@aristokrat
|
Ejder'in baktığı yönde bulunan 5 tanrı sağdan sola sırasıyla Zeus, Dionysus, Ares, Artemis ve Athena'ydı. Zeus 2 metreden biraz daha uzundu ve beyaz renkte yıldırıma benzeyen bir sakalı vardı. Koyu tenliydi. Dionysus elinde bir şarap şişesi tutuyordu ve bir serseri gibi görünüyordu. Tabii şarhoş değildi. Ares sırtında altı tane örümcek bacağına sahipti ve oldukça kalıplıydı. Elleri kocamandı ve bir pençeyi andırıyordu. Pençeyi andırmasına rağmen görünüş olarak hala insan eliydi. Artemis sırtında neredeyse kendisiyle aynı boyda bir yay taşıyan güzel mi güzel bir kadındı. Ve son olarak Athena ise, güzel kelimesinin anlamını değiştirecek kadar güzel bir kadındı. Ejder onu ilk defa görüyordu. Henüz kim olduğunu da bilmiyordu tabii. (Zeus)-Ejder Soykıran. Bir tanrıyı öldürerek en büyük günahı işledin. Bunun yüzünden cezalandırılacaksın. (Athena)-Ne cüretle kocamı öldürürsün değersiz insan! Athena büyük bir öfkeyle parladı. İnanılmaz derecede öfkeli görünüyordu. Ancak söylediği sözler Ejder'de başka bir his uyandırmıştı. (Ejder)-Kocam derken... Ejder'in gözleri kocaman açıldı ve aşırı bir kana susamışlık yükseldi. (Ejder)-Athena! (Athena)-İsmimle bir sorunun mu var lan!? Kocamı öldürmenin bedelini ödeyeceksin! (Ejder)-Hahahaha! Hahahahahahahahahaha!!!!!!! Ejder gülerken bütün bedeni deliler gibi titremeye başlamıştı. Vücudu karanlık bir aurayla sarılmıştı ve kana susamışlığı giderek artmaya başlamıştı. (Ejder)-Sen...ne cüretle...benim...değerli minik kızımın...güzelliğine leke sürersin lan!?!?!? O anda Ejder olduğu yerden kayboldu ve Ejder'in kaybolmasından yarım saniye kadar sonra, acı dolu bir çığlık patlak verdi. (Athena)-AAAAAAAAAAAAAAAAAAAA!!! YÜZÜM! YÜZÜM! YÜZÜÜÜÜÜÜÜM! Herkes hemen çığlığın geldiği tarafa baktılar ve çirkince bir şey gördüler. Athena'nın suratı mahvolmuştu. Suratı tamamen kanla kaplanmıştı ve paramparça edilmişti. Ejder ise elinde kanlı bir parça tutuyordu. Bu parça şekilsizdi ve yer yer Athena'nın ten rengiyle uyumlu bir renk sergiliyordu. O anda Zeus olayı kavradı ve... (Zeus)-Sen...ne cüretle...Athena'nın yüz derisini yüzersin!? Olan şey buydu. O yarım saniyelik zaman diliminde Ejder, Athena'nın yüz derisini yüzerek ondan ayırmıştı. (Ejder)-Medusa'nın o hali aklıma geldikçe kanım kaynıyor lan benim! Şimdi de Medusa'nın o halini yapan kişi kendi ayaklarıyla bana geldi. Sence Athena'yı öldürmeden bırakır mıyım ben!? (Athena)-Seni...seni...seni...şerefsiz! Sen kim oluyorsun da benim dünyalar güzeli suratıma dokunabileceğini düşünüyorsun!? Sen sadece değersiz bir insansın! Ne cüretle bir tanrıya dokunursun!? (Ejder)-Çok konuşma lan! Gerçi son sözlerini söylemen senin için daha iyi olur. Sonuçta birazdan çok sevgili kocana kavuşacaksın! Pardon! Hepiniz Poseidon'a kavuşacaksınız! Çünkü şu anda... Ejder öfkeyle parlarken yavaşça ikinci kişiliğine geçti ve ezici aurası katlanarak artmaya başladı. (Ejder)-...hepiniz... Yer ısınmaya başladı ve 4 tane ateşten duvar birden etraflarını sardı. (Ejder)-...çıkmaz sokağa girdiniz! (Ejder)-Hiçbiriniz hızlı ve acısız bir ölüm beklemeyin! (Ejder)-Hepinizi... (Ejder)-...ama hepinizi... (Ejder)-...yavaş yavaş parçalayacağım! Ejder seviyesiz bir korku yayıyordu ancak bu korkunun Zeus'a karşı o kadar da etkili olduğu söylenemezdi. (Zeus)-5 tanrıyla birden dövüşebileceğini mi düşünüyorsun? (Ejder)-Elbette hayır. 5 tanrıyla birden dövüşmek kesinlikle ölümümle biter. Ama... O anda Ejder'in suratı yine o şekli aldı. O korkutucu şekli. Yüzüne ağır bir karanlığın çöktüğü ve gözlerinin ters bir gülümsemeye benzediği, korkunun şekil bulmuş hali olan o gülümsemeye. (Ejder)-Başka türlü hiç eğlenceli olmazdı değil mi? (Zeus)-Yine de öleceğini biliyor olman güzel. Zeus ve diğerleri bu gülümsemeden ürkmüşlerdi ancak belli etmiyorlardı. Ejder, 5'ine karşı tek başına savaşırsa kesinlikle öleceğini belirtmişti ancak bu tamamen yalandı. Bütün evrende, bütün boyutta hatta bütün varoluşta Ejder'i öldürebilecek tek bir varlık bile yoktu. Ancak bunu bilen tek kişi Ejder'di. Tanrıların bildiği tek şey, Ejder'in sahip olduğu iyileşme yeteneğinin onu neredeyse yenilmez kıldığıydı. Ne yaparlarsa yapsınlar onu öldüremeyeceklerini henüz bilmiyorlardı. Ama yakında, hem de çok yakında öğreneceklerdi. (Ejder)-Beni yanlış anlamasan iyi edersin Zeus. 5 tanrıyla dövüşmek benim ölümüme yol açar dedim. Sizinle dövüşmek değil. Siz değersiz varlıkları tanrı olarak gördüğümü kim söyledi. Ejder kibirli bir ses tonuna sahipti. (Ejder)-Sizler sadece şişirilmiş birer balonsunuz o kadar. Ejder sonuçlarını hiç düşünmeden tanrıları aşağılayıp duruyordu. Tek amacı onları sinirden delirtmekti. Böylece onlarla oynarken güzelce eğlenebilecekti. (Ares)-Güzel söylüyorsun çocuk ama boş laflarınla bizi kandıramazsın. Bizi sinirlendirmek istediğin çok açık. Yüzünden ve aurandan her şey belli oluyor. (Ejder)-Ah öyle mi? Senden de daha azını beklemezdim zaten Ares. Bir savaş tanrısı olarak rakibinin auraısnı okuma konusunda bayağı iyiymişsin. Ejder kibirli ses tonunu bırakmadan bu sözleri dile getirmişti. Ares'in sinirlenip sinirlenmemesi Ejder'in zerre kadar umurunda değildi. Sonuçta dövüşmeye başladıklarında aptal gururu kendisini gösterecek ve bir insandan dayak yediği için sinir krizleri geçirecekti. (Artemis)-Şimdi fark ettim de. Biz sana isimlerimizi söylemedik ama yine de biliyorsun. O anda Artemis araya girdi. Gerçekten de buraya geldikleri andan itibaren Ejder onlara isimleriyle seslenmeye başlamıştı. Pekala Athena, Poseidon'un karısı olduğunu belirtmişti ve onu bir kenara bırakabilirdik ama Zeus ve Ares, isimlerini Ejder'e söylememişlerdi. Ejder'de daha önce onları görmemişti ama yine de isimlerini biliyordu. (Ejder)-Ah o mu? Bir arkadaştan destek aldım o kadar. Ejder açıkça Artemis'le dalga geçiyordu. Muhtemelen kim olduklarını nasıl bildiğini onlara söylemeyecekti. (Artemis)-Bir arkadaş? Kimmiş bakalım bizi tanıyan arkadaşın? Artemis yine de şansını denemişti. (Ejder)-Merak etme Artemis. Dert etmeniz gerekecek kadar önemli birisi değildir kendisi. (??)-Kalbimi kırıyorsun ama Ejder. İnsan arkadaşına "önemli birisi değildir" der mi hiç? O anda Tanrılar Diyarı'nda bir ses yankılandı ve devasa bir siluet, Ejder'in sırtından yükselmeye başladı. Tanrılar, yükselen devasa silueti gördükten sonra içgüdüsel olarak bir korku hissetmeye başladılar. Hareket etme yetilerini kaybettiler ve oldukları yerde donup kaldılar. (Dionysus)-B-bu...7 Efsanevi Ejderha..? Dionysus kekelemişti çünkü gözlerinin önünde duran bu devasa siluetin yaydığı hava gereksiz derecede ağır ve de korkutucuydu. (Ejder)-Hadi ama Neo. Element Ejderhası olman seni tanrılardan daha güçlü yapmıyor bunu sende biliyorsun. (Neo)-Tabii ki biliyorum. Tanrılardan daha güçlü olan varlıklar mı varmış? Güzel yalan doğrusu. -Dalga geçiyorlar. "Bizimle dalga geçiyorlar." (Athena)-Bizimle dalga geçmeyi bırakın köpekler!!! Ejder ve Neo'nun kendileriyle dalga geçiyor olmasına dayanamayan Athena bağırdı ve saldırmak için ileri atıldı. Ancak... (Ejder)-Yerini bil! Ejder bir anda Athena'nın önünde belirdi ve Athena'nın hızı kesildi. Ejder tek hamleyle Athena'yı boğazından yakaladı ve sıkmaya başladı. Tabii tırnaklarını da uzattı ve yavaşça etine girmesini sağladı. (Athena)-Bır-ak beni...seni çirkin yarat---ık... Bu sözlerden sonra Ejder'in bakışları değişti ve soğuk bir hal aldı. (Ejder)-Sesin... (Neo)-Ah, işte geliyor. (Ejder)-...sinirlerimi bozuyor. Bir anda soğuk bakışlara bürünen Ejder, Athena'nın sesinin sinirlerini bozduğunu söyledi ve tek hareketle Athena'nın gırtlağını söktü. Ve Athena'yı kenara fırlattı. Athena bu olay karşısında bağıramamıştı bile. Hem yüzü mahvolmuştu hem de gırtlağı sökülmüştü. İyileşme yeteneği sayesinde ölmeyecekti ama uzun bir süre acı çekecekti. (Artemis)-Gidelim Zeus. 7 Ejderhadan birini yenemeyiz. Artemis hemen Zeus'a döndü ve bu sözleri dile getirdi. Tanrılar gururlu varlıklar olsalar da ölmek istemiyorlardı ve burada kalıp savaşmak için diretmek ciddi anlamda sonları olurdu. Neo zaten tek başına hepsini saniyeler içinde öldürebilirdi. Birkaç saniye içinde olmasa da Ejder'de onları öldürebilecek kadar vahşiliğe sahipti. İkisinin birleşimi ise saniyeler içinde vahşice katledilmek olurdu. Tabii Ejder isterse saniyeler içinde olurdu. Ancak Ejder onlara asla merhamet göstermezdi ve öyle bir planı da yoktu. Hepsini yavaşça öldürüp yok etmeyi tercih ederdi. Başkalarının acı çekmesi Ejder için olabilecek en zevkli şeydi. Dövüşlerde gösterdiği tipler ve duygular ele alındığında Ejder için dövüşmek, seksten daha zevkliydi bile diyebiliriz. (Ejder)-Bak ne diyeceğim Artemis. Aslına bakarsan bende sizinle dövüşmek istemiyorum. Siz bu kadar korkarken size acı çektirmek hiç zevkli olmaz sonuçta ve sizi öldürürken zevk almak istiyorum. Sözlerini hiç esirgemiyordu. Onları öldüreceğinden sonuna kadar emindi. Yüz ifadesi ve bakışları da bu eminliği kanıtlar nitelikteydi. (Zeus)-Tch! Bu burada bitmeyecek Ejder. Emin ol yakında bu sözlerinin bedelini ödeyeceksin. (Ejder)-Bunu sabırsızlıkla bekliyor olacağım Zeus. Ve planlarını yaparken acele etmemeye dikkat et. Bilirsin, acele işe şeytan karışırmış. (Zeus)-Ah hiç merak etme. Benim işlerime şeytanlar karışamaz. (Ejder)-Hahahaha. Sen öyle diyorsan öyledir. O zaman, bir daha görüşmemek dileğiyle. Ares sırtındaki örümcek bacaklarından birini yönlendirdi ve Athena'yı kaptı. Athena'yı, Ejder gibi bir canavarın yanında bırakmak oldukça tehlikeliydi. Athena'yı aldıktan sonra bedenleri silindi ve gözden kaybolarak Tanrılar Diyarı'nı terk etmiş oldular. Onlar gözden kaybolduktan sonra Ejder gözlerini yukarı kaydırdı ve... (Ejder)-Sende hissediyor musun Neo. (Neo)-Evet. Evet hissediyorum. Ejder'in yüz hatları gerildi ve her zamanki korkunç gülümsemesi bir kez daha yüzüne oturdu. (Ejder)-Yakında çok kan dökülecek.
|
0% |