@aristokrat
|
(Hades)-Ha? Mühür Kırma Tekniği mi? Hades'in şaşkınlığı sesinden anlaşılıyordu. (Hades)-Hayır hayır hayır. Bir insanın bu teknikten haberinin olmaması lazım. Ejder, Hades'in üstünden kalkarken Hades başını sallayarak kendi kendine bu durumu reddetmişti. Biraz aşırı tepki bile veriyor diyebilirdik. İnsanların haberinin olmaması gereken bir teknik demiş olsa da Ejder'i normal insanlarla bir tutmak tamamen mantıksız bir düşünce. (Ejder)-Merak etme. Bu teknikten kendi kendime haberim olmadı. Ejder işaret ve orta parmaklarını birleştirerek elini şakağına dayayıp birkaç kez aynı noktaya vurdu ve... (Ejder)-Ejderhalardan biri söyledi. Hatta bunu söylemek adına mühürlü olmasına rağmen bedenimi ele geçirme zahmetine bile girdi. (Hades)-Mühürlü olmasına rağmen bedenini ele geçirme zahmetine bile girdi ha? Üzgünüm ama bu tekniği sana öğretemem. Hades aniden ciddi bir ses tonuna bürünmüştü. Ejder ise oldukça şaşırmıştı. Böyle bir cevabı kesinlikle beklemiyordu. (Ejder)-Öğretemem derken? Gözlerini kocaman açarak başını yana yatırmış ve bu sözleri dile getirmişti. Ortamın havası anında kasvetli bir havaya bürünmüştü. (Hades)-Öğretemem dedim. Nedenini ise bilmenize gerek yok. Yani, lütfen buradan gidin. Bu kadar tehlikeli bir şeyi size öğretmeyeceğim. Ejder başını diğer tarafa yatırdı. (Ejder)-Öğretmeyeceksin demek. Hahaha. O anda Hades bilinmeyen bir güç tarafından sıkıca çevrelendi ve ayakları yerden kesildi. (Ejder)-Sana kendimle ilgili bir şey söylememe izin ver Hades. Bu kelimeler Ejder'in ağzından dökülürken Ejder'in kolları yavaşça karanlıkla kaplandı ve gözleri kızarmaya başladı. Hades yerden 3 metre kadar yükselmişken Ejder boş gözlerle kendisine bakıyordu. Hades ise kendisine çevreleyen bu bilinmeyen güce karşı gelerek kurtulmaya çalışıyordu. "Siktir kurtulamıyorum! Ne tür bir insanın telekinezi yeteneği olur ki!? Hayır, asıl soru bu değil. Asıl soru, bu çocuk ne kadar güçlü lan böyle!? En güçlü tanrılardan biri olmama rağmen..." (Ejder)-Ben, bir şeyi istersem, o şeyi mutlak suretle alırım! Yani, boş yapmayı kes ve o siktiğimin tekniği göster bana! Aksi taktirde... O anda Hades'in vücudu daha da fazla sıkılmaya ve kemikleri yavaşça çatırdamaya başladı. (Ejder)-Anladın mı ben... Tam o sırada inanılmaz hızlı bir şey Ejder'i kaptı ve Hades'i çevreleyen ağır baskı kayboldu. (???)-GRRRRRRR!!!!!!! (Hades)-Kerberus! Hades yere düşer düşmez Ejder'i yakalayan şeye, yani cehennemin bekçisi olan 3 başlı köpek Kerberus'a seslendi. Ama çok geçti. Kerberus çoktan sahibini koruma içgüdüsüyle Ejder'e saldırmıştı ve onu bırakmak gibi de bir niyeti yoktu. Ortada bulunan başıyla Ejder'i yakalamış ve koca dişlerini ona geçirmişti. (Hades)-Kerberus dur dedim! Ona denk değilsin! Kerberus yine de Hades'i dinlemiyordu. Bütün hayatını Hades'le birlikte geçirmişti ve ona kalpten bağlıydı. Yani şu anda Hades'i dinlemeyecek ve ona zarar veren bu çocuğu dişlerini arasında parçalayıp yutacaktı. Hades'in bağırtılarından sonra diğer iki kafasını da Ejder'i ısırmak için kullandı ve tek hareketle Ejder'i üçe bölerek hiç zorlanmadan yuttu. (Hades)-H...a? N-ne oldu az önce..? Ejder...öldü mü? Hades şaşkınlıkla olanları anlamlandırmaya çalışıyordu. Kerberus elbette ki çok güçlü bir hayvandı ancak yine de Ejder gibi bir canavarı öldürememeliydi. Diğer bir yandan ise şaşıran tek kişi Hades değildi. Lucifer'de şaşkındı. Delicesine bir auraya sahip olmasına rağmen kolayca öldürülmüştü. Tamam ilk defa gördüğü bir insanın ölümü için bir şey ifade etmiyordu ancak bu kadar basit olmasını da beklemiyordu. Tabii ikisinin bu şaşkınlıkları yanında Medusa gereksiz sayılabilecek derecede rahattı. Sevdiği çocuk gözleri önünde 3 parçaya ayrılıp sindirilmesine rağmen tepki bile vermemişti. (Lucifer)-Medusa? (Medusa)-Efendim? (Lucifer)-Sen, iyisin değil mi? (Medusa)-Evet. Kötü bir şey mi oldu ki? Lucifer, Medusa'nın şoka girmiş olabileceğini ve bu yüzden tepki vermemiş, daha doğru verememiş olduğunu düşündü. Ancak sözlerine bakıldığı zaman hiçte öyleymiş gibi durmuyordu. Fazla sakindi. (Lucifer)-Ha-hayır. Hayır olmadı. (Medusa)-Güzel. Bu arada Hades. Hades kafasını Medusa'ya çevirdi. (Hades)-Efendim? (Medusa)-Kerberus. Yeniden canlanabilir değil mi? (Hades)-Ha? Neden ki? Hades, Medusa'nın bu ani sorusunu anlamlandıramamıştı. Ejder'in ölmüş bulunduğu şu noktada Kerberus8'un yeniden canlanıp canlanamamasının ne anlamı vardı ki? (Medusa)-Sadece söyle. (Hades)-Ah, evet şey, canlanabilir. Hades hala şaşkın olduğu için zorla konuşmuştu. (Medusa)-Harika. O zaman... Medusa evet cevabı aldıktan sonra başını salladı ve Kerberus'a doğru dönüp bağırdı. (Medusa)-Daha ne kadar beklemeyi düşünüyorsun acaba Ejder!? (Hades ve Lucifer)-Ha? Bu sözlerden hemen sonra Kerberus absürt bir şekilde şişmeye başladı. Hızla şişerek iğrenç bir şekle giren Kerberus patladı ve bütün bedeni etrafa saçıldı. Hatta bu patlama öyle etkili olmuştu ki Lucifer ve Hades kana bulanmışlardı. Ne var ki Medusa'nın üzerinde tek damla bile kan yoktu. Ancak hiçbir şey bitmemişti. Kerberus'un bedeni etrafa saçıldıktan etraftaki parçaların bazıları belli bir noktaya doğru hareket etmeye başlamıştı. Hızla tek bir noktada toplanıp yükselmeye başlayan bu et parçaları yavaşça bir beden şekli almaya başlamışlardı. 30 saniye kadar sonra ise et parçalarının toplanması kesilmişti ve beden tamamlanmıştı. Bu bedenin üstü sayısız yarayla kaplıydı ve doğruyu söylemek gerekirse, fazlasıyla havalı duruyordu. Gümüş saçlara sahip olan bu beden olduğu yerde dururken yerdeki kıyafet parçaları etrafına toplanmış ve parçalanan kıyafetlerini yeniden oluşturmuşlardı. Tabii kıyafetin göğüs kısmında birkaç delik izi vardı. Yani Ejder'in ısırıldığı yerin izleri hala kıyafetinde duruyordu. (Ejder)-Nerede kalmıştık...ah hatırladım. Lucifer ve Hades'in şaşkın bakışları arasında kendi kendine konuşan Ejder hafifçe öne eğildi ve ağırlık merkezini öne kaydırdı. Kolları ise boşta sallanmaya başladı. Yüz ifadesi ise, saf korkunun şekil bulmuş hali gibi görünüyordu. Kıvrılabileceğini en son noktaya kadar kıvrılmış olan dudaklarının oluşturduğu gülümseme şekli yüzündeki bu korkunç ifadenin temeliydi. Ejder'in bu şekilde pozisyon almasındaki tek neden ise az önce kendisini 3 parçaya ayırıp mideye indiren Kerberus'un ona bakıyor olmasıydı. Kerberus kaç defa ölürse ölsün tekrar tekrar dirilebilirdi. Hem de hiçbir sınırlama olmadan. Hades aniden hareketlenerek Ejder'i durdurmak için adım attı ancak narin bir el bileğini kavradı. (Medusa)-Sakın! Hades. Eğer şu anda Ejder'in önüne geçersen, ölürsün! (Hades)-Ha!? Ne saçmalıyorsun sen Medusa!? Hades doğal olarak Medusa'nın bu dediklerini mantıksız bularak bağırmıştı. (Medusa)-Lafımı dinle Hades. Ejder'i bu duruştayken sadece bir defa gördüm. O da ilk karşılaşmamızdaydı. Gücünün Göksel Dünya'daki 3. Seviyenin canavarlarına denk olduğu zamanlar yani. Kısacası bir tanrının gücünün yüzde 5'ine bile sahip değilken. Ancak bana karşı bu duruşu aldığında hareket ettiğini bile göremedim ve bir anda kendimi yerde buldum. (Hades)-Çok hızlı hareket ederek seni düşürmüş olamaz mı? (Medusa)-Olamaz! Çünkü yere düştükten sonra bir şey fark ettim. Alnım kanıyordu. Sahip olduğum gücün ve dayanıklılığın yüzde 5'ine bile sahip olmamasına rağmen alnımı yarmayı başarmıştı. Ve emin ol şu anda benden çok ama çok daha güçlü bir halde. Yani, önüne geçecek olursan, mutlak suretle ölürsün. Bu sözlerden sonra Medusa, Hades'in bileğini bıraktı ve Hades'te hareket etmeyi kesti. Kerberus ve Ejder'in keskin bakışmalarından sıkılan Kerberus, Ejder'e doğru bir adım attı ve durdu. Ve Kerberus durduktan yarım saniye sonra 3 kafasının da tam orta noktasında bir kesik belirdi. Ardından ise Kerberus... ...3 parçaya ayrıldı. (Hades)-N-ne oldu öyle...lan? Hades, Ejder'in hareket bile etmeden Kerberus'u 3 parçaya ayırmasına fazlaca şaşırmıştı. Medusa'nın anlatımından sonra absürt bir şey beklemişti tabii ki ama, bu kadarı çok fazlaydı. Ancak burada Hades'in kaçırdığı bir nokta vardı ve Lucifer tam olarak bu noktayı görebilmişti. Zarar gören tek şey Kerberus değildi. Lucifer'in gözlerinde korku ve hayranlık karışımı bir bakış vardı. Bu bakışları fark eden Hades, Lucifer'in baktığı noktaya baktı... ...ve donup kaldı. (Lucifer)-Böyle bir güç...hahahaha! Bu insanlık dışı bir şey lan! Lucifer hayranlık dolu gözleriyle kahkahalar atıyordu. Hades bile kendinden geçmişti. Çünkü... Kerberus'un arkasında kalan devasa bölgede, artık, devasa boyutlarda 3 tane yarık vardı. Yaklaşık olarak 900 metre derinliğe ve 5 kilometre uzunluğa sahip olan bu devasa yarıkların sahibi Ejder'di. Bu 5 kilometrelik alanın içerisinde yaklaşık olarak 25 dağ vardı. Yani, eskiden vardı. Ejder'in yaptığı hareketi hiçbirisi görememişti ancak ortaya çıkardığı yıkım akıl almaz düzeydeydi. Tek bir hareketle cehennem üzerinde 5'er kilometre uzunluğa ve 900 metre derinliğe sahip olan 3 tane devasa yarık açmıştı. Bunun yanında da her biri en az 500 metre yüksekliğe sahip olan 25 kadar dağı hiç var olmamış gibi silip atmıştı ve dağların bulunduğu bütün noktaları açtığı 3 yarığa çevirmişti. Tekrardan normal duruşuna geçen Ejder sanki az önce hiçbir şey yaşanmamış gibi yavaşça yürümeye başladı. Hızla yanlarına gelerek boş ve sıkılmış gözlerle Hades'e bakmaya başladı. Hades hareket etmiyordu ancak etten bir bedeni olsaydı şu anda kesinlikle korkudan yutkunuyor olurdu. (Ejder)-Sanıyorum ki bana tekrar bir itirazda bulunmayacaksın. (Hades)-... Ejder'in bu sözleri karşısında Hades cevap bile verememişti. Ejder ise Hades'i hiç umursamadan yanından ayrılmış ve Medusa'nın yanına gelmişti. Ardından da elini uzatarak... (Ejder)-Acaba bu güzel hanımefendiye eşlik edebilir miyim? (Medusa)-Bu kadar yakışıklı bir beyefendiden gelen bir isteği geri çevirmek ne haddime. Diyen Medusa narince Ejder'in elini tutmuş ve Hades ile Lucifer'i geride bırakarak yürümeye başlamışlardı. (Ejder)-Biz önden gidiyoruz. Sizde kendinize gelince gelmeyi unutmayın. Dalga geçercesine Hades ve Lucifer'e bağıran Ejder bu sözleri söylerken arkasına bile bakma zahmetinde bulunmamıştı. Hades korkudan donmuş halde beklerken Lucifer ise hala bu göz alıcı yıkımı izliyordu. Şu anda onun gözlerinde bu akıl almaz yıkım, bir sanattı. Ve sanatçısı da... (Lucifer)-Seni, çatlak canavar!
|
0% |