Yeni Üyelik
200.
Bölüm

Bölüm-199 Sarmaşık Desteği ve Karşı Saldırı

@aristokrat

Hammer ayağa kalktıktan sonra Hunter'i yenmek için çok fazla uğraşmasına gerek kalmamıştı. Ejderha dönüşümünü tamamladıktan sonra yalnızca tek bir yumruk atmıştı ve attığı o yumruk Hunter'in yeri kazıyarak dünya etrafında tam bir tur atmasına sebep olmuştu.

Hunter yumruğu yedikten sonra anında bayılmış ve hareketsiz bedeni dünya etrafında tam tur atarak Hammer'in ayağının altına kadar sürüklenmişti. Hammer ise Hunter'in üzerine basarak onu durdurmuştu.

(Hammer)-Kazanmışmış. BloodWife'lerin Soykıranları yenebildiği nerede görülmüş? Hmph! Çöp parçası.

Hammer Hunter'in üzerine tükürdü ve kardeşine yardım etmek amacıyla yola koyuldu. Olması gereken yerden oldukça uzaktaydı. Bacaklarını büktü ve devasa bir sıçramayla yerinde ayrıldı.

***

Yaptıkları konuşmadan sonra Slam'da ejderhasını kullanmaya başlamıştı ve güç seviyesi absürtlüğü bile aşacak kadar artmıştı. Victor'u tekme tokat dövüp yerden yere vurduktan sonra Victor neredeyse bilincini kaybetmişti ancak Slam'in durmaya niyeti yoktu.

Durmadan onu yumruklamaya ve sağa sola fırlatmaya devam ediyordu. Ancak belli bir süreden sonra durdu ve Victor'u bir ağaca fırlatarak yere düşmesini izledi. Sonra da yavaşça yanına gitti ve...

(Slam)-Sana ejderhamın herhangi bir özelliği olmadığını söylediğimde gülmüştün değil mi? Ama sana kötü bir haberim var. Ejderhamın herhangi ekstra bir özelliği olmasa bile o hala bir ejderha. Yani fiziksel olarak senin en iyi halinden daha iyi. Hem de her zaman. Ama sen düşünme eksikliği çeken bir geri zekalı olduğun için bunu düşünemedin. Ve şimdi yerde yatıyorsun. Hadi bu tatlı uykunu sonsuz hale getirelim.

Slam yumruğunu sıktı ve Victor'un kafatasını parçalamak için kaldırdı.

Ve son darbeyi vurmak adına yumruğunu savurdu.

Ancak tam o anda...

(??)-Engelleyin şunu!!!

Bir bağırtı yükseldi ve Slam bakışlarını sesin geldiği yere çevirdi. Tam o anda da iki narin beden yumruğunu tekmeleyerek Slam'in takla atmasını sağladılar. Hemen ardından da Slam sarmaşıklarla çevrelenerek hareketleri kısıtlandı.

(Slam)-Ne oluyor lan!?

Slam aniden yaşanan bu şeyler yüzünden şaşırmıştı ve istemsizce bağırmıştı.

(??)-Bir şey olduğu yok. Alt tarafı imparator adayımızı öldürmeni engelliyoruz.

Slam bağırdıktan sonra sarmaşıkların sahibi sakin bir ses tonuyla konuştu. İmparator adayları olan Victor BloodWife'yi kurtarmaya geldiklerini açıkça dile getirmişti.

(Slam)-Sen kimsin be?

(Menekşe)-Güzellik Kulesi Baş Sahibesi Menekşe.

Menekşe sakinliğini bozmadan kim olduğunu söylemişti. Slam ise gülümseyerek...

(Slam)-Fahişesiniz yani.

Bu sözleriyle Menekşe'nin sinirlerini bozmayı planlamıştı. Ancak...

(Menekşe)-Evet. Evet öyleyiz. Bu konuda acısını çektiğin bir şey mi var?

Menekşe önce sakince kabul etmiş sonra da dalga geçer gibi karşılık vermişti. Amacı Slam'i kızdırmak değildi ancak Slam nedense bu sözlerde bir art niyet aramış ve kendi kendini sinirlendirmişti. Durup dururken böyle düşündüğü için biraz daha sinirlenmiş ve ortada hiçbir sebep yokken öfkeyle dolmuştu.

Sarmaşıklardan kurtulmaya çalışmış ancak başaramamıştı. Sarmaşıklar aşırı derecede sağlamdı ve kolay kolayda kopacak gibi görünmüyorlardı. Slam'de fazla uğraşıp gücünü boşa harcamak istemedi ve sarmaşıklardan kurtulmaya çalışmayı kesti. Gülümsedi.

(Slam)-Hayır hayır. Elbette ki yok. Sadece sizin gibi güzel kadınların yaptığı bu işi biraz anlamsız buldum. BloodWife'in azgınlarını kolayca elde edebilirdiniz.

Slam hiç düşünmeden BloodWife ailesindekileri sapıklıkla suçlamıştı ve yaptığı bu suçlamadan gurur duyuyordu. Onların sapık olup olmamaları umurunda bile değildi. Sadece suçlama yaparak eğlenmek istemişti.

(Menekşe)-Elbette edebilirdik. Ama neden böyle bir şeyle uğraşıp yerimizi kaybetme ihtimalini göze alalım ki? Ya Pride bizi reddedip kuleyi kapatma kararı alırsa?

(Slam)-Bu da bir seçenek tabii. Ama yine de bu güzelliğinizi bu şekilde boşa harcamanız hiç hoş değil. İsterseniz sizi Soykıran İmparatorluğuna alalım.

***

(Kuzgun)-Pride'yi bilmem ama kardeşinin azdığı kesin.

Kuzgun Efsane'ye döndü ve gülmemeye çalışarak bu sözleri söyledi.

(Efsane)-Dalga geçmesene be.

(Kuzgun)-Komik ama.

Kuzgun yanaklarını şişirerek gülmeyi reddetti.

(Kuzgun)-Resmen kendisini öldürmeye gelen kadınlara yazıyor.

(Efsane)-Ya bir planı varsa?

Efsane Slam'in bir fikri olabileceğini düşünmüş ve dile getirmişti. Onun bir kadından bu kadar kolay etkilenmeyeceğini düşünüyordu. Her zaman sakin olan kardeşinin bu sözleri söylemiş olabileceğine inanamıyordu.

(Kuzgun)-Hayır. Bir planı yok. Harbiden onları istiyor.

Kuzgun Slam'in aklını okuduğu için farklı şeyler düşünmediğini biliyordu.

(Kuzgun)-Abinin aklından geçenleri denesek mi lan? Bayağı etkileyici fantezileri varmış.

Efsane hızla ellerini Kuzgun'un gözlerinin önüne götürdü. Kızarmış bir surat ve utanmış bir sesle birlikte...

(Efsane)-Kuzgun yaaa. Bakmasana.

(Kuzgun)-PUHAHAHAHAHA!!!!! Tamam tamam bakmıyorum.

Kuzgun daha fazla dayanamadı ve kahkahayı basarak yatağa uzandı. Sonra da Efsane'nin utançtan kızaran yüzüne baktı.

"Utanmış Efsane... çok tatlı."

Kuzgun bir kez daha gönlünü Efsane'ye kaptırmıştı. Kızarmış Efsane ona ekstra güzel gelmişti. Efsane'ye baktıkça onunla birlikte olma isteği güçleniyordu. Savaşı izledikleri boyut penceresi kapandı ve Kuzgun, Efsane'nin kızarmış yanaklarını hafiften sıkarak kendisine çekti. Dudaklarına yapıştı ve Efsane'de bundan geri kalmadı.

***

(Menekşe)-Teklifin için teşekkür ederim tatlım ama buna gerek yok. BloodWife İmparatorluğu bizim için fazlasıyla yeterli. Ayrıca, birazdan ölecek birisi için fazla azgın değil misin sen?

Menekşe Slam'in teklifini kibarca reddetmiş ve Slam'in öleceğini söylemişti. Slam ise o sözlerden sonra Menekşe'nin suratına boş boş bakmaya başlamıştı. Birkaç saniye sonra da beklenmedik bir şey yaptı ve gülmeye başladı.

(Slam)-Hahahahahahahahaha!!!!!!! Ölmek? Ölmek mi dedin sen!? Ahh, hiç güleceğim yoktu gerçekten!

(Menekşe)-Ne oldu? Kafayı falan mı yedin? Yoksa azgınlığın başını mı döndürdü?

(Slam)-Hayır hayır. Sadece beni öldüreceğini söyleyince gülmemi engelleyemedim o kadar. Farkında mısın bilmiyorum ama en başında yaptığım deneme hariç henüz hiç kurtulmak için çabalamadım. Sarmaşıkların o kadar zayıf ki uğraşmaya değer bile görmedim seni. Tek derdim...

Slam'in derdinin ne olduğu belliydi. Menekşe'yle bir gece geçirmek. Ama böyle bir şey olmayacağını biliyordu. Yine de hayal etmesi zevkliydi. Ama savaşın ortasında oldukları ve imparatorlukları hala işgal edildiği için bu konuyu daha fazla uzatmayacaktı.

(Slam)-Yani bilmen gereken ilk şey...

Dedi ve yavaşça ayağa kalktı. Bedenini çevreleyen sarmaşıklar sanki hiç yokmuş gibiydi.

(Slam)-... beni durduramayacağın.

Slam ayağa kalktıktan sonra Menekşe'ye yaklaştı. Menekşe'nin boyuyla kıyaslandığında gerçek bir dev gibi duruyordu. Gerçi hala Ejder'den kısaydı. Slam 1.93 boya sahipti. Ejder ise ejderha güçlerine kavuşmadan önce 1.83, şu anda da 1.95 boya sahipti. Yani oldukça uzundu.

(Slam)-Şimdi beni öldürmeyi düşünüyor musun?

(Menekşe)-Ah elbette. Kızlar.

Menekşe'nin sözüyle birlikte her tarafta kızlar belirmeye başladı ve kısa süre içinde Slam tamamen çevrelendi.

(Menekşe)-500 kızla baş edebilecek misin göreceğiz?

(Slam)-Merak etme. Ben 500 kızla baş edebilirim. Ama sizin, işgal yaptığınız için geride bir tek asker bile bırakmadığınız imparatorluğunuz, 10 milyon kişilik bir orduyla baş edebilir mi?

(Menekşe)-Ne!?

***

(Kuzgun)-Bak bu iyiydi. Bu gerçekten iyiydi. Ha bu arada. Ben yalnızca bir klonum. Kuzgun hala Efsane'yle eğleniyor. Anlarsınız ya. Neyse, tutmamayım ben sizi. Görüşürüz.

***

Tam o sırada Grant 10 milyon kişilik bir orduya konuşmasını yapmış ve hepsini fazlasıyla gaza getirmişti. Askerlerini nasıl gaza getireceğini bildiği için uzunca bir konuşma yapmaya ihtiyaç duymamıştı. Birkaç kelime söylemesi yetmişti.

(Bloody)-Hahaha. Sen gerçekten tanıdığım en alçak herifsin.

(Grant)-Teşekkür ederim. Ama bu yaptığım şey çok basitti. Alt tarafı saldırıya geçmek gibi bir aptallık yapmadım ve Pride aptalının bütün askerlerini imparatorluğuma sokmasını bekledim. Sonra da onların imparatorluğunda savunma için hiç asker kalmayınca kendi ordumu harekete geçirdim. O kadar da komplike bir şey değildi.

(Bloody)-Yine de adice olduğu kesin.

(Grant)-Kimin umurunda? BEN YALNIZCA DÖKECEĞİM KANLARA BAKARIM!!! AHHH, ÇOK YAKINDA KARNIMIZ YETERİNCE DOYMUŞ OLACAK!!! NE KADAR UZUN ZAMANDIR BÖYLE BİR ANI BEKLEDİĞİMİ HAYAL BİLE EDEMEZSİN!!!

Grant aniden yoldan çıkmış gibi konuşmaya başlamıştı. Suratı şekil değiştirmişçesine korkutucu bir hale gelmişti. Kan dökmek ve karnını bu kanlarla doyurmak istiyordu. Kan Ejderhasına sahip olmasının getirdiği açlık tam olarak buydu. Kana ihtiyaç duyuyordu. Bir vampir gibiydi ancak onlar kadar çabuk doyamazdı. Tek bir kişinin kanını emerek sakinleşemezdi. Milyonların kanını emmeden kendine gelemezdi.

Kan istiyordu. Binlerce litre kan istiyordu. Görüş alanında olan herkesin kanını istiyordu.

(Grant)-Bütün kanları içmeden ASLA AMA ASLA SAKİNLEŞMEYECEĞİM!!!!!

Büyüyen gözleri ve gülümsemesi korkunçluğuna korkunçluk katıyordu.

(Grant)-YÜRÜYÜN ASKERLERİM!!! YOLUNUZA ÇIKAN HER ŞEYİ KIZILA BOYAYIP YOLUMA ISLAK BİR KIRMIZI HALI SERİN!!!

(Askerler)-HAAAAAAA!!!!!

10 milyon kişilik bir asker sürüsü aynı anda bağırdılar BloodWife imparatorluğuna doğru harekete geçtiler.

(Grant)-HAYDİ ASIL EĞLENCEYE BAŞLAYALIM!!!

 

Loading...
0%