@aristokrat
|
(Pride)-Buraya gelme amacım seni tebrik etmek ve istediğin bir şeyler olup olmadığını sormak. Pride bu sözlerinden sonra Menekşe'den bir cevap beklemeye başlamıştı. Turnuvayı kazandıkları için onlara istedikleri her şeyi vermeye hazırdı. Onların bu başarılarının devamı için ne gerekiyorsa yapardı. Nasıl ya da kimin yaptığı önemli değildi, Soykıran ailesini yendiği sürece her şeye ve herkese kabuldü. (Menekşe)-Sizden tek isteğim daha fazla afrodizyak ve parfümdür kralım. (Pride)-Ha? Menekşe'nin verdiği cevap sonrasında Pride şaşırmıştı. Menekşe'nin bu kadar basit şeyler isteyeceğini düşünmemişti. Tonlarca altın, milyarlarca para, daha fazla kadın. Onun aklından geçen şeyler bunlarken Menekşe yalnızca afrodizyak ve parfüm istemişti. (Pride)-Emin misin? (Menekşe)-Evet kralım. Bundan daha fazlasına ihtiyacımız yok. (Pride)-Ben para, altın ya da daha fazla kadın istersin diye düşünmüştüm. Zaten hepsi basit şeyler. BloodWife İmparatorluğu inanılmaz derecede zengin bir imparatorluktu. Soykıran İmparatorluğunun sahip olduğu tüm paranın 3 katından fazlasına sahiplerdi. (Menekşe)-Dediğim gibi kralım. Bunların hiçbirisine ihtiyacımız yok. Yeterince para kazanıyoruz. Ayrıca neredeyse 400 kadına sahibim. Daha fazla kadına ihtiyacım da yok. Tek isteğim daha fazla afrodizyak ve parfüm. En iyilerinden tabii ki. Pride yanında duran kadına göz ucuyla baktı ve kadın... (Kadın)-Emredersiniz efendim. (Pride)-Yarın eline geçmiş olurlar. (Menekşe)-Teşekkür ederim kralım. Menekşe eğilerek teşekkürünü dile getirdi. O andan sonra da Pride'nin gözü Menekşe'nin hemen arkasında duran gümüş saçlı kadına kaydı. Çok fazla düşünmeye gerek yoktu. Gümüş saçlı kadın Menekşe'den daha güzeldi. Hem d bariz bir farkla. (Pride)-Yanındaki kadın, onu daha önce hiç görmedim. Pride parmağıyla Kuzgun'u gösterdikten sonra Kuzgun'la göz göze geldi. (Kuzgun)-Bir sıkıntın mı var? Kuzgun'un bu sözleriyle birlikte ortam anında gerilmişti. Bir krala, koca bir imparatorluğu yöneten efsanevi bir adama bu şekilde kibirli bir yaklaşım sergilemek kimsenin hayal bile edemeyeceği bir şeydi. Pride ise bu sözler karşısında hiç tepki vermedi ve önündeki masada duran içkiye uzandı. Bir yudum aldıktan sonra bacak bacak üstüne attı ve... (Pride)-Hayır. Bir sıkıntı yok. Gümüş saçların dikkatimi çekti o kadar. (Kuzgun)-Ne konuda? Kuzgun hala Pride'ya karşı kibirli davranıyordu ve bu davranışından vazgeçecekmiş gibi de görünmüyordu. Pride ise tuhaf bir şekilde çok sakindi. Kadının bu davranışları hiç umurunda değilmiş gibi görünüyor ve konuşmaya devam ediyordu. (Pride)-Gümüş renk. Soykıran İmparatorluğunun rengi. Tıpkı pembenin bizim rengimiz olması gibi. Yani... (Kuzgun)-Yani benim bir Soykıran olmamdan endişeleniyorsun. (Pride)-Aynen öyle. Kuzgun yine aşırı bir hareket yaparak Pride'nin sözünü kesmişti. Pride'nin yanında gelenler ve Betty yavaştan sinirlenirken Pride bunu fark ederek... (Pride)-Sakin olun çocuklar. Bırakın istediği gibi konuşsun. (Betty)-Ama baba. (Pride)-Bırakın dedim Betty. Lafımı ikiletme. (Kuzgun)-Aynen öyle, Beatrix Lily BloodWife. Uslu bir kız ol ve babacığının sözünü dinle. Kuzgun bir kez daha hiç kimseyi umursamadan araya girmiş ve Betty'le dalga geçmişti. Hem de tam ismini kullanarak. (Betty)-Ne dedin sen!? (Pride)-Betty! Betty'nin aurası tam parlayacakken babasının sesiyle birlikte duruldu ve sesini kesti. Bu kadar kişinin içinde babasına karşı çıkamazdı. Karşı çıkarsa babasının otoritesini sarsabilirdi. O yüzden de... (Betty)-Özür dilerim kralım. Betty özür diledikten sonra Pride yeniden Kuzgun'a döndü. (Pride)-Endişelendiğim söylenemez. Yalnızca merak ediyorum. (Kuzgun)-Evet. Evet ben bir Soykıran'ım. Daha doğrusu, Soykıran olmak zorunda olmuş birisiyim. (Pride)-Nasıl yani? Pride daha derin bir açıklama beklediği için aldığı kısa açıklama onu şaşırtmıştı ve daha fazlasını öğrenmek istemişti. (Kuzgun)-Annem yüzünden. O gidip bir Soykıran'a aşık olmasaydı ben yani Raven Soykıran hiç doğmamış olurdu. Yani tamamen yasak bir aşkın meyvesiyim. Ve şu anda Soykıran İmparatorluğunun bile benden haberi yok. Annem hamile kalacağını hiç düşünmemiş. Kuzgun adını Raven olarak değiştirmiş ve basit bir yalanla durumu geçiştirmişti. Pride buna inanmıştı. Çünkü olmama ihtimali olan bir şey değildi. Böyle bir şeyin yaşanma olasılığı yüksekti. BloodWife İmparatorluğunda bile prenslerin gayri meşru çocukları bulunuyor olabilirdi. Tabii bu yalnızca bir ihtimaldi ama imkansızda değildi. Yani Pride'nin bu hikayeye inanmaması için hiçbir sebebi yoktu. Ama bir yandan da karşısındaki kadın Soykıran olduğu için bir şey merak ediyordu. Riskli bir şey deneyecekti ancak denemek zorundaydı. Merak ediyordu. Soykıranların ne kadar güçlü olduklarını biliyordu ancak gayri meşru bir çocuğun, yani yarı Soykıran yarı normal birisinin güç seviyesini merak ediyordu. O yüzden de bir anda aurasını saldı ve tamamını, daha doğrusu onu öldürmeyecek kadarını Raven'in üzerine odakladı. Pride'nin aurası hareket ederken yeri parçalamış ve inanılmaz bir kasırgaya neden olmuştu. Toprak kolayca havalanmış ve dağılmıştı. "Benimle oynamak mı istiyorsun sikik herif? O zaman sana istediğini en güzel şekilde vereyim." Onlara yöneltilmemiş olsa bile Pride'nin aurası çevresindekileri de etkiliyordu. Betty bile kollarını yüzüne siper etmek zorunda kalmışken Raven tepki bile vermeden olduğu yerde dikiliyordu. Havaya bakınıp çevreyi kesiyordu. Pride umurunda bile değildi. Hatta Pride'ye karşı o kadar umursamazdı ki ağzını kocaman açarak bir insana yakışmayacak şekilde esnemişti. (Raven)-Sana kral dediklerinde gerçekten bir kral olduğunu düşünmüştüm. Ama eğer tüm gücün buysa... emin ol Soykıran İmparatorluğundaki 5 yaşındaki bir çocuk bile seni kolayca ezebilir. Tabii ki böyle bir şeyin mümkünatı yoktu ancak Raven'in tek amacı Pride'yi daha fazla güç kullanmaya zorlamak olduğu için söylediği şeyleri abartıyordu. Pride bu sözlere öylesine sinirlenmişti ki Raven'in mantıksız şeyler söylediğini fark etmemişti bile. Soykıran İmparatorluğundaki kimsenin ondan haberi yoksa o nasıl Soykıranların gücünden haberdardı. Onların güçlerinden haberdar olabilmesi için doğrudan sarayın içinde bulunmuş olmalıydı. Ama Pride öfkesi yüzünden bunu anlayamamıştı. Ve aurasını daha da şiddetlendirmişti. Ancak Raven yine onu umursamamaya devam etmişti. Tırnaklarına ve parmaklarına bakıyor, Pride'nin aurasına basit bir rüzgar muamelesi yapıyordu. Pride ise bunun farkındalığıyla birlikte aurasını daha da şiddetlendirdi ve kule zarar görmeye başladı. (Pride)-Peki bu nasıl lanet sürtük!? Pride öfkesine yenik düşmüştü. Konuşurken dişlerini sıkıyordu. Tırnakları etini delip geçmişti ve elleri kanıyordu. Ancak Raven'da hala tık yoktu. Bunca ezici auraya rağmen tepki bile vermiyordu. Diğer herkes nefes almakta zorluk çekiyordu ve birçoğunun başı dönüyordu. (Raven)-O zaman... Raven bir anda aurasını saldı ve karanlık aurası bacaklarına tırmanmaya başladı. Ancak tam o anda Pride'nin kafasında bir ses yankılandı. (??)-Pride dur! Ve Pride bir anda aurasını kesti. Aurası kesildikten hemen sonra herkes derin derin nefesler alarak kendisine gelmeye çalıştı. Bazıları kendisini tutamayıp öksürdü. Pride aurasını kestikten sonra Raven'da kesti ve aurası kayboldu. (Pride)-Ne var Twist? Kendisi de aynı şekilde telepati yoluyla iletişime geçti. (Twist)-O kadında yanlış bir şeyler var. Şimdilik sakin olmalısın. Twist, Pride'yi durdurmuştu çünkü kadının aurasının yoğunluğunu ve korkutuculuğunu hissetmişti. Aurası daha sadece dizlerine kadar yükselmiş olsa da Twist'i gerecek kadar korkunç ve ağırdı. (Vicious)-Twist haklı Pride. Sakinleş. Yalnızca seni sinirlendirmeye çalışıyor. (Pride)-Biliyorum ama yine de... (Vicious)-Asıl amacımızı unutma. Ayrıca, hala o kadının yalan söylüyor olma ihtimali var. Ya Soykıran İmparatorluğundan birisiyse ve seni deniyorsa? Vicious oldukça mantıklı bir noktaya değinmişti. Ortada hala böyle bir ihtimalde vardı. Raven gerçekten ona yalan söyleyip haber vermek için Soykıran İmparatorluğuna dönebilirdi. (Pride)-Mantıklı. Şey, teşekkür ederim. (Twist)-Teşekkürü boş ver. Sadece amacımıza odaklan. Betty hala BigJaw'ı uyandıramadı. Onu her gün zorluyorsun ama yetmiyor. Betty'yi ölümün kıyısına kadar zorlamazsan BigJaw'ı uyandırman imkansız gibi bir şey olacak. (Pride)-Öz kızıma o kadar ağır davranmamı istiyorsun ha? Pekala. Zor da olsa bunu yapabilirim. Onunda Eliza'm gibi kaçırılmasını istemiyorum. Pride'nin, Betty'nin üzerine bu kadar düşmesinin en büyük nedeni onu da kaybetmek istemiyor oluşuydu. Eğer Betty'de kaçırılırsa ya da başına başka bir şey gelirse bütün BloodWife İmparatorluğunu yok oluşa sürükleyecek olsa bile Soykıran İmpatorluğuna saldırırdı. Hiçbir şeyi ve hiç kimseyi önemsemeden önüne çıkan her şeyi ve herkesi yok ederdi. (Vicious)-O yüzden bu konuları boş ver ve saraya geri dön. Betty'yi çalıştırmaya devam et. (Pride)-Tamam. Bu konuşmaların tamamı zihinde gerçekleştiği için normal dünyada yalnızca birkaç saniye geçmişti. Ve Pride bu birkaç saniyelik sessizliğin ardından arkasını dönerek yürümeye başlamış. Yürürken de... (Pride)-Çevreye verdiğim hasar için üzgünüm. Yarın düzeltmesi için birilerini yollarım. Şimdilik gidiyorum. (Raven)-Uza bakalım Pride. "Demek Betty'yi ölümünün kıyısına getirerek BigJaw'ın mührünü kaldıracaksınız. Devam edin bakalım. O savaşa dahil olduğum zaman yüzünüzde oluşacak olan ifadeyi merak ediyorum." Pride ve Betty geldikleri arabaya bindiler ve oradan uzaklaştılar. Kuzgun ise arkasını dönerek kuleye doğru ilerlemeye başladı. İlerlerken de çevre bir anda eski haline geldi ve binadaki tüm çatlaklar yok oldu. Kuzgun hiçbir şey yapmadan çevreyi düzeltmişti. (Kuzgun)-Ulan açlık duygusu olmayınca da bir garip oluyormuş. Canım et çekiyor benim. Menekşe, kadınlarına söyle da akşama bir ziyafet hazırlasınlar. Dedi ve kuleden içeri girerek Efsane'nin yanına doğru ilerlemeye başladı.
|
0% |