@aristokrat
|
(Medusa)-Ejder sen... (Ejder)-Şşşşşttt. Ejder aniden parmağını Medusa'nın dudaklarına koyarak onu susturdu. (Ejder)-Bu konuşmanın devam etmesine gerek yok. Bilmen gereken tek şey oydu ve artık biliyorsun. Başka bir şey bilmene gerek yok. Bunu senin iyiliğin için söylüyorum. Güven bana. "Umalım ki tüm gücümü kullanmak zorunda kalmayayım. Yoksa çok kötü şeyler olacak." Ejder'in gözlerindeki ciddiyet Medusa'yı susturmaya yetmişti. Diğer bir yandan ise Ejder'in konuşmak istemediği bir şeyi konuşarak onun canını sıkmak istememesi de susmasında küçükte olsa bir rol oynamıştı. (Ejder)-Eve dönelim mi artık? Havam kaçtı. Ejder bir cevap bekleyerek Medusa'ya baktı. Medusa'da başıyla onaylayarak yavaşça sudan çıktı. Medusa'nın ardından Ejder'de sudan çıktı ve üstlerini giyinerek kaplıcadan indiler. Ancak bu sefer merdiveni kullandılar. *** Malikaneye vardıklarında Lucifer varlıklarını hissetmiş olacak ki onları kapıda karşıladı. (Lucifer)-Beklediğimden daha erken geldin...iz. Yüz ifadelerinize bakılırsa o kadar da eğlenceli bir zaman olmamış ha? Her neyse. Lucifer güler bir yüzle onları karşıladıktan sonra yüzlerinin düşük olduğunu görmüş ve bir şeyler olduğunu anlamıştı ancak bunu sorgulamak gibi bir niyeti yoktu ve olmayacaktı da. (Lucifer)-Araba hazır ve sizi bekliyor. (Ejder)-Ondan önce...seninle bir şey konuşabilir miyim? (Lucifer)-Ta-tabii ki. Ejder'in ciddi bakışlarıyla göz göze gelen Lucifer biraz irkilmiş olsa da Ejder'in, kendisiyle ne konuşacağını merak etmişti. (Ejder)-Medusa birazcık burada bekle. (Medusa)-Nasıl istersen. Ejder, elini Lucifer'in omzuna koydu ve bir anda malikanenin önünden yok oldular. Tekrar belirdikleri yer ise Hades'in olduğu yere giden ormandı. (Lucifer)-Bir şey mi oldu Ejder? (Ejder)-Olmadı ama olacak. O yüzden senden bir isteğim var. *** (Ejder)-Tamam mı? (Lucifer)-Tamam ama, emin misin? (Ejder)-Sorgulama. Tamam mı? Değil mi? (Lucifer)-Sen hiç merak etme. Bu konuda bana güvenebilirsin. (Ejder)-Her neyse. Şimdi burada bekle. Hades'e sormam gereken bir şey var. *** Aradan geçen 7 dakikalık sürenin ardından Ejder ve Lucifer tekrar malikaneye dönmüşlerdi. Medusa ortalıkta görünmüyordu ve kapının önünde bir limuzin duruyordu. Limuzini gören Ejder, Medusa'nın çoktan araca bindiği anlamıştı ve aracın kapısına yönelmişti. (Ejder)-Tekrar görüşmemiz uzun sürmeyecek Lucifer. (Lucifer)-Kapım her zaman açık Ejder. İstediğin zaman. Ejder araca bindi ve kapıyı kapattı. *** Rose bir kayaya oturmuş bir şekilde öylece çevreyi seyrediyordu. Hafifçe esen rüzgar saçlarını okşuyordu ve her bir telini uçurmak için elinden geleni yapıyordu. Rose öylece otururken Usta Shin yavaşça yanına yanaştı ve... (Shin)-Hala ne zaman geleceklerini mi düşünüyorsun? (Rose)-Evet. Gittiklerinden beri 1 hafta geçti. Gerçi senin dediklerine bakarsak onlar için geçen zaman daha farklı olmalı. (Shin)-Doğal olarak öyle tabii ki. Zaman farklı yerlerde farklı şekilde işler. (Rose)-Acaba istediği şeyi alabildi mi? (Shin)-İllaki almıştır. Ejder'den bahsediyoruz. İyilikle alamazsa zorla alır. (Rose)-Değil mi? Ah... O sırada Rose'nin aklında bir şey belirdi. (Rose)-Ya Ejder cehennemi birbirine katıp bir savaş başlatırsa? Aniden aklında beliren bu fikir iyi bir fikir değildi. Mevcut durumda zaten tanrılarla başları dertteyken işin içine birde şeytanlar girerse tamamen içinden çıkılmaz bir kuyunun içine girmiş olacaklardı. Ejder şu anda cehennemdekilerle savaşıyor bile olabilirdi. Ölmeyeceği kesindi ancak yine de bütün cehennemle savaşa girmek akıl karı iş değildi. (Shin)-Yapma ihtimali çok fazla ama, ben yine de bir sorun çıkacağını düşünmüyorum. Usta Shin'in inancı bu yöndeydi. Ejder'in 0'dan 100'e çıkması çok basitti ancak bu huyuna rağmen ara sıra gereksiz denebilecek kadar sakin davranabiliyordu. Usta Shin'de, Ejder'in bu sakinlikle gidip gelmesini diliyordu. Hiçbir olaya karışmadan sakince gidip alacağını alıp geri gelmesini istiyordu. Ve öyle de oldu. Usta Shin ve Rose arasında bu konuşma geçerken 1 hafta önce Ejder ve Medusa'yı almaya gelen limuzinin aynısı uzaklarında belirdi. (Shin)-Hoy Rose. Geldiler. Rose hemen kafasını çevirdi ve limuzini gördü. Durgun yüz ifadesi değişti ve yerini sıcak bir gülümsemeye bıraktı. (Rose)-Sonunda. Rose, Ejder'e karşı genelde durgun birisi gibi davransa da bu 1 haftalık ayrılık onlar için bir ilkti. Yani Rose ilk defa 1 hafta boyunca Ejder'den uzak kalıyordu. 17 yıllık dostlukları içerisinde ilk kez bu kadar süre ayrı kalmışlardı. Çünkü Rose kendini bildi bileli Ejder'in aşırılıklarını durdurmak için yanındaydı. Birbirlerine aşık değillerdi ancak birbirlerine her şeyden fazla değer veriyorlardı. Özellikle de Ejder bu konuda çok titizdi. Medusa'yı saymazsak Rose, Ejder'in ailesi olarak gördüğü tek kişiydi. Daha doğrusu ailesi olarak gördüğü kişilerden geriye kalan tek kişiydi. Yine de böyle bir durumda Ejder, kesinlikle Rose gibi tepki vermezdi çünkü Ejder'in içindeki duyguların bazıları çoktan yitip gitmişti. Limuzin yanlarına gelip durduğunda kapı açıldı ve önce Ejder indi. Ejder indikten hemen sonra ise Rose fırlayarak Ejder'in boynuna sarıldı. Rose'nin aniden kendisine sarılmasıyla birlikte Ejder şaşırmıştı. Hiç böyle bir şey beklemiyordu. Yüzündeki şaşkınlığı hızla silen Ejder, Usta Shin'e baktı ve... (Ejder)-Ben yokken bir şey mi oldu? Aurası parlamaya hazır duruyordu ve omuzları gerilmişti. Tek bir sözle birlikte Ejder öldürme moduna girecekti. Ancak buna hiç gerek yoktu. (Shin)-Bir şey olmadı. Ejder bir şey demeden başını yana eğdi. Gözleri gerekli soruyu soruyordu zaten. (Shin)-Sadece seni özledi. O anda Ejder'in gerilen omuzları düzeldi ve Ejder sıcak bir yüz ifadesine büründü. Ardından da yavaşça Rose'yi sardı. (Ejder)-Aptal kız. (Medusa)-Hani, diğerleri nerede? Bu kısım yaşanırken Medusa çoktan arabadan inmişti ve araba gözden kaybolmuştu. (Shin)-Dünyaya inmek istediklerini söylediler. (Medusa)-Anlıyorum. (Shin)-Peki siz, yani Ejder, istediği şeyi alabildi mi? (Medusa)-Aldı aldı. Cehennemde biraz olay çıkmış olsa da almayı başardı. (Rose)-Cehennemde olay mı çıktı? Kimse ölmedi değil mi? (Ejder)-Hoy. İsteyerek yapmadım onları ben. Medusa, Ejder'e kaçamak bir bakış atmıştı ve hafifçe gülümsemişti. (Ejder)-Hoy. Bakışların benimle dalga geçiyor. Ejder ciddi olmayan bir ifadeyle bunları söylemişti. (Rose)-Soruma cevap versenize be!? Rose, Ejder'in boynundan ayrılırken kızgın gibi görünen komik bir ifadeye bürünmüştü. (Medusa)-Ölmedi merak etme. Ama Hades'in kalbi olsaydı kesinlikle birçok defa kalp krizi geçirmişti. Hades korkulu anları Medusa'nın aklına geldikçe Medusa'nın gülesi geliyordu. En sakin tanrılardan birisi olan Hades'i tekrar tekrar aynı şaşkınlıkta ve korkunun içinde görmek biraz tuhaftı. Dolayısıyla da Medusa'nın içinde bir gülme isteği oluşuyordu. (Shin)-Tekniği Hades'ten mi aldınız? (Ejder)-Biraz kafa şişirdi ama evet. Hades'ten aldım. (Shin)-Ele geçirilmene değecek kadar iyi bir teknik mi peki? Usta Shin doğal olarak her ayrıntıyı merak ediyordu. Sonuçta Ejder, bu teknik için ele geçirilmişti ve oldukça geniş bir yıkımda da sebep olmuştu. Usta Shin'in bu sorusundan sonra Ejder korkutucu bir şekilde gülümsemeye başladı. (Ejder)-Hem de nasıl! (Rose)-Kimseyi öldürmediğine eminsin değil mi? Birine elin falan çarpmadı kesin eminiz bundan. (Ejder)-Eminiz eminiz. Kendimi yakın zamandaki savaşa saklıyorum. Bütün dünyayı kırmızıya boyayan mutlu bir çocuk olacağım. (Rose)-Bunu bu şekilde dile getiriyor olman kulağa oldukça korkutucu geliyor bilesin. Rose bunları dile getirdikten sonra Ejder boş boş Rose'ye bakmaya başladı. (Rose)-Ne oldu? Yüzümde bir şey mi var? (Ejder)-Evet. Bıyıkların. (Rose)-Ha? Ejder yüzünde kocaman bir gülümsemeyle birlikte Rose'ye bakıyordu. (Rose)-Ejder sakın. Sakın dedim. Gülersen seni öldürürüm. Ejder'in yanakları şişmişti. (Ejder)-Puhahahahahahahahahah!!! Tipin harikaydı. Tipini görmeliydin. (Rose)-Offffff. Ejder bağıra bağıra gülerken Rose, Ejder'in göğsüne ardarda yumuşak darbeler indirmekle meşguldü. (Rose)-Bu huyundan nefret ediyorum Ejder nefr...ooo-ow-ow-ow-wow. Ne oluyor lan!? Rose, Ejder'e bağırırken Ejder bir anda kendisini kucaklamış ve uçmaya başlamıştı. (Rose)-Ejder ne yapıyorsun? İndir beni aşağıya hemen. (Ejder)-Olmaz. Bugün uçma günü. Ejder normal bir hızda havada gezinirken Rose'de düşmemek için Ejder'i boynundan sarmıştı. Rüzgarın bu şekilde yüzüne çarpması çok çok iyi hissettiriyordu ve istemsizce gülümsemesine neden oluyordu. (Rose)-Wuh-huuu!!! (Ejder)-Eğleniyor musun? (Rose)-Hem de nasıl! Bu harika! Demek sen uçarken böyle hissediyorsun. (Ejder)-Sadece bu his için bile uçtuğum zamanlar oluyor. "Şu anlık eğlenebildiğin kadar eğlen Rose. Çünkü yakın zamanda, bir daha kimsenin yüzü gülemeyecek!"
|
0% |