@aristokrat
|
(Efsane)-Ha? Az önce ne dedin sen? (Çocuk)-Ben kimim dedim. Lan!? Efsane, çocuğun konuştuğunu ve "Ben kimim?" dediğini duyunca şok olmuştu. Az önce anlamsız sesler çıkaran çocuk bir anda konuşmaya başlamıştı. (Çocuk)-Konuşabiliyorum. Çocuk bile konuşabilmesine şaşırmıştı. Sadece konuşabilmiş olması bile onu mutlu etmeye yetmişti. Hele de az önceki hareket edememe faciasından sonra. (Efsane)-Pekala. Madem konuşabiliyorsun. Seni temizlemeden önce birkaç şey sorayım. Efsane'nin amacı çocukla ilgili temel bilgileri almaktı. Nereden geliyordu? Ya da o gece neden gökyüzünden aşağı düşmüştü. O kadar yüksekten yere çakılmasına rağmen neden vücudunda çizik bile yoktu gibi sorular. Ama hepsinden önce emin olması gereken bir şey vardı. (Efsane)-Gerçekten de kim olduğunu hatırlamıyor musun? Çocuk önce başını salladı ve sonra da... (Çocuk)-Hatırlamıyorum. Zihnim bomboş. Sanki bir şey zihnimi silm... argh! -Ejder! (Efsane)-Ne oldu!? O anda çocuğun başına inanılmaz bir ağrı saplandı ve tüm zihninde "Ejder" kelimesi yankılandı. -Ejder! -Ejder! Aynı kelime birkaç kez zihninde yankılandıktan sonra baş ağrısı hızla dinmeye başladı. Çocuğun baş ağrısı dinmesine rağmen Efsane endişeliydi. (Çocuk)-Ej... der... (Efsane)-Ejder mi? Adın bu mu? Efsane hemen doğrulamaya çalıştı ancak çocuk gerçekten bilmiyordu. (Çocuk)-Be-ben bilmiyorum. Sadece, bir anda aklımda beliriverdi. Bilemiyorum. Üzgünüm. (Efsane)-Sorun değil. O kadar yüksekten düştün. Belki akıl kaybı yaşıyor olabilirsin. (Çocuk)-Akıl kaybı mı? Çocuğun gümüş gözleri masum bir şekilde parlıyordu. (Efsane)-Evet. Eğer öyleyse umalım da geçici olsun. Efsane endişeli bir ifadeyle bunları söylemişti. Düşündüğü tek şey buydu. Eğer çocuğun akıl kaybı geçici olursa sorun yoktu çünkü hatıraları zamanla geri gelirdi. Ancak geçici değil de kalıcı akıl kaybıysa işler kötüydü. Çocuk asla kim olduğunu hatırlayamazdı. (Çocuk)-Geçici olması önemli mi ki? (Efsane)-Fazlasıyla. Geçici akıl kaybı yaşıyorsan hatıraların kesinlikle geri gelecektir. Ancak kalıcı akıl kaybı yaşıyorsan bir daha hiçbir şey hatırlayamazsın demektir. "Bu duruma düşecek ne yaşamış olabilirim acaba?" Diye düşündü çocuk kendi kendine. (Çocuk)-Şey, bu kötü bir şey gibi görünüyor. (Efsane)-Hem de çok kötü bir şey. Ama şimdilik geçici olmasını ummaktan başka çaremiz yok. Her neyse, daha detaylı konuşmalara girmeden önce seni bir güzel temizleyeyim. Efsane oturduğu yerden kalktı ve çocuğu yatağa yatırdı. Narin görüntüsüne rağmen oldukça güçlüydü. (Efsane)-Madem az önce aklında Ejder kelimesi belirdi. Şimdilik sana Ejder olarak seslenelim. (Ejder)-Olur. Efsane, Ejder'i yatağa yatırdıktan sonra sargılarını çıkartmaya başladı ve kısa sürede tüm sargılarını çıkardı. (Efsane)-Kaç defa görürsem göreyim alışamıyorum buna. Kast ettiği şey Ejder'in yaralarla kaplı vücuduydu. Küçüklü büyüklü onlarca yarası vardı ve bunca yaraya rağmen hala hayatta olması inanılmazdı. (Efsane)-Pekala. Başlayalım bakalım. Efsane elindeki bezi soğuk suya daldırdı ve ilk önce Ejder'in suratını silmeye başladı. Kanın üstüne düştüğü için suratı kan içindeydi ve hiç güzel görünmüyordu. Aksine savaştan çıkmış bir canavar gibi görünüyordu. Ejder'in yüzünü çabucak temizledikten sonra bezi kovaya daldırıp kanlardan arındırdı ve Ejder'in boynunu silmeye başladı. (Ejder)-Saçların güzelmiş. (Efsane)-Ha? Ah, teşekkür ederim. Efsane'nin mor saçları Ejder'in dikkatini çekmişti. Parlak oldukları için çok hoş duruyorlardı. Gözleri de saçları gibi mordu ve göz bebekleri tıpkı Ejder'in göz bebekleri gibi dikey elips şeklindeydi. Yüz güzelliği inanılmazdı. Güler suratı güzelliğiyle buluşunca daha da harika bir hale geliyordu. Boynunu iyice sildikten sonra... (Efsane)-Ah, saçlarını temizlemeyi unuttum. Ejder'in gümüş renkli saçları oldukça uzun ve dağınık haldeydi. Ayrıca kanlar içindeydi. Az önceki kan kusma olayından sonra saçları da bu kandan nasibini almıştı. (Efsane)-Seni temizlemeyi bitirdikten sonra saçlarını keselim. Bu kadar uzun saça bakmak zor olur. (Ejder)-Tamam. Efsane hızlıca Ejder'in saçlarını da temizledikten sonra yeniden vücuduna döndü ve bezi tekrardan ıslatarak göğüs kısmını silmeye başladı. Ejder'in canının yanıp yanmayacağını kestiremediği için fazla bastırmıyor ve nazik hareketlerle silmeye çalışıyordu. Göğüs kısmını iyice temiz hale getirdikten sonra bezi yeniden suya daldırdı ve çıkarıp suyunu sıktı. Ardından karın bölgesini silmeye başladı. (Efsane)-Çok fazla savaşa girmiş olmalısın. (Ejder)-Olabilir. (Efsane)-Bu kadar yaraya sahip olmak akıl işi değil çünkü. Ama, yakın zamanlara kadar bu bölgede çok fazla savaş yaşanmadı. Acaba küçüklüğünden kalma yaralar mı? Çünkü o kadar da yeni görünmüyorlar. Efsane sadece bir çıkarım yapmayı denedi. Aklına gelen en mantıklı şey bu olmuştu ama doğru olup olmadığını Ejder'in hatıraları geri gelene kadar öğrenemeyeceklerdi. Şimdilik yapabilecekleri en iyi şey tahminlerde bulunmaktı. (Ejder)-Dediğim gibi. Hatırlamıyorum. Kötü zamanlardan geçmişim gibi görünüyor. Ama oldukça sağlıklı hissediyorum. Hareket edememem dışında tabii. Ejder gerçekten de dediği gibiydi. Hareket edememesi bir kenara bırakılırsa eğer, belki de dünya üzerindeki en sağlıklı kişi olabilirdi. Yine de bedeninin görüntüsü Efsane'nin aklını karıştırıyor ve Ejder'in o kadarda sağlıklı olmadığını düşündürtüyordu. Ejder'in karın bölgesini de silmeyi bitirdikten sonra kollarına geçti. Kolları fazla kirli olmadığı için çabucak sildi ve en kirli yerleri olan ellerine geçti. (Efsane)-Sen uyurken tırnaklarını birçok kez temizlemeye çalıştım ama görünen o ki tırnaklarının asıl rengi siyah. Çünkü hiç temizlenmediler. (Ejder)-Siyah mı? Bir insanın tırnaklarının siyah olma ihtimali var mı ki? (Efsane)-Aslında yok. Ama işin içine yarı insan yarı başka bir canlı girerse mümkün. (Ejder)-Yani şimdi ben yarı insan mıyım? (Efsane)-Olabilirsin. Ama diğer yarın ne tür bir canlı onu bilmiyorum. "Bir tahminim de var tabii ama..." (Efsane)-Şimdilik normal bir insan olduğunu düşünmek en iyisi. Bu konuşma yaşanırken Efsane, Ejder'in vücudunun üst kısmını temizlemeyi bitirmişti ve yavaşça alt kısımlara yönelmişti. (Ejder)-Neden malum bölgeme yöneldiğini sorabilir miyim acaba? Ejder hareket edemediği için bu soruyu sorarak Efsane'yi durdurmayı amaçladı. Üst vücudu için sıkıntı yoktu. Hatta bacakları da önemli değildi ancak penisi bu temizliğin dışında kalmalıydı. Hiçbir şey hatırlamıyor olsa da zihnine kazınmış olan basit şeyler hala yerli yerindeydi. En basitinden kadın – erkek ayrımı. Ejder hala bir kadınla erkeğin arasındaki farkları biliyordu. O yüzden de Efsane'nin kendisine dokunmasını istemiyordu. Ayrıca, içinde anlamsız bir his vardı. Sanki Efsane ona dokunursa asla yapmak istemeyeceği bir şeyi yapmış olacakmış gibi hissediyordu. (Efsane)-Seni temizliyorum. Tüm vücudunu temizleyeceğimi söylerken yalan söylemiyordum. Gerçekten tüm vücudunu temizleyeceğim. (Ejder)-Yapmasan daha iyi. Bir kızın bana öylece dokunmasını istemiyorum. (Efsane)-İyide yanlış bir yapmıyoruz ki. Sen kendini temizlemekten aciz durumda olduğun için seni temizliyorum o kadar. (Ejder)-Olsun. Ben yine de bunu istemiyorum. (Efsane)-Peki. Nasıl istersen. "Zaten sen uyurken onlarca defa temizledim seni." (Efsane)-Bacaklarına geçiyorum o zaman. (Ejder)-Olur. Ejder hareket edemediği için Efsane harekete geçip Ejder'in malum bölgesini de temizleyebilirdi ancak Ejder'in istemediği bir şeyi yapmasının gereği yoktu. Ayrıca ona bunca zaman baktıktan sonra kötü birisi gibi davranıp onu umursamazsa Ejder'in izlenimi değişebilirdi. O yüzden daha fazla üstelemedi ve Ejder'in bacaklarını temizlemeye başladı. Ejder'in ayak tırnakları bile siyahtı. Kesinlikle bir yarı insandı. Ancak diğer yarısının ne olduğu meçhuldü. Ve yakın zamanda ortaya çıkacakmış gibi görünmüyordu. Henüz Ejder en küçük hareketleri bile yapamadığı için diğer yarısını anlamanın imkanı yoktu. Eğer hareket edebiliyor olsaydı farklı şeyler deneyerek ne tür bir yarım canlıya sahip olduğu öğrenilebilirdi. Güçlü, hızlı ya da dayanıklı. Hareket edebildiği sürece illaki bir tahminde bulunabilirlerdi. Ama şimdilik Ejder'in hareket edebilecek hale gelmesini beklemekten başka çareleri yoktu. Hatta Ejder'in hareket etmesini ummaktan başka çareleri yoktu. Ejder ufak bir deneme yapmış olsa bile tam anlamıyla hareket edip edemeyeceği belli değildi. Zaman her şeyin nasıl olacağını onlara gösterecekti. O yüzden şu anda sadece bekleyeceklerdi. (Ejder)-Sana bir şey sorabilir miyim? (Efsane)-Elbette. (Ejder)-Gökyüzünden düştüğüm zamanı anlatabilir misin bana?
|
0% |