@aristokrat
|
(Pride)-Neden beni durdurduğunu öğrenebilir miyim Twist? Pride sarayına döndüğünde dinozorlarla telepati yoluyla konuşmayı bırakmamıştı. Merak ediyordu. Oldukça zayıf bir bedene sahip olan kadına karşı neden onu durdurmuşlardı. Soykıran bile olsa safkan bir Soykıran olmadığı için Pride'nin tüm gücüne dayanamazdı. Ama Twist'in tepkisi biraz aşırıydı. (Twist)-Kısaca cevaplamam gerekirse hayatını kurtardım diyebilirim. Twist birkaç saniye cevap vermeden bekledikten sonra sakin bir ses tonuyla cevapladı. Söylediği şey ise Pride'yi şaşırtmıştı. Twist'in böyle bir şey söyleyeceğini hiç düşünmemişti. (Pride)-Basit bir kadına karşı mı? Pride, hala kadını küçümsemeye devam ediyordu. Sadece dış görünüşüne bakarak kadının zayıf olduğunu düşünüyordu. Onun gibi bir krala yakışmayacak bir davranıştı bu. (Twist)-Başka insanları küçümsemeyi bırak Pride. Bizim hislerimiz siz insanların hislerinden binlerce kat daha keskin. Sizin göremeyeceğiniz şeyleri görebilir, hissedemeyeceğiniz şeyleri hissedebiliriz. Eğer o anda kadına saldırmış olsaydın şu anda bu konuşmayı yapıyor olmazdık. Ancak Twist, Pride'nin bu aptallığına hızla cevap vererek onu uyarmıştı. Pride'nin küçümsediği o kadının ne kadar tehlikeli olabileceğini sezmişti. (Pride)-Nasıl yani? (Twist)-Seni durdurduğumda kadının aurası yalnızca dizlerine kadar yükseldi. Ancak sorun bu değil. Göremediğin, daha doğrusu orada bulunan kimsenin göremediği bir şey vardı. Hislerimde yanılmıyorsam kadın o kadarcık aurayla bile uzayı, hayır, belki de bütün evreni büktü. Twist hislerinde haklı sayılırdı ancak tahmini yanlıştı. Evet, Raven o kadarcık bir aurayla bir şeyleri bükmüştü. Ancak büktüğü şey evren değildi. Bütün varoluşu bükmüştü. Yalnızca bu bükülme saniyenin 0,0000000000001'i kadar bir zaman diliminde gerçekleştiği için kimse bir şey görmemişti. Zaten o bükülmeyi görmüş olsalardı, çoktan ölmüş olurlardı. O kadar yoğun bir auranın içinde hayatta kalmalarına imkan yoktu. (Pride)-Evreni bükmek mi? Öyle bir şey mümkün mü ki? Pride daha önce hiç böyle bir şeye tanık olmadığı için böyle bir şeyin olabileceğini tahmin etmemişti. İnsanlık olarak daha dünya dışına bile çıkmamışlardı. En azından BloodWife İmparatorluğu ve diğer aileler dünya dışına çıkmamıştı. Kimsenin haberi olmasa da şu anda dünyanın uydusu olan "ay"ı, o yörüngeye getirenler Soykıranlardı. Soykıranların soyunu başlatan ilk kişi insana dönüşmeye çalışan bir ejderhaydı. Farklı dönüşüm teknikleri denerken insana dönüşmeyi de denemişti ve sonuç olarak insanların potansiyelinin ne kadar yüksek olduğunu keşfetmişti. Ardından da diğer ejderhaları da ayartarak hepsini insana dönüşmeye ikna etmişti. Ejderhaların yüksek güç seviyesi ve insanların sınırsız potansiyeli sayesinde kısa süre içerisinde dünyanın hakimi haline gelmişlerdi. Ve sonra da dünyada bulunan bütün türlerin, dizonorlar da dahil olmak üzere, sonunu getirmişlerdi. Yaptıkları bu şey yüzünden insana dönüşen ilk ejderha kendilerine bir soy isim düşünmüş ve "Soykıran" soy ismini bulmuştu. Tabii bu hikaye şu anda hiç kimse tarafından bilinmiyor. Ejderhalar hariç tabii. O günden sonra da Soykıran soyu dünyaya hükmetmeye başlamıştı. Soykıranlar yalnızca kendi soylarından olanlarla evlenip çocuk yapmış ve güçlerine güç katmışlardı. Mevcut güçleri tarih boyunca hiç azalmamış ve durmadan artmıştı. Bu güçlerini denemek için uzaya kadar uçmuş ve binlerce gezegenin yok oluşunu tetiklemişlerdi. Yaptıkları birçok savaşta da dünyaya en yakında bulunan gezegen ay olduğu için ona zarar vermemişlerdi. Çünkü ayın parçaları dünyaya düşerek dünyaya zarar verebilirdi. Ancak yine de aya çarptıkları zamanlar olmuştu. O yüzden de ay eski yörüngesinden çıkarak şu anki yörüngesine oturmuştu. Üzerindeki kraterlerde o savaşlardan kalan birer hatıra olmuştu. (Vicious)-Elbette mümkün. Sadece bunu sizin gibi insanların yapması çok zor. Hatta imkansız. (Pride)-Yani diyorsun ki Soykıranlardan olan o kadın bunu başardı. Bekle! Yarım kan bir Soykıran bile bunu başardıysa safkan Soykıranların bundan daha fazlasını yapabileceği anlamına gelmez mi? Pride o anda bir farkındalıkla oturduğu yerden fırlamıştı. O kadın bu kadarını yapabildiyse ve Twist'i korkutmayı başardıysa diğer Soykıranların neler yapabileceğini tahmin bile edemezdi. Sonuç olarak da onları asla yenemezlerdi. Bunu istemiyordu. (Twist)-Hayır. Sana söyledim. O kadında yanlış olan bir şeyler var. Belki özel bir ejderhaya falan sahiptir. Doğrudan uzayı ya da evreni etkileyebilen bir ejderhaya sahipse işler zorlaşır. Gerçi hala onu yenecek kadar gücümüz var. (Vicious)-BigJaw tek başına uzayın bir kısmını bükecek kadar güç sağlayabilir. Üçümüz birleşirsek de tüm uzayı bükecek kadar güç oluşturabiliriz. Bizim tek kötü şansımız uçamıyor olmamız. Eğer uçabilseydik ejderhalar gibi uzaya açılabilirdik. Ama uçmak gibi bir yetenekleri olmadığı için dünyanın dışına hiçbir zaman çıkamamışlardı. Uçabilen bazı dinozorlar vardı ancak onların dayanıklılık seviyesi ejderhalardan çok daha az olduğu için atmosferi geçmeye başladıklarında vücutları donmaya ve parçalanmaya başlıyordu. Yani dünyanın dışına çıkmak onlar için her zaman imkansız olmuştu. (Twist)-Maalesef hiçbir zaman böyle bir yeteneğimiz olmadığı için ejderhaların altında kalıp ikinci sırayı kabullendik. (Vicious)-Ta ki şu ana kadar. Betty'nin potansiyeli sayesinde sonunda istediğim şeyi elde ederek ejderhaları ve Soykıran ailesini yeryüzünden silebiliriz. (Pride)-Betty'nin potansiyeli o kadar yüksek mi gerçekten? Pride büyük bir heyecana kavuşmuştu. Hem Soykıranlar tarafından kaçırılan kızını kurtarabilecekti. Hem de kızların birisi onları dünyanın tepesine taşıyacaktı. Bu durum karşısında sakin kalabilmesinin imkanı yoktu. (Vicious)-Hayal bile edemezsin. Pride'nin heyecanı iyice artmıştı. BigJaw'ı uyandırmasını sağladıktan sonra onun gücünde de ustalaşmasını sağlayacak ve ardından da Soykıranlara topyekün bir saldırı gerçekleştirecekti. (Pride)-Yalnızca biraz daha bekleyin Soykıran ailesi! Yakında! Çok yakında hepinizi yok edeceğim ve dünyaya hükmedeceğim. (Twist)-Yine de dikkatli olmakta fayda var Pride. O kadın hala aklımı karıştırıyor. Eğer savaşa dahil olursa planlarımızı bozabilir. Twist hala dikkatli olunması konusunda ısrarcıydı. Hissettiği o auranın yoğunluğu normal bir insana ait olamazdı. Hele de herkesin algı seviyesini aşan o kana susamışlık, bir insan o seviyede bir kana susamışlığa erişmek için kaç kişiyi öldürmüş olabilirdi? Bu sayıyı asla bilemeyecekti fakat bildiği bir şey vardı. O da o kadının ne kadar tehlikeli olduğu. Karşısındaki kişinin bir kral olmasını umursamadan gösterdiği kibirli davranışlar ve ona karşı uyguladığı ezici aura. O kadının Pride'den daha güçlü olma ihtimali vardı. Muhtemelen daha güçlü değildi ama bu ihtimali göz ardı etmek savaş sırasında onlara büyük bir zarar olarak dönebilirdi. O yüzden de Twist her şeyi en ince ayrıntılarına kadar düşünüyordu. Düşünmek zorundaydı. Bu savaşta kazanamazlarsa bir daha asla kazanamazlardı. (Pride)-Merak etme. Betty'yi bu konu hakkında uyaracağım. Ayrıca bende dikkatli davranacağım. O kadın benden korkmadığına göre elinin altında bir şeyler saklıyor olabilir. (Twist)-Mantıklı. Her neyse. Biz şimdilik geri çekiliyoruz. Betty şu anda dinleniyor. Birkaç saate uyanır. O zaman da antrenmana başlarsınız. (Pride)-İstediği kadar dinlenebilir. Sonuçta bugün onu normalden daha fazla zorlayacağım. Pride parmaklarını kütletirken konuşmuştu. BigJaw'ı uyandırmak için dinozorların dediğini yapacak ve Betty'yi sınırlarının bile ötesine kadar zorlayacaktı. Aksi takdirde BigJaw'ı uyandırmak sonsuz okyanusun üstünde kara parçası aramak gibi olacaktı. (Twist)-Kızı bu işten vazgeçirecek kadar ileri gitmede. Gerisi önemli değil. (Pride)-Merak etme. Kazanacağı güçten sonra bütün bunlara gülüp geçecek. Pride Betty'nin bunlara gülüp geçeceğinden emindi. Özellikle de Soykıran İmparatorluğunu yıktıktan sonra antrenman yaparken çektiği bütün acıları unutacaktı. Yaptığı her şeye değecekti. Sadece biraz daha dayanması gerekiyordu. Yakında yaptığı her şey meyvesini verecek ve kazandığı güç yanına kâr kalacaktı. (Twist)-Sana güveniyorum Pride. Her neyse, yakında tekrar görüşeceğiz. Twist ve Vicious telepatiyi bıraktılar ve dinlenmeye çekildiler. Pride ise odadaki en büyük pencerenin önüne geldi ve görüş açısında olan her yeri izlemeye başladı. (Pride)-Şehrimin güzel insanları. Beni duymayacak olsanız bile hepinizden özür diliyorum. Çıkacak olan savaşta ister istemez masumlarda ölecek. Ama emin olun, ölenlerin hayatları boşa gitmeyecek! Hepinize en iyi hayatı sunmaya çalıştım ve başardım. Ancak çok yakında, şimdikinden çok ama çok daha iyi bir yaşamınız olacak. Pride görüş alanında kalan evleri ve insanları izlerken bu kelimeleri sarf etmişti. Pembe gözleri parıldıyordu. Kudretli duruşu pencereden yansıyan güneş gibi parlaktı. Kendinden emin bakışları kudretini ikiye katlarken yüzünde ciddi bir ifade vardı. (Pride)-Yakında her şeyi elime alacağım ve bütün dünyayı yöneten yegâne insan haline geleceğim. Soykıran ailesinden hayatta kalanları köle olarak çalıştıracağım ve kendi halkımın tamamını krallar gibi yaşatacağım. Bundan emin olabilirsiniz halkım. Tek yapmanız gereken şey her zaman olduğu gibi bana güvenmek. Hepsi bu. Pride'nin sesi bile kudretli bir şekilde gürlüyordu. Söylediği her şeyi yapacaktı. Bu savaşı kazanacak ve Soykıranların hakimiyetine son verecekti. Şu anda en büyük dileği buydu ve bu dilek gerçekleşene kadar durmayacaktı. Durmaya da niyeti yoktu.
|
0% |