Yeni Üyelik
140.
Bölüm

Bölüm-140 Çarpışan Kılıçlar

@aristokrat

Dövüşleri başladıktan birkaç dakika sonra Kriyus bariz bir şekilde Sayk'ı bastırmaya başlamıştı. Ağır ve büyük vücuduna rağmen gereksiz derecede çevikti ve kolay kolay darbe almıyordu. Ayrıca kılıcını savurduğunda bedenini de eğiyor ve kılıcın ağırlığına ağırlık katıyordu.

Sayk mühürleri ortadan kaldırılmış olmasına rağmen Kriyus'un karşısında dayanamıyordu. Bacak kasları Kriyus karşısında yeterli gelmiyordu. Kriyus kılıcını her salladığında Sayk eğer kaçınmazsa paramparça olacakmış gibi hissediyordu.

Ki mevcut durumda öyle de olurdu. Kriyus inanılmaz derecede güçlüydü ve az bir güç sarf ederek Sayk'ı yok edebilirdi. Diğer bir yandan ise Sayk için işin en kötü tarafı Kriyus'un mühürlerini kaldırmamış olmasıydı. Yani tamamen saf gücüyle dövüşüyordu ve mühürleri olmayan Sayk'ı bastırıyordu.

(Sayk)-Lanet olası!

Sayk bağırarak kılıcıyla durdurmayı başardığı diğer kılıcı ittirdi ve geri zıpladı. Kolları uyuştuğu için araya biraz mesafe koymak istemişti. Ancak Kriyus anında dibinde belirdi ve bir kez daha kılıcını salladı. Sayk ise tamamen refleksleri sayesinde bu saldırıdan kurtuldu ve kenara çekildi.

Hemen ardından Kriyus devasa kılıcını kaldırarak Sayk'ın olduğu noktaya düşmesini sağladı ve Sayk yeniden geri zıpladığında ise kılıcını bıraktı ve Sayk'ın karnına sağlam bir tekme attı. Tekmeyi yiyen Sayk'ın 5 kaburgası parçalandı ve kan tükürdü.

(Sayk)-Tch! Aşırı güçlü.

Kafasında bir miğfer olsa da Sayk şu anda Kriyus'un bakışlarının küçümseyici bir halde olduğunu biliyordu. Zaten mevcut durumda Kriyus'un Sayk'ı küçümsemesi çok doğaldı. Saf gücüyle mühürleri kaldırılmış bir insanı bastırabiliyordu.

Sayk bu durumdan hiç hoşnut olmasa da kabullenmek zorundaydı. Tüm gücünü kullanamıyordu. Kılıcına istediği kadar söz geçiremiyordu. Eğer kılıcını istediği gibi yönetebilseydi Kriyus'a rahatlıkla karşı koyabilirdi.

Ancak nedenini anlayamadığı bir şekilde kılıcını düzgün kullanamıyordu. Bugüne kadar kılıcını kullanmakta her zaman çok iyi olmuştu ancak şu anda yapamıyordu. Kılıcı onu dinlemiyordu. Kılıcına kulak veriyordu ancak kılıcı Sayk'ın merakını gidermek için uğraşmıyordu. Cevabı onun bulmasını istiyor gibi görünüyordu.

Sayk o cevabı bulana kadar ölmezse tabii.

(Sayk)-Pekala kılıç. Sanırım seninle anlaşana kadar hayatta kalmam gerekiyor. Ama şu anda senin için bir cevap bulacak vaktim yok. Sadece gücünü istiyorum. Hiç değilse kendimi rahatça savunabilecek kadar güç kullanmama yardım et.

Sayk'ın sözleri karşısında kılıç hiçbir tepki vermedi. Ancak Sayk kılıcının kabzasını daha sağlam sıktı ve...

(Sayk)-Bunu tamam olarak kabul ediyorum.

Diyerek Kriyus'a saldırdı. İki eliyle kılıcını tuttu ve zıplayarak yukarıdan bir saldırı gerçekleştirdi. Kriyus kolunu kaldırarak bu saldırıyı durdurdu ancak beklemediği bir şey yaşandı ve ayakları toprağa gömüldü.

(Kriyus)-Fena değil.

Kriyus kolunu savurdu ve Sayk'ı fırlattı. Fırlatılan Sayk yerde taklalar attıktan sonra durdu ve kılıcına bakarak...

(Sayk)-Bir kez daha!

Yeniden saldırdı ve bu kez kılıcını sağ taraftan savurdu. Kriyus sol koluyla kılıcı durdurdu ve sağ eliyle kılıcını savurdu. O anda Sayk farkına vardı ki eğer bu saldırıyı yerse ikiye ayrılacaktı. O yüzden bir anda dizlerini kırdı ve neredeyse yere yatacak pozisyona geldi. Kılıç üstünden geçip gittikten sonra yeniden kalktı ve kılıcını çekip ters tarafa dönerek Kriyus'un sağ tarafına geçirdi.

Normal şartlar altında bu saldırı rakibini ikiye bölerdi ancak Kriyus sadece yerinden biraz oynamıştı. Zırhı hasar almamıştı bile.

(Sayk)-Ah anlıyorum. Seni her savuruşumda bir şeyleri kesmek istiyorsun değil mi? Seni hiçbir zaman bir şeyleri kesmek ya da öldürmek için savurmadığımdan dolayı bana sinirlisin. Pekala! Hadi bir şeyleri keselim.

Sayk'ın sözlerinden sonra kılıç göz alıcı bir şekilde parladı ve Sayk'ın yüzü gülmeye başladı.

(Kriyus)-Kılıcınla düşündüğümden daha çabuk anlaşma sağladın. Tebrik ederim. Eğitim kısmını bitirdiğine göre, gerçek oyuna geçelim mi artık?

Kriyus'un ses iyice ciddileşmişti. Bu sözlerin anlamı az önceye kadar tüm gücüyle savaşmadığıydı ve asıl savaşın şimdi başlayacağıydı. Ama Sayk için bir sıkıntı yoktu. Şu noktada ölse bile gözü arkada kalmazdı. Gerçi Scarlet için yaşaması gerekiyordu ama ölse bile ölümünü dert etmeyecekti.

(Sayk)-Hayır! Ölsem kesinlikle büyük dert olur! Şu herifi yenmeden ölmek istemiyorum!

Sayk bir anda bağırarak kendi düşüncelerine karşı geldi ve ölmek istemediğini açıkça belirtti. Bütün vücudu heyecandan titriyordu.

(Sayk)-Ölmeyeceğim ulan! Hey Kriyus! Kendini hazırlasan iyi olur çünkü seni ezip geçeceğim!

(Kriyus)-Her zaman.

İkili hiç beklemeden birbirlerine saldırdılar ve kılıçları çarpıştı. İlk çarpışmanın ardından devasa bir enerji dalgası serbest kaldı ve etrafı parçaladı. Ardından ikinci ve üçüncü hamleleri de patlak verdi. Sayk'ın kılıcı hala göz alıcı bir şekilde parlıyordu.

(Sayk)-Sonunda seni tam anlamıyla kullanabiliyorum!

Dedi ve kılıcı yavaşça siyah bir renge bürünürken tüm gücüyle Kriyus'u ittirmeyi başardı. Geri itilen Kriyus şaşırmış olacak ki bir anlığına duraksadı ve Sayk'ta o anı fırsat bilerek kılıcını Kriyus'un karnına sapladı.

Bu sefer başarmıştı. Kriyus'un zırhını delip geçmişti. Hem de zorlanarak falan değil. Doğrudan. Kılıcını saplar saplamaz zırh delinmişti.

(Kriyus)-Zırhımı delmeyi başaran birkaç kişiden biri oldun tebrikler. Şimdi öl bakalım.

Sayk'ın kılıcını hiç umursamayan Kriyus kendi kılıcını doğrudan Sayk'ın tepesine indirdi. Sayk ise hızla kılıcını geri çekerek Kriyus'un kılıcını durdurdu ve geri ittirmeye başladı. Ancak işler istediği gibi gitmedi ve Kriyus'u ittirmek yerine kendisi yere saplanmaya başladı.

Ayakları yavaşça toprağın içine gömüldü ve titremeye başladı. Hem bacakları hem de kolları titriyordu.

(Kriyus)-Ne oldu? Az önce çok mutluydun. Basit bir insan olarak mutluluk denen şeyin daima ama daima kısa sürdüğünü bilmiyor musun?

(Sayk)-Ne olmuş yani!? Mutluluğun kısa sürüyor olmasına bir daha elde edemeyeceğin anlamına gelmez!

Sayk dişlerini sıkarken zorla konuşmuştu. Kriyus kendisine öyle bir baskı yapıyordu ki bacakları yıkıldığı an ortadan ikiye ayrılacaktı. Ama yıkılmak gibi bir niyeti yoktu.

(Sayk)-Kalk ÜS-TÜM-DEN!!!

Sayk tüm gücüyle onu ittirmeyi denedi ancak hiçbir şey yapamadı. Sadece biraz daha derine batmıştı. Yine de yılmayacaktı. Kriyus'un baskısı giderek artıyordu ve kolları yeniden uyuşmaya başlamıştı. Çok fazla dayanamayacaktı.

(Kriyus)-Boşa çabalamayı kes. Bana karşı hiçbir şansın yok.

(Sayk)-Kim demiş!?

Sayk bir anda tüm gücünü kollarına yönlendirdi ve Kriyus'un kılıcını sağ tarafa ittirmeyi başardı. Kriyus'un kılıcı sağ tarafa itilirken Sayk ise sol tarafa zıplayarak uzaklaşmıştı.

(Sayk)-Siktir bu çok yakındı.

Sayk koluyla alnında biriken terleri sildi ve ayağa kalktı. Kılıcını iyice sıktı ve derin bir nefes aldı. Aldığı nefesi yavaşça geri verdi ve ayağını yere sağlam bastı. Kılıcı siyah bir aurayla kaplanmaya başladı. Bir kez daha derin nefes aldı ve ileri atıldı.

Kılıcını yan tutarak savurdu ve Kriyus'u ikiye bölmeye çalıştı. Kriyus ise kılıcını koyarak bu saldırıyı engelledi ancak Sayk gülümseyerek...

(Sayk)-Tam istediğim gibi!

Sayk'ın kılıcı bir anda Kriyus'un kılıcının içine girdi ve kılıcı ortadan ikiye ayırdı. Hem de tertemiz bir kesikle. Kılıç kesildikten sonra Sayk durmadı ve kılıcını ilerletmeye devam etti. Ta ki Kriyus'a çarpıp onu savurana kadar.

Kılıç darbesiyle birlikte savrulan Kriyus yan yan taklalar atarak savruldu ve en sonunda ayağa kalkarak sürüklenmeye devam etti. Durduğunda ise sessizce elindeki kılıca bakmaya başladı.

(Sayk)-Kılıcın için üzgün olduğumu söylemek isterdim ama gram duygu hissetmiyorum.

(Kriyus)-Gerekte yok zaten. Dandik bir kılıçla savaşmanın manası yoktu zaten.

Kriyus sağ elini uzattı ve avucunun içinde parlak bir ışık toplanmaya başladı. Toplanan ışık 1 metre kadar uzadı ve kalın bir şekilde aldı.

(Kriyus)-Gerçekten de sana gerçek kılıcımla saldırdığımı falan mı düşündün? O kılıç buraya gelmeden önce öldürdüğüm devlerden birine aitti o kadar.

Kalın bir şekil alan ışık yavaşça kayboldu ve ardında yarısı siyah yarısı beyaz bir kılıç bıraktı. Kriyus kılıcın kabzasını tüm gücüyle sıktı ve sert bir şekilde savurdu.

Bir an sonra ise dünya...

...ikiye ayrıldı.

 

Loading...
0%