Yeni Üyelik
151.
Bölüm

Bölüm-151 Dostlara Yönelmeye Başlayan Öfke

@aristokrat

(BioDrago)-Göründüğünden daha zekisin sanırım. Aynen öyle. Tamda söylediğin şeyi yapmak için buradayım.

BioDrago öfkeli bir suratla Ejder'in tepesinde dikiliyor ve ayağa kalkışını izliyordu.

(Ejder)-Neden sessizce beni yalnız bırakıp ölmeme izin vermiyorsunuz ki?

Ejder'in düşüncelerini değiştirmek gibi bir niyeti yoktu. Şu andan itibaren hiçbir şey için çaba sarf etmeyecekti. Artık çabalamak ve boşa zaman harcamak istemiyordu. Sadece yok olmayı ve her şeyin sona ermesini diliyordu.

(Bio)-O zaman bu işe yaramazlara istediği şeyi vermiş olacaksın. Çoktan fark ettiğini biliyorum ama şu anda dünyada yaşayan tek insanlar sizlersiniz. Kral'ın seni gönderdiği yerden geri gelip dünyaya indiğinde dünyanın yörüngesi inanılmaz bir kayma yaşadı ve insanlar buna ayak uyduramayacakları için öldüler. Senin burada ölmen demek insan ırkının sonu demek. Ayrıca sen ölürsen geride bıraktıklarına ne ol...

(Ejder)-Geride bıraktıklarıma ne olacak mı?

Ejder aniden araya girmiş ve Bio'nın konuşmasına devam etmesine izin vermemişti çünkü ne diyeceğini çoktan anlamıştı.

(Ejder)-Geride bıraktıklarına ne olacak, diyecektin değil mi? Gerçekten canımı çok sıkıyorsunuz. Neden geride kalanları umursamalıymışım ki? Eğer zayıfsan ölmen gerekir değil mi? Bu dünyanın en temel kanunu budur! Eğer geride bıraktıklarımdan birisi olmak istemiyorsanız da benimle gelin ve hep beraber geberip gidelim! Birkaç yıl öncesine kadar kimsenin hayatına zerre kadar önem vermeyen ben şu anda başkaları zarar görmesin diye kendimi tutuyorum! Bana ne yaptığınızın farkında mısınız!? Neyim lan ben!? Lanet bir "sevgi" kavramı yüzünden her türlü aptallığı katlanan ve yolunda durmaya çalışan gerizekalı bir kahraman falan mı!?

Ejder kendisini bir kez bile olsun kahraman olarak görmemişti. Her zaman kahramanların aptal olduğunu düşünmüştü. Ona göre kahramanlar zayıftı. Sevdiklerine bir şey olacağı zaman kolayca teslim oluyorlardı. Kalpleri ve zihinleri çok zayıftı. Fedakarlık yapmayı sevmiyor ve her zaman herkesi kurtarma peşinde koşuyorlardı. Bu durum da Ejder'i deli ediyordu. "Eğer hayatımı kendime değil de başkalarına adayacaksam bu hayat gerçekten de benim hayatım olacak mı?" diye düşünüyordu.

(Ejder)-Sırf başkaları üzülecek diye istediğim gibi davranamayacaksam ne bok yemeye yaşıyorum ben bu hayatı!? Ben bu dünyaya başkalarının hayatına katkım olsun diye gelmedim! Ben sadece kendi rezil zevklerim için hayattayım! Her seferinde biriniz karşıma çıkıp insanların ya da "Yanımda olanların hayatlarının ve duygularının önemi" adlı konuşmayı yapıp durmayın! Tamam pekala, onlar beni seviyor, bende her ne kadar öyle olduğunu düşünmesem de onları seviyor gibi görünüyorum. Ama sevgi bizi kurtarmayacak. Eğer sevginin her şeyin üstesinden gelebileceğini düşünüyorsan siktir git ve buraya birbirine aşık bir çift getirip bütün bu Ragnarok saçmalığını bitirmesini sağla! Ama yapamayacaksan konuşmayı kes ve yolumdan çekil! Ben buralara kadar aşk yardımıyla gelmedim. Kendi gücümle geldim. Tamamen yoldan çıkmak dışında asla ejderhaların gücünü kullanmadım. Tıpkı hala kullanmıyor oluşum gibi! Onların gücüne bile ihtiyacım yok. Ben yaşayan en tehlikeli canlı varlığım! Ne tanrılar ne şeytanlar ne de başka herhangi bir canlı türü bana karşı gelemez! Tüm varoluşun imparatoru benim! Eğer benim bu gücüme karşı bir nefreti ya da çekememezliği olan varsa buyursun karşıma geçsin! Birinizi bile öldürmekten çekinmem!

Ejder bu konuda yalan söylemiyordu. Gerçekten de hiçbirini öldürmekten çekinmezdi. Sadece Medusa ve Rose'yi öldürürken fazla acı hissetmesinler diye daha hızlı davranırdı o kadar. Son zamanlar dışında Ejder hiçbir zaman başkalarının hayatlarına ve duygularına önem veren birisi olmamıştı. Her zaman bencil hareket etmiş ve en iyinin kendisi olduğuna inanmıştı. Bu inancı yanlış değildi tabii. Kendisi yaşayan en tehlikeli canavar olmak doğmuştu. Her şeyi elinde tutup bütün varoluşu elinde oynatmak için vardı. O yenilmezdi.

(Ejder)-Ben sadece ölmeyi ve bu saçmalığa bir son vermeyi istedim! Bu saçmalığın herkes için değil sadece benim için bitmesini istedim. Daha fazla sizinle ya da o aptal tanrılarla uğraşmak istemiyorum! Çünkü hepinizden bıktım! Artık hiçbirinize katlanamıyorum! Nasıl davrandığıma, ne düşündüğüme ve ne yaptığıma karışan hiç kimseyi yanımda istemiyorum. Ben bana yeterim ve siz lanet olası pislikler benim yanımda sadece yer kaplıyorsunuz! Benim yapacağım şeyler hiçbir zaman sizi ilgilendirmemeli! Neden bir şey yapacağım zaman başkalarını da düşünmek zorundayım ki!? Siz kim oluyorsunuz da ben sizi düşünmek zorunda oluyorum!? Bir avuç çöpten başka bir şey değilsiniz! Bana tek bir şeyin cevabını verin! Ben en başından beri iyi birisi olmayıp başkalarını kurtarmak zorunda değilken siz neden beni "günü kurtarmak için kendini tehlikeye atan kişi" haline getirmeye çalışıyorsunuz!? Bana sadece bunun cevabını verin! Ya da boş verin. Aptal cevaplarınızı duyarak daha fazla sinirlenmek istemiyorum.

Ejder söylediği her şeyin doğru olduğunu düşünüyor ve hepsinin arkasında duruyordu. Kendi mantığına göre olmayan her şeyden nefret ediyordu. Kendisi köküne kadar bencil herifin tekiydi ve bu durumundan fazlasıyla memnundu.

Herkes korkuyla Ejder'e bakıyordu. Söylediği şeyler onları gerçekten etkilemişti. Ama en çok etkilenen kişiler Rose ve Medusa olmuştu. Ejder'in kendilerini umursamadığını öğrenmek onlara çok dokunmuştu. Ve onları öldürmekten çekinmeyeceğini öğrenmek iplerin koptuğu nokta olmuştu.

(Bio)-İçinde bunca şeyi biriktirmiş olmana rağmen bugüne kadar dışa vurmamış olman, gerçekten acınası birisisin Ejder.

(Ejder)-Evet evet her neyse. Senin ya da bir başkasının acıması ihtiyacım yok.

Ejder için BioDrago'nun ona acıması zerre önem teşkil etmiyordu. Zaten Ejder yeterince uzun zamandır kendisine ve işe yaramazlığına acıyordu. Yani bir başkasının kendisine acımasına ihtiyacı yoktu. Bu hiçbir şeyi değiştirmeyecekti.

(Ejder)-Ayrıca, emin ol bunları bilmeniz bir şeyi değiştirecek olsaydı, yine de anlatmazdım. Size bir şey anlatıp anlatmamamın hiçbir önemi yok. Ben sadece elimde olan iki seçenekten birini seçtim o kadar. Ölmek ya da öldürmek arasından "ölmek" seçeneğinde karar kıldım ve öldürmeye zaman harcamaktan vazgeçtim. Yok etmeyi seven benim gibi birisi için birilerini kurtarmak işkence gibi. Yok etme arzumu tatmin etmek için yapmam gereken tek şey kendimi yok etmek. Başka hiçbir şeye gerek yok.

Ejder bu konuşmayı yaparken BioDrago küçümseyici gözlerle ona bakıyordu. Tek bir kılını bir kıpırdatmamış ve sadece Ejder'i dinlemişti. Derin bir nefes aldı ve...

(Bio)-Öylece pes ediyorsun yani?

BioDrago bunu söylerken herhangi bir kışkırtma amacı gütmüyordu. Bugüne kadar tanrıları yok edeceğini söyleyerek büyümüş birisinin gerçekten de pes etmiş olup olmadığını merak ediyordu. Vereceği cevaba göre burada kalıp ya Ejder'in ölümünü izleyecekti ya da tanrıların.

(Ejder)-Evet. Evet pes ediyorum. Bununla bir sıkıntın mı var? Hem, pes edip etmemem seni neden bu kadar ilgilendiriyor ki?

(Bio)-Bilmem. Sadece merak etmiştim. Bugüne kadar tanrıları yok edeceğim demene rağmen neden şu anda onları yok edebilecek olmana rağmen yapmadığını ve gerçekten de pes edip etmediğini merak ettim o kadar.

(Ejder)-Yani ölümümü izleyip gideceksin öyle mi? O zaman senin için özel bir gösteri yapmalıyım değil mi?

Ejder'in bu sözlerinden sonra BioDrago ve Ejder arasında birkaç saniyelik kısa bir bakışma yaşandı ve ardından da...

(Bio)-Ha... ha... HAHAHAHAHAHAHAHAHA!!!!!!! Sen... sen... sen gerçekten de delirmiş piçin tekisin değil mi!? Pekala! İstediği yap! Artık umurumda bile değilsin!

Bio'nun bu ani kahkahası herkesi şaşırtmıştı ancak kimse tepki vermemişti. Kimse ortam bu kadar gerginken konuşmak istemiyordu.

(Ejder)-O zaman hadi bu gösteriye en sevdiğim iki kişiden birini öldürerek başlayalım ve Yüce Tanrıları mest edelim.

Bu sözleri söyleyen Ejder tırnaklarını keskinleştirdi ve ağır adımlarla Rose'ye doğru yürümeye başladı.

 

Loading...
0%