Yeni Üyelik
230.
Bölüm

Bölüm-227 Yüksek Ejderha İnfilakı

@aristokrat

Babası Ejder'i izlerken Ejder aklına gelen farklı türdeki hareketleri deniyor ve kendine özel bir hareket bulmak için çabalıyordu.

Aklına gelen ilk hareket patlamalı bir yumruktu. Yumruğunu sıktı ve enerjisini, daha doğrusu aurasını omzuna topladı. Sonra da yumruğunu ileri doğru savurdu ve omzuna biriktirdiği aurasını bir mermi gibi yumruğuna yönlendirerek dışarı saldı.

Yumruğundan parlayan gümüşi aura bir ağ gibi etrafa açıldı ve patladı. Ancak Ejder'in istediği şey bu değildi. O aurasının dağılmasını istemiyordu. Hedefe çarptığı anda patlayıp hedefini yok etmesini istiyordu.

O yüzden de bir kez daha denemek istedi ve hemen arkasındaki ağaca bir yumruk attı. Omzuna topladığı aura ağaca doldu ve Ejder'in yumruk attığı yer delindi.

(Ejder)-Tch! Patlamadı.

Ağacın delinmesi Ejder'in istediği şey değildi. Ağaç delinmişti ama hala yerinde duruyordu. Ejder'in isteği ağacın gövdesinin patlaması ve üstte kalan kısmın yere çakılmasıydı. Ama bu saldırıda öyle bir şey olmamıştı. Bu hareket yeterli çalışmayla Ejder'in istediği hale getirilebilirdi tabii ama Ejder bu hareketi doğru hareketmiş gibi hissetmiyordu.

Yapması gereken bitirici hareket bu değildi. Bu hareket dövüş ortasında kullanıp rakibi sakatlamaya daha yatkındı. O kadar da bitirici bir hareket değildi. Güçlü bile olsa zor durumda kullanılmak için o kadar yeterli değildi.

O yüzden de Ejder daha farklı şeyler düşünmeye başladı. Aklına bir sürü farklı hareket geliyordu tabii ama Ejder neredeyse tamamını kafada eliyordu ve başka şeyler düşünmeye çalışıyordu. Aklına gelen bütün saldırı şekilleri çok uğraştırıcıydı ve bir anda yapılabilecek şeyler değildi.

Öncesinde ya bir hazırlanma gerektiriyorlar ya da rakibi manipüle edip istenilen konuma veyahut şekle getirmeyi hedefliyorlardı. Ama o daha delice bir şey istiyordu. Gerçekten yıkıcı bir şey. İstediği şey rakiplerini zorda kalınca yenecek bir hareket değildi. Ya da onları öldürecek bir şey istemiyordu. Onları direkt olarak, geride en ufak bir parça bile bırakmadan "yok etmek" istiyordu.

Ama isteği bu yönde olmasına rağmen aklına o kadar efektif bir saldırı şekli gelmiyordu. Bunun üzerine derin derin düşünmesi gerektiğinin farkındaydı ama babası onu buraya getirip ondan bunu istediği için anında bir şeyler bulmak ve bundan kurtulmak istiyordu.

Babasıyla burada boş yere vakit öldürmektense birilerini dövmeyi daha mantıklı buluyordu. İşte tam da bu yüzden hızlıca bir hareket bulup bulunduğu noktadan kurtulmak istiyordu. Çünkü biliyordu ki eğer bugün bir hareket bulamazsa yarın yine buraya getirilecekti.

Böyle sıkıcı ve gereksiz bir şeye hiç gerek yoktu. Ama Ejder bir türlü istediği gibi bir hareket düşünemiyordu. Bütün hareketler için efor sarfetmesi gerekiyordu ve zorlu bir savaşta yorulmaya başladığında fazla efor gerektiren bir hareket sonu olabilirdi.

O yüzden aklına gelen tüm hareketleri geldikleri gibi eliyordu.

(Kaplan)-Sorun ne? Yeteneklerin mi çürüdü yoksa?

Kaplan uzaktan Ejder'e seslenip dalga geçmişti. Amacı Ejder'i biraz sinirlendirip bir şeyler bulmasını sağlamaktı ama her şeye kolayca sinirlenip şiddetle karşılık veren Ejder bu sefer oldukça sakin bir tepki vererek Kaplan'ı şaşırtmıştı.

(Ejder)-Hayır. Sadece yapabileceğim hareketler çok komplike. Savaş sırasında benim zararıma olabilirler.

"Sadece çocukları döverek savaş hakkında bilgin olduğunu mu düşünüyorsun? Sanırım bazen daha 1 yaşında olduğunu unutuyorum."

Kaplan bunları düşündükten sonra elini çenesinden ayırdı ve ayağa kalktı. Ejder'e doğru yürümeye başladı. Ejder ise babasının kendisine doğru geldiğini hissetti ve arkasını döndü. Tam o anda ise geriye doğru eğildi ve ölümcül bir tekme suratının üzerinden geçip gitti.

(Kaplan)-Güzel tepki hızı. Hayır. O tekmenin geleceğini zaten biliyordun.

(Ejder)-Basit bir tekmeydi. Tahmin etmesi oldukça basitti.

Ejder'in bu sözlerinin ardından Kaplan gülümsedi ve parmağıyla arka tarafı işaret etti.

(Kaplan)-Evet basitti. Ama etkiliydi de.

Ejder arkasını döndü ve uçurumun kenarın tamamen parçalandığını gördü. Az önceye kadar çıkıntılı ama güzel bir görüntüye sahip olan uçurumun uç kısmı şu anda paramparçaydı. Ama burada dikkat edilmesi gereken birkaç nokta vardı.

Bu yıkım gerçekleşirken ne bir sallantı, ne bir ses çıkmıştı. Hatta etrafta toz bile yoktu. Kaplan gerçekten çok güçlüydü. Ejder zaten bunun farkındaydı ama gözleriyle görmek bundan iyice emin olmasını sağlamıştı.

(Kaplan)-Bütün hareketler çok kompleks mi demiştin? Neden bitirici hareketin için uğraştırıcı şeyler arıyorsun ki? Basit ama etkili bir şeyler düşün. Bunun gibi.

Kaplan arkasına dönüp bir iki adım atıp geri Ejder'e döndü ve...

(Kaplan)-Pekâlâ. Sana örnek olması için kendi özel hareketimi göstereceğim.

Kaplan bir adım geri çekildi ve sakince kolunu kaldırdı.

(Kaplan)-Eğer yeterince güçlüysen en işe yaramaz hareketler bile ölümcül olabilir.

Bunları söyleyen Kaplan sert bir şekilde yumruğunu sıktı ve o anda gökyüzünün ortasında gümüş bir ışık belirerek inanılmaz bir rüzgâr patlaması eşliğinde saniyeler içinde bir insandan 500 kat daha büyük hale geldi ve bütün dünyayı oyuncak gibi sallayacak kadar güçlü bir şekilde patlayarak gökyüzünün şeklini bozdu.

Bulutlar yok oldular ve uçurumun boyu yarı yarıya kısaldı. Etrafta neredeyse hiç ağaç kalmadı. Eğer bu saldırı gökyüzünün derinliklerinde değil de toprağın hemen üstünde yapılmış ve Kaplan tüm gücünü kullanarak kontrolsüz bir şekilde patlatmış olsaydı bütün güneş sistemi kesinlikle yok olurdu.

Ama Kaplan gücünün yalnızca yüzde 10'unu kullanarak sadece Ejder'e örnek vermişti. Yine de gücünün yüzde 10'luk kısmı bu derece yıkıcıyken tüm gücü kim bilir ne kadar büyük bir kaosa yok açardı.

Her şeyi normal karşılayan Ejder için bile etkileyici bir andı bu ama şu anda şaşırdığı farklı bir şey vardı. Aynı şekilde babası da bu durumu şaşkın şaşkın izliyordu. Kaplan'ın özel hareketinden sonra uçurum yarı yarıya kısalmıştı ve ikisinin de düşmeleri gerekiyordu. Daha doğrusu Ejder'in düşmesi gerekiyordu.

Kaplan safkan bir ejderha olduğu için zaten uçabiliyordu ama beklemediği şey Ejder'in de uçabiliyor olmasıydı. Ejder'in uçacağını zaten biliyordu ama bu kadar çabuk olması gerçekten beklediği bir şey değildi.

Ejder'in sahip olduğu abartılı gelişim onu bir kez daha şaşırtmayı başarmıştı.

(Kaplan)-Ejder.

(Ejder)-Efendim baba.

(Kaplan)-Sen uçmayı ne zaman öğrendin?

(Ejder)-Az önce.

(Kaplan)-Hmm. Anladım. Dememi falan mı bekliyorsun lan!?

Kaplan kendini hiç tutmadan abartılı bir tepki vererek aklından geçenleri ortaya koymuştu.

(Kaplan)-Her şeyi yapabiliyorsun anladık da bu kadar erken uçma bari lan!

Ejder'in gerçekten her şeyi bu kadar hızlı gerçekleştirebiliyor olması onu deli ediyordu. Aslında bir yandan da sevindiriyordu ama daha çok deli ediyordu. Ejder'in her şeyi yapabileceğini düşünmeye bile başlamıştı.

Daha sadece 1 yaşındaydı ama yapamadığı neredeyse hiçbir şey yoktu.

(Ejder)-Yahu ne var? Senden görüp uçmaya başladım. O kadar da zor bir şey değilmiş.

(Kaplan)-Aman ya. Bazen gerçekten sana ne demem gerektiğini bilemiyorum.

Ejder sadece bir anlığına babasının uçtuğunu görmüş ve hemen ardından uçmaya başlamıştı. İşin matematiğini çözmekte üstüne yoktu. Ama bu kadar hızlı olması yüksek zekasının ne kadar tehlikeli olabileceğini düşündürtüyordu.

(Ejder)-Ama bunun için teşekkür ederim baba. İşe yarayacak basit bir hareket buldum. Hatta o kadar basit ki gülünç bile.

Ejder yavaşça yere alçalırken bu şekilde konuşmuştu ve babası da peşinden yere inmişti.

(Kaplan)-Rica ederim. E hadi göster bakalım hareketini.

(Ejder)-Nasıl istersen.

Ejder hareketini göstermek için o kadar da sabırsız değildi sonuçta dünyanın en sabit hareketi olabilecek kadar basit bir hareketti. Ama yine de etkili olacağı kesindi. O yüzden Ejder derin bir nefes alıp enerjisine odaklandı ve kolunu ileri uzattı.

Avcunu, karşısında uzanıp ortasından bir akarsu geçen, babasının az önceki saldırısından hafif zarar görmüş olan ormana çevirdi ve...

(Ejder)-Daha bir yaşında bir çocuk olduğumu varsayarsak buna bir isim vermemde hiçbir sorun yok gibi.

Bu sözlerden sonra Kaplan'ın gözleri endişeyle büyüdü ve Ejder'in enerjisine odaklandı. O andan sonra ise Ejder hareketi vermek istediği ismi dile getirdi ve her yer beyaza boyandı.

-Yüksek Ejderha İnfilakı!

 

Loading...
0%