Yeni Üyelik
65.
Bölüm

Bölüm-65 Tekniği Almadan Önceki Şok

@aristokrat

(Hades)-Şimdi neden bu tekniği Ejder'e vermek istemediğimi anlıyorsun değil mi Medusa? Bu teknik çok tehlikeli. Hele de Ejder'in ellerindeyken, çok ama çok daha tehlikeli bir hale gelir.

Hades, hikayesinin ardından bu sözleri dile getirmişti ve hala da haklı olduğunu düşünüyordu. Çoktan tanrıların seviyesini aşmış olan Ejder'e bu güç verilirse neler olacağı belliydi. Zaten Ejder'in hislerine göre büyük bir savaş yaklaşıyordu. Ve bu savaş tarih boyunca yaşanmış en büyük savaş olacaktı. En azından Ejder'in düşünceleri bu yöndeydi.

(Medusa)-Bak, Hades. Endişelenmeni anlayabiliyorum. Ve sonuna kadar da haklı olduğunun farkındaydım ancak, Ejder'e güvenmeni istiyorum. Pekala senden yapmaman gereken bir şeyi yapmanı istiyorum olduğumun farkındayım yine de, senin haklı olduğunu bildiğim kadar da Ejder'e güveniyorum. Tamam, Ejder'in aklı çokta iyi bir halde değil ve kendisi de bunun farkında. Fakat ne var ki Ejder rahatlıkla bunun üstesinden gelecektir. Yapman gereken tek şey Ejder'e güvenip bu tekniği ona göstermek.

Hades'in dediği şeyler tamamen doğru olsa da bir gerçek vardı ki, bu gerçekte Ejder'in çok yetenekli birisi olduğuydu. Yani, bu teknik ne kadar tehlikeli olursa olsun Ejder o tekniği başarıyla kullanabilirdi. Hatta o tekniği mükemmelleştirme ihtimali bile vardı. Deli olsa da diğerlerinden çok daha akıllı olduğunu söyleyen Ejder yalan söylemiyordu çünkü.

(Hades)-Böyle söylesen bile...

(Lucifer)-Hadi ama Hades. Yıllar önce tanrılara uymayıp cennetten kovulduğunda sende hepsini öldürmeyi istiyordun. Ancak Ölüm Tanrısı olmana rağmen o kadar çok tanrıyla başa çıkamayacağını sende biliyordun ve duygularını içine atıp sustun. Ben eminim ki sen hala tanrıları yok etmek istiyorsun. Aynı şekilde bende istiyorum. Cehenneme sürgün edilmemiz 9 nesil önceki Lucifer yüzünden olabilir, ama bugüne kadar tanrılar tarafından her zaman hor görüldük ve dalga geçildik. Yani, ben, Ejder'e, elimden gelen bütün desteği vereceğim ve tanrıları yok etmesi için her şeyi yapacağım. Artık devir değişti. Tanrılar yeterince hüküm sürdüler. Şimdi ise bu hükmün yıkılma zamanı geldi. Artık devir...

-Ejder Soykıran'ın devri.

Durum aynen böyleydi. Milyonlarca yıldır tanrılar insanlara hükmetmişlerdi ve kendi güçlerine yaklaşabilecek olan herkesi yok etmişlerdi. Ancak artık böyle olmayacaktı. Ejder Soykıran en büyük dileğini yerine getirecek ve hepsini yok edecekti. Şu anda herkes buna inanıyordu.

İlk nesil meleklerden birisi olan Lucifer White MorningStar'ın cehenneme gönderilme olayını özet geçecek olursak ise, White, Ana Tanrı Gaia'ya karşı gelerek onun istediği şeyleri yapmama konusunda diretti ve önce melek konumu kendisinden alında sonra da cehenneme sürgün edildi. Ondan sonra da Gaia kendi gücünü kullanarak tamamen kendi isteklerine uyacak olan ilk nesil tanrıları yarattı.

Tanrıları yarattıktan kısa bir süre sonra da kendisini saf enerjiye dönüştürerek yok etti.

Medusa'nın isteği üzerine birde Lucifer eklenince Hades başka çaresinin kalmadığını anladı ve çaresiz bir şekilde Ejder'e tekniği öğretmeyi kabul etti.

(Hades)-Öğretmekten başka çarem yok ha? Offfff. Umarım Ejder'e olan güveniniz boşa çıkmaz. Yoksa hepimiz yok oluruz.

Oflayarak bu sözleri dile getiren Hades odadan çıkıp Ejder'in yanına gitmek üzere kapıya hareketlendi ve kapıyı açar açmaz...

(Hades)-Ejder!?

"Bu çocuk ne zaman..."

Kapıyı açar açmaz gördüğü ilk kişi gümüş saçları boş bakışlı gümüş gözleriyle Ejder olmuştu. Boş bakışları o kadar korkutucuydu ki Hades oracıkta geri çekilmek istedi ancak tanrılık gururu buna izin vermedi ve geri çekilmeden orada öylece durdu.

(Hades)-N-ne zamandan beri oradasın sen?

(Ejder)-En başından beri.

(Lucifer)-En başından beri derken...her şeyi duydun yani.

(Ejder)-Her şeyi duymayı boş ver. Medusa'yla beraber oradan ayrıldığınızdan beri dibinizdeydim.

(Medusa)-Ama biz oradan ayrılırken vücut ölçülerin alınıyordu.

(Ejder)-Bana tamamen güveniyor olmana rağmen bazı yönlerimi hafife alıyorsun gibi görünüyor Medusa.

(Medusa)-Ama varlığını hiç hissetmedim.

Medusa yalan söylemiyordu. Ejder'in yanından ayrıldıktan sonra varlığının en ufak bir kısmını bile hissetmemişti ancak dediği göre Ejder, kendileriyle birlikte gelmişti. Ejder'in gücü ve yetenekleri her geçen saniye biraz daha tehlikeli ve biraz daha korkutucu hale geliyordu.

(Ejder)-Varlığımı tamamen gizleyebiliyorum. Bunun yanında sahip olduğum kana susamışlığı ve boğucu aurayıda tamamen gizleyebiliyorum. Mesela...

(Lucifer)-Sen bunu nasıl.!?

O anda, Ejder'in varlığı kayboldu. Ejder kanlı canlı bir şekilde önlerinde duruyordu. Onu görüyorlardı, duyuyorlardı ve deneseler hissedebilirlerdi de. Ancak varlığını hissedemiyorlardı. Sanki basit bir mankene bakıyorlarmış gibiydi.

Oradaydı ama orada değildi.

(Ejder)-Şimdi anladınız mı? Bu arada Hades...

Ejder'in varlığı hızla yerine gelirken bakışlarını Hades'e kaydırmıştı.

(Hades)-E-efendim.

"Sokayım. Her saniye daha da geriliyorum."

Ejder elini Hades'in omzuna koydu ve kulağına yaklaşıp...

(Ejder)-Tekniği öğretmeyi seçerek güzel bir tercih yapmış oldun.

Sonra da geri çekildi ve herkesin duyabileceği bir tonda...

(Ejder)-Eğer yanlış seçimi yapmış olsaydın dediğimi yapar ve seni öldürerek o tekniği alırdım.

Ejder'in bakışları ve Hades üzerinde oluşturduğu baskı inanılmazdı. Yıllarca ölülere hükmeden ve hala da bu görevini yerine getiren Ölüm Tanrısı Hades, karşısında duran bu 17 yaşındaki çocuktan ve oluşturduğu ölüm baskısından korkuyordu.

Ölüm tanrısı Hades, ölümden korkuyordu.

(Hades)-Huuu.

Hades önce derin bir nefes aldı sonra da o nefesi yavaşça geri verdi ve...

(Hades)-Bir saat sonra, ilk karşılaştığımız ormana gelin.

Ejder aniden sıcacık ve cana yakın bir gülümseye büründü ve Hades'in yüzüne bakarak...

(Ejder)-Tamam. Orada olacağım.

"Bir insanın cana yakın gülüşü ancak bu kadar korkunç olabilirdi. Umarım Medusa ve Lucifer yanılmıyorlardır."

Hades'e güler yüzle karşılık veren Ejder koridorda ilerlemeye başlarken durdu ve son bir şey daha söyledi. Bu sefer sesi tehditkar sayılabilecek düzeyde ciddiydi.

(Ejder)-Bu arada Hades. Konuyla alakasız biliyorum ama, nüfuz iki şekilde elde edilir. Ya yanında savaşacak olan herkesin sana güvenmesiyle, ya da korkuyla. Medusa ve Lucifer bana güveniyorlar ancak sen benden korkuyorsun. Yani, acele edip bana güvenmeye başlasan iyi edersin yoksa elimin kayıp kaymayacağını bilemem.

---1 saat sonra---

Ejder ve Medusa arkada, Lucifer önde, Hades'in yanına varmışlardı. Ortam bir öncekinden daha sessizdi. Çünkü bu sefer Kerberus ortalıkta görünmüyordu. Muhtemelen Hades onu dinlenmesi için göndermişti ve Kerberus'ta gittiği noktada sakin sakin yatıyordu.

Ejder'in suratında her zamanki korkutucu gülümsemesi vardı. Yeni bir yetenek öğrenip çok daha üst bir seviyeye çıkacağı için gülümsemesine engel olamıyordu. Tanrıları parçalamayı düşündükçe kendinden geçiyordu ve geçen her saniyede tanrıları yok etmek konusunda biraz daha sabırsızlanıyordu.

Kendilerini bekleyen Hades'in yanına geldikleri anda Ejder'in aurası delirmeye başladı. Çok tehlikeli ama fazlasıyla güçlü bir tekniği öğrenmesine saniyeler kalmıştı. Sadece saniyeler. Bu yüzden de içinde yükselen duyguların hiçbirisine engel olamıyordu.

Bir an önce bu tekniği öğrenmek ve bir şeyleri parçalamak istiyordu. Bir an önce bunu yapmalıydı. Bir an önce birileriyle dövüşüp kan dökmezse vücudu bu duyguları dışarı aktarmak için farklı şeyler yapmaya başlayacaktı.

Hades önce Medusa'ya sonra da Lucifer'e baktı ve ikisinden de onay aldıktan sonra...

(Hades)-Öncelikle Ejder, beynine belli bir miktarda enerji vereceğim ve sende beynine göndereceğim bu enerjiyi hiç unutmayacaksın. Eğer sana göndereceğim enerjiden daha fazlasını beynine gönderirsen beynin patlar ve ölürsün. Anladın mı?

(Ejder)-O kadar basit bir şeyin beni öldürmesine imkan yok ama pekala, aklımda tutarım.

Hades, Ejder'in beynine belli bir miktarda enerji göndermek için elini Ejder'in başına koydu.

(Hades)-Eğer izin verirsen öncelikle bedeninin durumuna bakmak isterim.

Hades'in burada kastettiği şey Ejder'in mühürlerinin ne durumda olduğuna bakmaktı. Yani, hala ne kadar mührü var ya da şimdiye kadar kaç tane mührünü kırdı gibi durumlara bakacaktı.

(Ejder)-Devam et.

Hades, Ejder'in izin vermesiyle birlikte Ejder'in bedenine odaklandı ve...

...aniden geri adım atmaya başladı. Bedeni hunharca titriyordu. Bir anda kendisini nedensiz bir korku bastırmıştı. Vücudu iskelet olduğu için yüz ifadesi hiç değişmiyordu ancak nedendir bilinmez, şu anda yüzündeki bütün korku anlaşılıyordu. Hem de rahatça.

(Hades)-B-bu o-olamaz...olmaması gerek! Siktir! Böyle bir şeyin imkanı yok! Hayır hayır hayır!!! Bu imkansız! Hayal görüyor olmalıyım değil mi!?

Hades büyük bir endişeyle yeniden Ejder'in yanına gitti ve elini tekrar başına koydu. Ejder ve diğerleri ne olduğunu anlamlandırmaya çalışıyordu.

Hades ikinci kez kontrol ettikten sonra hayal görmediğinden emin olmuştu.

(Hades)-Hahaha. Deliriyorum sanırım. Böyle bir şey...olamaz. Olmamalı. Olmamalıydı. Nasıl oluyor da böyle bir durum var olabiliyor!?

(Lucifer)-Kendine gel Hades! Ne olmamalıydı!? Ne saçmalıyorsun sen!?

Lucifer daha fazla dayanamayıp sordu.

(Hades)-Ejder...hiç mührü yok!

O anda hem Medusa hem de Lucifer dondular.

(Medusa)-N-ne demek mührü yok!? Bütün mühürlerini kırıp geçmiş mi yani!?

Medusa hafiften kekeleyerek bunları söylemiş olsa da durum bu kadar basit görünmüyordu. Çünkü Hades gereksiz sayılabilecek derecede büyük bir tepki vermişti.

(Hades)-Keşke öyle olsaydı Medusa! Keşke öyle olsaydı!

(Lucifer)-Peki bu siktiğim yerinde ne oluyor Hades söylesene!?

En sonunda Lucifer iyice çileden çıkıp haykırmıştı.

(Hades)-Ejder...doğduğu ilk andan beri hiç mührü olmamış.

 

Loading...
0%