak istemiyorum. Beni her şeyimle kabul etmeni ve beni düzeltmeye çalışmamanı istiyorum sadece. Ejder'in düzeltilmek gibi bir niyeti yoktu. Olduğu haliyle mutlu değildi ama Ejder hiçbir zaman mutlu olmamıştı o yüzden de bunu bir sorun olarak görmüyordu. Değişmesine gerek yoktu. Zaten şu saatten sonra değişse bile kime nasıl davranabilirdi. Saligia'yı yok ettikten sonra Medusa için yaptığı özel boyutta Medusa'yla birlikte sonsuza kadar yaşamak istiyordu o kadar. Daha fazlasına ihtiyacı yoktu. (Ejder)-Sana benden net bir tavsiye. Ejder'i değiştirmek için uğraşmaktan vazgeç. Bu senin iyiliğin için. Çünkü Ejder senin isteklerini yerine getiremediği için üzülüyor ve işe yaramaz olduğunu düşünüp kendisinden biraz daha nefret ediyor. Bırak Ejder nasıl olmak istiyorsa öyle olsun. O kendiyle ilgili bir şeylerin yolunu bulur. (Medusa)-Sen... neden kendinden 3. kişiyle bahsediyorsun? Ejder konuşurken Medusa'nın bunu fark etmişti ve direkt olarak sormuştu. Net bir cevap almayı beklemiyordu ama karşısındaki Ejder ona net bir cevap vermek için hazırlanarak sakin bir nefes aldı. (Ejder)-Çünkü ben Ejder'in ruhunun bir yansımasıyım o kadar. Sen ve Ejder şu anda baygın haldesiniz. Gerçek dünyada yani. Bu gördüklerin ise Ejder'in iç dünyası. Ama ilk başta yaşadıklarınız hayaldi haberin olsun. Onları sana gösterme sebebim Ejder'in duygu durumunun değişme hızını göstermekti. Her şey güzelce ilerlerken bir anda nasıl ortalığı kan götürdüğünü gördün. Ejder tahmin ettiğinden daha dengesiz birisi. Hele ki şu an abisi babası ve Rose'yi karşısında gördüğü için daha da kötü bir ruh halinde. (Medusa)-Bekle. Biz şu anda baygın mıyız? Hatırladığım son şey Ejder'le bir mağarada olduğumuz. (Ejder)-Doğru hatırlıyorsun. Ama Ejder sinir krizi geçirdi ve güçlü bir çığlık atarak kendinden geçti Sende öyle. Yani, sen çığlık atmadın tabii. Ejder'in çığlığı seni de bayılttı. Bu sayede Medusa neden mağaradayken bir anda günlük güneşlik bir yere geldiğini öğrenmiş oldu. Bayılmıştı. (Medusa)-Buradan nasıl çıkabilirim peki? Aklına gelen ilk ve en önemli soru bu olduğu için doğruca sormuştu. Ama beklediği gibi bir cevap alamamıştı. (Ejder)-Çıkamazsın. Ejder uyanana kadar buradasın. Ve sana şunu söyleyeyim. Ejder yakın zamanda uyanmayacak. Bir bakalım. Sanırım 3 yıl kadar buradasın. Çünkü Ejder'in zihni şu anda bitik halde. İyice kendine gelene kadar uyanmasına izin veremem. Ama merak etme. Gerçek dünyada 3 yıl burada sadece birkaç saniye sürecek. Buraya geldiğinden beri toplamda 2 saniye bile geçmedi. Karışık ve saçma olduğunun bende farkındayım ama yapacak bir şey yok. Zaman çok saçma işliyor. Sanırım uyanınca "zamana" bir düzen getirsem iyi olacak. (Medusa)-Dur dur dur dur dur. Bekle. Ejder'in zihni gayet sakin görünüyor. Nasıl bitik durumda olabilir ki? (Ejder)-Ah Medusa Medusa Medusa. Etraftaki gerçeklikle oynandığının farkında değil misin? (Medusa)-Ha? Nasıl yani? Medusa en başından beri bu sonsuz karanlığı Ejder'in zihnindeki kötülük olarak nitelendirmişti ama şu anda başka bir şey olduğu söyleniyordu. (Ejder)-Senin bunu anlamanı beklemiştim ama, sanırım zihnine koyduğum perde biraz fazla güçlü olmuş. Pekala. Ejder Medusa'nın zihnine koyduğu perdeyi kaldırdı ve o anda karanlık hayat buldu. Ayaklarının altı kanla dolmaya başladı ve Ejder'in öylece duran zincirlerle sarılmış bedeni bir anda uyanarak bağırmaya başladı. Kulak parçalayıcı çığlıklar atıyor ve zincirlerden kurtulmaya çalışıyordu. Zincirler hiç durmadan ondan gelen karanlığı emiyordu ama Ejder sürekli olarak fazlasını üretiyordu. Çığlıklar hiç durmadan her yerde yankılanıyor ve Medusa'yı delirtmek istercesine aklıyla oynuyordu. Ayrıca şu anda etrafta daha fazla ölü vardı. Bu sefer hepsi boşluğa uzanan zincirler üzerindeydi ölü bedenler. O bedenlerin sahipleri ise Ejder'in en çok öldürdüğü kişilerdi. (Medusa)-Ben ve Rose mi? O-olamaz. (Ejder)-Gördün mü? Ejder'i düzeltemezsin. Böyle bir yıkıma karşı gelip Ejder'i yeniden sevgiyle dolduramazsın. O her an her saniye işkence içinde. Onu kurtaramazsın. Ejder'in sözleri bu kadar baskıya dayanamayan Medusa'nın zihni böyle bir baskıya daha fazla dayanamadı ve Medusa'yı korumak adına kendini kapattı. Bir kez daha bayılan Medusa Ejder tarafından tutuldu ve üst kata geri götürülerek tahtadan yapılma eve bırakıldı. Medusa yatakta dururken Ejder'de baş ucunda uyanması için onu beklemeye başladı.
|
0% |