Yeni Üyelik
76.
Bölüm

Bölüm-76 Öfke-Sakin

@aristokrat

Gelecekten gelen Ejder gözlerine inanamıyordu. Gözlerinin önünde duran ve saçları yere kadar uzanan bu çocuktan yayılan enerji, Zeus'un yaydığı enerjiden onlarca kat daha ağırdı. Hele ki kana susamışlığı, içinde diz çöküp itaat etme isteği oluşturuyordu.

(Ejder)-Soruma cevap ver lan!? Ne cüretle küçük kızımla konuşursun dedim sana!?

Ejder'in bedeni karanlık bir aurayla çevrelenmişti.

(Zeus)-Ne oldu? Beğenemedin mi?

(Ejder)-Beğenemedim lan!?

Diyen Ejder tek hareketle Zeus'un bileğini koparttı ve bir tekme savurarak Zeus'un çenesini paramparça etti.

(Ejder)-Zaman şöyle yapalım Zeus. Madem Medusa'nın tadına bakmak istiyorsun. Ona en yakın olanı sana verelim. Sadece 1 yumruk farkla hem de!

Ejder gerilerek Zeus'a sağlam bir yumruk indirdi ve Zeus yediği yumrukla birlikte gökyüzüne savruldu. Ejder ise olduğu yerden kayboldu ve Zeus'un üstünde belirerek karnına bir tekme attı ve yere çakılmasını sağladı.

Ardından da bir meteor gibi Zeus'un karnına iniş yaptı ve ayakları kolayca Zeus'u parçalayıp içinden geçerek yere saplandı. Sonra da Ejder eğildi ve yavaşça sağ elinin tırnaklarını uzattı. Sol eliyle Zeus'un çenesini sıkarak tamamen parçaladı ve parçalanan kısmı tek hareketle kopartarak yere attı. Artık Zeus'un alt çenesi yoktu. Ancak Ejder bunu yaparken öyle bir şekilde yapmıştı ki Zeus'un dili kopmamıştı.

(Ejder)-Kural 1. Medusa ve Rose'yi gördüğünüzde, gerekirse gözlerinizi oyun, ama onlara bakmak gibi bir hata yapmayın.

Ejder uzatmış olduğu tırnaklarını yavaşça Zeus'un gözlerine götürdü ve zamanı hiç dert etmeden yavaşça oymaya başladı. Parmağını ağır ağır hareket ettirerek Zeus'un olabildiğince çok acı çekmesini sağlıyordu. Alt çenesiyle birlikte ses telleri de parçalandığı için Zeus, ses bile çıkaramıyordu.

Ejder, Zeus'un gözlerini oymayı bitirdikten sonra tekrar konuşmaya başladı.

(Ejder)-Kural 2. Medusa ve Rose'nin adını ağzınıza almak yasak.

Ejder, Zeus'un sallanan dilini tuttu ve tırnağını saplayarak yavaşça dili ikiye bölmeye başladı. Kolayca dili ikiye böldükten sonra da konuşmasına devam etti.

(Ejder)-Kural 3. Medusa ve Rose'nin olduğu yerde nefes almanızda yasak.

Diyen Ejder tırnaklarını Zeus'un burun kısmına sapladı ve tek hareketle Zeus'un burnunu da devre dışı bıraktı.

"Hayır hayır hayır. Onu öldüremezsin Ejder! Onu öldürürsen karısı Hera'nın parmaklarını ona yediremeyeceksin!"

Kendisine yapılan hiçbir şeye ses çıkaramayan Zeus ise yavaşça kolunu kaldırdı ve bir kez daha...

...şakağına dayadı.

O anda ise parlak bir ışık Zeus'un bedeninden fışkırmaya başladı ve saniyeler içinde tamamen kör edici bir hal aldı. Ancak Ejder çoktan herkesin görüş alanını karanlıkla kaplamış ve bu ışıktan etkilenmelerini engellemişti bile.

Yaklaşık olarak 10 saniye süren bu parlamanın ardından...

(Zeus)-Bunu yapmak istemiyordum biliyor musun? Sadece arkanda duran Ejder'i öldürecektim. Tabii Medusa ve Rose'de bunun baharatı olacaklardı. Ama şimdi, tüm mühürlerimi kaldırdım. Bakalım şimdi ne yapacaksın!?

Işık dağıldı ve az önce iğrenç bir şekle sokulan Zeus ortaya çıktı. Bedeni tamamen düzgündü. En ufak bir çizik dahi yoktu. Ancak Ejder bunu gördüğüne zerre kadar şaşırmamıştı. Onun takıldığı kısım farklıydı.

(Ejder)-Kural 2 neydi Zeus!? Medusa ve Rose'nin adını alman yasak.

Diyen Ejder fırladı ve göz açıp kapayıncaya kadar Zeus'un boynunu ikiye ayırıp kafasını bedeninden ayırdı.

(Zeus)-İşe yaramaz.

Ancak Zeus'un kafası yerinden bile oynamadan geri iyileşmişti. Ejder'in yaptığı saldırı tamamen boşa gitmişti.

"İyileşiyor. Ve ben azıyorum."

Ejder'in aklında olan iki şey bunlardı ve suratında her zamanki o korkunç gülümsemesi vardı.

Gelecekten gelen Ejder ise korkuyla olduğu yerde duruyordu. Midesi, içindekileri dışarı atmak için yalvarıyordu ancak kendisi buna izin vermiyordu.

"Siktir. Siktir siktir siktir siktir siktir siktir. Yalan söylemiyorlar! Ne biçim bir aura bu!? Bir insanda böyle bir kana susamışlığın olması mümkün mü!? Fazla aşırı bir durum bu! Ölebilirim! Hemen şu anda korkudan ölebilirim! Gerginlikten ölebilirim!"

(Zeus)-Bütün mühürlerimi kaldırdım Ejder. Artık ne yaparsan yap beni yenemezsin.

(Ejder)-Ah öyle mi? Peki benim de tüm gücümü salmamı ister misin? Ejderhalardan gelen o boş gücü değil ama. Tamamen bana ait olan "Mutlak Gücü" görmek ister misin?

(Zeus)-Söyledim ya. Ne yaparsan yap beni yenemezsin.

(Ejder)-Bundan o kadar emin olma tanrı. İstersem, hemen, şimdi, sen ve bende dahil olmak üzere, bütün cehennemi, varoluştan silebilirim.

Ejder'in bedeni yeniden titremeye başlamıştı.

"Hayır hayır hayır. Şimdi boşalmamalıyım. Şimdi boşalırsam bütün eğlencem söner!"

(Zeus)-Blöf yapıyorsun.

(Ejder)-Denemek ister misin?

Ejder'in bakışları o kadar ciddi ve o kadar şehvet doluydu ki Zeus onun doğruyu söyleyip söylemediğine emin olamıyordu.

"Gerçekten de blöf yapmıyor olabilir mi? Hayır, kesinlikle o kadar gücü yok. Şu anda sadece 1 ejderhasının mührü açık. Kesinlikle blöf yapıyor. 1 dakika, ben...neden bu çocuğun doğru söyleyip söylemediğini düşünüyorum. Ondan, korkuyor olabilir miyim? Siktir! Böyle bir şeyin imkanı yok! Ben Zeus'um! Tanrıların Tanrısıyım! Onun gibi küçük bir veletten asla korkmam!"

(Ejder)-O zaman başlayalım mı?

(Zeus)-Hiç sormayacaksın sandım!

Diye haykıran Zeus, Ejder'e doğru atıldı. Yani, en azından amacı buydu. Ancak tuhaftır ki yerinden bir milim bile kıpırdamamıştı.

(Zeus)-Neler...oluyor!?

(Ejder)-Hala anlayamadın değil mi Zeus? Bedenin, titriyor. Korkuyorsun.

(Zeus)-Ne diyorsun se...

Zeus bedenine baktığında gerçekten de titrediğini görmüştü. Bedeni çılgınlar gibi titriyordu ve hareket etmeyi reddediyordu.

(Zeus)-Böyle bir şeyin imkanı...y-ok...

Zeus o anda haykırarak Ejder'e baktı ancak Ejder'i orada göremedi. Gökyüzü bir anda karardı. Zeus ise titreyen başını zorlayarak gökyüzüne kaldırdı. Ve yüzlerce metre yüksekliğindeki Ejder'i gördü. Çok büyüktü. Ejder, ciddi ciddi, Zeus'un gözünde büyümüştü.

Aslında Ejder hala Zeus'un önündeydi ve hiç büyümemişti. Ancak Zeus'un bedenini kaplayan korku onu bu sahneyi gösteriyordu. Zeus'un duyduğu korku şekil bulmuştu.

(Zeus)-Bu...korku mu?

Bu sadece korku değildi. Bu her şeyi anlamaktı. Zeus henüz fark etmemiş olsa da içten içe bir şeyleri anlamaya başlamıştı. İçgüdüsel olarak biliyordu ki, Ejder'i yenemezdi. Zeus, Ejder'in karşısında basit bir avdı o kadar. Zeus bir ceylandı. Ejder ise bir aslan.

Aslan eninde sonunda ceylanı yiyecekti. Ceylan ilk başlarda aslandan kaçacak kaçacak ve kaçacaktı. Ancak daha fazla kaçamayacağını anlayınca kaderini kabul edecek ve teslim olacaktı. Bu kabullenişti. Zeus kabullenmişti. Ejder'in, sabırla avını bekleyen vahşi bir hayvandan farkı yoktu. Zeus, bir av olarak, daha uzağa kaçamazdı. Peşinde olan avcı ondan daha güçlü ve daha inatçıydı.

Ejder'in ilk baştaki sinirli hali artık yoktu. Tamamen soğuk ve sakin haldeydi. Çünkü avını yakalamıştı. Pençelerini avının boğazına geçirmişti ve ölmesini bekliyordu.

(Ejder)-İzin ver de sana aramızdaki farkı göstereyim.

Ve o anda, Ejder'in aurası büyümeye başladı. Hem de gerçek bile olamayacak kadar büyük hızla. Ejder'in aurası hızla yükselirken yaşanan ilk şey herkesin bedenine devasa bir ağırlığın çökmesiydi. Sanki hepsinin üzerinde birer gezegen vardı. Birkaç saniye sonra ise yeryüzü parçalanmaya başladı.

Yeryüzü tıpkı bir kağıt gibi yırtılıyordu ve kopan parçalar yükseliyordu. Ancak, her şey daha yeni başlıyordu. Çünkü parçalanan tek şey yeryüzü değildi. Etraflarını çevreleyen dağların hepsi yok olmuştu.

Aynı anda gökyüzü de parçalanıyordu. Hava eziliyor, bölünüyor ve kırılıyordu. Ancak bir anda yaşanan her şey durdu.

(Ejder)-Sanırım bu kadarı yeter de artar bile. O boyutsal yırtığı büyütmenin lüzumu yok.

Ejder'in planının son kısmı daha önce açmış olduğu boyutsal yırtığı büyüterek cehennemin yarısını silmekti ancak, Zeus'un gururunu yok etmek için bu kadarı yeterdi ve kendisine yardım eden Lucifer'in, evim dediği bir yeri, sadece güç gösterisi olsun diye yok etmenin hiçbir anlamı yoktu.

(Ejder)-Eminim ki şu anda şunu düşünüyorsundur Zeus. Acil durum için cehennemin dışına koyduğun tanrılar nerede? Cevap basit.

Ejder'in dudakları sonuna kadar kıvrıldı ve korkutucu gülümsemesi yeniden kendisini gösterdi.

(Ejder)-Hepsini öldürdüm.

O anda Zeus'un gözleri biraz daha açıldı ve umutsuzluğu daha da arttı.

(Ejder)-Ah bak aklıma ne geldi. Medusa'nın tadına bakacaktın değil mi? Senin için daha güzel bir şeyim var.

Ejder elini arka tarafında duran bir keseye attı ve içinden birkaç şey çıkardı.

(Zeus)-Bu...ne..?

Zeus'un zihni tamamen alaşağı edilmişti. O yüzden de ne dediğini ya da neden dediğini bilmiyordu. Sadece söylüyordu.

(Ejder)-Şey bilirsin. Karın Hera, oldukça güzel bir kadın. Ve bende gayet yakışıklı bir erkeğim. Cennete gidip Hera'yı gördüğümde hislerime engel olamadım ve...

Ejder'in yüz ifadesi şehvetle bir gülümsemeye dönüştü.

(Ejder)-...parmaklarını koparttım. Ahhh. Acı içinde attığı çığlıkları ne kadar lezzetliydi bir bilsen.

Ejder'in, keseden çıkardığı şeyler parmaktı. 5 tane bakımlı parmak.

(Ejder)-Aç bakalım ağzını.

Zeus'un domine edilmiş beyni Ejder'den gelen bu emri algıladı ve Zeus'un ağzı yavaşça açıldı. Ejder ise suratında büyük bir gülümsemeyle bu parmakları Zeus'un ağzına yerleştirdi.

(Ejder)-Maden bir şeyin tadına bakmayı bu kadar çok istiyorsun. Karının tadına bak göt herif. Çiğne hadi.

Zeus boş bir surat ifadesine sahipti ve hiçbir ifade göstermeden ağzındaki parmakları çiğnemeye başlamıştı. Belli bir süre boyunca çiğnedikten sonra tüm parmakları yuttu.

(Ejder)-Şimdi Zeus. Cehennemden defol. Ve milyarlarca tanrıyı üzerime yığacağın günü beklemeye başla. Anladın mı beni!?

Yavaşça başını sallayan Zeus hala boş bir surat ifadesine sahipti. Ayağa kalktı ve yürümeye başladı.

(Ejder)-Haa, ama yanına gideceğin milyarlarca tanrıya şunu söylemeyi unutma. Boş yere heveslenip de beni yeneceklerini düşünmesinler.

Bu sözlerden sonra Zeus'un önünde bir boyut kapısı belirdi ve Zeus bu kapıya girerek gözden kayboldu. Kapıda ardından kapandı.

(Ejder)-Şimdi...

(??)-Ejder!

Zeus gözden kaybolduktan sonra Ejder tam arkasını dönecekken iki narin beden ileri atıldı ve Ejder'e sarıldılar. Bu kişiler tabii ki de Medusa ve Rose'ydi. Birden üzerine atlandığı için Ejder dengesini kaybetti ve üçü birlikte yere düştüler.

Yerdeyken Ejder, kollarıyla ikisini birden sıkıca sardı ve şefkat dolu bir ifadeyle...

(Ejder)-Sizi yeniden görmek çok güzel.

 

Loading...
0%