@aristokrat
|
Dia'nın tamamen kendisine gelmesi için 1 saat kadar bekledikten sonra herkes yeni tura hazırdı. Hepsi kendilerine fazlasıyla güveniyorlardı. Kyriel ise içten içe bu güvenlerinin kırılışını göreceği için seviniyordu. (Kyriel)-Madem hepiniz hazırsınız, yeni tur geliyor o zaman. İlk 2 seferde olduğu gibi Kyriel'in ellerini kaldırmasının ardından yer sallanmaya başladı. Ama bu sefer önceki seferlerden çok daha kuvvetli bir şekilde sallanıyordu. Diğer yandan hepsi yerin yarılmasını bekliyordu. Tabii o yarıklardan su ya da benzer bir şey çıkmamasını da. Su ya da benzer bir sıvı çıkmaya başlarsa işleri çok zor demekti çünkü daha 2. tur onları zorlamışken 4. tur kesinlikle işlerini bitirirdi. 15 saniye kadar süren bu sallantının ardından yer yarılmaya başladı. Önce çatlaklar ve sonra büyük bir gürültüyle o çatlakların ortadan ikiye ayrılma sesi yükseldi ve hiç akıllarına gelmeyecek olan bir şey oldu. O devasa çatlaklardan yeşil renkte bir gaz yükselmeye başladı. (Sayk)-Gaz mı? (Ejder)-Sakın nefes almayın! O anda Ejder bağırdı. Henüz kimse ne olduğunu anlamamıştı ama hepsi bir anlık refleksle Ejder'in dediğini yaparak nefeslerini tuttular. (Ejder)-Dia. Topraktan bir yarım küre yap ve içini bolca havayla doldur. Neler olduğunu anlamaya çalışan Dia hemen ellerini yere koydu ve etraflarına kocaman bir yarım küre ördü. Sonra da o küreyi havayla doldurdu. (Ejder)-Pekala, nefes alabilirsiniz. Herkes yeniden nefes aldı ve ciğerlerine yeniden hava girmesinin mutluluğuna eriştiler. O sırada da Dia ışık elementini kullanarak içeriyi aydınlattı. Her tarafı kapalı bir yarım küre yaptığı için içeriye birazcık bile ışık girmiyordu. (Rose)-Ejder, ne olduğunu anlatır mısın? Neden Dia'ya bir yarım küre yaptırdın? Lafa giren ve herkesin merak ettiği o soruları soran kişi Rose olmuştu. Gerçekten de Ejder neden aniden bağırarak bunu istemişti ki? Yerden çıkan şey sadece yeşil renkte bir gazdı. Sadece gaz. (Ejder)-O şey sıradan bir gaz değil. Zehirli bir gaz. (Rose)-Ze-zehirli mi? (Ejder)-Aynen öyle. Eğer solusaydınız şu anda ölü olurdunuz diye düşünüyorum. (Hepsi)-Ha!? Ölü mü? Herkes sanki koordine olmuşlar gibi aynı tepkiyi verirken Ejder başını kaldırdı ve... (Ejder)-Artık içeri gelsen diyorum Kyriel. (Kyriel)-Amanın. Sizi dinlediğimi nereden bildin ya? Kyriel dalga geçer gibi cevap vererek yarım kürenin içine girmişti. (Ejder)-Bizi dinlediğini bilmedim. Sadece diğerlerinin çaresizliğinden duyduğun zevk aurana yansıyor. Ejder başkalarını yaydığı aurayı hissetmede iyiydi. Sadece aurasını okuyarak bir insanın ne düşündüğünü anlayabilirdi. Ve şimdi de tam olarak bu olmuştu. (Kyriel)-Woah! O kadar da dikkat etmiştim halbuki. Kyriel'in suratında sonuna kadar kibir dolu olan bir ifade vardı. (Ejder)-Biliyor musun? Şerefsizin tekisin. Ejder ise aynı şekilde kibirli bir gülümsemeyle birlikte ona cevap verdi. (Kyriel)-Bunu bana söyleyecek son kişi bile olmadığının farkındasındır umarım. (Ejder)-Farkındayım. (Kyriel)-O zaman niye söyledin? Ejder yine kibirle gülümsedi ve... (Ejder)-Çünkü zerre kadar umurumda değil. Kyriel parmaklarını kütleterek Ejder'e yaklaştı ve... (Kyriel)-Kavga mı istiyon lan velet!? O anda ise Ejder'in dikey elips gözleri rakibine odaklanarak inceldi. (Ejder)-Evet istiyorum, bir sıkıntı mı var!? (??)-Tamam! Yeter artık! Didişmeyi kesin. Ejder ve Kyriel her an birbirlerine girecek gibi görünürken Rose aniden aralarına girerek onları ayırdı. Şu andaki ortam bir kapışmayı daha kaldıramazdı. (Rose)-İkinizin kavgasından daha önemli sorunlarımız var. Rose haklı olarak bu sözleri söylüyordu. Şu anda uğraşmaları gereken şey Ejder ve Kyriel değildi. Şu anda uğraşmaları gereken dışarıyı kaplamış halde olan yoğun zehirdi. Ejder'in dediğine göre ise eğer o zehri solumuş olsalardı çoktan ölmüş olabilecekleriydi. Bu çok önemli bir bilgiydi. O zehrin ne kadar tehlikeli olduğunu bilmeleri ona karşı önlem almalarında çok ama çok önemli bir rol oynayacaktı. (Kyriel)-İyide biz kavga etmeyecektik ki. (Rose)-He? (Ejder)-Kavga etmemiz için bir sebep var mı ki? Rose'nın ağzı şaşkınlıktan sonuna kadar açılmıştı. Ne saçmalıyordu bunlar şimdi? Ne demek kavga etmeyecektik ki? Ne demeye kavga edecek gibi hareketlendiniz lan o zaman!? (Rose)-Ne demeye öyle hareketlendiniz lan o zaman!? Rose bir anlığına öfkesine kapılarak bağırdı. (Ejder)-Kendi aramızda rekabet ederek eğlenmeyelim mi yani? (Kyriel)-Değil mi? (Rose)-Ahhh, boş verin gitsin. Siz kafayı yemişsiniz. O anda pes eden Rose, bir daha bu manyakların arasına girmeme ve yaptıkları şeyleri düşünmeme kararı almıştı. Çünkü kendisi ne kadar düşünürse onların hareketleri o kadar anlamsızlaşıyordu. (Dia)-Ana konuya geri dönebilir miyiz artık? Hani, soluduğumuz zaman bizi öldürecek bir zehir var ya dışarıda. O konudan bahsediyorum. Dia biraz homurdanarak birazda ciddiyetle bu konuşmayı yaptıktan sonra bakışlarını Ejder'e çevirdi. Bu gazın ölümcül olduğunu söyleyen kişi Ejder olduğu için ondan bir şeyler duymak istiyordu. (Ejder)-Dediğim gibi, o gaz fazla ölümcül. Eğer fark etmemiş olsaydım...şu anda, hepiniz ölüydünüz. Ama merak ettiğim bir şey var. Ejder bakışlarını Dia'dan çekerek Kyriel'e çevirdi. (Ejder)-Bu kadar güçlü bir zehir kullanmak sence de buraya gelmeyi başaran herkesin ölümünü istemek değil mi? (Kyriel)-Bilmen gereken en önemli şey buradaki bütün turları eksiksiz bir şekilde geçtikten sonra elde edeceğin gücün, senin tüm potansiyelini ortaya çıkaracak olmasıdır. Ama bu potansiyelini kaldıramayacak kadar zayıfsan erişeceğin seviyenin hiçbir anlamı olmaz. (Ejder)-Yani kısaca diyorsun ki, erişeceğin gücü hak etmek zorundasın ve gerekirse o güç için ölmelisin. (Kyriel)-Sen, deli olduğuna emin misin? (Ejder)-Evet. (Kyriel)-Bir deli için fazla akıllısın lan sen. (Ejder)-Bak, Kyriel. Ben deliyim. Fikirlerim, düşüncelerim ve hareketlerim anlaşılamaz ve anlamlandırılamaz. Ancak hala düşünme yetimi kaybetmedim. Bu, ayrımı yapılması oldukça zor olan bir şeydi. Ejder, düşünme yetimi kaybetmedim demiş olsa da birkaç kez o raddeye kadar gelmişti ancak bir şekilde Rose tarafından engellenmişti. Aslında bu oldukça iyi bir şeydi. Ejder'in hala düşünebiliyor olması demek hala karar verebiliyor olması demekti. (Kyriel)-Gerçekten tuhaf birisisin. (Ejder)-Her zaman öyleydim. Her neyse. Bir şey soracağım. Dışarıda ne var? Bu oldukça mantıklı bir soruydu çünkü zehirli gaz salınır salınmaz bir yarım kürenin içine saklanmışlardı ve ne tür bir canlıyla karşılaşacaklarını görememişlerdi. (Kyriel)-Sanırım bunu söylememde bir sıkıntı olmaz. Eninde sonunda onlarla karşılaşacaksınız sonuçta. Dışarıda kobralar var ve her biri en az 3 metre. (Ejder)-Ve? Ejder bu sorusuyla birlikte başka bir cevap bekliyor gibi görünüyordu. Kyriel ilk başta Ejder'in ne öğrenmek istediğini anlamamış olsa da zihnine bakmayı akıl ederek Ejder'in merak ettiği şeyi görmüştü. (Kyriel)-Bunu duymak istediğinden emin misin? (Ejder)-Sence? (Kyriel)-Elbette eminsin seni dövüş manyağı seni. Bu sözlerden sonra Ejder'in suratında hafif bir gülümseme belirdi. Bu sözleri iltifat olarak kabul ettiği kesindi. (Kyriel)-Dışarıdakiler bir meleğin gücünün % 60'ına sahipler. Birkaç saat önce seni yere gömüp kocaman bir çukur açan o güç yani. (Ejder)-O anda tüm gücünü göstermeni isterdim tabii ama, artık bir önemi yok.. Dışarıdaki elemanları rahatça ezemeyeceğimi bilmek biraz üzücü ama... (Ejder)-Aksi takdirde hiç eğlenceli olmazdı değil mi? Medusa'yla yaptığı dövüşte aklından geçen sözlerin aynısını şimdi dile getiren Ejder'in suratında Kyriel'in bile içini titretecek kadar korkunç bir gülümseme belirdi. Bu gülüş gerçek bile olamayacak kadar korkutucuydu. Ama tamamen gerçekti. Ejder'in gerçek kişiliği buydu. Konu dövüş olunca bütün suların akmayı kestiği ve Ejder'in sahip olduğu bütün ölümcüllüğü hiçbir kısıtlama olmadan dışarı saldığı o korkutucu hali. Öyle ki, bu haldeyken Ejder her şeyi yapabilecekmiş gibi hissettiriyordu. Ejder'in korkunç görüntüsü herkesin gerilmesini sağlarken... (Ejder)-Dia! Bana bir kapı aç. Ejder korkutucu derecede baskın bir sesle Dia'dan kendisine bir kapı açmasını istedi. Dışarı çıkıp o tatlı yılancıklarla eğlenmek istiyordu. (Dia)-Emin misin? Bu sorunun ardından Ejder korkunç bakışlarını Dia'ya çevirdi. (Dia)-Sormadım say. Çocuklar nefesinizi tutun. Ejder'in bakışlarıyla birlikte irkilen Dia, Ejder için bir kapı açmaya hazırlandı ve arkasının dönerek diğerlerini uyardı. Hiç kimsenin zehirlenip ölmesini istemiyordu. Herkesin nefesini tuttuğundan emin olduktan sonra da topraktan küre yavaşça ortadan açıldı ve bir kapı şeklini aldı. Ejder ise hızlıca küreden çıktı ve Ejder küreden çıkar çıkmaz Dia açtığı kapıyı geri kapattı. (Sayk)-Ejder öylece dışarı çıktı ama...nefesini nereye kadar tutabilir ki? Ejder dışarı çıktıktan sonra Sayk'ın aklına gelen ilk şey bu olmuştu. Haklı bir soruydu da. Bu kadar güçlü bir zehir karşısında Ejder bile dayanamazdı diye düşünüyordu. (Kyriel)-Şimdi düşününce, gerçekten de öyle. O zehir ejderhaları bile uyuşturacak kadar etkili. Ejderhalar, yüz binlerce yıl yeryüzünde yaşamış olan son derece güçlü varlıklardır. Geçmiş zamanlarda sırf kendi egemenliklerini mutlak kılmak adına periler, kurt adamlar ve vampirler gibi canlıların soylarını kurutmuşlardır. Şu anda ise yaşıyor olarak bilinen tek ejderha Göksel Dünya'daki Ejderha Dağı'nın en tepesinde bulunan BioDrago'dur. Yani Ejder ve diğerlerinin ulaşmak zorunda oldukları kişidir. (??)-Merak etmeyin. Ejder'e hiçbir şey olmayacak. O kadarcık bir zehir onu öldüremez. Herkesin aklını kurcalayan bu soruya cevap olarak Rose'den, pekte cevap sayılmayacak bir cevap geldi. (Sayk)-Na-nasıl yani Rose? O zehir onu öldüremez mi dedin sen az önce? *** Ejder, küreden dışarıya adımını atar atmaz dışarıda bekleyen çıngıraklı yılanların neredeyse hepsinin dikkati ona çekildi ve Ejder'i görür görmez tıslamaya başladılar. Yılanlardan bazıları ağzını açarak Ejder'e saldırmaya saldırmaya hazırlandı ve yeşil renkte akışkan bir sıvıyı Ejder'in üzerine tükürdüler. Ejder tek hareketle yılanların görüş açısından çıktı ve üzerine doğru gelen sıvıları kolayca atlatarak yeniden aynı yerinde belirdi. Yılanların tükürdüğü sıvı ise düştüğü yeri eritmeye başladı. Eriyen yerden ise hafif dumanlar yükselmeye başladı. Bu sıvı kesinlikle asitti. Hem de inanılmaz derece kuvvetli bir asit. Asidin yeri bile erittiğini gören Ejder'in suratındaki gülümseme biraz daha genişledi ve... (Ejder)-Eğlence başlasın. Ejder bir anda olduğu yerden fırladı ve hiç düşünmeden yılanların arasına daldı.
|
0% |