@aristokrat
|
Gül delirmiş bir ifadeyle Menekşe'ye bakıyordu. Kafasından akan kanlar çenesinden damlıyor ve vücudundan akarak yeri ıslatıyordu. Göz bebekleri değişmiş ve parçalanmıştı. Yıldız şeklini andıran 5 diken benzeri sivri uçtan oluşuyordu. Gözleri bu şekle geçmişken kolları da aynı şekilde dikenlenmeye başlamıştı. Dikenler derisini delerek ortaya çıkıyor ve kolunun kanamasını sağlıyordu. Gül ise bu durumu hiç umursamadan gülümsüyor ve üçgenleşmiş dişlerini daha fazla gösteriyordu. (Gül)-Seni delik deşik edeceğim! Diye haykırdı ve bir anda ortadan kayboldu. Bir an sonra ise Menekşe karnında 4 5 noktada aynı anda yanma hissetti ve refleks olarak geri zıpladı ancak bu zıplamasından sonra aynı yanmaları sırtında da hissetti ve bir anda bütün bedeni yanmaya başladı. Gül'ü hala göremiyordu. Bunun anlamı da Gül'ün hızının onun gözlerini aşıyor olmasıydı. Gül saniyeler içinde Menekşe'nin bütün bedenine darbeler indirmiş ve dikenli yumruklarıyla delik açmıştı. Delikler çok derin değildi ancak bütün bedeni kavrayacak kadar çok oldukları için Menekşe'nin bütün bedeninden kanlar akıyordu. Ancak bu seviyedeki bir hız üstesinden gelemeyeceği bir şey değildi. Kendisi de tüm gücünü kullanırsa kolaylıkla bu güce karşılık verebilirdi. O yüzden kendisi de tüm gücünü kullanmaya geçti ve bir anda yerden sarmaşıklar çıkarak Gül'ün yumruk vurabileceği her türlü noktayı kapattılar. Daha doğrusu Menekşe'yi sarmaşıktan oluşan bir kafesin içine kapattılar. Ama bu Menekşe'nin yeteneği olduğu için sorun yoktu. Gül hala ardı arkası kesilmeyen delici saldırılarına devam ediyordu ancak Menekşe'nin sarmaşıklarını aşamıyordu. O da çareyi farklı bir şey yapmakta buldu ve sarmaşıkları yumruklamayı kesti. Yumruğunu kaldırdı ve doğruca toprağa sapladı. Bir an sonra ise onlarca devasa diken Menekşe'nin kendisini hapsettiği sarmaşık kafesin altından çıkarak kafesi delik deşik ettiler ve Menekşe zorla kafesin dışına çıkmak zorunda kaldı. (Gül)-Ye bunları! Gül bu şekilde bağırdı ve kollarını yukarıdan aşağıya doğru savurdu. Bu hareketiyle birlikte kollarındaki yüzlerce küçük diken kollarından ayrıldı ve Menekşe'ye doğru uçmaya başladı. Menekşe ise elini kaldırarak devasa bir sarmaşık duvarı oluşturup tüm dikenleri engelledi. Ancak dikenler duvarı zorlamaya devam ettiler ve çok zorlanmadan yarıp geçtiler. Dikenler duvarı yarıp geçtikten hemen sonra ise 2 sarmaşık duvarı dikenleri yanlardan kıstırdı ve hareket etmelerini engelledi. Daha sonra ise yer altından çıkarak Gül'ün bacağına yapışan bir sarmaşık bütünü Gül'ü kaldırdı ve havada sallamaya başladı. İnanılmaz bir güçle Gül'ü salladı ve en sonunda yere çarptı. Sonra tekrar. Tekrar. Ve tekrar. Gül onlarca defa yere çarpılmasına rağmen hala gülüyordu ve yüzündeki şeytani ifade değişmemişti. Bir anda sarmaşığın kavradığı noktada devasa dikenler oluştu ve sarmaşık parçalandı. Ardından da dikenler kayboldu. Ancak Gül'ün işi henüz bitmemişti. Bu sefer dikenler Gül'ün tüm bedeninde belirmişti ve hepsi bedeni terk ederek Menekşe'ye saldırıya geçmişlerdi. Menekşe yüzlerce dikenle karşı karşıya kalmasına rağmen sakinliğini hiç bozmamış ve sol kolunu sarmaşıktan bir kalkana çevirmişti. Dikenler tıpkı duvara yaptıkları gibi kalkanı delip geçmek üzereyken kalkan 4 kat daha sarmaşıkla kaplandı ve 5 katlı bir hale gelerek dikenler tarafından aşılamayacak kadar kalınlaştı. Dikenler sürekli olarak farklı yönlerden saldırıyorlardı ancak sarmaşık kalkanı sürekli olarak yer değiştirerek dikenlerin saldırdığı noktayı savunuyordu. Sanki kendi aklı varmış gibiydi. Sarmaşıkları otomatik bir koruma sağladığı için Menekşe rahatça saldırmaya odaklanabilirdi. O yüzden de iki elinde birden sarmaşıktan oluşan kılıçlar oluşturdu ve ileri atıldı. (Menekşe)-Sarmaşık Kesiği! Bir anda Gül'ü kesip geçti ve ardından kılıçlar kayboldu. Gül dengesini kaybeder gibi oldu ancak ayakları altından dikenler çıkartıp yere sapladığı için dengesini kolayca geri kazandı. Hemen sonra da elini dikenlerle kapladı ve geriye dönerek Menekşe'ye bir yumruk salladı. Menekşe ise iki elini birden bir şey tutacakmış gibi yaptı ve o anda elleri arasında sarmaşıktan balyoz belirdi. Menekşe balyozu sallayarak Gül'ün yumruğuna karşılık verdi ve Gül bir anda kendisini havada buldu. Balyozun darbesi yere saplanan dikenleri bile sökmüş ve kendisini havaya fırlatmıştı. Aniden yerden sarmaşıklar çıktı ve Gül'ün arkasına geçene kadar yükseldi. Sonra da Menekşe'ye benzeyen bir şekilde aldı. Tek farkları sarmaşıktan oluşan Menekşe'nin kollarının bıçak şeklinde olmasıydı. Sarmaşık Menekşe iki kolunu birden Gül'ün boğazına dayadı ve hızla çekerek Gül'ün kafasını bedeninden ayırmayı hedefledi. Ancak Gül'ün boğazından çıkan dikenler buna engel oldu ve kafasının arkasından çıkan koca diken sarmaşık Menekşe'nin kafasını delerek onu yok etti. Sarmaşıklar havada parçalanırken Gül yere indi ve ayağı yere değer değmez atıldı. Menekşe hemen sarmaşıklarla önünü kapattı ancak Gül sarmaşık duvarını hiç umursamadan yarıp geçerek dikenli yumruğunu Menekşe'nin suratına geçirdi. Menekşe son anda yumruğun çarpacağı noktayı 3 kat sarmaşıkla kapatmayı başarmış ve büyük bir hasardan kurtulmuştu. Gül ise saldırmayı bırakmamış, bir yumruk daha atmıştı. Menekşe ise kafasını eğerek bu yumruktan kurtulmuş, ardından da bir tekme atarak Gül'ü geri fırlatmıştı. Gül ise bir kez daha ileri atılarak aynı saldırıyı gerçekleştirmişti ancak yumruğu bu sefer daha güçlüydü. Ancak Menekşe bu saldırıyı bir defa gördüğü için ikinci defa işe yaramayacaktı. Menekşe hızla yana çekildi ve basit bir hareketle Gül'ün kolunu tuttu. Sonra da kolunu bükerek yumruğunu çevirdi ve Gül'ün yumruğunu Gül'ün suratına geçirdi. Yani Gül kendi kendini yumruklamıştı. Ancak bunun bir önemi yoktu çünkü Gül'ün suratı bütün dikenleri emmişti. Gül'de derin bir nefes almış ve dikenleri ağzından ateşlemeye başlamıştı. İlk diken ağzını terk eder etmez sarmaşıktan bir bant ağzını örtmüştü ve dikenlerin dışarı çıkmasını engellemişti. Bu olay yaşandıktan 1 saniye sonra ise Menekşe Gül'ü bırakarak geri zıplamıştı ve tam zıpladığı yer parçalanarak dikenler çıkmıştı. Menekşe çok kolay bir şekilde bu saldırıyı atlatmıştı. Gül ise artık gülmüyordu. Suratındaki ifade hala şeytaniydi ancak artık öfkeyle doluydu. Menekşe geri zıpladıktan sonra ileri zıplamış ve tekme atarak yerden çıkan 2 metrelik dikenleri yarıp geçmişti. Tekmesi Gül'ün karnına çarpmış ve onu geri savurmuştu. Gül bütün öfkesini kusmaya hazırlanıp derin bir nefes almış ve... (Gül)-Diken İnfazı! Boğazını yırtmak istiyormuşçasına bağırmıştı. O anda ise yer sallanmış ve yüz metre kare büyüklüğünde bir alan parçalanarak yerini dikenlere bırakmıştı. Menekşe ise böyle bir saldırı beklemediği için dikenlerin arasında kalmıştı. Bir kez daha kendini korumayı başarmıştı ancak dikenler çok sık olduğu için hareket edemiyordu. Kendisini çevreleyen sarmaşıklar bile 3 metre yüksekliğindeki bu koca dikenleri yarıp geçemiyorlardı. (Menekşe)-Tch! Öncekilerin hepsinden daha sağlam! (Gül)-Sonun geldi lanet sürtük! Gül kulak tırmalayan bir sesle birlikte haykırdı ve ileri atılarak Menekşe'nin suratına yumruğu geçirdi. İleri atıldıktan sonra önüne çıkan bütün dikenler parçalanmışlardı. Menekşe ise yediği yumrukla birlikte o kadar sert bir şekilde savrulmuştu ki dikenleri parçalayarak dikenlerin olmadığı bir noktaya kadar uçmuştu. Onlarca dikeni parçaladığı için sırtı inanılmaz bir ağrı içindeydi ve kanıyordu. (Menekşe)-Sokayım. Harbi acıttı be! Siktiğimin orospusu amma da sert vurdu! Menekşe kendi kendine söylenirken Gül'ün bir kez daha harekete geçtiğini fark etti. Kendisi de yumruğunu sıktı ve Gül bir anda ona doğru atıldı. Gül ve Menekşe aynı anda yumruklarını gerdiler ve tam galibi belirleyecek olan yumrukları çarpışacakken... (Gül)-Ha!? (Menekşe)-Ne!? *** Ejder ağacın dibinde hareketsiz bir şekilde yatıyordu. Derken bir anda gözlerini açtı ve gözleri hızla kırmızı renge döndü. (Kuzgun)-Offf. Kuzgun yavaşça ayağa kalktı ve üzerini çırpmaya başladı. (Kuzgun)-Bu çocuk beni gerçekten çok yoruyor. Omuzlarını çırparken kendi kendine konuşmuştu. Son zamanlarda çok fazla ortaya çıkıyordu ve bu durumdan hiç hoşnut değildi. Arka planda kalmak onun için daha iyiydi. (Kuzgun)-Neyse, en azından hafızasını geri kazanmaya başladı. Ha? Kendi kendine konuşmaya devam ederken çevreyi yoklamayı da unutmadı ve o anda bir şey fark etti. (Kuzgun)-Baş Sahibeler dövüşüyor. Hmm. Kuzgun gülümsemeye başladı. Aklına bir şey gelmiş gibi görünüyordu. (Kuzgun)-Bu oldukça işe yarar bir fikir. Sonuçta, kimse onları orada aramayı akıl etmez. Pekala... Kuzgun bir anda olduğu yerden kayboldu ve bir an sonra yumrukları çarpışmak üzere olan Gül ve Menekşe'nin arasında belirdi. İkisinin yumruklarını aynı anda tutup engelledi ve... (Gül)-Ha!? (Menekşe)-Ne!? İkisi aynı anda tepki verdiler ve neye uğradıklarını şaşırdılar. Kuzgun ise oldukça sakin bir şekilde... (Kuzgun)-Biraz sakinleşmeye ne dersiniz hanımlar?
|
0% |